Ekim
Devrimi’nden kısa bir süre sonra Bakû’deki petrol sahalarında çalışan İranlı
işçiler, Adalet Partisi adında bir parti kurdular. Bu hareket, kısa süre
içerisinde Türkistan ve İran’da yaşayan İranlıları etkilemeyi bildi.
Gilan
eyaletinin Kızıl Ordu güçlerince ele geçirilmesi ve Haydar Han’ın ülkeye
gelişiyle birlikte İran’daki parti, nihai şeklini aldı. Gilan’da kurulan sovyet
cumhuriyetinin üyesi olan Haydar Han, Eylül 1921’de Küçük Han’la girdiği
kavgada öldürüldü.
Bu
dönemde en az Haydar Han kadar faal olan bir isim de Avetis Sultanzade’ydi. Pişevari
adıyla bilinen Sultanzade, Rusya’daki Halkın Dışişleri Bakanlığı ile bağlantılı
bir isimdi, aynı zamanda Komünist Enternasyonal kongrelerinde İran Komünist
Partisi’ni temsil ediyordu.
22
Haziran 1920 günü Enzeli kentinde İranlı komünistler, bir kongre düzenlediler. Kongrede,
Adalet Partisi’nin ismi İran Komünist Partisi olarak değiştirildi. Kongrede, İngiliz
emperyalizmine ve Şah hükümetine karşı mücadelenin planı belirli bir çerçeveye
oturtuldu. Kongrede, ayrıca Rus Kızıl Ordusu’na ve Donanması’na, bunun yanında,
Rusya Komünist Partisi Merkez Komitesi’ne selam gönderildi. Lenin ve Nerimanov,
gıyaplarında partinin onursal başkanları seçildi.[1]
O
günlerde İran Komünist Partisi’nin uygulayacağı politikanın geliştirilmesi
konusunda Sultanzade, Lenin’in yardımına muhtaç olduklarını söylüyor, şu
tespiti yapıyordu:
“Bugün İran Komünist
Partisi Merkez Komitesi’nin uygulayacağı taktikler konusunda birçok İranlı
komünist, şüphe içerisinde. Bu yüzden, ben de partinin talimatıyla gidip 1920
yazında Lenin’le görüştüm ve kendisine ileride yürüteceğimiz çalışmalar
konusunda talimatlarını iletmesini istedim. Moskova’ya gittiğimde, Komünist
Enternasyonal ikinci kongresini düzenliyordu. Lenin yoldaş, kongre sürecinde
epey meşguldü, ama gene de bu meseleyi Komintern’in icra komitesinin oturumunda
gündeme getireceğine söz verdi. Tam da o günlerde özel bir komisyon, Lenin’in sömürge
ve yarı-sömürge ülkelerdeki milli ve sömürgecilik karşıtı hareketlerle ilgili
tezlerini tartışıyordu. […] Bu sebeple, Lenin İran’ın durumuyla epey ilgilendi.”
Sultanzade’ye
göre, Bakû’den gelen, Orjonikidze gibi kimi komünistler, köylülerin geri
kalmışlığı tespiti üzerinden, İran’da tarım devriminin yapılması fikrinden yana
duruyorlardı. Sultanzade’nin aktarımı şu şekilde:
“Lenin Yoldaş, dile
getirilen argümanları dikkatle dinledi ama sonra ‘Ülkenin önemli bir kısmı
toprak sahiplerinin elinde bulunan İran gibi geri kalmış ülkelerde tarım
devriminden söz eden sloganlar, milyonlarca köylü için pratik bir öneme
sahiptir’ dedi.”
Yapılan
tartışmada Buharin, Zinovyev gibi isimler, Lenin’e destek verdiler. Sultanzade
ve Pavloviç’ten, İran’daki koşullara tatbik edilebilecek tezlerin genel çerçevesini
oluşturmaları istendi. Sultanzade, Komintern’in ikinci kongresinde olan bitene
dair değerlendirmesinin sonunda şunları söylüyordu:
“Hemen İran’a, İran Komünist
Partisi merkez komitesine, deneyimli yoldaşlarımızın görüşleri yanında Kongre’de
alınan kararı (yani İkinci Kongre’de kabul edilen ‘Millet ve Sömürge Meseleleri
Üzerine Tezler’i) ilettim. Fakat ne yazık ki olaylar kısa süre sonra öyle bir
hızla aktı ki İngilizlerin ve Şah’ın askerlerinin baskılarına dayanamayan İran
devrimi, yenilgiyle yüzleşti”.[2]
Bu
“yenilgi”nin muhtemel sebebi, Moskova’daki liderlerin İran’daki durumun
değiştiğini hesaba katmamış olmasıydı. 6 Kasım 1921 günü Doğu ülkeleriyle
ilgili yazısında Çiçerin şunları söylemek zorunda kaldı:
“İran’da Ekim Devrimi’nin
üçüncü yıldönümünde, Sovyet Rusya’ya yönelik politik tavır, köklü bir biçimde
değişti. 22 Ekim 1920 günü İran Komünist Partisi Merkez Komitesi, İran’da
devrimin burjuva devrimi aşamasından geçmesi gerektiği fikrini benimsedi. Böylelikle,
Gilan’daki sovyet hükümetiyle başlayan, İran’da komünist bir rejim kurma çabalarına
bir son verilmiş oldu. 25 Ekim günü İran hükümetinin elçisi Müşavirü’l Memalik,
Bakû’den Moskova’ya geldi. Ardından da Rus hükümetiyle İran hükümeti arasında
bir anlaşmaya varılması için gerekli müzakere süreci başlatıldı.”[3]
Komintern’in
22 Haziran-12 Temmuz 1921 tarihleri arasında Moskova’da toplanan üçüncü
kongresinde İran Komünist Partisi temsilcisi şunu söyledi:
“İran’da emekçilerin
iktidarı alması ileri bir tarihe ertelenebilir. İktidarın bu ülkede alınması,
dünyadaki proleter hareketle yakından bağlantılı bir husustur, dolayısıyla,
İranlı komünistler, emekçi halk kitleleriyle birlikte, politik iktidarın
alınması ve işçi-köylü sovyetlerinin inşası meselesini, ancak Avrupa’daki bir
dizi kapitalist ülkede toplumsal devrim zafere ulaştıktan sonra gündeme
getirebilirler.”[4]
Xenia Joukoff Eudin
Robert C. North
1957
[Kaynak:
Soviet Russia and the East (1920-1927): A Documentary Survey, Stanford
University Press, İkinci Basım 1964, s. 99-100.]
Dipnotlar:
[1] Izvestiia, Sayı 147, 7 Temmuz 1920, s. 2. Bu kongreye ait
tutanakların kısa hali şu çalışmada yer alıyor: “Pervyi sezd persidskikh
kommunistov “Adalet”, Kommunisticheskii International Sayı 14, 1920, s.
2889-2892.
[2]
A. Sultanzade, Persiia, s. 86.
[3]
Pravda, Sayı 251, 6 Kasım 1921, s. 6.
[4]
Tretii V semirnyi Kongress Kommunisticheskogo Internatsionala,
Stenograficheskii otchet, s. 468.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder