Yedinci
Senfoni, 1941’de yaşanan korkunç olaylardan ilham alınarak bestelendi.
Dört
bölümden oluşuyor. İlk bölüm, o güzel ve huzurlu hayatımızı paramparça eden
savaşın patlak verişini tarif ediyor. Niyetim, askeri operasyonları uçak
gürültüleri, tank paletlerinin sesleri veya topların patlayışı gibi doğal
seslerle tasvir etmek değildi. Ben, burada savaş müziği gibi bir şey bestelemedim.
Aslında daha çok o korkunç olayların anlam ve önemini aktarmak istemiştim.
Yedinci Senfoni'de ilk hareket dâhilinde, kendilerine ve geleceklerine güvenen insanların mutlu
hayatlarından bahsediliyor. Savaştan önce tüm ülke ve Leningrad’ın tamamı,
barış ve huzur içerisinde yaşıyordu, ama sonra binlerce insan silâh altına
alındı.
İlk
kısmın orta bölümüne savaş teması hâkim. İkinci kısım, lirik bir anlatımla,
canlı çalınıyor. Burada insanların zevk aldığı olaylar ve mutlulukla yoğrulmuş hikâyeler
bir araya getiriliyor. Ama hepsinin üzerini melankoli ve belirsizliğin o ince
pusu kaplamış.
Üçüncü
kısımda orkestra yavaş, acıyı verecek ölçüde yavaş. Burada hayat karşısında
mest olmuşluk, doğaya tapınmadaki huşu hâkim. Bu ahval, dördüncü kısımda hiçbir
kesintiye uğramadan harmanlanıyor. Tüm kompozisyonun ilk çekirdeğini dördüncü
ve birinci kısım oluşturuyor. Birinci kısım mücadeleyi, dördüncü bölümse
yaklaşan zaferi anlatıyor.
Bunlar,
benim senfonimi dinleyenlerle paylaşmak istediğim düşünceler. Bu kompozisyona
çok fazla güç ve enerji kattım. Daha önce hiç bu kadar tutkuyla çalışmamıştım.
“Silâhlar
patlayınca ilham perileri susar” diye bir söz var. Bu söz, muhtemelen çıkardığı
gürültüyle hayatı, neşeyi, mutluluğu ve kültürü ezen silâhlar için geçerli. Bunlar,
karanlığa, şiddete ve kötülüğe aitler ve onlar için patlıyorlar.
Biz,
deliliğe karşı aklın, barbarlığa karşı adaletin zaferi için mücadele ediyoruz.
Hitlerciliğin karanlık güçlerine karşı verdiğimiz mücadelemizde bize ilham
veren görevlerden daha asil ve daha yüce bir görev yok.
Bugün
son senfonimin en yüksek ödülle, Stalin Ödülü ile ödüllendirildiğini öğrendim.
Bu haber, gücüme güç kattı.
Anavatanımız
için verdiğimiz bu büyük savaşta yazarlarımız, ressamlarımız ve müzisyenlerimiz
yorulmak nedir bilmeden çalışıyorlar, bu yoğun çalışma sürecinde sayısız eser
ortaya koyuyorlar. Çünkü onlardaki yaratıcı faaliyet, çağımızın en ilerici
fikirlerini kuşanmış. Dolayısıyla, bizim elimizdeki silâhlar patladığında bizim
ilham perilerimiz de o güçlü seslerini yükseltiyorlar. Elimizdeki kalemi kimse
alamayacak.
Dmitri Şostakoviç
1941
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder