Arkadaşlar,
bir zamanlar bir hayal hâlinde telâkki olunan komünizm, bugün Rusya’da meydana
getirildiği hayat ile, kurduğu yeni şekl-i hükümetle, Kızılordusu ile, amele,
rençber ahali içerisinde kuvvetlendirdiği teşkilâtıyla, şarkın ve bütün dünyanın
mazlum millet ve sınıflarına pek büyük ümit ediyor.
Son
aylar zarfında, bize görünen iki büyük manzara, bu ümitlerin ne kadar esaslı
olduğunu gösteriyor. Bu manzaralardan biri, Üçüncü Enternasyonal’in İkinci
Kongresi’dir ki, orada şark ile garbın muhtelif mahallerinden gelmiş otuz yedi
millete mensup amele ve rençber vekilleri içtimâ etmişti. Bu içtimâ, proletarya
hareketlerinin yeryüzünde ne derece kuvvetli olduğunu gösteren aşikâr ve maddi
bir delildir.
Diğer
taraftan, içtimâını henüz bitiren Beynelmilel Şark Kongresi’nde, şarkın
muhtelif milletleri, Hindliler, Hiveliler, İranlılar, Türkistanlılar, Buharalılar,
Dağıstanlılar, Kırımlılar, Türkiyeliler ile Gürcistan ve Ermenistan mazlum
milletleri tarafından gönderilen binlerce vekil bir yere toplanarak, aynı
hedefe doğru kat’i amel ve iradelerini ilân etmiş olmakla Avrupa cihangirlerine
karşı azim ve maksatlarını anlatmış oldular. Üçüncü Enternasyonal Kongresi son meclisini
kaparken, Rusya’nın muzaffer Kızıl Ordusu’nu, Dünya Proletaryasının ve şark mazlum
milletlerinin hâdim ve müdafii bir ordu olarak ilân etmişti. (Şiddetli Alkışlar)
Bakû’de
toplanan Beynelmilel Şark Kongresi de Avrupa ve Amerika’nın zâlim ve hunhar
emperyalizmine karşı mukaddes mübareze ilân etti. (Şiddetli Alkışlar) İşte bu
iki misâl karşısında Bolşevizmin yeryüzündeki içtimâî inkılâba nasıl esaslı bir
istinatgâh olduğu meydana çıkıyor.
Türkiye’deki
son vak’aları tetkik etseniz, gelen arkadaşları dinleseniz, fırkamıza
gönderilen mektupları görseniz, memleketimizin son ümidinin Bolşevizm’de olduğu
kanaatini anlarsınız.
Arkadaşlar,
Rusya inkılâb-ı kebiri, son üç sene zarfında icazkâr numuneler gösterdi. Hiç
kimsenin ümit etmediği hâlde Rusya Proletaryası öyle bir inkılâp ordusu vücuda
getirdi ki, Cihanı hayran bıraktı. İşte bu inkılâp şimdi demir ellerini şarka
uzatıyor. Şark siyaseti, Üçüncü Beynelmilel’in ruznâmesinde birinci maddeyi teşkil
ediyor.
Bu
meseleyle de en ziyade alakadar olanlar şüphesiz bizleriz. Biz Türk
Komünistleri, bu hareketin kıymetini bilmeli, tarihin kaydedeceği bu fırsatı iyi
takdir etmeliyiz. Biz de kendi memleketimizde Avrupa emperyalizminin, haricî ve
dahilî düşmanların haddini bildirmeliyiz.
Bütün
bu arzularımızı tasavvur ve temenniden hakikat hâline koyacak olan, bu
kongredir. Türkiye Komünist Kongresi, Rusya’dan uzanan bu demir elleri
tutabilecek kuvvetler yetiştirecek ve fırkamız yalnız Türkiye’de değil, bütün şarkta
inkılâbın alemdarı olacaktır.
Onun
için yaşasın Türkiye Komünist Fırkası (Alkışlar), yaşasın bütün Komünist fırkalarını
har-i aguşunda toplayan Üçüncü Enternasyonal (Alkışlar ve Marş), yaşasın şarkta
birinci inkılâp ocağını kuran Azerbaycan Şûrâ Cumhuriyeti (Alkışlar ve Marşlar).
Mustafa Suphi
10
Eylül 1920
[Kaynak: Yavuz Aslan, Türkiye Komünist Fırkası’nın Kuruluşu ve Mustafa Suphi, Türk Tarih Kurumu, 1997, s. 217-218.]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder