Gazi
Mahallesi, iki ana caddenin “L” harfi misali birleşiminden oluşur. Aslında
Gazi, bir mahallenin adıdır. Yunus Emre, Zübeyde Hanım, Gazi ve 75. Yıl
mahallelerinin birlikteliğinden oluşan semte Gazi denmektedir. Semtin nüfusu
yüz binin üzerindedir. Sivas, Tokat, Tunceli kökenli ailelerin ağırlığı
oluşturduğu Alevi halk ile bölge illerinden göç eden Kürt ailelerin birlikte
yaşadığı bir semttir. Bir cemevi, huzurevi, yaklaşık on okula sahiptir. Semtin
tarihçesi ve daha fazla bilgi için Birand’ın 32. Gün program arşivine
bakılabilir. Tekrar L biçimindeki caddelerin birleşimine dönersek, en işlek
cadde İsmet Paşa'dır. Şair Abay Lisesi’yle başlayan bu cadde hafif eğime
sahiptir ve yaklaşık 1 km’dir.
İsmet
Paşa Caddesi
1995’te
Gazi’ye gittiğinizde sizi gecekondular karşılar. Hemen her sokakta duvar
yazıları bulunur. Bir katliam görülmesine rağmen yüksek moral-motivasyona sahip
bir mahallelinin dayanışması söz konusudur. Mahalle halkı, kolektif hareket
edip kendi belediyeciliğini yapar. Kararlar ortak alınır.
2005’te
Gazi’ye gittiğinizde İsmet Paşa Caddesi’nde sizi bir pankart karşılar: “Yoksulun
yoksulu soyması suçtur, onursuzluktur”.
2015’te
aynı caddeye ve bu caddeye açılan sokaklara gittiğinizde sizi karşılayan
pankartlar ve duvar yazıları şunlardır: “Uyuşturucuya karşı birleşelim...
Uyuşturucuya, fuhşa, kumara ve yozlaşmanın her türlüsüne geçit yok...vb.”
Caddede sadece tekel bayi, kafe, çay evi, market ve lokanta gibi esnaflar
bulunur.
2025’in
Kıyısında ve Çöküşün Eşiğinde
2024’ün
sonbaharında İsmet Paşa Caddesi’nde bir akşam oturup yemek yediğiniz esnafın
büyülenmiş şekilde Çukur dizisinin eski bölümlerini izlediğini
görürsünüz. Yemeğinizi yedikten sonra arkadaşlarınızla çay içip sohbet
edeceğiniz bir kafeye gittiğinizde, saat gece yarısına yaklaşmışsa kavga edip
kafası yarılmış, yüzünden kanlar akan genç insanların civardaki acil servise
koştuğuna şahit olursunuz. Gazi’de sıradan bir gece yarısının eşiğidir
yaşananlar.
Sohbet
ederken, kafedeki insanların ve çalışanların cama dizilip kafasından kanlar
akan bir genci arkadaşının olay yerinden kaçırdığını, dahası, “beladan”
kaçırdığını görürsünüz.
Olay
Yeri İnceleme
Kafe
çalışanına neler olduğunu sorduğunuzda aldığınız yanıt şu şekildedir: “Civardaki
türkü barlarda bu tür kavga, taciz, sarhoş vakaları oluyor... Her gün olmasa da
birçok akşam benzer olay yaşanıyor.
Gördükleriniz
ve duyduklarınızın ardından “civardaki gece yaşamını” incelemek için İsmet Paşa
Caddesi’ne çıktığınızda güven vermeyen tiplerin az önce kavganın çıktığı türkü
barın önünde “nöbet tuttuğunu” görüyorsunuz. Orta yaştaki bir adamın yirmili
yaşların başındaki bir gencin omzuna eline atıp elindeki viski şişesi eşliğinde
ona “abilik” yaparak, sarhoş şekilde, işletmenin önünde bir şeyler anlattığını
görüyorsunuz. Bu esnada cadde boş, insanlara evlerine çekilmiş. İşletmenin
hemen yanına kavga üzerine asayiş ve ekip arabası gelmiş. Her şey “normal”
seyrinde ilerliyor. Caddede belirli aralıklarla biriken gençlerin arkadaştan
öte küçük bir çete tarzı sohbetlerine denk geliyorsunuz. Sarhoş erkek ve
kadınların araçlarına binip caddeden ayrıldığını, mekânların önündeki sarhoş
kadınların ve erkeklerin sohbetlerini duyuyorsunuz. Hayat “olağan” akışında
ilerliyor caddede. Bu, sadece ana caddenin durumu. Ara sokaklardaki tekel bayii
sayısı bunun kaç katı!
Caddede
bir tur attığınızda, 14 tekel bayii ve bar, pub, türkü evi, türkü bar, meyhane,
sahne, mekân adlarını taşıyan 18 meyhane ve türkü bardan bozma pavyon tipi
işletmeler görüyorsunuz. Cadde bomboş fakat mekânlar kadınlı erkekli dolu. Bir
kilometrelik caddede 14 tekel bayii ve 18 alkollü işletme. Ortada bir cemevi ve
caddenin başında bir lise var. İlgili işletmelerin tabelasındaki pub, meyhane,
türkü evi kavramlarına soldan devşirilen kavramlar eklenmiş. Böylece mahallenin
değer sistemine uyarlanmış bir çürüme söz konusu. Mahalleye GOP tarafından
girdiğinizde, bir AVM ve mahalleyi kuşatmış yüksek katlı siteler sizi
karşılıyor. Bir bütün olarak mahalle genel hatlarıyla bu şekilde. Ortaya çıkan
tablodan sonra halen şeriatın geleceği kaygısını duyan var mı!
YouTube’da
bir videoda Gazi’de bir kaldırıma oturup uyuşturucu krizine girmiş bir genci
görüyorsunuz. 2018 sonrası süreçte mahallede uyuşturucu çetelerinin
çatışmasının ortasında kalıp yaşamını yitiren gençleri görüyorsunuz. Artık “Gazi’de
düşene dövüşene” bin selamı uyuşturucu çeteleri yolluyor. Düşen alkolden ve
uyuşturucudan düşüyor, dövüşen alkolden ve uyuşturucudan dövüşüyor.
Nostaljiden
Hakikate, Kolektiften Çeteye
Son
yedi sekiz yılda yüzlerce ailenin mahalleden başka semtlere “güvenlik”
nedeniyle göç ettiği haberleri geçiyor. Uyuşturucu çetelerine katılanlar, sol
çevrelere yakın ailelerin çocukları ve bir dönem sol yapıların içinde kalmış
insanlar. Bu insanların içinde yer aldığı çeteler, halka “sempatik” görünmek
için aidiyetleri ve değerleri kullanıyor. İşletmelerin tabelalarına yansıyan
kavramlar bu yüzden. Yoksa pub ve bar kavramlarının yanına ne getirilebilir?
Mekânların içinden caddeyi saran yüksek sesli müzik de türkü, deyiş ve halay
müzikleri. Yoz yerelleşme sahnede.
Gazi
de Paşa da artık mağlup. Mahalle halkı ikiye ayrılmış durumda. Kendi
değerlerini sürdürmek için mahalleyi terk etmeyip yaşanan bu durumdan rahatsız
olanların sayısı az değil fakat çetelere ve onların yaydığı yozlaşmaya karşı
bir araya gelmelerinin önündeki engelleri aşmalarını sağlayacak uygun
ideolojik-politik hattan mahrumlar. Öte yanda çetelerin kendi arasında süren
alan hâkimiyeti mücadelesi var. Gazi’de vakit gece yarısına varmadan güzel bir
havada insanların evlerine çekilmesi mümkün değil.
Gazi’nin
yoksul konduları, şu an sadece kent ormanının girişinde kaldı, hâlen öz kültürü
orası sürdürüyor. Apartmanın yerleşmediği çok az yerden biri burası. Bir dönem
reformist bir partinin sendika yöneticilerinden biri kendisi de bir Alevi ve
partili olduğu hâlde sol ilişkileri kullandığı bir müteahhidi buradan bir
gecekondu alıp yerine apartman dikmek için ikna etmeye çalışıyordu.
Reformistlerin çetelerle ve yozlaşmayla mücadele edecek bir kapasitesi yok.
Onların ve radikal demokratların tek sızlanışı, belirli çevrelerin 2015 seçim
sürecine kadar bu mahallelerde kendilerine siyaset alanını açmamasıydı. Şimdi
alan boş, çeteleri ve mekânları saymazsak. Hedefledikleri gibi politik çalışma
yürütebilirler. Diğer yandan, alan ve siyaset yasağı koyanlar, bugün mahallede
yok. Ağır baskı süreçlerinin ardından pasifize oldular fakat eleştirilmesi
gereken bir nokta varsa o da şu ki ideolojiyi ailelere yayamamış olmaları.
Homeros’un
Odysseus eserinde Odysseus adlı komutanın İthake’ye dönmesi denizlerde
geçen yılların ve zorlu mücadelelerin ardından gerçekleşir. Bu süreçte eşine
talip olanlar, onun evinin kapısından ayrılmaz. Odysseus’un döneceğinden şüphe
duymayan eşi, talipleri oyalamak için bir manipülatif bir oyun gerçekleştirir.
Bir halı/kilim örer, örme işlemi bittiğinde taliplerden biriyle evleneceğini
söyler. Örme hiç bitmez, ta ki eşi gelip de talipleri yenilgiye uğratıp püskürtene
kadar, onlarca yıla rağmen Odysseus’un eşi onu bekler, beklerken de kendi
oyununu kurar. Bu arada talipler, bu ailenin mal varlığını yer bitirir.
NOT:
Sosyal medyada üç milyonun üzerinde izlenme sayısına ulaşan bir video
gündemdeydi. Bir gece yarısı Kartal Cevizli’de bir grup genç, torbacı denilen
uyuşturucu satıcısını darp edip üzerindeki uyuşturucu poşetini alıp sokağa
döküyor ve bu sırada mahalleliye durumu teşhir ediyor.
Gazi’deki
güncel durumdan bahsetmeye çalıştık. Bu sorunun ayrıntılı çözümlenmesine ve
çıkış yollarına başka bir yazıda değinilecektir. Kadıköy ve Gazi
karşılaştırması üzerinden ideolojik-politik mücadelenin nasıl olması gerektiğine
dair değini, bu iki semt özelinde bugün ülkemizdeki genel soruna işaret
etmektedir.
S. Adalı
13 Ekim 2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder