1913’te
Indiana’da doğan Henry Alfred Byroade, 1937’de West Point harp akademisinden
mezun olur. 1939’a kadar istihkam subayı olarak Hawai Adaları’nda çalışır.
İnşaat mühendisliği okuduktan sonra Virjinya’da çalışmaya başlar. Ardından
1946’da tuğgeneral olur. Geçici süre dışişlerine bağlı Alman Bürosu’nda görev
alır. 1952’de askerlikten istifa eder ve Ortadoğu, Güney Asya ve Afrika’dan sorumlu
dışişleri müsteşar yardımcısı olarak atanır. Aynı yıl içerisinde İngilizler,
Amerika’ya İran’daki Musaddık hükümetine karşı bir darbe gerçekleştirme arzusu
içerisinde olduklarını bildirirler. Byroade, üstü olan dışişleri müsteşar
yardımcısı H. Freeman Matthews’e yazdığı bu raporda, bu isteğe dair
düşüncelerini aktarmaktadır. Dediğine göre, darbe fikri, ilkin İngilizlerin 8
Ekim 1952 günü Amerikalılara ilettikleri makalede dile getirilmiştir. O günden
sonra üç toplantı gerçekleştirilir, fakat darbe ihtimalinin düşük olduğu
sonucuna ulaşılır. Darbe konusunda gerekli zeminin olmadığının düşünülmesinin
bir sebebi, Musaddık’ın yerine uygun bir ismin bulunamamış olması, diğer bir
sebebi de Tude’nin darbeye karşı geliştireceği olası tepkidir. Belgenin ortaya
koyduğu ilginç bir tespit de o dönemde İngilizlerin petrol anlaşmasına destek
sunamadığı koşullarda, Amerika’nın bir biçimde Musaddık’ı desteklemeyi planladığı
gerçeğidir. Belge, “ABD hükümeti, gerçekten de en önemli müttefikine karşı İran
başbakanından yana mı durdu yoksa İngilizlerin darbe fikrini desteklermiş gibi
mi göründü?” sorusuna gerekli cevabı sunacak yeni bir kanıt olarak önemlidir.
Byroade, bu raporunda darbe önerisine dair kendi şüphelerini sıralıyor, ama bir
yandan da Matthews’e o dönem Washington’daki İngiliz Büyükelçiliği’nin
başındaki isim olan Christopher Steel’in fikirlerini dinlemesi için onunla bir
araya gelmesini öneriyor.
* * *
Dışişleri
Bakanlığı
Müsteşarlık
26
Kasım 1952
Kime:
Bay Matthews
Kime:
Bay Byroade
Konu:
İran’da Darbe Örgütleme Önerisi
Sorun:
İngiliz
Dışişleri Bakanlığı bize, Amerikan hükümeti işbirliğine girmeyi kabul ettiği
takdirde, Musaddık Hükümeti’nin yerine daha “güvenilir” bir hükümetin
getirilmesi amacı doğrultusunda İran’da bir darbe girişiminde bulunmak istediğini
iletti. İngiliz ve Amerikan istihbarat kurumları, bu türden bir hamlenin
uygulanabilirliği konusunda hazırlık amaçlı, geçici tartışmalar içerisine girdiler,
fakat ABD dışişleri bakanlığı, bu darbeyi politik bir adım olarak görüp, ciddi
bir hazırlık içine girmediği sürece, bu tartışmaların ilerlemesi mümkün değil.
Arka
Plan:
Sizin
de anımsayacağınız üzere, 8 Ekim’de İngiliz Büyükelçiliği, bize İran’da
komünizm tehdidini savuşturmak için başvurulacak olası yöntemlerin genel
hatlarını ortaya koyan bir makale göndermişti. Sizin talimatlarınız uyarınca,
Jack Jernegan ve dışişlerinden başka isimlerle birlikte CIA’den bazı kişiler,
İngiliz Büyükelçiliği ve İngiliz istihbaratı temsilcileriyle üç toplantı
gerçekleştirdiler. (Bu toplantıların ilkinin içeriğine dair özeti, Jernegan’ın
23 Ekim tarihli raporu sunuyor.) İngilizlerin makalesinde belirtilen olası eylem
seçeneklerinden biri de darbeydi. Fakat makale, darbe ihtimalini uygulanabilir
olmadığı için kenara itmişti, çünkü uygun bir İranlı lider bulamamıştı. Fakat dün
yapılan toplantıda İngiliz Büyükelçiliği, yaptıkları değerlendirmelerde, İngiliz
hükümetinin elindeki imkânlar dâhilinde, darbenin daha doğru bir seçenek
olduğuna kanaat getirdi ve İran’ı kurtarmanın en iyi yolunun darbe olduğu
sonucuna ulaştı.
Elçilik
temsilcisi (Bernard Burrows) İngilizlerin darbe konusunda dile getirdikleri
gerekçeler konusunda herhangi bir detay vermese de görünüşe göre, İngiliz
dışişleri bakanlığı, şu iki sebebe bağlı olarak darbe sonucuna ulaştı:
a.
İngiliz istihbaratı, İran’da darbe işini halledebilecek bir örgütün bulunduğunu
bildirdi;
b.
Dışişleri bakanlığı, Musaddık’la petrol konusunda uzlaşmaya varılmasının
ihtimal dışı olduğunu gördü, komünist partinin iktidarı almasına mani
olabileceğine dair hiç ümidinin olmadığını ifade etti.
Görünüşe
göre İngilizlerin aklında, önerilen darbenin başına geçecek lider konusunda
özel bir aday yok. Hazırlık amaçlı tartışmalarımız üzerinden İngilizler, muhtemelen
“eski kurt” politikacılardan hem de ılımlı milliyetçi liderlerden oluşan listedeki
bir isimde uzlaşmak istiyorlar. Dediklerine göre, İran içerisinde faaliyet
yürüten, temas içerisinde oldukları örgüt, lider konusunda esnek bir tutum
içinde. Ama öte yandan toplantıda İngilizler, tüm halkın desteğini alabilecek,
gerçekten güçlü bir ismi dile getiremediler.
Merkezî
İstihbarat Teşkilâtı ve Yakın Doğu İşleri Bürosu, yeni hükümetin darbe sonrası
ayakta kalabilmesinin İngilizlerin ve Amerikalıların politik ve mali desteğine,
aynı zamanda petrol anlaşmasının erkenden imza edilmesine bağlı olduğuna inanıyor.
Toplantıda İngilizler de bu görüştelerdi. Ancak İngiliz hükümeti, yeni hükümete
muhtemelen Dr. Musaddık’a sundukları tekliflerden daha iyi bir teklif sunmayacak.
Bu sebeple İngiliz hükümeti, yeni rejimin daha makul bir tavır içerisine girme
ihtimaline ve bu önerileri kabul etsin diye İran halkının yeni rejime baskı
uygulaması için ortaya koyduğu eylemliliğe bel bağlamak durumunda.
Tartışma:
İngilizlerin
isteği üzerine sundukları makale tartışıldı ve bu tartışma, gayrıresmi ve
olabildiğince keşif amaçlı bir seyir izledi. İngilizlerin darbeyle ilgili
tavırlarında yaşanan değişiklik, onları acilen ve kararlı bir biçimde adım atmaya
itti, bu anlamda, ilgili tavrı en yüksek kademelerde ciddiyetle ele almak
gerekiyor. (İngiliz büyükelçisi Christopher Steel, tüm meseleyi tartışmak için
sizden randevu talep ediyor.)
Şu
an itibarıyla bizden önerilerini ciddiyetle ele almamızı istiyorlar, bu
sebeple, gizli istihbarat kurumları işin (oldukça hassas olan önemli bilgilerin
takas edilmesini de içeren) teknik yönlerini detaylı bir biçimde incelemeyi
amaç edinen çalışmanın yürütülmeye değer olup olmadığını bilmek, bizim projeden
hemen şu an vazgeçip geçmediğimizi öğrenmek istiyorlar. İngiliz istihbaratından
iki temsilci, özellikle bu tartışmaya katılmak için Washington’a geldi, fakat
konunun ele alınmaması durumunda, önümüzdeki hafta ülkeden ayrılacaklar.
Biz,
darbenin sahada uygulanması işine dâhil olmadan, bu darbe önerisini ciddiyetle
ele almayı kabul edebiliriz, ama kabul etmeliyiz ki zaten biz, bu yönde önemli
bir adım atmış bulunuyoruz. Darbenin yapılıp yapılmayacağı ile ilgili nihai karara,
1 Ocak’ta varılmak durumunda, çünkü istihbarat kurumları, önümüzdeki Nisan ve
Mayıs aylarının darbeyi yapmak için en uygun zaman olduğunu, darbe için dört
aylık bir hazırlık sürecine ihtiyaç duyulduğunu söylüyorlar.
Yalnız
kararımızı verirken dikkate almamız gereken bir husus var: Biz, bugün itibarıyla,
Musaddık’ın kabul edebileceği bir petrol anlaşmasına İngilizlerin onay
vermemesi durumunda, İran hükümetine tek taraflı yardım etmeyi düşünüyoruz. Dolayısıyla,
hem Musaddık’a açıktan yardım sunup, hem de onu devirmeyi amaçlayan planları
uygulamaya sokamayız. Şurası açık ki bizim yardımımız hükümeti güçlendirecek,
önerilen darbe planıysa Musaddık’ı itibarsızlaştırma amacını güden bir “yumuşatma”
dönemine ihtiyaç duyuyor, aynı zamanda böylesi bir plan yüzünden İranlılar,
Batılı güçlerden yardım dahi umamayacaklarını düşünecekler. Her hâlükârda
İngilizlerin bizim tek taraflı olarak farklı bir yönde hareket etmemiz
durumunda, bir darbe hazırlığı süreci içerisine girmeleri pek mümkün görünmüyor.
Son
hususla ilgili olarak şu görülmeli: İngilizler, bu öneriyi esasen Amerika’nın
tek taraflı olarak Musaddık’a yardım sunmasına mani olmak istedikleri için
dillendiriyor değiller. İngilizler, tek taraflı eylem fikrinden vazgeçtiğimizi
düşünüp, darbe planını yürürlüğe koyacağımıza kanaat getirerek, yüzeysel de olsa
bir anlaşmaya varabilirler, bizim tavrımıza dair yorumları dâhilinde şu an
tartıştığımız yeni petrol anlaşması önerileri konusunda daha esnek
davranabilirler. Tersten, eğer yeni darbe planına karşı çıkmamız hâlinde,
İngilizler Musaddık’la anlaşmaya varmak için daha kararlı bir tutum içerisine
girmek durumunda kalabilirler. İngilizlerin yaklaşımlarının redde tabi
tutulması hamlesinin, onlar tarafından, Musaddık hükümetiyle yaşanan petrol
anlaşmazlığının çözüme kavuşturulması konusunda bizim kararlı bir tutum
içerisinde olduğumuz şeklinde yorumlanmasını beklememiz gerekiyor. Ayrıca
dışişleri bakanının Bay Eden’a yaptığı, anlaşma öncesinde Musaddık gitmesinin
zaruri olduğuna dair tespitine katılmadığını söylediği açıklamalar da dikkate
alındığında, İngilizler, bizim anlaşma için bastırdığımız neticesine
varacaklardır.
Şuan
dikkate almamız gereken bariz ve hayatiyet arz eden bir husus daha var. Darbe
hazırlıkları ve bu darbeyle bizim bağlantımızın bilinmemesi, darbenin
nihayetinde başarıya ulaşması konusunda bize güvence verilmeli. CIA, projenin uygulanabilir
olduğuna ve İngilizler-Amerikalılar arasında bağ kurulmaksızın
gerçekleşemeyeceğine inanıyor. Ne var ki bilhassa İran gibi bir ülkede böylesi
bir darbe konusunda herhangi bir güvence verilemez. Birçok sorun yaşanması
mümkündür. Dahası, İranlıların ortada delil olsun ya da olmasın, İranlıların bu
türden aniden yaşanmış bir politik gelişme konusunda İngilizleri suçlayacağını,
bu suçlamayı Sovyet bloğu ve muhtemelen Yakın Doğu ile Asya’daki birçok ülke tarafından
yöneltileceğini varsayabiliriz. İran’da halk, öyle Batı karşıtı ki dünya
kamuoyu, orada sıra dışı yöntemler gerçekleştirilecek ani her türden
değişikliği şüpheyle karşılayacaktır.
Darbe
başarılı olsa bile, İran halkı ve Yakın Doğu ile Güney Asya’daki başka halkların
bizden kopmasına sebep olacağı için bir süre bu darbenin bize pek bir hayrı
olmayacaktır.
Bilhassa
darbenin başlangıçta tüm yönleriyle başarılı olmaması durumunda, Sovyetler’in sert
tepki vermesi gibi tehlikeli bir ihtimal söz konusudur. Eğer Kaşani gibi bir
ulusal cephe lideri, Tude saflarına geçerse ve Tude’nin içinde olduğu güçler,
kuzey vilayetlerini ele geçirip, İran halkının gerçek temsilcisi olduklarını
iddia ederlerse, bugünden daha ciddi bir durumla yüzleşiriz. Bu örgütün
arkasında güçlü bir Rus desteği olduğuna hiç şüphe yok. Tude’nin Tahran’daki
merkezî hükümetin karşısına ciddi güçlükler çıkarttığı çok açık. Öyle ki petrol
akışı başlayıp, Batı’dan yardım gelse bile bu gelişme, ülkede dengenin tesis
edilmesi konusunda yeterli etkiyi yaratmayabilir.
Sonuçlar:
1.
Her ne kadar Musaddık idaresinde bulunan İran’ı kurtarma çabalarımızın başarılı
olması hususunda elde herhangi bir güvence olmasa da Dr. Musaddık’a karşı darbe
hazırlıklarında İngilizlerle birlik olmayı kabul etmemiz, böylesi bir dönemde
bizim İranlıların ve İngilizlerin kabul edebilecekleri yeni petrol anlaşması
önerisini formüle etme girişimlerimizin başarıya ulaşma ihtimalini ortadan
kaldırabilir.
2.
Amerika’nın mevcut İran hükümetine tek taraflı sunduğu yardımdan vazgeçmesine neden
olacak olan darbe, önümüzdeki birkaç ay boyunca İran’la ilişkilerimizin
bozulmasına neden olabilir. Yeni hükümet kurulsa bile, iki ülke arasında her
iki tarafı memnun eden ilişkiler kurulamayabilir.
3.
Projenin başarılı olacağının veya liderinin İran’ı mevcut rejime kıyasla daha
etkili bir biçimde yöneteceğinin güvencesi yoktur.
4.
Darbe başarılı olsa bile, önerilen darbe, uzun vadede sadece İran’da değil,
dünyanın diğer kısımlarında, bilhassa Yakın Doğu’da bizim aleyhimize olacak
sonuçlar doğurabilir.
Öneriler:
1.
Önümüzdeki hafta başı İngiliz Büyükelçisi Christopher Steel ile görüşüp,
İngiliz hükümetinin görüşlerini kendisinden dinleyiniz.
2.
Elçi, ilerleyen süreçte dikkate alınması gereken, önemli kimi hususları gündeme
getirmezse, kendisine şu cevabın verilmesini öneriyorum:
a.
Biz, bu öneriyi dikkatle ele aldık. Görebildiğimiz kadarıyla öneri,
tehlikelerle ve belirsizliklerle malul, üstelik bu tehlikeler ve belirsizlikler,
darbe başarılı olsa bile ortadan kalkmayacak. Bu sebeple, tümüyle reddetmemekle
birlikte, biz, bu dönemde bu eylem sürecinin planlanması işini İngilizlerle
birlikte üstlenmemeyi tercih ediyoruz.
b.
Dr. Musaddık’la petrol anlaşması imzalanması için her türden çaba ortaya konulmalı,
darbe yöntemine anlaşmaya varılmaması durumunda başvurulmalıdır. Bugün için biz,
her iki hükümetin de acilen Amerikan dışişleri bakanının New York’ta Bay Eden’a
yaptığı son açıklamalarla uyumlu hareket etmeye odaklanması gerektiğine
inanıyoruz.
Christopher
Steel ile görüştüğünüzde, yanınıza dışişlerinden politika planlama direktörü Paul
Nitze’yi almanızı öneriyorum, zira İngiliz Büyükelçiliği, kendisinin toplantıya
katılmasını özel olarak talep etti. Ayrıca önceki gayrıresmi tartışmalara aşina
olduğu için dışişlerinden Jack Jernegan da toplantıya katılmalı. Tabii katılmamı
isterseniz, ben de emrinize amadeyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder