Bu
makale, Alman şair ve Komünist Birlik içerisinde Marx ve Engels karşıtı hizip
bünyesinde yer alan Gottfried Kinkel’in Ağustos 1849’da Rastass’ta görülen
askeri mahkemede yaptığı, sonrasında Abend-Post gazetesinde
yayımlanan savunmasına cevaben kaleme alınmıştır. Kinkel, o dönemde Frankfurt
Ulusal Meclisi’nde solun temsilcisi olarak yer alan bir isimdir. Alman
İmparatorluğu Anayasası çalışmalarına katılmış, Prusyalılarca tutsak
edilmiştir. Yazıda Marx ve Engels, esasen Kinkel şahsında küçük burjuva
demokratların itaatkârlığını, korkaklığını ve ilkesizliklerini eleştirmektedir.
● ● ●
Almanya’daki
sözde devrimci partide görülen gevşeklik o kadar büyük ki Fransa veya
İngiltere’de fırtınalar kopartan meseleler, Almanya’da bu tür şeylerin rağbet
görmesine bile şaşırmayan kişiler nezdinde, bir yaprağı dahi yerinden
oynatamıyor.
Bay
Waldeck, jüri üyelerine tanıklıklarını aktarırken bildiklerini tüm ayrıntıları
ile anlatıyor, kendisinin her zaman iyi bir anayasacı olduğunu, Berlinli
demokratların zaferinin gözünü açtığını söylüyor.
Trier’de
ise Bay Grün, aptalca bir yaklaşım dâhilinde, mahkeme salonunda devrimi inkâr
ediyor, bunun üzerine salondaki herkes, beraat etmiş olan fabrikatörü
alkışlamak adına, mahkeme salonunda kıyasıya eleştirilen proletaryaya sırtını
dönüyor.[1]
Almanya’da
insanların her şeyi yapabileceğine, her şeyin mümkün olduğuna dair en taze
örneği, Bay Gottfried Kinkel’in 4 Ağustos 1849’da Rastatt’taki askeri mahkeme
huzurunda yaptığı savunma sunuyor. Bu konuşma metni, bu yılın 6 ve 7 Nisan’ında
Berlin’de çıkan Abend-Post gazetesinde yayımlandı.
“Tutsak”
Kinkel’in yaptığı bu konuşmayı mahkûm etmek suretiyle duygu satıp duran tüm o
madrabazların ve demokrat lafebelerinin öfkesini partimize yönelteceklerinin
zaten farkında olduğumuzu belirtelim. Bu durum, bizi hiç mi hiç
ilgilendirmiyor.
Çünkü
bizim görevimiz, bize açıktan düşmanlık edenleri değil, yüzümüze dost
görünenleri acımasızca eleştirmektir. Ne mutlu ki bu sayede bir yandan
aldığımız konumu muhafaza ediyor bir yandan da demokratlar arasında görülen,
bizimle alakalı o ucuz popülariteyi elimizin tersiyle itiyoruz.
Yapacağımız
saldırı, Bay Kinkel’in mevcut konumunu asla kötüleştirmeyecek. Biz, Kinkel’in
affedilişini, asıl olarak insanların destek verdiği kişi olmadığını teyit
ettiği o itirafı ve sadece affedildiği için değil, Prusya devletinin hizmetine
girdiği için kendisini kıymetli kabul ettiğini söylediği o konuşmasına bağlı
olarak eleştiriyoruz. Bunlar yetmiyormuş gibi bu konuşma, bir de gazetede
yayımlanıyor. Bu noktada tüm belgeyi partimizin ilgisine sunuyor, burada sadece
en önemli kısımları aktarıyoruz.
“Ayrıca ben, kimsenin
emrinde olmadım, dolayısıyla başkalarının eylemlerinden sorumlu tutulamam.
Burada amacım, yapıp ettiklerimin bir biçimde devrimle ilişkilendirilen o kir
pasla tanımlanmasına karşı koymak.”
Bay
Kinkel, Besançon’daki ekibe kendinden mesul biri olarak katılıp, tüm komuta
merkezindeki isimleri şüpheli kılıyor, dolayısıyla buradan şu soruyu
sorabiliriz: “Bu momentte Kinkel’in görevi, bir üstü olan Willich’i suçlardan
muaf tutmak mıydı?”
“Askerlik yapmadım,
dolayısıyla bayrağa verilmiş sözü hiç çiğnemedim, vatan hizmetinde iken elime
geçen askeri bir bilgiyi vatanıma karşı kullanmadım.”
Burada
yakalandıktan kısa bir süre sonra kurşuna dizilen Prusyalı askerler, Jansen ve
Bernigau’ya yönelik bir suçlama yok mu? Kinkel, bu lafıyla idam edilmiş olan
Dortu’nun idam cezasını onaylamış olmuyor mu?
Bay
Kinkel, kendi partisini askeri mahkemeye ihbar ediyor, Ren’in sol yakasından
Fransa’ya geçme planlarından bahsediyor ve bu suç konusunda kendisinin masum
olduğunu söylüyor. Bay Kinkel, Ren Eyaleti ile Fransa’nın birleşmesi konusunda
kimi sözlerin sarf edildiğini bal gibi biliyor. Bu konuşmalarda, devrimle
karşı-devrim nihai muharebeye giriştiğinde, Ren Eyaleti’nin, başında ister
Fransızlar isterse Çinliler olsun, devrimci safta dövüşeceğinden bahsediliyor.
Bu noktada Kinkel, o yabani devrimcilerin tersine, kendisinde mevcut olduğunu
övünerek belirttiği hilmiyeti, ılımlılığı pek dikkate almıyor. Oysa Kinkel,
Arndt kimi muhafazakârlarla partili değil, bir insan olarak iyi ilişkiler
kurmasını sağlayanın o yabani devrimciler olduğunu nedense unutuyor.
“Benim suçum, sizin, daha
doğrusu, tüm Alman halkının Mart ayında talep ettiği şeyi yazın da istemeye
devam etmemdir!”
Burada
ise Bay Kinkel, İmparatorluk Anayasası’ndan gayrı bir şey için dövüşmediğini
beyan ediyor, böylelikle İmparatorluk Anayasası’nı aşan herhangi bir şeyi
istemediğini söylemiş oluyor. Bu beyanı buraya not düşüyoruz.
Bay
Kinkel, Mainz’daki Prusyalı askerlerin isyanından bahsettiği makalesinden[2]
dem vuruyor ve şunları söylüyor:
“Peki bu yüzden benim
başıma neler geldi? Evde olmadığım sırada eve ikinci kez mahkeme celbi geldi,
mahkeme salonunda bulunamadığım için, daha önce bana iletilen bilgilendirmeye
uygun olarak, beş yıl haklarımdan mahrum edildim. Bu karar yüzüme okundu. Bir
zamanlar vekil olma onurunu yaşamış biri olarak ben, ağır bir biçimde
cezalandırıldım!”
“Bana o kadar çok ‘kötü
bir Prusyalısın’ dendi ki, bu söz beni artık çok yaralıyor. […] Peki ne
diyelim, öyle olsun! Partim şu an için vatanımızda oynanan oyunda kaybetti.
Bugün en sonunda Prusya Krallığı, cesur ve güçlü bir politika uygularsa,
Prensimiz, Prusya Prensi, kılıçla Almanya’yı kurmayı başarırsa, böylelikle
komşularımızla ilişki konusunda harika ve saygın bir konum elde edilecek,
içteki hürriyet gerçek olup kalıcılaşacak, ticaret ve ilişkiler yeniden tesis
edilecek, ordunun tümüyle Prusya’nın sırtına binmiş olan yükü tüm Almanya’ya
eşit olarak pay edilecek, her şeyden önce içtiğim ant üzerine temsilcisi
olduğum milletin üyesi olan tüm yoksullarımıza ekmek verilecektir! Vatanımın
onuru ve ihtişamı, devlete dair ideallerimden daha yalın ve açık bir
gerçekliktir. Fransa aşkına gönüllü olarak Napolyon’un ihtişamı önünde boyun
eğen 1793’ün Fransız cumhuriyetçilerini (Fouche ve Talleyrand?) takdir
ediyorum. Bugün de halkım beni onurlandırıp gene temsilcisi kılarsa, içi kıvanç
dolu yüreğimle ‘Yaşasın Alman İmparatorluğu! Yaşasın Hohenzollern
İmparatorluğu!’ diye bağıracak ilk milletvekili ben olacağım. Bu tür görüşleri
olan biri, ‘kötü bir Prusyalı’ oluyorsa varsın olsun! O vakit asla iyi bir
Prusyalı olmak istemediğimi belirtmeliyim.”
“Beyler, kaderindeki
gelgitler sebebiyle bu türden bir talihsizlik karşısında bugün sizin
huzurunuzda bulunan ve yüzüne cezası okunan adamın evinde bir çocuğu ve bir eşi
olduğunu aklınızdan hiç çıkartmayın!”
Bay
Kinkel, bu konuşmayı yirmi altı yoldaşı ölüm cezasına çarptırılıp, aynı askeri
mahkemelerce idam edildiği bir dönemde yaptı. Bu yoldaşlar, Bay Kinkel’in
hâkimlerin karşısında takındığı tavırdan farklı bir tavır takınıp kurşunları
göğüslediler. Öte yandan Kinkel, kendisini alabildiğine zararsız bir kişi
olarak takdim ediyor ki bu tespitiyle tümüyle haklı. Görünüşe göre Kinkel,
partisine bir yanlış anlama üzerinden katılmış, dolayısıyla onu hapiste tutmak
isteyenlere şu söylenmeli: bu karar, zulümden gayrı bir anlama sahip değil.
Karl Marx
Frederick Engels
Nisan 1850
Kaynak
Dipnotlar:
[1] Burada Benedikt Waldeck’in Berlin’de, Karl Grün’ün Trier’de görülen
mahkemelerine atıfta bulunuluyor. Waldeck ve Grün Prusya Ulusal Meclisi’nin iki
solcu vekilidir ve 1849’da politik faaliyetlerinden ötürü yargılanmıştır.
Savcılık makamı, bu iki ismi suçlamak için sahte delillere başvurmuş, bu
noktada Waldeck ve Grün, Prusya Hükümeti’ne sadakatlerini ispatlamak için
ellerinden geleni yapmıştır.
[2]
1848 baharında Mainz, sivil milislerle Prusya askerleri arasında kanlı
çatışmalara sahne oldu. Bu çatışmalar, Almanya genelinde ciddi sonuçlara yol
açtı. Ayrıca Frankfurt Ulusal Meclisi, bu meseleyi yoğun bir biçimde tartıştı.
Sonrasında meclis, bir komiteyi görevlendirdi. Komitenin raporunu meclise
sunduğu günlerde, Prusyalı askerler sivil milislerin silâhlarına el koydular.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder