Yaygın
olarak işittiğimiz yorumlarda dile getirildiği biçimiyle Lenin, kendisiyle aynı
fikirde olmayan herkesi yok etmeye çalışan bir mezhepçi miydi? Yoksa hizipçi eğilim
yanında veya onunla gerilim içerisinde bir de birlikçi eğilime sahip bir kişi
miydi? Onun asarında karşımıza çıkan hizipçiliğin birlikçilikle derin bir
ilişki içerisinde olduğunu söyleyebilir miyiz?
O
döneme, özellikle de Ekim Devrimi öncesine ait külliyat, Lenin’in hizipçiliğine
dair mebzul miktarda kanıt içeriyor, üstelik, yıllar boyunca karşı çıktığı
çeşitli grup ve bireylerin listesi, gerçekten de çok uzun: Narodnikler,
Menşevikler, Tanrı inşacıları, Bundistler, Tasfiyeciler, Otzovistler,
Sosyalist-Devrimciler vs. Lenin, bu gruplara karşı, “devrimci sosyal demokrasinin
saflığının parti birliğinden daha değerli olduğunu” ileri sürdü.[1] Bu nedenle
Lenin, sınırlı sayıyla temsil olunan meclislerde (1905-1917) diğer sol veya
liberal partilerle blok oluşturulmasına karşı çıktı. Lenin, sosyal demokratlar içerisinde
birbiriyle kavga eden hizipleri bir araya getirmeye çalışan Trotskiy’nin
önderlik ettiği “uzlaştırıcılara” da karşıydı. Hatta bu uzlaştırıcıların, her
türden muhalifle işbirliği içinde, aslında bölünmeleri ağırlaştırdığını bile söyleyebiliyordu.[2]
Peki ama neden?
Lenin,
her uzlaşmanın sosyalizm misyonunun sulandırılmasıyla neticeleneceğini
düşünüyordu. Tüm bunların ışığında, rakipleri, onun kesinlikle hizipçi,
doktriner ve affetmek nedir bilmeyen bir siyasetçi olduğunu düşünüyorlardı.
Dolayısıyla, o hasımlar, farklılıkların, bölünmelerin ve sert polemiklerin tüm
suçunu onun sırtına yüklemek için ellerinden geleni yaptılar; öyle ki, bırakın
sonrasında dönemi inceleyen akademisyenleri, Karl Kautsky ve Rosa Luxemburg
gibi uluslararası sosyalist hareket içerisindeki kişileri bile ikna etmeyi
bildiler.[3] Aslında Ekim Devrimi’nden sonra yoldaşlarınca uydurulmuş bir terim
olarak göremeyeceğimiz “Leninist” terimi, ilk başta, onun bölücülük suçlaması
yönelten hasımlarının saldırı için kullandıkları bir ifadeydi.[4]
Ama
eldeki teorik birikime daha yakından bakıldığında, sürecin belirli bir kalıba uygun
olarak ilerlediği görülüyor. Bu kalıba göre Lenin, bir yandan hasımlarıyla sert
polemikler içerisine giriyor, bir yandan da birlik yönünde yoğun bir çaba
yürütüyor.
Bunun
en çarpıcı örneği, İkinci Kongre’den sonra Sosyal-Demokrat Parti içindeki pek
çok kişiyi dehşete düşüren Bolşevik-Menşevik ayrışması. Ancak 1905’te başlayan meclis
pratiği döneminde bu iki kanat, birlikte konferans düzenlemeyi kabul ediyorlar.
Bu konferans, 1906’daki o önemli birlik kongresiyle taçlanıyor.[5]
Kongre
belgeleri, “RSDİP Birlik Kongresi düzenlendi. Artık ayrışma diye bir şey yok”
gibi ifadelerle dolu olduğu görülüyor.[6] Dahası, anlaşma Bund’un yanı sıra
Polonyalı ve Letonyalı Sosyal-Demokratları da kapsıyor. Ancak birlik dürtüsü
güçlendiğinde, hizipçi eğilim kendisini tekrar ortaya koyuyor. Dolayısıyla, hem
kongre sırasında hem de sonrasında oylamaya hile karıştırma ve sinsi
entrikalara ilişkin suçlamalarla karşılaşıyoruz.[7] Hizipler,
bir kez daha ayrışıyorlar. Ancak birkaç yıl sonra yeniden birlik projesi için
kollar sıvanıyor.[8] Öyle görünüyor ki mücadele, sürekli hareketi merkeze toplama
ve merkezden uzaklaştırma yönünde gerilimli bir seyir içerisinde, bu anlamda, ilgili
seyir, bir araya gelme eylemi dâhilinde belirli kesimleri birbirinden uzaklaştırıyor.
Benzer
bir gerilim, sosyal demokratların sıklıkla Sosyalist-Devrimciler gibi diğer
sosyalist partilerle ve Trudovikler ve Kadetler gibi daha liberal partilerle
ittifak yapmayı düşündüğü meclis sürecinde de açığa çıkıyor. Lenin’in “Sosyal
Demokratlar ve Seçimler Konusunda Yapılacak Anlaşmalar”[9] başlıklı metni, bu
gerilimin en yalın ve en açık ifadesi. Bir yandan davaya sadık kalma, hiçbir
siyasi partiyle anlaşma yaparak tavizde bulunmama, blok, ittifak, ortak liste oluşturmama,
kesinlikle hayati önem taşıyan olgular olarak görülüyor.[10] Ancak çok acil bir
durumda, liberal partilerle bile, geçici olmak kaydıyla, ittifak kurmanın
gerekli olabileceği üzerinde duruluyor.
Lenin’in
Ekim Devrimi’nden sonra muhaliflerle birlikte çalışmanın gerekliliğine ilişkin
daha sonraki tespitlerinde de görüldüğü üzere, mücadelenin gerekliliklerinin
ittifaklara olan ihtiyacı dayattığı görülüyor, ama bir yandan da “bu ittifaklar
kurulacak diye ideolojik bağımsızlıktan hiçbir vakit zerre ödün verilmemeli” diye
düşünülüyor. Ortak bir amaç uğruna birlikte çalışmanın mümkün olduğundan, ancak
daha sonra bu durumu diğer partilerin sonuçta ne kadar hatalı olduğunu
göstermek için kullanılabileceğinden de bahsediliyor.
Bolşevikler,
çarlığa karşı mücadelede zaman zaman liberallerle, Menşevikler ve
Sosyalist-Devrimcilerle, 1917’nin kritik aylarında ve hatta aynı yılın Kornilov
darbesini engellemek için Kerensky’nin Geçici Meclis güçleriyle birliktelik
kurarken, tam da bu anlayış uyarınca hareket ediyorlar.[11]
Kanaatimce,
Lenin’in siyasi pratiğinde ve düşüncesinde varlığını muhafaza eden bu gerilimin
en az üç nedeni var.
İlk
neden, tümüyle pratik. Belirli bir siyasi durumda, “mücadele dâhilinde anlaşma”ya
varılabilir: Sosyalist-Devrimciler, köylü partileri ve hatta diğer yarı-politik
örgütler, toprak ağalarına, Çar’a, meclise, geçici hükümete veya kapitalist
sömürüye karşı muhalefet ediyorsa ve eğer bunlar, köylülerin hatta küçük
burjuvazinin amaçlarını temsil eden güçlerse, o vakit sosyal demokratlar birleşik
bir cephe içerisinde yer alırlar. Mücadele dâhilinde gerçekleştirilen bu türden
bir anlaşmanın neticede sosyalizmin çıkarına olduğu, hatta diğer partilerin
yarı-sosyalist konumlarının ortaya çıkarılmasına fırsat sunacağı düşünülüyor.[12]
İkinci
neden, kişisel. Lenin’in, özellikle yazılı basında veya parti toplantılarında
saldırdığı kişilerle günlük pratikte yakın işbirliği içinde çalıştığı biliniyor.
Hatta en yakınındaki yoldaşın yanlış yola saptığını düşünüyorsa Lenin, ona saldırmaktan
hiç çekinmiyor, ama ertesi gün çark edip, ortak zeminde buluşmak adına, aynı
yoldaşını kucaklayabiliyor.[13] Birkaç örnek, bunu
açıkça ortaya koyuyor: Trotskiy’ye yönelik saldırılarına rağmen, Lenin ve Trotskiy,
Ekim Devrimi’nin ve Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti’nin (sonraki
SSCB’nin) ilk Bolşevik hükümetinin iki temel direği. Yirminci yüzyılın ilk on
yıllık diliminde acımasızca saldırdığı, Tanrı-İnşacı Anatoli Lunaçarski, Ekim
Devrimi’nden sonra Aydınlanma Komiseri (bakanı) olarak atanıyor, üstelik, Lenin’in
en yakınındaki isimlerden biri hâline geliyor.[14]
Pratik
düzeyle ve kişisel boyutla alakası bulunmayan teori düzleminde ise Lenin,
birliğe uzlaşma yolu üzerinden ulaşılamayacağını düşünüyor. Bunun yerine,
sadece açık ve sert tartışmaların, diyalektik bir yolun derin kökleri olan
birliği doğuracağına inanıyor.
Ne
Yapmalı’nın başında Lassalle’dan aktardığı ve birçok yerde yinelediği
ifadede dile getirdiği biçimiyle, Lenin, “parti mücadelelerinin partiye güç ve
canlılık kattığını” düşünüyor.[15] Her daim bu tür parti mücadelelerinin
açıktan yapılmasını isteyen Lenin, bu mücadelelere büyük bir coşkuyla dâhil
oluyor. O güçlü argümanlar, ancak o vakit dile dökülebiliyor.
Lars
Lih’in İkinci Kongre sırasında yaşanan o meşhur bölünmenin sonrasıyla ilgili
yaptığı çarpıcı analizinde dile getirdiği biçimiyle, kilit nokta, partinin ve teşkilâtlarının
sahip olduğu egemenlik.
Bolşeviklerin
başlıca özelliği, her daim işittiğimiz o yavan yorumlarda ifade edildiği
biçimiyle, sırf muhalefet etmek için muhalefet ediyor olmaları değildi.[16] Bilâkis,
Bolşevikler, partinin egemenliğine de, cümlesi açıktan yürütülmüş, kimi zaman hararetli
geçen tartışmaların ürünü olan tüzüğüne, kararlarına ve kanunlarına da hep bağlı
kaldılar. Dolayısıyla, delegeleri seçimle belirlenmiş parti kongresinden asıl
yana olan, açık ve sert tartışmaların yaşanması gereken kongrenin belirlediği
tüzüğe bağlı kalan, Menşevikler değil, Bolşeviklerdi.
Sonuç
olarak şu söylenebilir: Lenin’deki hizipçilik ve birlikçilik, aynı madalyonun
iki yüzüdür. Daha doğru ifadeyle, bu iki yüz arasında diyalektik bir bağ söz
konusudur. O, ne tek başına birlikçilikten ne de tek başına hizipçilikten
yanadır. Aralarındaki gerilimli ilişkiyi dikkate alan Lenin, iki eğilimi de
sahiplenir.
Lenin,
güçlü anlaşma zeminleri oluşsun, teşkilât davaya daha güçlü bağlansın diye açık
tartışmadan yana durur.[17] Tam da bu sebeple pasif çekimserliğe, “bırakın
geçsinler, bırakın yapsınlar”cı anlayışa, farklılıkların örtbas edilmesine,
farklı grupların uzlaştırılması fikrine, hatta kapalı kapılar ardında yapılan ağız
kavgalarına tümüyle karşıdır. Onun için önemli olan, halkın gözü önünde
gerçekleşen eylem birliği, tartışma hürriyeti ve eleştiri pratiğidir. Sınıfı zemine,
partiyi birliğe ancak bunlar kavuşturabilir. O derin hakikatin görülmesini,
ancak bunlar sağlayabilir.[18]
Roland Boer
14
Haziran 2012
Kaynak
[1]
V. I. Lenin, “What the Splitters Have to Say About the Coming Split” (1907). MIA
[2]
Lenin “boş ifadeler ve her şeyi kucaklayan yavan sözlerle aradaki uçurumu
kapatmaya çalışanlar”ı “yalpalayan kişiler”, başka bir ifadeyle, “uzlaştırıcılar”
olarak nitelendiriyor. Somutta Lenin, Trotskiy’nin “proletaryanın
olgunlaşmasıyla birlikte aydınlar arasında tartışıp duran muhtelif hiziplerin
silinip gideceği”ne dair argümanına karşı çıkıyor. Lenin, ortaya uzlaşmadan başka
bir şey çıkmayacağını düşünüyor.
V.
I. Lenin, “A Conversation Between a Legalist and an Opponent of Liquidationism”
(1911). MIA
—,
“The New Faction of Conciliators, or the Virtuous” (1911). MIA
—,
“Uniters” (1912). MIA
—,
“The Liquidators and ‘Unity’” (1912). MIA
—,
“On the Attitude to Liquidationism and on Unity” (1912). MIA
—,
“Four Thousand Rubles a Year and a Six-Hour Day” (1914). MIA
—,
“Disruption of Unity Under Cover of Outcries for Unity” (1914). MIA
[3]
Nikolai Valentinov, The Early Years of Lenin (1969) [1954], Ann Arbor:
University of Michigan Press. Çeviri: R. H. W. Theen. Worldcat
—,
Nikolai Valentinov, Encounters with Lenin (1968) [1953], London: Oxford
University Press. Çeviri: P. Rosta ve B. Pearce. Worldcat
—,
W. Bruce Lincoln. Passage Through Armageddon: The Russians in War and
Revolution 1914-1918 (1986), New York: Simon and Schuster, s. 235-6. Alibris
—,
Christopher Read, Lenin: A Revolutionary Life (2005), Oxford: Routledge.
Google
[4]
V. I. Lenin, “The ‘Vexed Questions’ of Our Party: The ‘Liquidationist’ and
‘National’ Questions” (1912). MIA
[5]
V. I. Lenin, “Announcement of the Formation of an Organising Committee” (1903).
MIA
—,
“A Tactical Platform for the Unity Congress of the R.S.D.L.P.” (1906). MIA
—,
“Should We Boycott the State Duma? The Platform of the Majority” (1906). MIA
[6]
V. I. Lenin, “An Appeal to the Party by Delegates to the Unity Congress Who
Belonged to the Former ‘Bolshevik’ Group” (1906). MIA
—,
“Report on the Unity Congress of the R.S.D.L.P.: A Letter to the St. Petersburg
Workers” (1906). MIA
[7]
V. I. Lenin, “The Unity Congress of the R.S.D.L.P.” (1906). MIA
—,
“Report on the Unity Congress of the R.S.D.L.P.: A Letter to the St. Petersburg
Workers” (1906). MIA
—,
“The Protest of the Thirty-One Mensheviks” (1907). MIA
—,
“The St. Petersburg Elections and the Hypocrisy of the Thirty-One Mensheviks”
(1907). MIA
[8]
V. I. Lenin, “Towards Unity” (1910). MIA
—,
“Party Unity Abroad” (1910). MIA
—,
“One of the Obstacles to Party Unity” (1910). MIA
[9]
V. I. Lenin, “The Social-Democrats and Electoral Agreements” (1906). MIA
[10]
V. I. Lenin, “The Unity Congress of the R.S.D.L.P.” (1906). MIA
—,
“The Third Congress of the R.S.D.L.P.” (1905). MIA
—,
“On the Provisional Revolutionary Government” (1905). MIA
—,
“Neither Land Nor Freedom” (1906). MIA
—,
“Tactics of the R.S.D.L.P. in the Election Campaign: Interview with L’Humanite”
(1907). MIA
—,
“The Third Duma” (1907). MIA
—,
“The Social-Democrats and Electoral Agreements” (1906). MIA
—,
“Blocs With the Cadets” (1906). MIA
—,
“Party Discipline and the Fight Against the Pro-Cadet Social-Democrats” (1906).
MIA
—,
“The Attitude of the Bourgeois Parties and of the Workers’ Party to the Duma
Election” (1906). MIA
—,
“Plekhanov and Vasilyev” (1907). MIA
—,
“The Social-Democrats and the Duma Elections” (1907). MIA
—,
“‘When You Hear the Judgement of a Fool…’: From the Notes of a
Social-Democratic Publicist” (1907). MIA
—,
“Report of the C.C. of the R.S.D.L.P. to the Brussels Conference and
Instructions to the C.C. Delegation” (1914). MIA
[11]
V. I. Lenin, “The Social-Democrats and Electoral Agreements” (1906). MIA
—,
“A Dissenting Opinion Recorded at the All-Russian Conference of the Russian
Social-Democratic Labour Party by the Social-Democratic Delegates from Poland,
The Lettish Territory, St. Petersburg, Moscow, The Central Industrial Region
and The Volga Area” (1906). MIA
—,
“The Sixth (Prague) All Russia Conference of the R.S.D.L.P.” (1912). MIA
—,
“‘When You Hear the Judgement of a Fool…’: From the Notes of a
Social-Democratic Publicist” (1907). MIA
—,
“The St. Petersburg Elections and the Hypocrisy of the Thirty-One Mensheviks”
(1907). MIA
—,
“Left-Wing” Communism — An Infantile Disorder (1920). MIA
[12]
V. I. Lenin, “The Dying Autocracy and New Organs of Popular Rule” (1905). MIA
—,
“Socialism and Anarchism” (1905). MIA
—,
“A Tactical Platform for the Unity Congress of the R.S.D.L.P.” (1906). MIA
[13]
Krupskaya şunları söylüyor: “Bu konuda onlarca örnek verilebilir. İlyiç
saldırıya uğradığında sert cevap verirdi, bakış açısını güçlü bir biçimde
savunurdu, ama yeni sorunlarla uğraşılması gerektiğinde muhalifleriyle işbirliği
kurar, dün hasım olduğu kişiye yoldaşmışçasına yaklaşırdı. Bu konuda özel bir
çaba da göstermezdi.” — Nadezhda Krupskaya, “The Years of New Revolutionary
Upsurge 1911-1914,” Reminiscences of Lenin (1960). MIA
[14]
Lars Lih, 1908’de Brüksel’de iken Georgy Solomon’la gerçekleştirdiği hararetli
bir tartışmadan söz ediyor. Sosyal demokratların meclisteki rolüyle ilgili kelâm
eden Lenin öfkeleniyor ve sert, polemiğe yönelik bir dili benimsiyor. Söyledikleri
karşısında kırılan Solomon o günle ilgili şunu aktarıyor: “Tartışma sonrası
Lenin döndü ve bana sarılıp ‘tartışma sırasında dilimden dökülenleri sakın
kişisel alma’ dedi. […]. (Benzer türde özür cümlelerine Lenin’in mektuplarında
da rastlıyoruz.) Lenin o saldırı birey olarak Solomon’a değil, tüm şüphecilere,
pesimistlere ve yenilgiyi kabul etmişlere yönelik olarak gerçekleştirmemişti.” —
Lars T. Lih, Lenin (2011), Londra: Reaktion Books, s. 110. Reaktion
[15]
V. I. Lenin, What Is To Be Done? Burning Questions of Our Movement (1902).
MIA
[16]
Lars T. Lih, Lenin Rediscovered: What Is to Be Done? in Context (2008)
[2005], Şikago: Haymarket, s. 489-553.
[17]
Krupskaya şunları aktarıyor: Lenin ölene dek parti kongrelerini hep çok önemli
gördü. En yüce otorite olarak gördüğü parti kongresinde kişisel olan her şeyin
bir tarafa bırakılması, hiçbir şeyin gizli kalmaması, her şeyin açık ve dürüstçe
ortaya konulması gerektiğini düşünüyordu.” — Nadezhda Krupskaya, “The Second
Congress (July-August 1903),” Reminiscences of Lenin (1960). MIA
[18]
V. I. Lenin, “To The Editorial Board of the Central Organ of the R.S.D.L.P.”
(1903). MIA
—,
“What We Are Working For (To the Party)” (1904). MIA
—,
“Party Discipline and the Fight Against the Pro-Cadet Social-Democrats” (1906).
MIA
—,
“Report of the C.C. of the R.S.D.L.P. to the Brussels Conference and
Instructions to the C.C. Delegation” (1914). MIA
—, “What Next? On the Tasks Confronting the Workers’ Parties with Regard to Opportunism and Social-Chauvinism” (1915). MIA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder