İsrail Orta Amerika’da:
Nikaragua, Honduras, El Salvador ve Kosta Rika
İsrail’in Orta
Amerika’daki rolü nedir ve oradaki uluslar, neden İsrail’den silah ve askeri danışmanlar aldılar? Bu ilginç ilişkinin dört nedeni var gibi görünüyor.
1.
Bunlardan en önemlisi, bölgedeki ana askeri hami olan
ABD’nin güvenilirliği ile ilgilidir. Washington,
şu ya da bu noktada Somoza’nın
Nikaragua’sına, El Salvador ve Guatemala hükümetlerine yapılan silah
satışlarını kesintiye uğrattı. Son
zamanlarda Kongre’deki
muhalefet, Managua’daki Sandinista
hükümetine karşı savaşan karşı-devrimcilere (kontralar) verilen ABD askeri
desteğini engelledi. Ayrıca İsrail, Kosta
Rika, Guatemala ve El Salvador polis güçlerine yardım sağlıyor ki bu, Kongre’nin ABD’nin
1974’ten bu yana yapmasını yasakladığı bir şey.
2.
İsrail silâhları savaşta
sınanmış hâlde geliyor. Ayrıca diğer silâh tedarikçilerinin elindeki silâhlara karşı, rekabetçi bir şekilde fiyatlandırılıyor. Yakın
zamana kadar, İsrail’in Lübnan’dan mecburen
çekilmesiyle birlikte, silâh
satışlarına, daha önceki İsrail askerî
harekâtlarının getirdiği yenilmezlik havasının da katkısı oldu.
3. Orta Amerika hükümetleri, İsrail’le
yakın askerî ilişkiyi Washington’la askerî
ve siyasi bağların yeniden kurulması veya sürdürülmesinde siyasi bir varlık/değer olarak görüyor. İsrail’in silâh
ihracatına dair İsrailli bir yazarın elinden çıkmış olan bir araştırmada
dile getirildiği biçimiyle, “silâh satın
alan ülke, İsrail’le kurduğu
bağları Amerika’daki etkili Yahudi cemaati
açısından önemli görüyor, dolayısıyla, bu ilişkiyi, ABD
nezdindeki konumu için olumlu bir ortam ve imaj yaratmanın bir yolu olarak değerlendiriyor.”[1]
4., Kimi Orta
Amerika rejimleri, genellikle insan hakları ihlallerine ilişkin korkunç
sicillerine dayanarak, kendilerini uluslararası alanda izole edilmiş ve siyasi
olarak değersizleştirilmiş, siyasi bir kuşatma durumuna hapsolmuş olarak algılıyorlar. Başka bir
deyişle, dost “parya
devlet” olarak İsrail’le politik yakınlık
kurmanın önemli olduğunu düşünüyorlar.
Bu, Cheryl Rubenberg'in Middle East Report dergisinin
bu sayısında yer alan başka bir makalede tartıştığı biçimiyle,
Guatemala’da son on yılda birbirini
takip eden askerî rejimlerde en çok
telaffuz edilen husus. Bu makale,
İsrail’in
bölgedeki diğer ülkelerle (Somoza ve ondan sonra başa gelen
isimlerin yönetimindeki Nikaragua’yla, Honduras’la,
El Salvador’la ve Kosta Rika’yla) askerî
ilişkilerinin kapsamını ele alacak.
Somoza’nın Nikaragua’sı
Somoza ailesi, otuzların başından 1979’a
kadar Nikaragua’ya hâkim oldu. Somozalar,
ülkenin ekonomisini kontrol etti, siyasi ve
toplumsal değişime yönelik tüm barışçıl girişimleri etkili bir şekilde
engelledi. Bu konuda ABD tarafından
tamamen desteklendiler. 1961’de rejim muhalifleri Frente Sandinista de Liberacion
Nacional'ı [Sandinist Ulusal Kurtuluş Cephesi’ni (FSLN)]
kurdu.
Nikaragua’nın
İsrail’le ilişkisi,
Siyonist devletin kuruluşundan önceye dayanıyor. Anastasio Somoza Garcia,
İsrail ordusunun öncüsü Haganah’ın
ajanlarına Avrupa’da silah satın almak
için gerekli diplomatik kılıfları sağlamıştı.[2] Kuşkusuz bu iyilik, ellilerin ortalarından itibaren, İsrail’in
Somoza rejimine askerî teçhizat
sağlamasında da rol oynadı. Şubat 1957’de
İsrail’e giden bir Nikaragua heyeti, o zamanlar İsrail
Savunma Bakanlığı genel müdürü olan Şimon Peres ile 1,2 milyon dolarlık bir silâh anlaşması imzaladı.[3] Yirmi
yılı aşkın bir süre boyunca İsrail, Nikaragua ordusuna tanklar, hafif uçaklar,
zırhlı araçlar, otomatik tüfekler ve mühimmat sattı. Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, yetmişli yıllara gelindiğinde, Nikaragua’nın
silâh ithalatının yüzde 98’i İsrail’den
temin
ediliyordu.[4]
İsrail’in
Nikaragua’ya ve diğer Orta Amerika
ülkelerine yaptığı silâh satışları,
Sandinist muhalefetin 1978’de güç
kazanmasına dek pek tartışılmadı.[5] Eylül 1978 ayaklanmasından sonraki dönemde Somoza
birliklerinin sivillere yönelik vahşeti ve devam eden ağır insan hakları
ihlalleri ABD’yi Ulusal Muhafızlar’a silâh sevkiyatını durdurmak zorunda bıraktı.[6] Kasım
1978’de İsrail’in
başkent
Managua’ya
gizli bir silâh teslimatı yaptığını haber
yapan Newsweek, ABD’li
yetkililerin “geçen yıl İsrail’in Nikaragua’nın
ana silâh ve mühimmat tedarikçisi hâline geldiğini”
doğruladığını aktarıyordu.[7] Carter
yönetiminden bir yetkili, başka bir yerde, yönetimin
“İsrail’in Somoza
rejimine hafif silâh sağlamasını
engellemeye çalışmaktan vazgeçtiğini”
söyledi.[8]
İsrail, Somoza ile kurduğu askerî tedarik
ilişkisini 1948'e kadar uzanan “özel ilişki”ye işaret ederek gerekçelendirdi.
Somoza, ayrıca İsrail’e başka
iyilikler de yaptı. Köşe yazarı Smith
Hempstone’un o vakitler
dile getirdiği biçimiyle, Birleşmiş Milletler’de "Nikaragua İsrail lehine
oy kullandı.”
İsrail ve Sandinistler
Somozalar ile İsrail arasındaki yakın ilişki ve
İsrail'in Sandinistlerle savaşmak
için silâh sağlaması gerçeği, Sandinistlerle Filistin Kurtuluş Örgütü arasında kurulmuş,
altmışların sonlarına kadar uzanan ilişkileri
açıklamaya yardımcı oluyor. Sandinistler, Somoza’nın
müttefiklerine karşı savaşlara katılmalarını bir meşru müdafaa meselesi olarak
görüyorlardı. FSLN’nin ilk
üyelerinden bazıları altmışların sonu ve yetmişlerin başında FKÖ’de eğitim
aldı.
Nikaragualı Patrick Argüello 1970
yılında FKÖ’nün
yönettiği bir uçak kaçırma eyleminde
katledildi.
Ancak öte yandan, Sandinistlerin FKÖ
ile ilişkisi, Nikaragua’nın Ortadoğu’ya ilgisini artırmadığı gibi, İsrail ile 1982’de askıya alınan diplomatik ilişkilerin yeniden
kurulmasını da mani olmadı. New
Jewish Agenda dergisinin [“Yeni Yahudi Gündemi”] bir haberi durumu kısaca
özetliyor: “Managua’da bir ofisi bulunan FKÖ’ye geçmişte destek sunmuş,
onunla işbirliği kurmuş olmasına rağmen Sandinistler, Orta Amerika’yı
etkilemesi
sebebiyle, İsrail politikalarıyla Ortadoğu’dan çok daha fazla ilgileniyormuş
gibi görünüyor.”[10]
İsrail, ABD’nin Nikaragua’daki
devrimci hükümeti baltalama çabalarına tam destek vermesi
sebebiyle, onun zafer kazanıp iktidarı ele geçirmiş olan FSLN ile ilişkilerinin başından beri
tartışmalı olması hiç de şaşırtıcı bir gelişme değil. İsrail’in
Sandinistlere yönelik düşmanlığı iki
ana biçime büründü ki esasen her
ikisi de Reagan yönetiminin karşı-devrimci kampanyası için yararlıydı:
1. Sandinist hükümetinin Nikaragua’nın küçük Yahudi cemaatine yönelik Yahudi karşıtı zulme giriştiği suçlaması.
2.
İsrail’in CIA
tarafından oluşturulan kontra gücüne doğrudan desteği.
Mayıs 1983’te
B’nai B’rith İftira ve İnkârla Mücadele
Birliği, “Sandinist hükümetinin
ülkedeki tüm Yahudi cemaatini sürgüne gitmeye zorladığını, Yahudilerin sahip
olduğu mülklere el koyduğunu ve Managua’daki
sinagogu ele geçirdiğini” iddia eden bir rapor
yayımladı.[11] Sandinist
devrimi 1979’da zafere ulaştığında, ülkede yaklaşık 200 Yahudi ikamet ediyordu. İftira ve İnkârla
Mücadele Birliği’nin raporu neredeyse
tamamen, her ikisi de Somoza rejimiyle çalışmış olan iki Nikaragualı sürgünün,
Isaac Stavisky ve babası Abraham Gorn’un
ifadelerini temel alıyordu.
Temmuz 1983’te
Başkan Reagan, İftira ve İnkârla Mücadele
Birliği’nin “Nikaragua’daki Yahudi cemaatinin neredeyse tamamının
korkutularak sürgüne gönderildiği”ne[12] dair iddialarını doğruladı ve Demokrat Parti’nin
Orta Amerika politikasının önde gelen sözcülerinden,
Temsilciler Meclisi üyesi Michael Barnes, Sandinistleri suçladı. “Hükümet
antisemitizme arka çıktı.”[13]
Managua’daki
ABD Büyükelçiliği, antisemitizm suçlamalarını
incelediğinde, bunları destekleyecek çok
az şey buldu. Dönemin ABD büyükelçisi
Anthony Quainton, 1983’ün sonlarında
Washington’a, Nikaragua hükümetinin
Yahudi karşıtı politikalarına ilişkin iddiaları destekleyecek “hiçbir doğrulanabilir kanıtın” bulunmadığını bildirdi.[14] Yarıküre İşleri Konseyi, Nikaragua’da İsrail karşıtı bir “ruh hâli” olmasına rağmen, “Yahudi
cemaatine yönelik sistematik baskıya veya resmi olarak desteklenen Yahudi
karşıtı kampanyalara dair hiçbir kanıt”
tespit etmediğini söyledi.[15]
Temmuz 1984’te
Nikaragua’ya yapılan bir araştırma
gezisinin ardından New Jewish Agenda,
şu sonuca varan bir rapor yayımladı: “Nikaragua hükümetine yönelik antisemitizm
suçlamalarının desteklenecek bir yanı yok. Elde, Sandinist hükümetinin Yahudilere karşı bir ayrımcılık veya baskı politikası
izlediğini veya hâlihazırda izlemekte
olduğunu ya da Yahudi halkının Nikaragua’da yaşamasının ve çalışmasının hoş karşılanmadığını
gösteren hiçbir güvenilir kanıt yok.”[16] Rapor devamında şunu söylüyordu: “Yahudi karşıtlığı suçlamaları, açık bir kanıt
olmaksızın kamuya açıklanamayacak kadar ciddi bir konudur ve ABD’de partilerin oynadığı siyasi kumarda koz
olarak kullanılmamalıdır.”[17]
İsrail ve Kontralar
Mart 1985’te,
muhafazakâr Nikaragualı Yahudilerden
oluşan küçük bir grup, ABD kongresi içindeki Yahudi üyeleri ve kontraların finansmanına karşı çıkan
Yahudi seçmenleri hedef almak suretiyle,
bu
antisemitizm suçlamasını merkeze koyan
kampanyayı yeniden diriltti. Mart
1986’da Reagan, "İsrail’e ve NATO’ya
uzanan tedarik hatlarının
Karayipler’den geçtiğini” söyleyerek,
Amerikalı Yahudilere Nikaragua’daki kontralara 100 milyon dolarlık yardım paketini destekleme
çağrısında bulundu. Birkaç gün sonra
Başkan Yardımcısı Bush, Sandinist hükümetini “Nazi benzeri taktikleri” nedeniyle kınadı. Devamında da “Nikaragua’daki
Yahudi cemaatinin kaderi, Nikaragua'ya karşı mücadelede neyin tehlikede olduğuna dair bir şeyler söylüyor”
dedi. İsrail,
kontralara silâh sağladı. Eldeki göstergelerin
ortaya koyduğu biçimiyle, o dönemde Reagan yönetimi İsrail’in
kontralara daha fazla yardım yapmasını, sürece
daha fazla ağırlık koymasını istemişti.
1982 sonlarında İsrail, Lübnan’daki Filistin Kurtuluş Örgütü’nden ele geçirdiği binlerce kalaşnikofu kontralara gönderdi. Bu tüfeklerin parası nakit ve taşıma şartlarıyla CIA
fonlarından ödendi.[20] Silâhların yaklaşık 500’ünü
İsrail, Venezuela üzerinden Sandinistlerden ayrılıp
ona karşı mücadele eden Eden Pastora’ya gönderdi, geri
kalanı ise
Nikaragua Demokratik Gücü'nden (FDN) Edgar Chamorro’ya iletilecekti. Temmuz
1983’te “Reagan yönetiminin üst düzey yetkililerinin aktardığı biçimiyle,
İsrail, ABD’nin talebi üzerine, FKÖ’den ele
geçirilen silâhları, nihai olarak
Nikaragualı isyancılar tarafından kullanılmak üzere, Honduras’a
göndermeyi kabul etti.”[22]
Her ne kadar bu hem ABD hem de İsrail tarafından
reddedilse de, ABD’nin İsrail’e askerî
ve ekonomik yardım paketinin bir kısmının kontraları finanse etmek için
kullanılmasını amaçlamış olması kuvvetle muhtemel.[23] Üçüncü
tarafların kontralara yaptığı satışları endişeyle karşılayan Senatör Claiborne Pell, 1986 tarihli dış yardım yasa tasarısında kontralara üçüncü ülkeler
aracılığıyla yapılan yardımı kısıtlayacak bir değişiklik getirdi. Başkan Reagan’ın
veto tehdidi altında Pell’in önerdiği yasa
değişikliği, üçüncü taraf
satışlarını yasaklamayacak şekilde yeniden yazıldı.[24]
Birçok kontra lideri, İsrail’in
kendi hareketlerine yardımını açıktan
tartıştı. Nisan 1984’te, Somoza’nın
Ulusal Muhafızlar’ından bir kontra
lideri ve eski bir subay, NBC’ye verdiği röportajda
şu
tür bir iddiada bulundu: “İsrail hükümetinin Lübnan’daki FKÖ’den
ele
geçirdiği bazı silâhları biz aldık.” Subay yayında,
isyancıların Sovyet yapımı makineli tüfekler
kullandıklarının bilindiği ve İsrail’in
“Washington’ın
teşvikiyle isyancı ordusunun dörtte birini silâhlandırdığı”nı da sözlerine ekledi. Mayıs 1984’te Time
dergisi şu tür bir haber yaptı: “İsrail, Honduras ordusu aracılığıyla kontralara silâh aktarıyor. İsrailli
istihbarat uzmanları, CIA’in kontraları
eğitmesine yardım etti ve emekli ya da yedek İsrail ordusu komandoları,
isyancılara yardım etmeleri için şaibeli özel firmalar tarafından işe alındı.”[27]
Kontra liderlerinin yardım ve destek için İsrail’e baktığı açık. FDN’den Marco Zeledon,
1983’te şu yorumu yapmıştı: “Kuzey Amerikalılar yardımımızı azaltırsa, İsrail iyi bir aday olabilir.”[28] Bir diğer önde gelen FDN figürü olan Adolfo Calero,
Nisan 1984’te kuvvetlerinin
alternatif destek kaynakları aradığını doğruladı ve “İsraillilerin teknik deneyime sahip oldukları için en
iyi
seçenek olacağını” sözlerine ekledi.[29]
Bazı anlatımlara göre ABD, 1983 yazında ve
sonbaharında ve 1984 baharında İsrail’e
Orta Amerika’da daha açık bir rol
üstlenmesi için baskı yaptı.[30] Jerusalem Post o dönemde şu haberi yapıyordu: “Yönetim,
İsrail’in Kongre’deki destekçilerini politikalara arka
çıkmaları konusunda teşvik etmesini ve kontralara daha fazla destek sunmasını istiyor. […] Yönetim,
İsrail yardım programlarıyla işbirliği yapmaya hazır, ancak öte
yandan, ABD’nin Orta
Amerika politikasını destekleme konusunda İsrail’in daha güçlü bir konum almasıyla
ilgili endişelere sahip.”[31]
İsrail, Reagan yönetimini, İsrail yanlısı Kongre
üyeleri nezdindeki imajını iyileştirmek adına, kontraları İsrail
askerî yardımını kamuoyuna duyurmaya teşvik etmekle suçladı.[32] İsrailliler, kontra tartışmasında ön plana çıkmak
istemiyorlardı, çünkü bu, kontralara yardıma
karşı çıkan liberalleri kızdıracaktı. İsrail, aynı
zamanda Kongre’deki
İsrail’in Orta Amerika’da daha büyük bir rol oynamasını isteyen sağcı destekçilerini
de yatıştırmak zorundaydı.[33]
İsrail, kontralara askerî teçhizat sağladığı iddiasını yalanladı. Nisan
1984’te bir İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, “normalde silâh
satışlarını biz hiç tartışmayız, ancak bu
iddia, o kadar temelsiz ve İsrail’in imajını o denli lekeliyor ki bunu kamuoyu önünde yalanlamaya karar verdik” dedi.” İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan bir
yetkili, o günlerde, kontralara yapılan satışlarla ilgili olarak yazar Victor
Perera’ya şunları söylüyordu: “Resmi kimliğimle
size ne
evet ne de hayır diyebilirim, ama kişisel olarak
bunun doğru olmadığını garanti edebilirim. Üçüncü
bir ülkenin yapabilecekleri bizim kontrolümüzde değil.”[36] Aaron
Klieman’ın İsrail silâh
ihracatına ilişkin çalışmasında işaret ettiği gibi: “Diplomatik hassasiyetler gereği bazen silâhlar
bazen bir ülke veya özel bir temsilci eliyle aktarılır ki sorunlar yaşanmasın
ve sözcülere ‘silâhlar savaşın bir tarafına doğrudan teslim edilmedi’ deme
imkânı verilsin.”[37]
İsrail’in Üçüncü
Dünya’daki ilişkilerini yakından takip eden Arjantinli Yahudi
gazeteci Ignacio Klich, Ekim 1985’te
Guardian’da kontralara danışmanlık yapan İsraillilerin İsrail Savunma
Kuvvetleri tarafından resmi olarak görevlendirildiğini bildirdi. Klich, ayrıca
kontra liderlerinin, kontraların bu yılın başlarında elde ettiği SAM-7
uçaksavar füzelerinin kaynağının İsrail olduğu yönündeki iddialarına da
değiniyordu.[38]
1985’in
başlarında, Reagan yönetimine bağlı
yetkililere ve Kongre üyelerine
atıfta bulunan New York Times, İsrail’in “daha
fazla silâh ve tavsiye sağlayarak
isyancılara yardımını artırdığını”
bildirdi. Başkan Reagan’ın Kongre’nin kontralara askerî yardımı kesmesi durumunda gizli fon sağlanmasını
öngören bir planı 1985’in başlarında
onayladığı bildirildi. Özel Amerikan
vatandaşlarının yardımına ek olarak, ABD’nin
üç müttefikinin de (İsrail, Güney Kore ve Tayvan) isyancılara yardım etmesi
bekleniyordu.[40] Yönetimin Nikaragua’yı FKÖ ve Libya’ya
bağlamaya yönelik mevcut kampanyası, görünüşe göre, İsrail’in daha
büyük bir rol oynamasını teşvik etme ve kolaylaştırma amacını
güdüyordu. Jane
Hunter’ın işaret ettiği gibi: “Nikaragua’yı
FKÖ’ye bağlamak, Kongre’nin
liberal üyelerini kontra programının arkasına itmese bile, kesinlikle İsrail’in kontraları açıkça ele geçirmesi için şık bir bahane
oluşturacaktır.”[41]
Yakınlaşma mı Yaşanıyor?
1984’ün
sonlarında, İsrail ve Nikaragua’nın bir tür uzlaşmaya varmak isteyebileceğine dair
işaretler alınmaya başlandı. Nikaragua’nın yeni seçilen başkan yardımcısı Sergio Ramirez,
Nikaragua’nın İsrail’in egemen bir devlet olarak var olma hakkını
tanıdığını ve aynı zamanda “Filistin
halkının toprak sahibi olma hakkını”
tanıdığını açıkladı. İlişkilerin iyileştirilmesine yönelik girişimin
hangi taraftan geldiği açık olmasa da Ramirez, lişkilerin
iyileşmesine yol açabilecek karşılıklı girişimleri memnuniyetle karşılayacağını
ifade
etti.[43] 1984 sonbaharında İsrail Mapam
partisinden bir heyet Nikaragua’yı
ziyaret etti. Üyeleri, Sandinistlerde Yahudi karşıtı bir politika algılamadıklarını
belirterek, ABD’nin kontralara
yardımını kınayan bir bildiri yayınladılar. “Sandinistler, konuklarına İsrail’in kontralara silâh
tedarikine verdikleri önemi anlattılar ve Nikaragua’nın uluslararası forumlarda İsrail karşıtı duruşunun
nedenlerinden birinin de bu olduğunu söylediler.” Ramirez, New Jewish
Agenda heyetine İsrail’in Orta Amerika’daki
mevcut silâh satışları ve eğitim
faaliyetlerinin normalleşmenin önünde önemli bir engel teşkil
ettiğine dikkat çekti.[45]
Honduras
Honduras, Orta Amerika ülkeleri arasında en fakir ve
en stratejik konuma sahip olanıdır; Guatemala, El Salvador ve Nikaragua ile ortak
sınırları vardır. Baskı ve insan hakları ihlallerinin düzeyi hiçbir
standartta kabul edilemez olsa da, bunların seviyesi, örneğin yetmişlerin sonundaki Somoza diktatörlüğünün veya El Salvador ve
Guatemala'daki mevcut rejimlerin vahşetine hiçbir vakit ulaşmadı. Honduras 1954’te
Guatemala’da Jacobo Arbenz’in ilerici ve demokratik hükümetini deviren ABD
darbesinin üssüydü. Son zamanlarda
Honduras ordusu isyan bastırma çabalarında El Salvadorlu mevkidaşlarıyla
işbirliği yaptı. Honduras, aynı zamanda Sandinist hükümetini devirmek için
savaşan en büyük kontra grubunun da üssü.
Ocak 1977’nin
başlarında İsrail’in Honduras'a 12 adet
yenilenmiş Dassault Super-Mystere avcı-önleme uçağını satmak
suretiyle bu ülkeye “Orta Amerika’daki
ilk süpersonik bombardıman uçaklarını”
kazandırdı.[47] İsrail, Dassault’ların ABD yapımı Pratt ve Whitney motorlarıyla
donatıldığı konusunda Dışişleri Bakanlığı’na
bilgi vermeyerek, “ABD askerî teçhizatının ‘üçüncü
ülkelere transferini’ yasaklayan ABD
yasalarını ihlal etti.”[48] Sorun fazla velvele
kopartılmadan çözüme kavuşturuldu. Dönemin ABD
Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, İsrail’in
tüm bunların “dürüst bir yanlış anlama” olduğu yönündeki açıklamasını kabul etti. Honduras, savaş
uçaklarına ek olarak, yetmişler
boyunca İsrail’den üç
Arava nakliye uçağı, bir Westwind jeti, Galil otomatik tüfekler, Uzi hafif
makineli tüfekler, 14 RBY Mk zırhlı araç, 106 mm havan topları ve beş hızlı
devriye botu satın aldı.[50]
Savunma
sahasını analiz eden isimlerin “komşu ülkeler karşısında hava gücü konusunda
belirgin bir üstünlüğe sahip” olduğunu söylediği[51] Honduras, daha modern uçaklar
aradığı dönemde ülkenin silâhlı kuvvetlerinin başındaki komutan General Gustavo Alvarez, 1982 sonlarında İsrail’i
gizlice ziyaret etti ve ABD Kongresi’nin satmaması durumunda alternatif uçak
arayışı içine girdi. Kısa bir süre sonra,
Aralık 1982’de İsrail Savunma Bakanı
Ariel Şaron Tegucigalpa'yı ziyaret etti ve Honduras’a başka bir silâh
satışının yakın olduğuna dair tahminlerin daha sık dillendirilmesine
neden oldu. Şaron, İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı
ve Savunma Bakanlığı Müdürü'nün eşlik ettiği ziyarette[53], Honduras’a
olası silâh satışı ve yardımları
görüşmenin yanı sıra sağlık, tarım ve kültür alanlarında anlaşmalar imzalamayı
planladıklarını vurguladı. Honduras
askerî kaynaklarına atıfta bulunan Christian Science Monitor , Şaron’un
aslında İsrail’in Honduras’a Kfir savaş uçakları, tanklar, Honduraslı subaylar,
askerler ve pilotlar için eğitim ve Galil marka tüfekler sağlamayı kabul ettiği bir anlaşma imzaladığını
bildirdi. Honduraslı subay, “silâh
satışlarının ikinci aşamasının füzeler gibi daha komplike silâhları
içerebileceğini” sözlerine
ekledi.[55]
İsrailli sosyal bilimci Edi Kaufman, Şaron’un
Honduras ziyaretinin önemsiz göstermeye çalışan isimlerden. Kaufman,
Şaron’un gezisinin “meslektaşlarına
önceden danışılmadan ve Dışişleri Bakanı Şamir’e son dakika bildirilerek gerçekleştiğini” iddia ediyor. Devamında
“ziyaretin
İsrailli yetkililerin hoşuna gitmediğini, yeni başlayan bazı anlaşmaları bozma
ihtimali bulunduğunu, genel olarak hiçbir sonuç
vermediğini”
söylüyor. Şaron, İsrail’e döndükten sonra “Honduras
ziyareti, başbakan ve dışişleri bakanının aldığı bir kararın
sonucu gerçekleşti
ve tabii ki bu görevi ben üstlendim”
diyor.[57[
Ne
olursa olsun, Ronald Reagan’ın ziyaretinin hemen ardından gerçekleşen Şaron
ziyaretinin Honduraslı yetkilileri memnun ettiği görülüyor. Bir
yetkili konuyla
ilgili şu yorumu yapıyor: “Şaron'un
gezisi daha olumluydu. Bize silâh sattı. Reagan, yalnızca basmakalıp sözler söyleyerek, Kongre’nin
kendisini daha fazlasını yapmasını engellediğini söylemekle yetindi.”[58] Dışişleri Bakanlığı,
Şaron’un gezisinden haberi olmadığını iddia etti, ancak
İsrail’in Orta Amerika’daki
rolü hakkında yorum yapması istendiğinde,
bir yetkili şunları söyleyecekti: “Yardım etmelerinden memnun olmadığımızı belirttik. Ancak,
İsraillilerle birlikte ne yapacağımıza karar verdiğimizi söyleyemem.”[59]
El Salvador
Guatemala ve Nikaragua'daki emsalleri gibi, El
Salvador’un egemen sınıfı da yetmişlerin başlarından itibaren siyasi ve toplumsal değişime
yönelik tüm barışçıl seçenekleri fiilen engellemişti. O zamana kadar hem halk muhalefeti hareketi hem de silâhlı gerilla örgütleri ivme kazandı. Diğer Orta Amerika ülkelerinde olduğu gibi Salvador
ordusunun operasyonlarının çoğu kendi halkına karşıydı. Bunun istisnası, 1969’da komşu Honduras’la
yaşanan kısa süreli çatışmaydı.[60]
Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, 1975 ile 1979 yılları arasında El
Salvador’un savunma ithalatının yüzde 83’ü İsrail kaynaklıydı.[61] Buna 25
Arava uçağı, altı Fouga Magister eğitim
uçağı,
18 Dassault Ouragan savaş uçağı, 200 80 mm roketatar, 200
9 mm Uzi hafif makineli tüfek, mühimmat
ve yedek parçalar dâhildi.[62] 1973’teki ilk silâh
anlaşmasıyla El Salvador, askerî teçhizata kavuştu ve İsrailliler de El Salvador büyükelçiliğine kavuştu. El
Salvador ile İsrail arasında 1983 yılında yapılan bir anlaşma, İsrail’deki
El Salvador büyükelçiliğinin Kudüs’e
taşınmasını sağladı ve İsrail’in El
Salvador’a daha fazla askerî
yardım yapması tartışıldı.[64] Nisan
1984’te İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Yossi Amihud, “İsrail’in El
Salvador’la herhangi bir askeri ilişkisi olduğu” iddiasını yalanladı.[65]
İsrail, aynı
zamanda El Salvador hükümetine diğer askerî
ve güvenlikle alakalı konularda da yardımcı
oldu.
1981’de
İsrail, Washington’un talebi üzerine, El Salvador’a
21 milyon dolarlık silâh kredisi aktardı ve
böylece Reagan yönetiminin Kongre’yi
bypass etmesi sağlandı.[66] Bu
manevranın yalnızca bir kez kullanıldığı görülüyor. İsrail’in günlük
gazetesi
Davar 1984’te şöyle yazıyordu: “Pentagon İsrail’in ABD’nin
Orta Amerika’da
taşıdığı yüke ortak edilmesine dair çabanın somut bir göstergesi olarak,
açıktan El Salvador’a askerî
danışmanlar göndermesini istiyor.”[67] El Salvadorlu eski içişleri müsteşarı Francisco Guerra y
Guerra’ya göre İsrailli teknisyenler, Guatemala güvenlik
güçlerinin kullandığına benzer yeteneklere sahip bir bilgisayar sistemi
kurdular.[68] Bu bilgisayarlar, ordunun ve polisin hükümet muhaliflerini daha
sistematik bir şekilde bulmasına olanak tanıyacaktı. Guerra y
Guerra, ayrıca yetmişlerin sonlarında El Salvador gizli polisiyle çalışan
İsrailli danışmanların bulunduğunu da doğruladı.[69] 1985’in
başlarında, kamu güvenliğinden sorumlu savunma bakan yardımcısı Albay Carlos
Reynaldo Lopez Nulia, “İsrail’e gitti ve orada İsrail’in iç güvenlik güçlerine eğitim verme olasılığını
araştırdığı bildirildi.”[70]
1984 yılında El Salvadorlu hava kuvvetleri komutanı
Rafael Bustillo, ordusunun 1981 yılına kadar El Salvador’da kullanılan napalm bombalarını İsrail’den
satın aldığını itiraf etti.[71] ABD
Büyükelçisi Thomas Pickering, napalm
bombalarının “muhtemelen
İsrail menşeli” olduğunu teyit
etti.[72]
El Salvador hükümetinin gerillalara karşı mücadelesini hızlandırdığı dönemin
en önemli aktörlerinden biri olan Albay
Sigifredo Ochoa Perez, yetmişlerin ortasında
İsrailliler tarafından hem İsrail’de
hem de El Salvador’da kendisine
verilen eğitimin askerî gelişimine katkıda bulunduğunu söylüyor. Albay, El Salvador’da
yaşanan türden bir savaşta sivil halkın tarafsız
kalamayacağına inanıyor. 1983’te sivil-askerî
eylem konseptinin ABD’nin Vietnam’daki deneyimine dayanıp dayanmadığı sorulduğunda, Albay Ochoa şu
cevabı veriyor: “Amerikalılar
o savaşta kaybettiler. Çünkü hiçbir şey bilmiyorlardı. […] Tayvanlılar ve İsrailliler biliyor.”[74] 1985’te Ochoa, Dallas Morning News’e El Salvador’un
yeni sivil savunma birimlerinin “İsrail
kibbutzlarındaki silâhlı
devriyeler gibi olacağını” söylüyordu. Ochoa, Nikaragua’nın El Salvadorlu gerillalara verdiği destek olarak
gördüğü şeye karşı El Salvador ordusunun “İsrail
çözümünü” takip etmesini istediğini ifade etti. Ochoa’ya göre
Nikaragua, Orta Amerika'nın Lübnan’ı
olacaktı.[76]
Kosta Rika
Kosta Rika, kırklardaki devriminden bu yana Nikaragua, El Salvador ve
Guatemala’daki siyasi çalkantılara tanık
olmadı. Ancak,
Nikaragua hükümetini devirmeye yönelik ABD destekli çabalar ortaya çıktıkça,
Kosta Rika önemli bir konum üstlendi. Kosta
Rika, 1948’de ordusunu lağvetti, ulusal polis ve güvenlik güçlerini muhafaza
etti. Kosta
Rika-Nikaragua sınırı boyunca uzanan bölgede sivil muhafızlar “Galil tüfeklerini ve Uzi hafif makineli tüfeklerini
resmi silâhları olarak benimsedi.” İsrailliler,
ayrıca özellikle istihbarat ve iletişim alanında da
tavsiyelerde bulundular. 1985 yılında Kosta
Rika hükümeti, İsrail’den ve diğer ülkelerden uçaksavar silâhları ve yüksek kalibreli makineli tüfekler alacağını
duyurdu.[78]
Kosta Rika,
uzun süredir İsrail ile iyi ilişkiler sürdürüyor. 1982’den 1986’ya kadar başkan olan Luis Alberto Monge, daha önce
ülkesinin İsrail büyükelçisiydi.[79] Geçtiğimiz yirmi küsur yıl boyunca İsrail-Kosta Rika ilişkilerinin
büyük bir kısmında güvenlik meseleleri önemli bir yere sahip
olmadı. Ancak, 1964 gibi erken bir tarihte Kosta Rika, İsrail’in talimatıyla Movimiento Nacional de Juventud’u (“Ulusal
Gençlik Hareketi”) kurarken, İsrail Savunma Bakanlığı'ndan bir temsilci, Kosta
Rikalı yetkilileri İsrail’de faal olan Gadna’nın
(İsrail paramiliter gençlik örgütü) prototip olarak makul ve
uygulanabilir bir model sunduğuna ikna
etmek için Kosta Rika’ya gitti.[80]
Honduras’a sunduğu teklifin benzerini
Kosta Rika’ya sunan İsrail, 1982 sonlarında “Kosta Rika'nın nakliye masraflarını karşılaması hâlinde, Lübnan’daki Filistin güçlerinden ele geçirilen önemli
miktarda askerî teçhizatı bu
ülkeye önerdi.[81] İsrail, Kosta Rika
güvenlik güçlerine istihbarat ve terörle mücadele eğitimi sağladı ve görünüşe
göre bu
türden faaliyetlerine hâlen daha devam ediyor. Kosta
Rika Güvenlik Bakanı Yardımcısı Johny
Campos, İsrail’in Kosta Rikalıların
istihbarat konularında eğitilmesine yardım ettiğini itiraf ederken, askerî alanda herhangi bir yardımın yapılmadığını söyledi.[82] 1984’te İsrail
gazetesi
Haaretz, bir haberinde İsrail’in Kosta
Rika polisine silâh satacağını ve isyan
bastırma eğitimi vereceğini söyledi.[83]
1983’te ABD ve İsrail’in
Nikaragua-Kosta Rika sınırı boyunca arazi satın almayı, vahşi doğadaki yolları
temizlemeyi ve binlerce yerleşimciyi bu bölgeye yerleştirmeyi içeren bir arazi geliştirme planına dâhil olduklarına dair raporlar yayımlandı. Köşe
yazarı Jack Anderson, “İsrail, muhtemelen
Batı Şeria bölgesindeki yerleşimlerle ilgili deneyimlerine dayanarak teknik
uzmanlık sağlayacak” diye yazdı. Plan, Kuzey Bölgesi Altyapı Geliştirme Projesi olarak
adlandırılıyor ve ABD’nin Nikaragua’yı izole etme konusundaki kaygısını yansıtıyor. İsrailli Yediot
Aharonot
gazetesi,
daha önce şöyle bir haber yapmıştı: “Kosta
Rika hükümeti, Nikaragua sınırı boyunca bir ‘güvenlik
kuşağı’ oluşturmaya karar verdi. İsrail, yerleşim planına yardımcı olacak.”[85] Bu, önemli ölçüde kontra faaliyetlerinin
bulunduğu bir bölge. İsrail-ABD-Kosta Rika yerleşim programı, Nikaragua’yı çevreleme ve
kuşatma girişimine denk düşüyor. Reagan yönetiminden bir yetkili, projenin ek bir amacının da
Nikaragua ile olası bir çatışma durumunda,
askerî birimlerin kullanabileceği bir altyapı sağlamak
olduğunu kabul etti.[87] “Finansmanın
ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı’ndan geldiği anlaşılıyor, danışmanları da İsrail sağlıyor. Amaç, anti-komünist Kosta Rikalı çiftçileri sınıra
taşımak ve onlara altyapı, kredi ve teknik hizmetler sağlamak. Bölge genelinde kontralara ait kamplara koruma
hizmeti sunacaklar.”[88]
1981 yılına kadar kontraların danışmanlığını yapan Arjantinli
Hector Frances, Nikaragua sınırı boyunca Kosta Rika’da asker bulundurmanın önemi
konusunda şu yorumu yapıyor: “Birliklerin
yoğunlaştırılmasının amacı, Sandinist Halk Ordusu’nun (bir kez silâhlı
çatışmaya zorlandıktan sonra) Kosta Rika topraklarında kendi meşru müdafaası
için stratejik açıdan kritik manevralar yapmasını engellemek olacaktır.” Frances,
ayrıca büyükelçinin kontralara, Kosta Rika’dan
Honduras'a serbestçe hareket edebilmeleri için İsrail pasaportu verdiğini
iddia etti.[90]
İsrail’in
Sandinistleri kuşatma çabalarına hem
Honduras hem de Kosta Rika’daki
kontra güçleriyle müdahil olması, ABD’nin
planlarıyla koordineli bir gelişmeymiş gibi görünüyor. Eğer
İsrailliler, kontralarla ilişkileri
konusunda bir tereddüt yaşıyorlarsa, Kosta
Rika ile ilişkilerini nasıl yeniden tanımladıklarını görmek gerekecek.
Margo Gutierrez
Milton Jamail
Mayıs-Haziran
1986
Kaynak
Dipnotlar:
[1] Aharon
Klieman, Israeli Arms Sales: Perspectives and Prospects (Tel Aviv:
Jaffee Stratejik Araştırmalar Merkezi, 21 Şubat 1984), s. 41. Salvador Devlet
Başkanı Duarte’nin danışmanı Julio Adolfo Rey Prendes bir röportajda şu yorumu
yaptı: “ABD Kongresi’ndeki İsrail lobisi, bizim için eskisinden daha fazla
çalıştı.” Houston Post, 18 Ağustos 1985.
[2] Edy Kaufman, Yoram Shapira ve Joel Barromi, Israel-Latin
American Relations (New Brunswick, NJ: Transaction Books, 1979), s. 108.
Ayrıca bkz. Newsweek , 20 Kasım 1978, s. 68; Bishara A. Bahbah, Israel
and Latin America: The Military Connection (New York: St. Martin’s Press,
1986), s. 132 ve Israeli Foreign Affairs 1/1 (Aralık 1984), s. 3.
[3] Matti Golan, Shimon Peres: A Biography (New
York: St Martin’s Press, 1982), s. 81.
[4] Diğer kaynaklar, bu dönemde ABD’nin Somoza’nın Ulusal
Muhafızlar’ına silâh ve eğitim sağlayan ana tedarikçi olmaya devam ettiğini
belirtiyor. Bkz.: Marc Edelman, “Lifelines: Nicaragua and the Socialist
Countries,” NACLA Report on the Americas 19/3 (Mayıs-Haziran 1985), s. 37
ve Newsweek, 20 Kasım 1978, s. 68. SIPRI bilgileri şu kaynaktan alındı: World
Armaments and Disarmement: SIPRI Yearbook 1980 (Londra: Taylor ve Francis,
1980), s. 96.
[5] Cynthia Arnson, “İsrael and Central America”, New
Outlook
(Mart-Nisan 1984), s. 20. İsrail’in Nikaragua’ya
yaptığı silâh satışları ellilerde uluslararası planda hiç ilgi görmeyen bir
konu iken, İsrail içindeki satışlara yönelik eleştirilere rastlanıyordu. İsrail
Dışişleri Bakanlığı genel müdürü, Nikaragua anlaşmasını düzenleyen Şimon Peres’e
şunları yazıyordu: “Nikaragua silâh anlaşmasıyla bu alana gerçek bir adım attık.
Latin Amerika’nın tüm ülkeleri dış politikası ve iç rejimi nedeniyle Nikaragua’dan
uzak duruyor. Bu anlaşmayı yapmadan önce Dışişleri Bakanlığı’na danışmamış
olmanız çok üzücü. Siz de benim kadar biliyorsunuz ki, Birleşmiş Milletler’deki
yirmi ülkenin yer aldığı Latin Amerika bloğuna oldukça bağımlıyız. Onların
duygularını göz ardı edemeyiz. Bu nedenle, sizden derhal Nikaragua ile
yapılacak her türlü yeni anlaşmanın iptal edilmesi ve henüz yola çıkmamış olan
sevkiyatların durdurulması emrini vermenizi rica ediyorum.” (Walter Eytan,
Dışişleri Bakanlığı genel müdürü Şimon Peres'e, 5 Temmuz 1957, alıntı, Golan,
s. 81.)
[7] Newsweek, 20 Kasım 1978, s. 68.
[8] Miami Herald, 18 Kasım 1978. Aynı yetkili,
sevkiyatın durdurulması için İsrail’e baskı uygulanmasının ABD’ye gelecekte
kullanılabilecek bir seçenek sunduğunu söylüyordu. Yetkili ayrıca, İsrail’in
İsrail yapımı silâh sevkiyatını durdurmanın hiçbir yasal yolu olmamasına
rağmen, “ABD’nin eğer isterse sevkiyatı durdurmak için İsrail üzerinde yeterli
nüfuza sahip olduğu” yorumunu yaptı. Aslında ABD, Somoza’yı silâhlandırmayı
bırakması için İsrail’e baskı yaptı, ancak bu baskı, Somoza’nın Temmuz 1979’da
devrilmesinden yalnızca iki hafta önce yapılmıştı.
[9] Edelman, s. 37. Juan Tamayo’nun Miami Herald’daki
haberine göre (3 Mart 1985) FKÖ’nün altmışlar ve yetmişler boyunca Lübnan’da en
az 150 Sandiniste eğitim vermişti. Tamayo’nun kaynağı, Nikaragua’da yaşayan
eski bir İsrail istihbarat ajanıydı. FSLN’nin bu dönemde oldukça küçük bir
organizasyon olması nedeniyle bu rakamın doğru olma ihtimali çok düşük. Edelman,
altmışların sonlarında 50 Sandinistin bile olduğundan şüphe ediyor.
[10] New Jewish Agenda, Report of the Jewish Human
Rights Delegation to Nicaragua (New York: New Jewish Agenda, 1984), s. 8.
FKÖ-Nikaragua ilişkisine ilişkin abartılı raporlar için bkz.: Houston
Chronicle, 11 Temmuz 1985; David J. Kopilow, Castro, Israel and PLO (Washington,
DC: Küba Amerikan Ulusal Vakfı, 1984), s. 12-14; ve ABD Dışişleri Bakanlığı,
The Sandinistas and Middle East Radicals (Washington, DC, Ağustos 1985).
[11] Council on Hemispheric Affairs, Human Rights in
Latin America 1983 (Washington, DC, Şubat 1984), s. 56.
[12] Washington Post, 29 Ağustos 1983.
[13] A.g.e. Bir grup ilerici İsrail meclisi üyesi,
1984’te Nikaragua’yı ziyaret ettikten sonra, antisemitizm meselesinin “Amerikan
Yahudilerini Orta Amerika’daki politikalarını desteklemeye teşvik etmek için
Reagan yönetimi tarafından ölçüsüz bir şekilde abartıldığını” tespit etti. (Aaron
Alpern, “Mapam Links with Sandinistas,” Progressive Israel 5
Kasım-Aralık 1984, s. 8.)
[14] Washington Post, 29 Ağustos 1983; Los
Angeles Times, 14 Mart 1985.
[15] COHA, s. 58. Judith Elkin, Latin Amerika’da İsrail
ile Latin Amerika Yahudileri arasında çoğu zaman hiçbir ayrım yapılmadığına
dikkat çekiyor ve şunları belirtiyor: “Ülkedeki Yahudilerin İsrail
vatandaşlarıyla eş tutulmaya devam edilmesi sebebiyle ikisi arasındaki ayrım
netleşmiyor.” “The Hostage Jewish Communities in Latin America”, On İkinci
Uluslararası Latin Amerika Çalışmaları Derneği Kongresi’ne sunulan makale,
18-20 Nisan 1985, Albuquerque, New Mexico, s. 8-9.
[16] New Jewish Agenda,
s. 11.
[17] A.g.e.; ayrıca bkz.: Alan Epstein, “A Jewish
'Witness for Peace'”, Genesis 2 (Şubat-Mart 1985); “Sandinistas and
Anti-Semitism: Reagan’s Charges Are Challenged”, Latin America Regional
Reports: Mexico and Central America, 4 Mayıs 1984, s. 5; Washington Post,
19 Ağustos 1984; New York Times, 13 Eylül 1983 ve Ilana De Bare ve Paul
Glickman, “Discrimination or Disinformation? US Accuses Nicaragua of
Anti-Semitism,” Nicaraguan Perspectives 7 (Kış
1983), s. 37-38.
[18] Los Angeles Times, 14 Mart 1985. Ayrıca bkz.: Los
Angeles Times, 5 Mart 1985. Kontra yardımı ve ABD’nin İsrail’e yaptığı
yardım hakkında bir tartışma için bkz.: “Israel and the United States”, Israeli
Foreign Affairs 1/ 9 (Eylül 1985), s. 4.
[19] Jewish Telegraph Agency, 14 Mart 1986.
[20] Washington Post,
12 Kasım 1983.
[21] Jane Hunter, “Reagan's Unseen Ally in Central
America,” Israeli Foreign Affairs 1/1 (Aralık 1984), s. 1. Chamorro, o
zamandan beri kontralardan ayrıydı ve onları açıktan eleştirdi. Ayrıntılar için
bkz.: Edgar Chamorro ve Jefferson Morley, “Confessions of a ‘Contra’: How the
CIA Masterminds the Nicaraguan Insurgency,” The New Republic, 5 Ağustos
1985, s. 18-23.
[22] New York Times, 21
Temmuz 1983.
[23] Facts on File Yearbook 1984 (New York: Facts
on File, 1985), s. 382.
[24] Kai Bird ve Max Holland, The Nation, 28 Eylül
1985, s. 272-273; Houston Chronicle, 29 Mart 1985.
[25] NBC Nightly News, 23 Nisan 1984.
[26] A.g.e.
[27] “An Israeli Connection?” Time, 7 Mayıs 1984,
s. 75.
[29] A.g.e. Ayrıca bkz.: Los Angeles Times,
16 Nisan 1984.
[30] Hunter, s. 6. İsrail-ABD arasında kontra meselesi
üzerinden tesis edilen bağla ilgili bu aydınlatıcı makale, çok miktarda bilgiyi
bir araya getiriyor ve üç tarafın ayrı gündemlerinin yanı sıra, ortak
çıkarlarının anlaşılmasına yardımcı oluyor.
[31] A.g.e., s. 6; Aaron S. Klieman, Israel’s
Global Reach: Arms Sales As Diplomacy (New York: Pergamon-Brassey’s, 1985),
s. 49.
[32] Washington Post, 27 Nisan 1984.
[34] Miami Herald, 29
Nisan 1984. Ayrıca bkz.: Houston Chronicle, 21 Nisan 1984.
[35] New York Times, 27 Nisan 1984.
[36] Victor Perera, “Uzi Diplomasisi: İsrail Dünya Çapında
Nasıl Dostlar ve Düşmanlar Ediniyor?” Mother Jones (Temmuz 1985), s. 46.
[37] Klieman, Israel’s Global Reach, s. 197.
[39] New York Times, 13 Ocak 1985.
[40] Houston Chronicle, 8 Ekim 1985. Ayrıca bkz.: Washington
Post, 8 Ekim 1985.
[41] “Israel’s Presence in America: Fuzzing a Legitimate
Issue,” Israeli Foreign Affairs 1/4 (Mart 1985), s. 6.
[42] “Nicaragua: Efforts to Heal,” Israeli Foreign
Affairs 1/3 (Şubat 1985), s. 2.
[43] New Jewish Agenda, s. 8. Ayrıca bkz.:
Washington Post, 24 Ağustos 1984.
[44] Ignacio Klich, “Israel and Nicaragua: Mapam Nails a
Lie,” Middle East International, 9 Kasım 1984, s. 11. Ayrıca bkz.: Washington
Post, 24 Ağustos 1984; “Israeli Policy Shift on Region?” Latin America
Regional Report: Mexico and Central America, 11 Ocak 1985, s. 4-5; “Israel’s
Part in Central America,” Central America Report, 7 Aralık 1984, s. 383.
[46] “Rights Violations Persist,” Central America
Report, 12 Temmuz 1985, s. 204-2.
[47] Cynthia Arnson, “Israel and Central America,” New
Outlook (Mart-Nisan 1984), s. 19.
[48] Cynthia Arnson, “Arms Race In Central America,” The
Nation, 10 Mart 1979, s. 267. Ayrıca bkz.: Washington Post, 14 Ocak
1977.
[49] Arnson, “Arms Race”, s. 267.
[50] Washington Post,
7 Aralık 1982; Clarence Lusane, “Washington’s Proxy: Israeli Arms Sales in
Central America,” Covert Action 20 (Kış 1984), s. 34; Adrian J. English,
Armed Forces of Latin America (Londra: Jane's Publishing Company, 1984),
s. 286-2.
[51] Mark Hewish, vd., The Air Forces of the World: An
Illustrated Directory of All of the World's Military Powers (New York:
Simon and Schuster, 1979), s. 46. Ayrıca bkz.: Defense and Foreign Affairs
Handbook (Washington, DC: The Perth Company, 1985), s. 278 ve Washington
Post, 7 Aralık 1982.
[52] Steve Goldfield, Garrison State: Israel’s Role in
US Global Strategy (San Fransisko: Palestine Focus Publications, 1985), s. 46.
[53] “What’s Sharon Doing in Tegucigalpa?” Central
America Report, 17 Aralık 1982, s. 389. İsrail Hava Kuvvetleri başkanı
Orgeneral David Invri, Honduras’tan İsrail’e döndükten sonraki üç hafta içinde
İsrail Uçak Endüstrisi’nin başkanı oldu. Ignacio Klich, “Israel y America
Latina: el desafio de un compromiso mayor al lado de Washington,” Le Monde
Diplomatique en Espanol, Şubat 1983, s. 17.
[54] New York Times, 8 Aralık 1982. Ayrıca bkz.: Los
Angeles Times, 8 Aralık 1982 ve Jerusalem Post, 10 Aralık 1982.
[55] Christian Science Monitor, 14 Aralık 1982.
Ayrıca bkz.: Houston Chronicle, 10 Aralık 1982; Noam Chomsky, The
Fateful Triangle: The United States, Israel and the Palestinians (Boston:
South End Press, 1983), s. 24 ve Jerusalem Post, 10 Aralık 1982. Jane
Hunter, Kfir anlaşmasının 100 milyon dolar aralığında olacağına ve muhtemelen
yalnızca ABD finansmanıyla düzenlenebileceğine dikkat çekiyor. “Sharon Met
Contras in 1982,” Israeli Foreign Affairs 1/10 (Ekim 1985), s. 1.
[56] Edy Kaufman, “The View from Jerusalem”, The
Washington Quarterly 7/4 (Güz 1984), s. 42-43.
[57] Jerusalem Domestic Service İbranice versiyonu,
12 Aralık 1982. Yabancı Yayın Bilgi Servisi (FBIS) tarafından çevrilmiştir, 13
Aralık 1982.
[58] Christian Science Monitor, 14 Aralık 1982.
[59] New York Times, 17
Aralık 1982.
[60] El Salvador’un arka planı için bkz.: Philip Russell, El
Salvador in Crisis (Austin, TX: Colorado River Press, 1984); Enrique
Baloyra, El Salvador in Transition (Chapel Hill: University of North
Carolina Press, 1982); ve Walter LeFeber, Inevitable Revolutions: The United
States in Central America (New York: WW Norton, 1983). 1969 savaşı hakkında
özel bilgi için bkz.: Thomas P. Anderson, The War of the Dispossessed:
Honduras and El Salvador, 1969 (Lincoln: University of Nebraska Press,
1981) ve William Durham, Scarcity and Survival in Central America:
Ecoological Origins of Soccer War (Stanford: Stanford University Press,
1979).
[61] SIPRI, s. 97. Ayrıca bkz.: Los Angeles Times,
29 Temmuz 1981. Klieman (Israel’s Global Reach, s. 134) yüzde 80 oranını
kabul ediyor ve bunun İsrail askerî ihracatının yüzde 6’sını ifade ettiğini sözlerine
ekliyor. Klieman’ın belirli bir zaman aralığı vermemesi nedeniyle rakamlar
biraz kafa karıştırıcı.
[62] Arnson, “Israel and Central America,” s. 21.; Lusane,
“Washington’s Proxy”, s. 35; İngilizce, s. 411.
[63] Kaufman, “The View from Jerusalem”, s. 45.
[64] The New Mexican (Santa
Fe), 17 Ağustos 1983.
[65] New York Times, 23 Nisan 1984.
[66] Davar, 3 Ocak 1982. Francisco Guerra y Guerra,
Jane Hunter ile yaptığı röportajın dökümü, 26 Ocak ve 10 Nisan 1983, s. 8.
Ayrıca bkz.: “Israel’s Part in Central America, Part II,” Central America
Report, 14 Aralık 1984, s. 387 ve Schofield Coryell, “Israel: US Proxy in
Latin America,” AfricAsia, Ağustos-Eylül 1984.
[67] Davar, 3 Mayıs 1984. FBIS’teki çevirisi, 4
Mayıs 1984.
[68] “Keeping Track: Israeli Computers in Guatemala and El
Salvador,” Israeli Foreign Affairs (Mart 1985), s. 3.
[69] Jane Hunter, “Interview with Francisco Guerra y
Guerra,” Israeli Foreign Affairs 1/2 (Ocak 1985), s. 8. El Salvadorlu ve
ABD’li yetkililere göre, El Salvador’un idari istihbarat teşkilâtı olan
ANSESAL, istihbarat toplamanın yanı sıra, yetmişlerin sonlarında ölüm mangası
faaliyetlerini yürütmek için de kullanıldı. Craig Pyes, Salvadoran
Rightists: The Deadly Patriots (Albuquerque: Albuquerque Journal, 1984), s.
6.
[70] Mary Jo McConahay, “Country Club Assassination —
Salvador’s War Comes Back to the Capital,” Pacific News Service, 6 Mart 1985. Albay Lopez Nulia, Mayıs 1985’te,
Guatemala’daki askerî ve polis tesislerini ziyaret etti ve burada kentsel
kontrgerilla konusunda tavsiyeler aldı. “Assistance to El Salvador,” Enfoprensa,
17 Mayıs 1985, s. 3.
[71] Unitarian Universalist Service Committee, El
Salvador 1983 (Boston: UUSC, 1983). Ayrıca bkz.: New York Times, 9
Ekim 1984.
[72] “A Burning Question in El Salvador,” Newsweek,
8 Ekim 1984, s. 17.
[73] “Israel’s Salvadoran Protege,” Israeli Foreign
Affairs 1/5 (Nisan 1985), s. 6.
[74] Christian Science Monitor, 13 Ocak 1983.
[75] Dallas Morning News, 21 Ocak 1985.
[76] “Israel’s Salvadoran Protege,” s. 6.
[77] “Costa Rica: Bigger Role for Security Forces,” Latin
America Regional Reports: Mexico and Central America, 8 Haziran 1984, s. 7.
[78] “Kosta Rika,” Israeli Foreign Affairs 1/11
(Kasım 1985), s. 8.
[79] Jacques Lemieux, “El papel de Israel en
Centroamerica,” Le Monde Diplomatique en Espanol, Ekim 1984.
[80] Michael Rubner, “Israel and Latin America: The
Politics of Bilateral Economic Aid,” Doktora Tezi, California Üniversitesi,
Berkeley, 1975, s. 193. Ayrıca bkz.: Kaufman, Shapira ve Barromi, s. 105.
[81] New York Times, 17 Aralık 1982.
[82] San Jose, Kosta Rika, Radio Reloj, 4 Aralık 1983.
FBIS’teki çeviri, 5 Aralık 1983.
[83] Miami Herald, 27 Mayıs 1984. Ayrıca bkz.: Philadelphia
Inquirer, 24 Nisan 1984.
[84] Austin American-Statesman, 14 Şubat 1983.
[85] Yediot Aharonot, 25 Ekim 1982. FBIS’teki
çeviri, 27 Ekim 1982. İsrailli danışmanlık firması Tahal, aynı zamanda projede de
yer aldı. Los Angeles Times, 23 Mayıs 1983. Çatışma bölgesinde
yerleşimler inşa etmek, İsrail yardım programları için yeni bir şey değil. Klieman
şöyle yazıyor: “Tarımsal ve askerî programları birleştirme konusunda İsrail’in dile
getirdiği benzersiz formül, Zaire’nin Angola sınırındaki maden açısından zengin
güney Şaba eyaletinde İsrail Savunma Kuvvetleri’nin öncü paramiliter gençliği
Nahal’a benzer bir dizi tarım yerleşimi kurarak güvenliği güçlendirmeye yönelik
onaylanmış planda bir kez daha karşımıza çıkıyor. Plan uyarınca yerleşimler
elit Camaniola tümenince korunacak ve tümene gerekli silâhı ve eğitimi İsrailli
subaylar temin edecek.” Klieman, Israel’s Global Role, s. 155.
[86] ABD'nin Nikaragua hükümetini devirme girişimlerinde
Kosta Rika’nın rolü hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.: Richard J. Walton, “How
the US Is Change Costa Rica,” The Nation, 5 Ekim 1985, s.297 ve devamı; Martha
Honey ve Tony Avirgan, “The Carlos File”, The Nation, 5 Ekim 1985, s. 31
ve devamı.
[87] Arnson, “Israel and Central America,” s. 22.
[88] Central America Report, 14 Aralık 1984, s. 387.
[89] Hector Frances, “The War of Terror Against
Nicaragua,” The Black Scholar 14/2 (Mart-Nisan 1983), s. 12.
[90] A.g.e.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder