2
Ağustos Cuma günü Wall Street’e çalışan finansal hizmetler şirketi Cantor Fitzgerald’ın
başkanı ve CEO’su Howard Lutnick, Hamptons isimli tatil beldesindeki evinde aşırı
zenginlerin toplaştığı bir bağış kampanyası düzenledi. Bu partinin amacı,
kampanyada kullanılacak parası giderek azalmış olan Donald Trump’a destek
çıkmaktı. Partide Trump’la fotoğraf çektirmek isteyenler, 25 ilâ 50 bin dolar
civarında parayı gözden çıkarttılar. Programa ev sahibi olarak kaydolmanın
maliyetiyse 500.000 dolardı. Bağış kampanyasını düzenleyen Lutnick’in dediğine
göre, etkinlik sonunda 15 milyon dolar toplandı. Federal Seçim Komisyonu
kayıtlarından görebildiğimiz kadarıyla, bu paranın üçte birini bizzat Lutnick
vermişti. Etkinlik ardından, Pazartesi günü Lutnick, Trump’ın seçim
kampanyasında kullanılmak üzere 5 milyon dolarlık bir çek yazdı.
Bu
olayın üzerinden çok geçmeden, Trump, Lutnick’in ekibinin başkanlarından biri
olduğunu açıkladı. Diğer başkan, Amerika’da faal olan, eğlencelik güreş müsabakaları
düzenleyen World Wrestling Entertainment şirketinin eski yönetim kurulu başkanı
Linda McMahon’dı. Denildiğine göre bugün Lutnick, Trump yönetiminde yüksek
mevkiler de dâhil birçok alana binlerce insanın istihdam edildiği süreci
denetleyen kişi.
Trump’ın
Lutnick’e bu türden yetkiler bahşetmiş olmasında asıl tuhaf olan yan şu: 2016’da
Trump karşısına Hillary Clinton’ın çıkartıldığı dönemde Lutnick, aynı bağış
kampanyasını Hillary için düzenlemişti. Ayrıca, 2015-2016’daki kampanya
sürecinde Lutnick, senato için yapılan seçimlerdeki Demokrat Parti adaylarına
yüklü miktarlarda bağışlar yapmıştı. Federal Seçim Komisyonu kayıtları, Lutnick’in
Chuck Schumer, Chris Van Hollen, Evan Bayh, Tammy Duckworth, Catherine Cortez
Masto, hatta Kamala Harris’e destek sunduğunu ortaya koyuyor.
Kurnaz
bir isim olarak, başkalarına kendi istediklerini yaptırma ustası olan Trump’ın
bu ilişkiler neticesinde tufaya düşme ihtimali pek yok.
Lutnick,
Financial Times gazetesine verdiği demeçte Trump’ın ekibine girmeyi şu
tür ölçütler üzerinden tercih ettiğini söylüyor:
“Ekipteki herkes aynı safta
olacak, yürütülecek politikaları hep birlikte idrak edecekler, biz de insanlara
becerileri ölçüsünde, ama aynı zamanda politikaya ve insana gösterecekleri
sadakat ve bağlılık temelinde belirli roller vereceğiz.”
Fakat,
2016’da Hillary Clinton’a ve Demokrat Parti adaylarına bağış toplamış olan
Lutnick’in Trump’a yönelik sadakatinin zayıf ve yüzeysel olduğunu söylemek
lazım.
Ayrıca
Lutnick, Trump’ın en büyük bağışçısı da değil. Dediğine göre, Trump’ın
kampanyasına 10 milyon dolar bağışta bulunmuş. Buna karşılık, banka ve petrol
şirketi sahibi Timothy Mellon, kampanyaya 125 milyon dolarlık bir katkı sunmuş.
Lutnick’in
Trump’ın ekibine girmesinin en önemli sebebi ise ABD’deki gücünü uzun zaman korumayı
bilmiş olan İsrail’e uzun zamandır destek sunuyor olması. Intercept
sitesinin kısa süre önce yaptığı haberde şunlar söyleniyor:
“İsrail’in Gazze’ye
yönelik savaşının kamuoyunda yarattığı öfkenin arttığı koşullarda, Amerika
İsrail Kamusal İşler Komitesi (AIPAC) cesur bir açıklama yaptı. Kendisine bağlı
Birleşik Demokrasi Projesi ve AIPAC PAC ile birlikte komite, seçimlerde 100
milyon dolar civarında bir para harcadı ki bu meblağ, 2020 seçimlerinde bağımsız
dernek ve kuruluşların harcadıkları toplam paranın altıda birine denk düşüyor.
AIPAC, kongreyle ilgili seçimlerin
hemen hemen hepsinde etkili. 469 koltuğun yüzde sekseninden fazlasına para
harcamış, bu anlamda 389 kongre üyesine destek sunmuş. Temsilciler Meclisi’nde 363,
Senato’da 26 üzerinde etkili.”
Trump
yönetimine yeni girecek isimlerin geçmeleri gereken iki sadakat sınavı var:
Trump’a sadakat ve İsrail’e sadakat.
Pam Martens
Russ Martens
12 Kasım 2024
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder