Donald
Trump 2016 başkanlık seçiminde Hillary Clinton’ı mağlup ettikten sonra iki
önemli şey yaşandı: ilki, seçimi kaybeden Demokratların seçimin çalındığını
sürekli ve her yerde dile getirmesiydi.
İkinci
şeyse Clinton’ın başkan adaylığı yarışında rakibi olan Senatör Bernie Sanders’ın
Demokratları toplumsal eşitsizlikler ve sınıf bilinci yerine kimlik
politikasına odaklanarak büyük bir yanlış yaptıkları konusunda uyarmasıydı.
2016
yılının Kasım ayının sonlarında Sanders şunu söylüyordu: “Ben kadınım, bana oy
verin lafı kimse için yeterli değil. Bize Wall Street’in, sigorta
şirketlerinin, ilâç şirketlerinin, fosil yakıt endüstrisinin karşısına
dikilecek cüreti olan bir kadın lazım.”
Eskiden
ilericiler şunu söylerdi: “Bize kadın ya da erkek, kendisini üstinsan
zannedenlerin karşısına dikilecek biri lazım.”
Geçen
hafta sonu “Rich Men North of Richmond” [“Richmond’ın Kuzeyindeki Zengin
Adamlar”] dünya müzik listelerinde bir numaraya yükseldi. Daha önce adı hiç
duyulmamış olan bir sanatçının seslendirdiği bu popülist baladda herkesi
sömüren elitler hedefe konuluyor.
Şarkıcının
adı Oliver Anthony. Şarkısında şunlar söyleniyor:
“Her gün
çalışıyorum, ruhumu satıyorum.
Üç kuruşluk ücrete ömrümü fazla mesaide geçiriyorum.”
[…]
Tanrı biliyor ya
Şu Richmond’ın kuzeyindeki zengin adamlar
Cümlemizi kontrol etmek istiyor.
Ne düşündüğünüzü
Ne yaptığınızı bilmek istiyor.
Ama ben biliyorum ki cebinizdeki para pul olmuş
ve sizden sonsuza dek vergi alacaklar.”
Şarkıda
Anthony kimleri hedef alıyor? Şirketler dünyasını. Merkezi hükümeti. Jeffrey
Epstein ve ona yol verenleri. Vergileri.
Elitlerin
kontrolünü.
Peki
şarkıya elitler ne cevap veriyor? “Bu şarkı sağcı ya!”
Anthony’nin
şarkısı, “cümlemizi kontrol etmek isteyen” zenginlere ve muktedirlere karşı dile
dökülmüş bir figan. Solcu elitler de şarkıya hemen “sağcı bu ya!” diye tepki
gösterdi. Oysa aslında şarkı, Demokratların kimlik politikası, trans ideolojisi
ve sansürcülüğe karşı sınıf savaşına odaklanacağı farklı bir dönemde pekâlâ
Bernie Sanders’ın kampanyası için kullanılabilirdi.
En
azından bu süreçte bir Demokrat Parti senatörü, şarkıyı “sağcı” diye etiketlemedeki
tuhaflığın farkına vardı.
Bazı
isimlerse şarkıyı “sağcı” olarak nitelemenin saçma olduğu üzerinde durdular.
Bugün
sol eğilimli elitlerin hedefi, bir vakitler yaptıkları gibi, orta sınıfı veya
yoksulları savunmak değil, herkesin dilini kontrol altına almak ve halka
aktarılan hikâyeleri ve sözleri kendilerince yönetmek. Elitlerin kontrolüne
karşı koyma çabaları, kimlik politikasına, trans ideolojisine, sansüre vs.
karşı geliştirilen direniş, bugün hemen “sağcı” olarak etiketleniyor.
Bu
şarkıya yönelik tepkiler bunun son örneği.
Mesele,
sağcıların otoriterliğe eğilimli olmaları değil ki birçoğu gerçekten de bu tür
bir eğilim içerisinde. Mesele, bu otoriterlik eğiliminin tüm sağı tanımlamıyor
olması. Esasında bugün Amerikan sağını, sahip olduğu söylenen otoriter dürtülerden
çok saman altından su yürüten sol otoriterliğe karşı koyan pratik tanımlıyor.
Bugün
Amerikan solunu herkesi kontrol altına almaya yönelik pratik tanımlıyor. Bu giderek
güçlenen özgürlük düşmanlığına karşı koyanlara hemen “sağcı” yaftası vuruluyor.
Efendilere
bekçilik yapanlar, Oliver Anthony’nin hakkından gelmek için hemen görev
yerlerine dağıldılar. Çünkü o efendiler, “bizim ne düşündüğümüzü, ne yaptığımızı
bilmek istiyor. Hepsi de cümlemizi kontrol etmek istiyor.”
Bernie
Sanders’ın 2016’da dillendirdiği, solun kimlik politikasını sınıf bilincinin
önüne koyduğuna dair eleştirisinin bugün solcu değil sağcı olarak
nitelendirileceğiyle ilgili tespitimiz, hiç de abartılı değil. Sanders’ın o
günden beri bu endişelerini dile dökmemiş olmasına kimse şaşmasın.
Samimiyetle
ifade etmek gerekirse, “Richmond’ın Kuzeyindeki Zengin Adamlar” şarkısı
ne sağcı ne de solcu. O, elitlere sıkılmış bir kurşun.
Elitler,
şarkıdan hiç hoşlanmadılar. 2023 yılında bir şeyin sağcı olması için elitlerin
o şeyden hoşlanmaması kâfi.
* * *
Richmond’ın Kuzeyindeki Zengin Adamlar
Şuracıkta
oturabileyim, ömrümü tüketeyim
Evimde sürünüp dertlerimi başımdan defedebileyim diye
Tüm gün çalışarak ruhumu satıyordum,
Boktan bir ücrete mesai yapıyordum.
Benim ve
sizin gibi insanlar için
Dünyanın hâli utanç verici.
Keşke uyansam uykumdan da gerçek olmadığını görsem
Ama ne yazık ki gerçek.
İhtiyarlamış
ruhumuzla yaşıyoruz
Yeni dünyada.
Tanrı biliyor ya
Şu Richmond’ın kuzeyindeki zengin adamlar
Cümlemizi kontrol etmek istiyor.
Ne düşündüğünüzü
Ne yaptığınızı bilmek istiyor.
Bildiklerinizi dert etmiyor, bense yaptıklarınızı biliyorum.
Ben biliyorum,
O Richmond’ın kuzeyindeki zengin adamlar yüzünden
Cebinizdeki para pul olmuş
Ve sizden sonsuza dek vergi alacaklar.
Keşke
siyasetçiler sadece o adada tutulan ufak çocuklara değil
Madencilere de sahip çıksalardı.
Tanrım, sokaklar yiyecek ekmeği olmayan insanlarla dolu.
Bir yandan bir obez, sosyal yardımları emiyor.
Boyun 1,60,
kilon 150 ise ne âlâ
Vergiler o vakit akıyor çikolatalı kurabiye çantalarına.
Gençlerse yerin dibini boyluyor.
Çünkü şu lanet ülkenin tek yaptığı
Onları günbegün süründürmek.
Benim ve
sizin gibi insanlar için
Dünyanın hâli utanç verici.
Keşke uyansam uykumdan da gerçek olmadığını görsem
Ama ne yazık ki gerçek.
İhtiyarlamış
ruhumuzla yaşıyoruz
Yeni dünyada.
Tanrı biliyor ya
Şu Richmond’ın kuzeyindeki zengin adamlar
Cümlemizi kontrol etmek istiyor.
Ne düşündüğünüzü
Ne yaptığınızı bilmek istiyor.
Bildiklerinizi dert etmiyor, bense yaptıklarınızı biliyorum.
Ben biliyorum,
O Richmond’ın kuzeyindeki zengin adamlar yüzünden
Cebinizdeki para pul olmuş
Ve sizden sonsuza dek vergi alacaklar.
Tüm gün
çalışarak ruhumu satıyordum,
Boktan bir ücrete mesai yapıyordum.
Söz-Müzik: Oliver Anthony
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder