Pages

07 Nisan 2020

İktidar Halka

Mao’nun bahsini ettiği, “burjuvazi üzerinde tüm yönleri kapsayan bir diktatörlük tesis etmek, “tüm iktidar halka” demenin başka bir yoludur.

Ama bunu kendimizi kitlelerin yerine ikame edersek yapamayız. Muktedir olabilmesi için halkın tarihsel-diyalektik materyalizmle kuşanması ve tüm toplumu dönüştürmek için verdiği gündelik mücadelelerde örgütlenmesi gerekir. Mücadelenin her bir aşamasında halk, bu devrimci dünya görüşünü akılda tutmalıdır.

Revizyonizm, sınıf işbirliğinin ve idealizmin sıcak ve rahat yalanlarının soğuk ama özgürleştiren hakikate tercih edilmesidir. Revizyonizm ilkesiz tavizlerdir, ipini kopartmış liberalizmdir, sadece kendine hizmet eden yalandır, işler zorlaştığında korkup geri çekilmektir.

Revizyonizm, doğru yol mücadeleye ve fedakârlığa ihtiyaç duyduğunda hep makul bir seçenek sunar, düşman şekere bandırılmış mermiler yağdırdığında, para dolu çuvalların ağzını açtığında o, hemen kolaya kaçar. Gerekli adımı atmak yerine ehveni şeri seçer. Revizyonizm poz keser, herkesi aldatır. Kızıl bayrağı etkisiz kılmak için kızıl bayrak çeker göndere. Marksizmin devrimci özünü ortadan kaldırmak için Marx’ı putlaştırır. Revizyonizm, devrimci proletaryanın kılığına bürünmüş burjuva ideolojisidir. Onunla her gün mücadele edilmelidir.

Liberalizm, can düşmanımızdır. Sol neoliberalizm, devrimci proleter sosyalizmle çelişir. Devrimci enterkomünalizm anlamında Pantercilik, bu dönemde uygulanabilir bir ideolojidir.

Geçmişte kapitalist emperyalizmin zinciri en zayıf halkadan kırılıyordu. Bugünse karşımızda iliklerine kadar çürüyen bir sistem durmaktadır. Sınıf atlamaya ve orta sınıfın genişlemesine destek vermek şöyle dursun bu sistem, orta sınıfı ezmekte, yoksulluğu yaygınlaştırmaktadır. Yoksulu soyup soğana çevirmek ve her şeyi zenginlere peşkeş çekmek suretiyle bu sistem, ancak Panter iktidarının doldurabileceği bir boşluk meydana getirmektedir. Huey Newton bu meseleyi şu şekilde ifade etmektedir:

“Bu akşam Kara Panter Partisi’nin programı üzerinde durmak ve mevcut ideolojik konumumuza nasıl ulaştığımızı, On Maddelik Program’ın uygulanmasını neden gerekli gördüğümüzü açıklamak istiyorum. On Maddelik Program, kendi içinde ne devrimcidir ne de reformist. O, hayatta kalmak için hazırlanmış bir programdır. Biz halk olarak soykırım tehdidiyle karşı karşıyayız, çünkü ırkçılık ve faşizm, ülkemizde ve tüm dünyada gemi azıya almış durumda. Bundan da Kuzey Amerika’daki yönetici sınıflar sorumlu. Niyetimiz, topyekûn dönüşümü gerçekleştirmek için bu durumu değiştirmek. Ama o topyekûn dönüşüm gerçekleştirilene dek bizim varlığımızı sürdürmemiz gerekiyor. Varlığımızı sürdürmek için de bizim hayatta kalmamız şart. Bunun için bizim On Maddelik Program gibi bir hayatı idame kitine ihtiyacımız var. Bu program, işlevsel ve yaratıcı zihinlere sahip, sağlıklı çocuklar yetiştirmek için gerekli. O çocuklar doğru beslenmezlerse böylesi bir zihne sahip olamazlar. Çocuklar için kahvaltı programı hazırlamamızın sebebi bu. Ayrıca toplum sağlığı programlarımız da var. Otobüsle taşıma ile ilgili program da yürürlükte. Bunun adı Tutsak Aileleri ve Yakınları Otobüsü. Amerika genelinde hapishaneleri işleten faşist rejimin kalleşliği gizlice yapmayı sevdiğini gördük. Dolayısıyla tutsakların yakınlarını, ailelerini ve dostlarını hapishanelere götürebilirsek faşistlerin kalleşliklerini ifşa edebileceğimizi düşündük. Bu da hayatta kalma programının bir parçası.

Hayatta kalma programlarımızı zulme verdiğimiz cevap dâhilinde ele almalıyız. Öte yandan onun devrimci bir program olduğunu iddia edemeyiz. Devrimleri, sertliğini muhafaza eden, kuvvetli isimler yaparlar. Ortada bir halk yoksa devrim de olmaz, çünkü devrimleri halklar yaparlar.

İleride düzenleyeceğimiz Devrimci Halkın Anayasa Kongresi’nde belirlediğimiz ana konu, ‘Halka Hizmet Üzerinden Hayatta Kalmak’tır. Kongremizde tüm hayatta kalma programımızı takdim edeceğiz. Bu program, bir uçak düştüğünde kullanılacak ilk yardım kiti gibi işleyecek, onun sayesinde denizin ortasında bir sala kavuşacaksınız. Sahile çıkana dek veya kendinizi mutlu ve sağlıklı hissedeceğiniz vahaya varana kadar bazı şeylere ihtiyaç duyacaksınız. Sahile çıkmak için gerekli şeylere sahip değilseniz varolma ihtimaliniz de olamaz. Bugün iktidar bizi ‘bir gün sonrayı veya devrimi göremeyeceksiniz’ diye korkutmaktadır. Kara Panter Partisi, halkın tümden yıkıma uğramasını asla kabul etmeyecektir. Nitekim bu amaç doğrultusunda bir ayrım çizgisi çektik, dolayısıyla artık her türden faşizme, saldırıya, zorbalığa ve cinayete hoşgörüyle yaklaşmayacağız. Oturup onların bizi öldürmelerine izin vermeyeceğiz. Herkes kendisini koruma yükümlülüğüne sahiptir. Eğer kişi kendisini korumuyorsa onu intiharla suçlamak gerekir: bu, gerici bir intihardır çünkü onun ölümüne gerici koşullar sebep olmuştur. Hiçbir şey yapmazsak durumu kabulleniyoruz, bizi öldürmelerine izin veriyoruz demektir. Bunu kabul etmeyeceğiz. Eğer elimizde az sayıda seçenek varsa oturup Almanya’da Yahudiler gibi ölümü beklemeyeceğiz. O noktada Varşova’daki Yahudiler gibi öleceğiz!

Nerede cesaret varsa, insanlar nerede kendilerine saygı duyup onurlarını koruyorsa orada koşulları değiştirip zafere ulaşmamız mümkün demektir. Buna devrimci coşku denir, zaferi güvence altına almak için bize böylesi bir mücadele gereklidir. Öleceksek devrimci intiharla ölelim. O tip bir intihar, ‘madem öleceğiz, madem bu dünyadan göçüp gideceğiz, kimse beni süpürgeyle süpürüp atamayacak. Sopayla kovalanmayı tercih ederim çünkü süpürgeyle süpürülüp atılmak beni küçültür, kendime dönük saygımı zedeler. Sopayla kovsalar en azından onurumu korur, köpek gibi değil insan gibi ölürüm’ der.

[Huey Newton/Boston Koleji Konuşması -1970]

“Halka Hizmet Et” ismini taşıyan hayatı idame etme amaçlı programları devrimci ajitasyonla, eğitimle ve örgütlenme pratiğiyle birleştirmek suretiyle kapitalist emperyalizmin, ırkçılığın (kimi durumlarda kastçılığın) ve polis devletinin baskıları karşısında tüm dünyada birleşik bir cephe inşa etmeyi öne alan yaklaşım bağlamında biz, ezilen toplulukları kültürel, toplumsal ve politik devrimin zeminine dönüştürebiliriz.

Ezilen kesimleri, tüm proletaryayı ve tüm halk kitlelerini harekete geçirecek unsur olarak seferber edebilir, böylelikle onları ayağa kaldırıp tarihin dizginlerini elimize alabiliriz. Tüm dünya, toplulukların tamamının birleştiği tek bir toplum hâline gelmiştir, dolayısıyla devrimci enterkomünalizm, dünya komünizmine geçiş konusunda başvurulacak, makul bir adımdır.

Neoliberalizm saçmalıktır, çünkü burjuvazinin gerçekle bir ilişkisi kalmamıştır. Sonuçta burjuvazi çöküştedir, iktidarı artık elinde tutamayacak durumdadır.

Forbes dergisine göre, dünya nüfusu içerisindeki en zayıf kesiminin yarısının elindeki servete beş zengin sahiptir. Dünyadaki zenginliğin yarısı, bugün nüfusun sadece yüzde biri kadarlık bir kısmının elindedir. Servet, on kadar aileye aittir. Bu süreç yetmişlerle başlayan neoliberal dönemde iyice yoğunlaşmıştır. Washington Adil Büyüme Merkezi’nin de ifade ettiği biçimiyle, “Eskiden Amerikalılarda yaşam standardı her kuşakta ikiye katlanırdı ama 1980’den beri bu durum geçerli değil. İşçilerin yarısının altında, yarısının kısmen üstünde olduğu yaşam standardı ortalamasındaki gelişim, 1980 civarı durdu.” Öte yandan en zengin yüzde birin servetindeki ortalama yıllık artış, 1980’den beri yüzde üçe ulaştı. Gelir dağılımındaki uçurum, giderek derinleşiyor.

Trump’ın “Amerika’yı Yeniden Büyük Yapma” vaadi, su üstünde durmak için çırpınıp duran orta sınıfta karşılık buldu, ama öte yandan zenginlerin gemisi daha da yükselmeye devam ediyor. Kendi yatlarında parti yapanların oranı yüzde 0,01. Zenginler daha da zenginleşiyor, orta sınıf bata çıka ilerliyor, yoksullar ise daha da yoksullaşıyor. Huey Newton’ın ta 1970 yılında bugüne ışık tutan kehanetinde dile getirdiği biçimiyle:

“Eğer şuan ülkeyi yönetenler iktidarda kalmaya devam ederlerse, görebildiğim kadarıyla, kapitalistler halkla zerre ilgilenmedikleri için teknolojiye dayalı mekanizmalarını geliştirmeyi sürdürecekler. Bu nedenle ben, onların halk daha fazlasını talep edene, nihayetinde onların kellesini isteyene dek mümkün olduğu ölçüde daha fazla para kazanma mantığına uygun hareket etmelerini bekliyorum.

Eğer hemen devrim olmazsa, ‘hemen’ diyorum çünkü teknoloji sahasında atılım üstüne atılım yaşanıyor (hatta Ay'a bile gidiliyor) ve eğer yönetenler iktidarda kalmayı sürdürürlerse, proleter sınıf işsiz kalacak ve zaten işsiz olan lümpenler sınıfına dâhil olacak. Yönetenler yüzünden her bir işçi risk altında. Lümpen proleterlerin devrim yapma potansiyeline sahip olduğunu ve yakın gelecekte halkın çoğunluğunu teşkil edeceğini tam da bu sebeple söylüyoruz.”

[Huey Newton/Boston Koleji Konuşması -1970]

1970’ten beri lümpen proletarya (“eksik işçiler”) hükümet eliyle yürütülen, insanları kitleler hâlinde hapse tıkma stratejisinin ana hedefi olarak iş gördü. Bu süreçte ABD’de mahkûmların sayısı sekiz kat arttı.

Dünya ölçeğinde 7,6 milyar insanın 3 milyarı, günlük 2,5 doların altında seyreden bir gelirle hayatta kalmaya çalışıyor. İki milyar insanın bir banka hesabı yok, finansal hizmetlerden faydalanmıyor. Yarısından fazlası, günlük üç doların altında ücret alıyor. Dolayısıyla dünya nüfusunun büyük bir kısmını “eksik” olarak nitelemek gerekiyor.

ABD’de yoksulluk sınırı yıllık 12.060 dolar. Bakmakla yükümlü olduğunuz birileri varsa veya Alaska ya da Hawaii’de yaşıyorsanız “yoksulluk sınırı” biraz daha yükseliyor. Gelgelelim ülkedeki hiçbir eyalette asgari ücret alan insanların maaşlarıyla bir ev alabilmesi mümkün değil. Bu “eksik”lerin para kazanmak için akçeli işlere bulaşması kimseyi şaşırtmasın.

Lümpendeki zihniyet, esasen burjuva zihniyetinin yoksula has versiyonu. Öte yandan devrimci bir lümpen, devrimci ve proleter bir dünya görüşünü benimsemek zorunda.

Tam da bu sebeple Yeni Afrikalı Kara Panterler Partisi Hapishane Şubesi (NABPP-PC) ile Birleşik Panter Hareketi’nin (UPM) stratejisi, “zulmün kölelik hapishanelerini kurtuluş okullarına dönüştürmek olmalı.”

Hem devrimci hem çete üyesi olmak, ölümüne devrimci veya devrimci milliyetçi olmak demek değildir. Ama gene de on maddelik programımızı tümüyle desteklediği sürece herkes Birleşik Panter Hareketi’ne katılabilir. Fakat partiye katılmak demek, her işe aday olmak, partinin ideolojik-politik çizgisini savunup temsil etmek demektir.

Panterciliği aydınlatan ışık, Marksizm-Leninizm-Maoizmdir (MLM), ilk Kara Panter Partisi’nin ve onun müttefiki olan oluşumların teoride ve pratikte yaptıkları katkılardır. İlk KPP’nin katkılarını aldık, anladık, inceledik, pratiğe döktük, elde edilen sonuçları yeniden idrak ettik, kavrayışımızı derinleştirdik ve çizgimizi daha da ileriye taşıdık.

Teorik açıdan silâhlarımızın sağlam olduğuna, bu aşamada anlayışımızın daha fazla pratik içine girdikçe derinleşip genişleyeceğine eminiz. Mao’nun da ifade ettiği biçimiyle: “İdeolojik ve politik çizginin doğruluğu veya yanlışlığı her şeyi tayin eder. Partinin çizgisi doğru olduğunda her şey yolunda gider. Politik çizginin takipçisi yoksa bulacaktır. Politik güce sahip değilse o güce kavuşacaktır.”

Mücadele ve zafer için cüret et.

Tüm iktidar halka!

Tom Watts
16 Ocak 2018
Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder