Kızıl
Ordu'da serseri ve amaçsız kişilerin oranı yüksek olduğundan, Çin’de, bilhassa
güney eyaletlerinde bu kesimin geniş bir kitlesi bulunduğundan, ordu içerisinde
başıboş isyancı çetelerin politik ideolojisi kendisine epey yer bulmuştur. Bu
ideoloji kendisini şu şekillerde ortaya koymaktadır:
(1)
Bazı insanlar, politik nüfuzumuzu düzensiz gerilla eylemleri ile artırmak
istiyorlar ama bu noktada üs bölgeleri inşa edip halkın politik iktidarını
kurmak gibi yoğun çaba gerektiren görevlere sırtlarını dönüyorlar.
(2)
Kızıl Ordu’nun büyütülmesi noktasında bazı insanlar, “adam tutma, at satın
alma” ya da “asker kaçaklarını örgütleme ve isyancıları orduya katma” gibi
adımlar atıyorlar[1] ama yerelliklerdeki kızıl muhafızları büyütme, askeri
birlikleri güçlendirme, böylelikle Kızıl Ordu’nun temel güçlerini geliştirme
yoluna gitmiyorlar.
(3)
Bazı insanlar, çetin mücadeleleri kitlelerle birlikte verme konusunda gerekli
sabrı göstermiyorlar, sadece diledikleri gibi yiyip içmek için büyük şehirlere
gitmek istiyorlar. Düzensiz isyancıların ideolojisi, bu türden karşılıklar
üretiyor ve bu ideolojinin söz konusu tezahürleri Kızıl Ordu’nun gerekli
görevleri yerine getirmesine mani oluyor, sonuçta da bu hatanın kökünün
kazınması, Kızıl Ordu’nun teşkilât yapısı içerisinde süren ideolojik
mücadelenin önemli bir hedefi hâline geliyor. Huang Chao[2] veya Li Chuang[3]
tipi düzensiz isyancı çetelerin çalışma tarzlarına mevcut şartlarda izin
verilemeyeceğini herkesin anlaması gerekiyor.
Bu
hatayı düzeltmek için şu türden yöntemlere başvurulabilir:
1.
Verilen eğitimler yoğunlaştırılmalı, yanlış fikirler eleştirilmeli, düzensiz
isyancı çetelerin ideolojisi tasfiye edilmelidir.
2.
Kızıl Ordu bünyesindeki temel seksiyonlarda eğitimler yoğunlaştırılmalı, son
dönemde tutsak alınan kişilere daha yoğun eğitim verilerek, bu serseriliğe has
görüşe karşı konulmalıdır.
3.
Kızıl Ordu saflarında mücadele konusunda tecrübeli olan işçi ve köylülerden
istifade edilmeli, böylelikle ordunun terkibi ve yapısı değiştirilmelidir.
4.
Militan işçilerden ve köylülerden oluşan kitlenin içerisinden Kızıl Ordu’ya ait
yeni birlikler oluşturulmalıdır.
Darbecilik
Kalıntıları Üzerine
Kızıl
Ordu içerisindeki parti teşkilâtı darbeciliğe karşı mücadele yürütmüşse de bu
mücadele kâfi gelmemiştir. Bu sebeple darbecilik ideolojisinin kalıntıları,
ordu içerisinde hâlen daha mevcuttur. Bu ideoloji, kendisini şu şekillerde
ortaya koymaktadır:
(1)
Öznel ve nesnel koşullara bakmadan, körü körüne eyleme geçilmesi;
(2)
Partinin şehirler konusunda geliştirdiği politikanın yetersiz ve tereddütlü bir
biçimde uygulanması;
(3)
Özellikle yenilgi dönemlerinde askerî disiplinin iyice gevşemesi;
(4)
Bazı birliklerin ev kundaklama eylemlerine girişmesi;
(5)
Darbecilik ideolojisinin birer yansıması olarak asker kaçaklarının vurulması ve
işkence. Toplumsal kökenleri bağlamında darbecilik, lümpen proleter
ideolojisiyle küçük burjuva ideolojisinin birleşiminin bir sonucudur.
Bu
hatanın düzeltilmesi için şu yöntemlere başvurulabilir:
1.
Darbecilik, ideolojik düzlemde tasfiye edilmelidir;
2.
Kurallar, yönetmelikler ve politikalar aracılığıyla darbeci davranışlar
düzeltilmelidir.
Mao Zedung
Aralık 1929
[Kaynak:
Selected Works, Foreign Language Press, Pekin 1965, Cilt 1, s. 114-115.]
Dipnotlar:
[1] Burada güçleri artırmak için Çin tarihinde isyancıların başvurdukları
yöntemlere atıfta bulunuluyor. Bu yöntemler uygulanılırken nitelikten çok insan
sayısına odaklanılıyor, her türden insan ayrım gözetmeksizin saflara katılıyor.
[2]
Huang Chao, Tang Hanedanlığı’nın sonlarına doğru yaşanan köylü ayaklanmalarının
lideridir. Milattan sonra 875’te memleketi Tsaochow’da (bugün Şantung şehrinde
bulunan Hotse Kasabası) başlattığı isyanda Huang silâhlı köylülerle birlikte
imparatorluk güçlerine karşı girdiği muharebelerde zaferler elde ediyor. On yıl
içerisinde Yellow, Yangtse, Huai ve İnci nehri vadisindeki şehirlerin büyük
kısmını ele geçiriyor ve güçleriyle birlikte Kwangsi’ye kadar ilerliyor. En
sonunda Tungkuan geçidini açıp başkent Çangan’ı (bugün Şensi’de bulunan Sian’ı)
alıyor ve Çi İmparatoru oluyor. İçteki kavgalar ve Tang güçler bünyesinde yer
alan ama Han kabilesine mensup olmayan müttefikleri Huang’ı Çangan’ı terk
etmeye zorluyor. Bunun üzerine Huang doğup büyüdüğü bölgeye çekiliyor ve burada
intihar ediyor. On yıl süren savaşı, Çin tarihinde köylülerin yürüttüğü en ünlü
savaşlardan birisidir. Hanedanlık tarihçilerinin aktarımına göre “arkasında
daha çok ağır vergilerin ve haracın çilesini çeken insanlar” toplanıyor.
Takviye edilmiş üs bölgeleri inşa etmek yerine daha çok seyyar, düzensiz savaş
yürüttüğü için Huang’a bağlı güçlere “düzensiz isyancı çeteleri” deniliyor.
[3]
Li Chuang, Chuang Kralı Li Tzu-cheng’in kısaltması. Chuang, Kuzey Şensi’de
bulunan Miçih kasabasında dünyaya geldi. Ming Hanedanlığı’nın yıkılmasına yol
açacak köylü isyanına önderlik etti. İsyan ilk olarak 1628’de Kuzey Şensi’de
başladı. Li, Kao Yng-hsiang’ın önderliğinde hareket eden güçlere katıldı, Honan
ve Anhwei genelinde askeri faaliyet içerisinde bulundu, sonra da gerisin geri
Şensi’ye döndü. Kao’nun 1636’da ölmesi üzerine yerini Li aldı. Chuang Kralı
unvanını alan Li, Şensi, Şeçuan, Hunan ve Hupe şehirlerine saldırılar
düzenledi. En sonunda 1644’te başkent Pekin’i ele geçirdi. Bunun üzerine son
Ming imparatoru intihar etti. Kitlelerde karşılık bulan en önemli şiarı,
“Chuang Kralı’na destek olan, tahıl için tek kuruş vergi ödeme” idi. Askerleri
arasında disiplini sağlamak içinse şu sloganı üretmişti: “Her cinayetinizle
babamı öldürmüş, her tecavüzünüzde anamı iğfal etmişsiniz demektir.” Böylelikle
kitlelerin desteğini kazandı böylelikle hareketi ülkede taş üstünde taş
bırakmayan köylü isyanlarının temel gücü hâline geldi. O da Huang gibi, takviye
edilmiş üs bölgeleri inşa etmediği için Ming generali Wu San-kuei’nin Çing
askerleriyle işbirliği içinde gerçekleştirdiği ortak saldırı sonucu mağlup
edildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder