Terimin
Tarihsel Hikâyesi
“İslamcılık”
terimi, tarihsel planda ya İslam’a bağlı kişilere (Müslümanlara) ya da
Şarkiyatçılar gibi İslam’ı çalışan kişilere atıfla kullanılıyordu. Terim, 1800
gibi erken bir tarihten itibaren İngilizcede yaygın olarak kullanılmaya
başlandı. Terimin kullanım sayısı, 1860 civarında İngilizce yayımlanmış
kitaplarda zirveye ulaştı. Ama yeni yüzyıla girildiği momentte bu sayı iyice
düştü. Google Ngram’in paylaştığı görselde de görüldüğü üzere, terim
seksenlerin sonunda, bu sefer tümüyle yeni bir anlam ve içerikle görünür hâle
geldi.
Peki
İslamcılık teriminin ve onunla aynı zamanda “İslamcı” teriminin yeniden icat
edilmesine ve yeniden yorumlanmasına ne sebep oldu?
Bernard
Lewis (1976)
Terimi
ilk kullanan makalelerden biri, ünlü İngiliz-Amerikalı İslam ve Ortadoğu
tarihçisi Bernard Lewis’e ait. Eski bir İngiliz istihbaratı görevlisi olan
Lewis, dışişlerinde, aynı zamanda Princeton Üniversitesi’nde çalıştı.[1]
Ocak
1976’da Lewis, o dönemde hâlen daha Amerikan Yahudi Komitesi’nce yayımlanmakta
olan Commentary isimli Siyonist/ neokonservatif dergi için bir makale
kaleme aldı. “İslam’ın Dönüşü” başlığını taşıyan bu makale, “panislami
faaliyetlerin aldığı yeni biçimlere” değinmekteydi.[2] Makalenin yazarına göre
İslam’ın sorunu, onun bir din olmasıydı. Bu sebeple Lewis, Batı’yı
Müslümanların bizim gibi olmadıklarını anlamadıkları için azarlıyordu.
“Din üzerinden tanımlı
çatışmaları Kuzey İrlandalılar gibi muteber görülen kişilere atfetmeye fazla
hevesliyiz, ama kabul etmek gerekir ki tüm medeniyet, esas sadakatini dine
fazlasıyla gösterebilecek durumdadır.”[3]
Makalede,
siyasette Müslümanlardaki ana sorunun dinlerini fazla ciddiye almaları olduğunu
söyleyen değerlendirme dâhilinde, “panislamcılık” ifadesi dokuz kere
kullanılmış. Lewis makalesinde Fetih gibi laik milliyetçi örgütleri de içerecek
biçimde, tüm örgütlerin “İslamî” bağlarını ve varlık gerekçelerini sorguluyordu.
“Fetih’in kullandığı tüm
imgeler ve semboller İslamî. Yaser Arafat’ın müstear adı olan Ebu Ammar, ‘Ammar’ın
babası’, Peygamber’in yoldaşı olan ve savaşlarda onun yanında yiğitçe dövüşen
Ammar ibn Yasir’e, Yasir’in oğlu Ammar’a atıfta bulunuyor. ‘Fetih’ ise cihat
dâhilinde İslam’ın gerçekleştirdiği fethi ifade eden teknik bir terim. Aynı
imgeleri, Filistin Kurtuluş Ordusu denilen tugaylara verilen isimlerde de görüyoruz.
Bu tugaylara Müslüman ordularının Kadisiyye, Hattin ve Ayn Calut savaşlarında
elde ettikleri büyük zaferlerin isimleri veriliyor. Zaferle çıkılan
muharebelerin ardından askeri birlikler benzeri isimler alıyor. İşin ilginç
yanı, cihat dâhilinde yapılan bu üç savaş da Müslüman olmayanlara karşı
yürütülmüş: Kadisiyye Zerdüşt İranlılara, Hattin Haçlılara, Ayn Calut ise
Moğollara karşı verilmiş. Üstelik son iki savaştan Araplar zaferle çıkmamış.
Ama burada önemli olan, savaşanların Müslüman olması. Ayrıca Fetih’in askeri
bildirilerinin ‘Bismillahirahmanirahim’le başlamasına şaşırmamak gerekiyor.”[4]
Hamid
Dabaşi’nin tespitiyle,
“Bernard Lewis bildiğimiz
sıradan düzenbazlardan biri değildi. O, bu dünyada muazzam bir çileye ve kan
gölüne sebep olan süreçte bir araç olarak kullanılan bir isimdi. Lewis, tüm
ömrünü Müslümanları şeytanlaştırmak ve kendisinin ‘Batı’ dediği yapının
elindeki kudretli orduyu onlara karşı harekete geçirmek için İslam çalışarak
geçirmiş namlı bir İslam düşmanı idi.”[5]
Frankofon
Dünyaya Giriş (1979-1980)
Gilbert
Achcar, terimin yeni versiyonunun Tunuslu bir milliyetçinin açıklamalarına,
ardından da İslam çalışan Fransız akademisyenlerinin çalışmalarına dayandığını
söylüyor.
“Yeni anlamıyla
‘İslamcılık’ terimi, ilkin 1979’da Tunuslu milliyetçi Habib Boularès’in Le
Nouvel Observateur dergisinin 12 Mart 1979 tarihli sayısında çıkan
makalesinde kullanılmış. Boularès, 1970-1971 döneminde Habib Burgiba
kabinesinde yer almış, sonrasında Zeynel Abdin Bin Ali döneminde Tunus hükümeti
içerisinde çalışmış. Boularès, ‘İslamcılık’ terimiyle ifade ettiği kesimleri
savunan bir isim değil. Sonrasında bu terim, ilk kez 1980’de Jean-François Clément
imzasıyla yazılmış, Fransız Şarkiyatçılığı alanına ait bir çalışmada
kullanılmış.
Clément, tarif ettiği
hareketlere sempatiyle yaklaşan biri değil. Bu anlamda, ‘İslamcılık’ terimi,
‘tersten Şarkiyatçılar’ için başvurulan bir etiket hâline gelmezden önce ilkin
Müslüman köktencileri hakir gören yazarlarca kullanılmış. Bu yazarların tek
isteği, tek bir sözcükle İslam sancağını eline alan politik akımların tamamını,
en ileri kesimlerle köktenci ve bütünlükçü kesimleri aynı çuvala atmak. İslam’a
atıfta bulunan farklı politik hareketlere ‘İslamcılık’ etiketi vuran
yaklaşımların akademide meşruiyet kazanmasını sağlayan bu yazarlar, İslam dini
ile onu içeren ve kullanan kötü uygulamaları aynı kefede ele alan kitle
iletişim araçlarının beslediği kafa karışıklığına katkıda bulundular.”[6]
1979
Kudüs Konferansı
Tarihsel
düzlemde İsrail hükümeti, terör tehdidinin Filistinliler ve genel manada
Araplar kaynaklı şiddet tehdidini ifade ettiğine dair fikri besledi, sonrasında
bu fikri İslamî veya İslamcı terörden kaynaklanan tehdide dair fikre
evriltti.[7]
ABD
ve diğer Batılı devletlerin görüşüyle İsrail’in görüşlerinin örtüştüğünden söz
etmek mümkün, ama aynı zamanda İsrail’in bu inancı ve kanaati ABD ve dünyaya
yaymak için önemli bir çaba içine girdiğini görmek gerekiyor.
Deepa
Kumar’ın da aktardığı biçimiyle, Arapları terörizmle ilişkilendirme çabaları,
ilkin 1979’da Kudüs’te gerçekleştirilen Uluslararası Terörizm Konferansı eliyle
ortaya kondu. O aşamada esas olarak FKÖ ve Arapların terörizme yakınlaşan
tutumları üzerinde duruldu. Konferansta sadece bir konuşmacı “İslamî
terörizm”den bahsetti. Onun haricinde konferansta İslam, merkezde duran bir
olgu değildi.[8] O konuşmacının adı Mordehay Abir’di. “Arap Dünyası, Petrol ve
Terörizm” başlıklı konuşmayı yapan Abir, sonrasında Kudüs Halkla İlişkiler
Merkezi’nde çalışmaya başladı.
Abir,
kaleme aldığı yazılarda ısrarla Müslümanlara gayrimüslimlere karşı öfkenin ve
gericiliğin yön verdiğine dair tezini işleyip durdu. 1994’te Kudüs Halkla
İlişkiler Merkezi başkanı Manfred Gerstenfeld’le yaptığı bir söyleşide şunları
söyledi:
“On dokuzuncu yüzyıldan
beri Fransız Ernest Renan gibi kimi Batılı felsefeciler, İslam’ı gerici olmakla
ve Müslüman dünyanın modernleşmesi önünde durmakla suçlamışlardı. Renan’a göre
modern zamanlarda Müslümanlardaki geri kalmışlığın ve Müslümanların yaşam
standartlarını iyileştirip geliştirememelerinin ana sebebi İslam’dı. İslamî
gericilik, Müslümanların kendilerini yeni dünyaya uyarlamalarına mani oluyordu.
Abir’in ifadesiyle bugünkü gerçeklik bu tespiti doğruluyor.”[9]
Militan
İslam (1979)
Eylül
1979’da Doğu Akdeniz ülkelerinde faaliyet yürüten bir Economist muhabiri
giriş yazısında denildiğine göre Mart-Haziran 1979’da tamamladığı kitabı Militan
İslam’ı yayımladı. “Panislamcılık” ifadesini tırnak içinde kullanan kitabın
bir yerinde ‘İslamcılık’ terimine başvuruluyordu: “Müslüman reformcular, en iyi
hâliyle Müslüman Kardeşler’in görmek istediği şey, kendilerinin ‘İslamcılık’
dediği şeydir.” [İtalik özgün metne ait][10] Jansen’e göre söz konusu program
dâhilinde “Müslüman dünya için oluşturulan yeni düzen, ulus devletlerden değil,
bölgesel işbirliği aşamasından geçip İslam bayrağı altında birleşecek Müslüman
devletlerden oluşacak.” Bu plan uzak gelecekle ilgili, netlikten uzak bir plan.
Buna karşın Jansen kitabında “İslamcı” terimini 15 yerde, İslam çalışan
öğrencileri ifade edecek şekilde kullanıyor.
Martin
Kramer (1980)
Bernard
Lewis’in makalesinin Commentary dergisinde yayımlanmasından dört yıl
sonra Lewis’in öğrencisi ve arkadaşı Martin Kramer “Politik İslam” terimini
gündeme getirdi.
“Konuyu çalışan akademisyenler,
‘Politik İslam’ olarak nitelenen olguyu farklı şekilde ele aldılar. ‘Politik
İslam” terimini gündeme getiren ilk isim olan Martin Kramer, bu terimi içeren
çalışmasını 1980’de yayımladı. Bazı akademisyenlerse aynı olguları nitelemek
için ‘İslamcılık’ terimini kullandılar. Bazen de ‘Politik İslam’ ve ‘İslamcılık’
terimleri birbirleri yerine kullanıldı. R. Hrair Dekmejian’ın 1980’de yazdığı
makale, İslam’ın politikleşme sürecini seküler hükümetlerin başarısızlıkları
bağlamına oturtan ilk çalışmaydı, buna karşın, Dekmejian da bu çalışmasında ‘İslamcılık’
ve (‘Politik İslam’ yerine) ‘Köktencilik’ terimlerini birbirlerinin yerine
gelecek şekilde kullanılıyordu. 1995’te kaleme aldığı yazıda ise Dekmejian, ‘Köktencilik’
ve ‘İslamcılık’ terimlerini kullanmayı sürdürdü, ‘Politik İslam’ teriminin hâkim
söylemde ve ılımlı kesimlerin dilinde yer bulmasını sağladı. ‘Muhafazakâr’, ‘Militan’,
‘Radikal’ veya ‘Cihadist’ gibi tanımlayıcı ifadelere başvuran kimi
akademisyenlerse Politik İslam’a ait ideolojik akımlar arasında ayrıma gidiyorlardı.”[11]
Burada
şu notu düşelim: Dekmejian’ı seksenlerde yazdığı makalede esasen “İslamcılık”
veya “İslamcı” terimleri kullanılmıyor.[12] Yazar “Köktencilik” terimini iki, “Köktenciler”
ifadesini ise bir kez kullanıyor. 1995’teki ikinci baskıda ise İslamcılık ve
İslamcı terimleri yaklaşık 900 kez karşımıza çıkıyor. Kitapta “Köktenci”
teriminin farklı versiyonlarına 240 kez rastlıyoruz.[13]
Sage
yayınları Kramer’ın 88 sayfalık broşürünü “Washington Makaleleri” isimli bir
dizi dâhilinde yayımladı. Dizinin yayın yönetmenliğini Stratejik ve Beynelmilel
Çalışmalar Merkezi isimli, Georgetown Üniversitesi bünyesinde faaliyet yürüten
düşünce kuruluşu için çalışan tarihçi, gazeteci, propagandacı ve “terör uzmanı”
Walter Laqueur üstlendi. Kitapta “İslamcılık” terimi dört kez geçiyordu ve
hepsinde de başa “Pan” eki eklenmişti. Buradaki fikre göre siyasete dâhil olan
Müslümanlar zehirleyici niteliğe sahip bir olgunun parçası olmaktaydılar. Önsöz’de
Kramer, bu çalışmanın yapılmasını teşvik etmiş olan Bernard Lewis’e hürmetlerini
dile getiriyor, “ondan daha iyi bir öğretmen ve dost görmediğini”
söylüyordu.[14]
İkinci
Uluslararası Terörizm Konferansı (1984)
İkinci
konferans Washington’da yapıldı. Ana gündemi terörizmle İslam’ı ilişkilendirmek
üzerineydi. Açılış konuşmasında Netanyahu, “İslamî radikalizm (ve Arap
radikalizmi)” üzerinde özel olarak durdu.[15]
Dört
ayrı oturumdan meydana gelen konferansın ilk gününde yapılan oturumun konusu “İslam
dünyası” idi. Diğer başlıklar ise sırasıyla terörizm ve demokrasi, totaliterizm
ve terörizmin uluslararası ağı idi.
“Terörizm
ve İslam Dünyası” başlıklı oturumun başkanlığını yapan Bernard Lewis “dörtlü
çete” diye andığı, sahada faal olan akademisyenlerin “Arap dünyasına yönelik Batı
politikasının duygu temelli yanılsamalar yüzünden tahrif olduğuna inandıklarını,
Batı’nın Arap coğrafyasındaki ilerlemeden yana milliyetçi rejimlerinin uyguladığı
istibdadı yanlış ele aldıklarını düşündüklerini” dile getirdi.[16]
Bu
oturumda yer alan üç konuşmacı sırasıyla, (o dönemde Miras Vakfı’nda çalışan,
ama akademiden ayrılıp Körfez ülkelerinin başındaki diktatörlere danışmanlık
yapan) Profesör John Barrett Kelly, (Londra Üniversitesi Doğu ve Afrika
Çalışmaları Okulu (SOAS) hocası) P. J. Vatikiotis ve (o dönemde Londra Ekonomi
Okulu’nda hoca olan) Elie Kedourie idi. Dört isim de İslam’ı yoğun olarak
eleştiren kişilerdi. İslam düşmanı bir isim olarak nam yapmış olan Lewis
geçmişte birçok kez Edward Said tarafından eleştirilmişti.[17] Kelly ise Lewis’in
“kendisinden daha fazla İslam medeniyetine hayran olduğunu, ona kendisinden
daha fazla hoşgörüyle yaklaştığını” söylüyordu.[18]
İngilizce yayınlarda “İslamcılık”, “Politik İslam” ve “İslamî Köktencilik” terimlerinin kullanım sayısı (1970-2020)
İngilizce
yayınlarda “İslamcılık”, “Politik İslam”, “İslamî Köktencilik”, “Müslüman
Kardeşler”
ve “İslamcı” terimlerinin kullanım sayısı (1970-2020)
Gilles
Kepel ve Olivier Roy (1983-1985)
Gilles
Kepel ve Olivier Roy isimli Fransız akademisyenler, “İslamcı” teriminin
benimsenmesi sürecine katkıda bulundu. Kepel, 1984’te bir Fransız dergisine Mısır’ı
odağa yerleştiren bir makale yazdı.[19] Roy ise 1983-1984’te Afgan coğrafyasındaki
çatışma sürecine odaklanan üç ayrı makale kaleme aldı.[20] Zamanla Kepel ve Roy,
görüş ayrılığı sebebiyle birbirlerinden koptu.[21]
Kepel
ilk kitabı, Peygamber ve Firavun: Mısır’da Müslüman Aşırıcılığı, 1985’te
İngilizceye çevrildi. Kitabın yeni baskısına takdim yazısını Bernard Lewis yazdı.[22]
Orta
Asya Araştırmaları Dergisi (1982-1989)
Roy’un
ilk makalesine yer verdiği dönemde Orta Asya Araştırmaları Dergisi
ikinci yılındaydı. Kuzio’ya göre dergiyi Oxford’da bulunan Orta Asya
Çalışmaları Derneği’ni kuran ve yöneten Enders Wimbush ve Marie Broxup çıkartıyor,
dergi, İslami meselelere dair Rusça yazılmış kitaplarla birlikte gizlice
Sovyetler Birliği’ne sokuluyordu.[23] Bu propaganda faaliyetinin ardında ABD hükümeti
vardı.
Kuzio’nun
aktardığına göre:
“ABD hükümeti Rand
Corporation denilen düşünce kuruluşuna para aktarıyor, bu parayla Sovyet
silâhlı kuvvetlerindeki milliyet meselesi kaynaklı gerilimleri ele çalışmalar
yayımlanıyordu. Bu makaleleri yazan akademisyenlerin bazıları SSCB’de milliyetle
alakalı meselelerin artacağı öngörüsünde bulunuyor, bilhassa Sovyetler’deki
nüfus dinamiklerinin Orta Asya ve Azerbaycan’daki Müslüman halklardan yana gelişmeye
başladığını söylüyorlardı.”[24]
Oxford’da
derneği kurduktan kısa bir süre sonra Wimbush “Rand Corporation’a çalışan üst
düzey analizci” hâline geldi ve vakfın Sovyet silâhlı kuvvetlerindeki
milliyetle alakalı sorunları ele çalışmalara öncülük etti.[25] Wimbush, Oxford’daki
çalışmalarının ardından 1987-1993 arası dönemde Almanya’nın Münih şehrinde
bulunan Özgürlük Radyosu’nun yönetmenliğini yaptı.[26]
Kuzio’nun
aktardığına göre[27] ABD fonlarını alan isimler arasında Hélène Carrère d’Encausse,
Wimbush, Broxup ve gelen bağışların katkısıyla, birlikte kitaplar yazdığı
babası Alexandre Bennigsen bulunuyordu.[28]
Bennigsen,
ABD’nin SSCB’ye karşı yürüttüğü gizli operasyonlarda önemli bir isimdi. Kendisi,
1977-1980 arası dönemde Carter hükümetine bağlı Ulusal Güvenlik Konseyi’nde CIA
temsilcisi olarak çalışan CIA ajanı Paul Henze’yle işbirliği içerisinde faaliyet
yürütüyordu. CIA’den emekli olduktan sonra Henze aynı alanla bağlantılı
çalışmalarda yer almayı sürdürdü.
Çatışma
Araştırmaları Enstitüsü (1985)
Orta
Asya Araştırmaları Dergisi’nin ilk sayısında yer alan yazarlar arasında
derginin yardımcı yayın yönetmeni olacak olan, Anthony Hyman da bulunuyordu.
Hyman’ın ilk sayıda Afganistan ile ilgili yazısına yer verilmişti. Bu kişi,
aldığı burs üzerinden Chatham House’la ilişki içerisindeydi. Muhtemelen Hyman,
müesses nizamla daha derin ilişkileri sahipti. Bunun bir ispatı da Çatışma
Çalışmaları denilen dizi içerisinde kaleme aldığı “Müslüman Köktenciliği” (1985)
isimli çalışmaydı. Çalışma, MI5/CIA tarafından yürütülen propaganda faaliyetinin
önemli bir parçası olan Çatışma Çalışmaları Enstitüsü için kaleme alınmıştı.
Dipnotlar:
[1] Militarist Monitor, “Bernard Lewis”, 17 Eylül 2018, MM.
[2]
Bernard Lewis, “The Return of Islam”, Commentary 61, Sayı. 1 (1976): s. 39–49.
[3]
A.g.e.
[4]
A.g.e.
[5]
Hamid Dabashi, “Alas, poor Bernard Lewis, a fellow of infinite jest”, Jazeera, 28 Mayıs 2018.
[6]
Gilbert Achcar. “Marxism, Orientalism, Cosmopolitanism”. Apple Books.
[7]
Brulin, R. (2015). “Compartmentalization, contexts of speech and the Israeli
origins of the American discourse on ‘terrorism’”. Dialectical Anthropology,
39(1), s. 69-119.
[8]
Deepa Kumar, Islamophobia and The Politics of Empire. Şikago: IL,
Haymarket Books, 2012, s. 119.
[9]
Manfred Gerstenfeld, “Islamic Fundamentalism, The Permanent Threat:An Interview
with Mordechai Abir”, Israel's New Future - Interviews (1994), JCPA.
[10]
Jansen, G. H. (1979). Militant Islam. Harper & Row. s. 132.
[11]
John O. Voll ve Tamara Sonn, Political Islam, Oxford Bibliographies.
[12]
Dekmejian, R. Hrair. “The Anatomy of Islamic Revival: Legitimacy Crisis, Ethnic
Conflict and the Search for Islamic Alternatives.” The Middle East Journal 34,
Sayı. 1 (1980): s. 1–12.
[13]
Dekmejian, R. Hrair. Islam in Revolution: Fundamentalism in the Arab World.
2. Basım, Siraküza, NY: Syracuse University Press, 1995.
[14]
Martin Kramer, Political Islam, 1980, Sage:Beverly Hills, CA. s. 8.
[15]
Deepa Kumar, a.g.e., s. 119.
[16]
J B Kelly, Fighting the Retreat from Arabia and the Gulf: The Collected
Essays and Reviews of J.B. Kelly, Cilt. 1 2013.
[17]
Said, E. W. (2008). Covering Islam: How the media and the experts determine
how we see the rest of the world (Tümüyle yeniden gözden geçirilmiş baskı).
Random House.
[18]
Deepak Lal, “Wisdom on the Greater Middle East”, 11 Eylül 2016, Quadrant.
[19]
Kepel, G. (Ocak 1984). “Contemporary Egypt: The Islamist Movement and the
Learned Tradition”, Annales-Economies Societies Civilisations içinde (Cilt 39,
Sayı. 4, s. 667-680). 54 Bd Raspail, 75006 Paris, France: Librairie Armand Colin.
[20]
Roy, O. (1983). “Sufism in the Afghan resistance”. Central Asian Survey,
2(4), 61-79.; Roy, O. (1984). “The origins of the Islamist movement in
Afghanistan”. Central Asian Survey, 3(2), 117-127.; Roy, O. (1984). “Islam in
the afghan resistance”, Religion in Communist Lands, 12(1), s. 55-68.
[21]
Adam Nossiter “‘That Ignoramus’: 2 French Scholars of Radical Islam Turn Bitter
Rivals”, 12 Temmuz 2016, NYT.
[22]
Bernard Lewis, “Preface”, Kepel, G. (1985). The Prophet and the Pharoah:
Muslim Extremism in Egypt içinde. Londra: Al Saqi Books.
[23]
Kuzio, T. (2012). “US support for Ukraine’s liberation during the Cold War: A
study of Prolog Research and Publishing Corporation”. Communist and
Post-Communist Studies, 45(1-2), s. 51-64.
[24]
Kuzio, a.g.e.
[25]
Kuzio, a.g.e.
[26]
Jamestown Foundation “S
Enders Wimbush”.
[27]
Kuzio, a.g.e.
[28]
Bennigsen, A., Broxup, M., 1983. The Islamic Threat to the Soviet State.
Croom Helm, Londra.
Kaynakça:
Dekmejian, R. Hrair. “The Anatomy of Islamic Revival: Legitimacy Crisis, Ethnic
Conflict and the Search for Islamic Alternatives.” The Middle East Journal
34, Sayı. 1 (1980): s. 1–12.
Krieg,
Andreas, “Laying the ‘Islamist’ bogeyman to rest”, Lobelog, 10 Ekim 2019.
Ganji,
B. (2006). Politics of confrontation: the foreign policy of the USA and
revolutionary Iran. Bloomsbury Publishing.
Kalinovsky,
A. M. (2015). “Encouraging resistance: Paul Henze, the Bennigsen school, and
the crisis of détente”. Yayına Hz.: Michael Kemper ve Artemy M. Kalinovsky, Reassessing
Orientalism: Interlocking Orientologies during the Cold War içinde (s.
211-232). Routledge.
Martin
Kramer, The Islamism Debate (Dayan Center Papers, Sayı. 120). Tel Aviv:
The Moshe Dayan Center for Middle Eastern and African Studies, 1997.
Kramer,
Martin. “Coming to Terms: Fundamentalists or Islamists?” Middle East
Quarterly 10, Sayı. 2 (2003): s. 65-77.
Kramer,
Martin. “Islam and Islamism: Western Attitudes Since 9/11.” Democracy, Islam
and the Middle East içinde, Yayına Hz.: Amnon Cohen, s. 63-70. Kudüs: The
Harry S. Truman Research Institute for the Advancement of Peace, The Hebrew
University of Jerusalem, 2005.
Lewis,
Bernard, “The Return of Islam.” Commentary 61, Sayı. 1 (1976): s. 39–49.
Reyna,
S. P. (2016). Deadly contradictions: The new American empire and global
warring. Berghahn Books.
Sayyid,
Salman, (2015). A fundamental fear: Eurocentrism and the emergence of
Islamism. Zed Books Ltd.
Scardino,
Albert, “1-0 in the propaganda war”, Guardian, 4 Şubat 2005.
Smith, Blake, Why We Say ‘Islamism’ and Why We Should Stop”, Quillette. 11 Şubat 2018.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder