Pages

14 Ekim 2024

“Bir” Mahalle


Gazi Mahallesi, iki ana caddenin “L” harfi misali birleşiminden oluşur. Aslında Gazi, bir mahallenin adıdır. Yunus Emre, Zübeyde Hanım, Gazi ve 75. Yıl mahallelerinin birlikteliğinden oluşan semte Gazi denmektedir. Semtin nüfusu yüz binin üzerindedir. Sivas, Tokat, Tunceli kökenli ailelerin ağırlığı oluşturduğu Alevi halk ile bölge illerinden göç eden Kürt ailelerin birlikte yaşadığı bir semttir. Bir cemevi, huzurevi, yaklaşık on okula sahiptir. Semtin tarihçesi ve daha fazla bilgi için Birand’ın 32. Gün program arşivine bakılabilir. Tekrar L biçimindeki caddelerin birleşimine dönersek, en işlek cadde İsmet Paşa'dır. Şair Abay Lisesi’yle başlayan bu cadde hafif eğime sahiptir ve yaklaşık 1 km’dir.

İsmet Paşa Caddesi

1995’te Gazi’ye gittiğinizde sizi gecekondular karşılar. Hemen her sokakta duvar yazıları bulunur. Bir katliam görülmesine rağmen yüksek moral-motivasyona sahip bir mahallelinin dayanışması söz konusudur. Mahalle halkı, kolektif hareket edip kendi belediyeciliğini yapar. Kararlar ortak alınır.

2005’te Gazi’ye gittiğinizde İsmet Paşa Caddesi’nde sizi bir pankart karşılar: “Yoksulun yoksulu soyması suçtur, onursuzluktur”.

2015’te aynı caddeye ve bu caddeye açılan sokaklara gittiğinizde sizi karşılayan pankartlar ve duvar yazıları şunlardır: “Uyuşturucuya karşı birleşelim... Uyuşturucuya, fuhşa, kumara ve yozlaşmanın her türlüsüne geçit yok...vb.” Caddede sadece tekel bayi, kafe, çay evi, market ve lokanta gibi esnaflar bulunur.

2025’in Kıyısında ve Çöküşün Eşiğinde

2024’ün sonbaharında İsmet Paşa Caddesi’nde bir akşam oturup yemek yediğiniz esnafın büyülenmiş şekilde Çukur dizisinin eski bölümlerini izlediğini görürsünüz. Yemeğinizi yedikten sonra arkadaşlarınızla çay içip sohbet edeceğiniz bir kafeye gittiğinizde, saat gece yarısına yaklaşmışsa kavga edip kafası yarılmış, yüzünden kanlar akan genç insanların civardaki acil servise koştuğuna şahit olursunuz. Gazi’de sıradan bir gece yarısının eşiğidir yaşananlar.

Sohbet ederken, kafedeki insanların ve çalışanların cama dizilip kafasından kanlar akan bir genci arkadaşının olay yerinden kaçırdığını, dahası, “beladan” kaçırdığını görürsünüz.

Olay Yeri İnceleme

Kafe çalışanına neler olduğunu sorduğunuzda aldığınız yanıt şu şekildedir: “Civardaki türkü barlarda bu tür kavga, taciz, sarhoş vakaları oluyor... Her gün olmasa da birçok akşam benzer olay yaşanıyor.

Gördükleriniz ve duyduklarınızın ardından “civardaki gece yaşamını” incelemek için İsmet Paşa Caddesi’ne çıktığınızda güven vermeyen tiplerin az önce kavganın çıktığı türkü barın önünde “nöbet tuttuğunu” görüyorsunuz. Orta yaştaki bir adamın yirmili yaşların başındaki bir gencin omzuna eline atıp elindeki viski şişesi eşliğinde ona “abilik” yaparak, sarhoş şekilde, işletmenin önünde bir şeyler anlattığını görüyorsunuz. Bu esnada cadde boş, insanlara evlerine çekilmiş. İşletmenin hemen yanına kavga üzerine asayiş ve ekip arabası gelmiş. Her şey “normal” seyrinde ilerliyor. Caddede belirli aralıklarla biriken gençlerin arkadaştan öte küçük bir çete tarzı sohbetlerine denk geliyorsunuz. Sarhoş erkek ve kadınların araçlarına binip caddeden ayrıldığını, mekânların önündeki sarhoş kadınların ve erkeklerin sohbetlerini duyuyorsunuz. Hayat “olağan” akışında ilerliyor caddede. Bu, sadece ana caddenin durumu. Ara sokaklardaki tekel bayii sayısı bunun kaç katı!

Caddede bir tur attığınızda, 14 tekel bayii ve bar, pub, türkü evi, türkü bar, meyhane, sahne, mekân adlarını taşıyan 18 meyhane ve türkü bardan bozma pavyon tipi işletmeler görüyorsunuz. Cadde bomboş fakat mekânlar kadınlı erkekli dolu. Bir kilometrelik caddede 14 tekel bayii ve 18 alkollü işletme. Ortada bir cemevi ve caddenin başında bir lise var. İlgili işletmelerin tabelasındaki pub, meyhane, türkü evi kavramlarına soldan devşirilen kavramlar eklenmiş. Böylece mahallenin değer sistemine uyarlanmış bir çürüme söz konusu. Mahalleye GOP tarafından girdiğinizde, bir AVM ve mahalleyi kuşatmış yüksek katlı siteler sizi karşılıyor. Bir bütün olarak mahalle genel hatlarıyla bu şekilde. Ortaya çıkan tablodan sonra halen şeriatın geleceği kaygısını duyan var mı!

YouTube’da bir videoda Gazi’de bir kaldırıma oturup uyuşturucu krizine girmiş bir genci görüyorsunuz. 2018 sonrası süreçte mahallede uyuşturucu çetelerinin çatışmasının ortasında kalıp yaşamını yitiren gençleri görüyorsunuz. Artık “Gazi’de düşene dövüşene” bin selamı uyuşturucu çeteleri yolluyor. Düşen alkolden ve uyuşturucudan düşüyor, dövüşen alkolden ve uyuşturucudan dövüşüyor.

Nostaljiden Hakikate, Kolektiften Çeteye

Son yedi sekiz yılda yüzlerce ailenin mahalleden başka semtlere “güvenlik” nedeniyle göç ettiği haberleri geçiyor. Uyuşturucu çetelerine katılanlar, sol çevrelere yakın ailelerin çocukları ve bir dönem sol yapıların içinde kalmış insanlar. Bu insanların içinde yer aldığı çeteler, halka “sempatik” görünmek için aidiyetleri ve değerleri kullanıyor. İşletmelerin tabelalarına yansıyan kavramlar bu yüzden. Yoksa pub ve bar kavramlarının yanına ne getirilebilir? Mekânların içinden caddeyi saran yüksek sesli müzik de türkü, deyiş ve halay müzikleri. Yoz yerelleşme sahnede.

Gazi de Paşa da artık mağlup. Mahalle halkı ikiye ayrılmış durumda. Kendi değerlerini sürdürmek için mahalleyi terk etmeyip yaşanan bu durumdan rahatsız olanların sayısı az değil fakat çetelere ve onların yaydığı yozlaşmaya karşı bir araya gelmelerinin önündeki engelleri aşmalarını sağlayacak uygun ideolojik-politik hattan mahrumlar. Öte yanda çetelerin kendi arasında süren alan hâkimiyeti mücadelesi var. Gazi’de vakit gece yarısına varmadan güzel bir havada insanların evlerine çekilmesi mümkün değil.

Gazi’nin yoksul konduları, şu an sadece kent ormanının girişinde kaldı, hâlen öz kültürü orası sürdürüyor. Apartmanın yerleşmediği çok az yerden biri burası. Bir dönem reformist bir partinin sendika yöneticilerinden biri kendisi de bir Alevi ve partili olduğu hâlde sol ilişkileri kullandığı bir müteahhidi buradan bir gecekondu alıp yerine apartman dikmek için ikna etmeye çalışıyordu. Reformistlerin çetelerle ve yozlaşmayla mücadele edecek bir kapasitesi yok. Onların ve radikal demokratların tek sızlanışı, belirli çevrelerin 2015 seçim sürecine kadar bu mahallelerde kendilerine siyaset alanını açmamasıydı. Şimdi alan boş, çeteleri ve mekânları saymazsak. Hedefledikleri gibi politik çalışma yürütebilirler. Diğer yandan, alan ve siyaset yasağı koyanlar, bugün mahallede yok. Ağır baskı süreçlerinin ardından pasifize oldular fakat eleştirilmesi gereken bir nokta varsa o da şu ki ideolojiyi ailelere yayamamış olmaları.

Homeros’un Odysseus eserinde Odysseus adlı komutanın İthake’ye dönmesi denizlerde geçen yılların ve zorlu mücadelelerin ardından gerçekleşir. Bu süreçte eşine talip olanlar, onun evinin kapısından ayrılmaz. Odysseus’un döneceğinden şüphe duymayan eşi, talipleri oyalamak için bir manipülatif bir oyun gerçekleştirir. Bir halı/kilim örer, örme işlemi bittiğinde taliplerden biriyle evleneceğini söyler. Örme hiç bitmez, ta ki eşi gelip de talipleri yenilgiye uğratıp püskürtene kadar, onlarca yıla rağmen Odysseus’un eşi onu bekler, beklerken de kendi oyununu kurar. Bu arada talipler, bu ailenin mal varlığını yer bitirir.

NOT: Sosyal medyada üç milyonun üzerinde izlenme sayısına ulaşan bir video gündemdeydi. Bir gece yarısı Kartal Cevizli’de bir grup genç, torbacı denilen uyuşturucu satıcısını darp edip üzerindeki uyuşturucu poşetini alıp sokağa döküyor ve bu sırada mahalleliye durumu teşhir ediyor.

Gazi’deki güncel durumdan bahsetmeye çalıştık. Bu sorunun ayrıntılı çözümlenmesine ve çıkış yollarına başka bir yazıda değinilecektir. Kadıköy ve Gazi karşılaştırması üzerinden ideolojik-politik mücadelenin nasıl olması gerektiğine dair değini, bu iki semt özelinde bugün ülkemizdeki genel soruna işaret etmektedir.

S. Adalı
13 Ekim 2024

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder