“Birlik olmuş bir halk asla yenilmez.”
Aşk
bir bütünlüktür, adanmışlıktır, kendini terk etme, yeniden doğuştur. Bir insan
âşık olduğunda, kendisini sevdiğine koşulsuz teslim eder, bütün ben
duygularından arınır ve sevdiğiyle kalben bedenen yekvücut olur. Sevdiğinin
yüzünde tebessüm olmak için çırpınır, çabalar, emek harcar. Bir fikir insanı da
toplumuna ülkesine ve bütün insanlığa derin bir aşk besler ve kendini bu yola
adar. Yürüdüğü yolda çelişkilere düşmez, zorluklar karşısında kaygıya kapılmaz.
Nâzım’ın dediği gibi: “Herkes kendinden sorumludur aşkta.” Fikre âşık olan,
karşılık beslemeden, bir tüccar duygusuyla hareket etmeden kucaklar insanlığı.
Bundandır ki sayısı az olsa da fikir âşıklarının başarı şansı milyonda bir
görülürken, yine de geçit vermez düşmana, çok kişiyle küçük işler yerine, az
kişiyle büyük işler başarır fikir âşıkları, çünkü çelik bir yüreğe sahip olan,
öyle kolay kolay bükülmez zorluk karşısında.
Gelgelelim
ülkemizde de fikir insanları yoğunlukta, ama bu insanların aşkları platonik ve
kalpleri cam kadar kırılgan. Bir bencillik ve kibir furyası Türkiye solunda
doludizgin ilerlemektedir. En ufak bir tartışmanın sonucu bölünmelere varmakta,
bu da yetmezmiş gibi bu sekter insanlar farklı farklı partiler ve hareketler
kurarak (şirket gibi) kendilerini kurtarıcı görürler. İş yapmaktan çok çene
kalmak, eylem yerine durağan bir çizgi de hareket ederler.
Sandinista
Ulusal Kurtuluş Cephesi Nikaragua’da faaliyete geçtiğinde bir avuçtular.
Düşmanları Somoza ailesi ise kırk yıldan uzun süredir ülkeyi acımasızca
yönetiyordu. Komünist partinin sekterci tutumu sınıf mücadelesinin gelişmesine
engel oluyordu. Sandinistalar belli bir fikir üzerine değil, çoğulcu fikirler
üzerine kurulmuştu, bundan dolayı bütün bir halkı kucakladılar, halk da
gerillaları kucakladı. Birçok Katolik rahip ve rahibe, Marksist gerillalarla
ortak hareket etti. Bu çoklu yapı asla içerisinde çatlaklar vermedi, çünkü
amaçları birdi: düşman yok edilmeli, eşit ve huzurlu tam bağımsız bir ülke
kurulmalıydı. Bu doğrultuda herkes bir bütün oldu, düşmanın acımasızlığı doruk
noktasına ulaştığında dahi kimse sevdasından dönmedi ve zafer gerçekleşti.
İrlanda
devrimi, İran devrimi, Uruguay devrim mücadelesi, Şili birleşik sol hareketi
birer örneğidir fikir aşkının.
Bugün
ülkemizde son sürat devam eden yolsuzluk, ekonomik ve paralel olarak NATO adı
altında askerî işgal, vatan topraklarının satılması, doğa katliamları, insan
katliamları ve daha nice günahlar.
Peki
ama bunun sorumlusu kim? Ülkemizde sol sosyalist partiler yönetime gelmediği
için ülkede tüm sorunların kaynağı sağ ve gelişen muhafazakâr partilerdir.
Nedeni ise Türkiye solunun ortalığa saçılmış puzzle parçaları gibi dağılmış
olmasıdır.
TKP,
TİP, DBP, Devrimci Parti, DİP, DSİP, EMEP, EHP, ESP, HAK-PAR, HKP, SOL PARTİ,
SEP, SYKP, TKH, bunlara ek sınıfçı geçinen, CHP ve HDP. Onlarca parçaya
bölünmüş ve ben daha iyiyim kibri altında kurulmuş partiler. Bunlara
dernekleri, sendikaları ve öğrenci yapılarını da eklersek Türkiye solundaki
rezilliğin nasıl derinleştiği daha belirginleşir. Bugün ülkedeki yönetime en
çok ses çıkaran bu hareketler iken, herhangi bir eylemde bulunmayanlar da yine
bunlardır. Emek mücadelesini tekelleştirme çabası içinde olan sol, ABD
çıkarlarına sağdan daha çok hizmet etmektedir.
Ülkemizin
ve insanlığın tek kurtuluşu sosyalizmdir. Ve devrimin gerçekleşmesi için tek
yol birliktir.
Devrimler
tarihine baktığımızda birleşen halkların zaferini görmekteyiz. Tek başına kimse
bir şey yapamaz. Bakın düşmanlarımıza, çıkarları doğrultusunda nasıl da
işbirliği yapıyorlar. Bütün ahlâkî kavramları ayakları altına alıp iktidara
sahip oluyorlar. Hâlbuki biz onlardan çoğuz ve biz onlardan daha yiğidiz.
Ben
duygusunu yok edin ve pür bir saflıkla fikir aşkına adayın kendinizi. Şems’in
dediği gibi, “sen ol da, ister yâr ol ister yara, lütfun da başımın üstüne,
kahrın da.” Hiçbir devrim istenilen mükemmeliyette olamaz, ama en kötü devrim
bile acılarımıza son verir. Ne olursa olsun devrim şart kardeşler. Ve daha
fazla bu ihaneti sürdürmeyin, birlik olun birlik.
Can Şahin
16 Ağustos 2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder