Devrimci mücadeleye bilinçli-aktif bir şekilde
katıldığım ilk dönemlerde gerçekleştirdiğimiz çok nitelikli bir kampanya vardı.
AKP iktidarının ilk yılları ve ülkede “demokrasicilik”
rüzgârlarının estiği, AB uyum süreci adı altında geniş emekçi kitlelerin
maniple edildiği bir dönemde “Ne ABD Ne AB, Çözüm Demokratik Devrimde” şiarıyla
bu kampanyayı Türkiye-Kuzey Kürdistan’ın birçok bölgesinde gayet başarılı bir
şekilde örgütlemiştik.
Yine devrimci tarihimizden öğrenip miras aldığımız Altıncı
Filo Eylemi, İncirlik Askerî Üssü karşıtı eylemler, NATO karşıtı protestolar,
Füze Savunma Sistemi karşıtı etkinlikler... kısacası, emperyalizme karşı
geliştirilen bilinç ve tavır, bir devrimci hareketin en temel
niteliklerindendir.
Bu niteliği dejenere olan, erozyona uğrayan her
devrimci hareket, bir müddet sonra adı dışında devrim mücadelesiyle bir bağ
kuramaz.
Son yıllarda, özellikle PYD-YPG güçlerinin Suriye’de
emperyalist güçlerle geliştirdiği ilişkilerin de etkisiyle, emperyalizm algısı
ve bilgisinde çok önemli kırılmaların yaşandığını gözlemliyorum.
Suriye’de altı yıldır devam eden savaş boyunca ve
özellikle ABD emperyalizmi öncülüğünde Koalisyon Güçleri adı altında fiilî
olarak Suriye topraklarının bir kez daha işgali karşısında şimdiye dek
neredeyse hiçbir devrimci kurumun elle tutulur bir çalışma yapmaması, bırakalım
böyle bir çalışmayı, “bütün emperyalistler ve işbirlikçisi piyon örgütleri Suriye’den
defolun” yönlü bir sözlü deklarasyon dahi açıklamamış olmaları, yukarıda
anlatmaya çalıştığım kırılmanın iyi bir yansımasıdır.
Yüz yılı aşkın kanlı tarihi bizlere defaatle
ispatlamıştır ki emperyalizmden dost olmaz.
Hıdır Gürz
8 Nisan 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder