İrlanda
Cumhuriyet Ordusu’nun [IRA] Maze Hapishanesi’ndeki lideri olan Bobby Sands, 1
Mart 1981 günü yemek yemeyi reddetti ve 12 Şubat 1976’dan beri devam eden açlık
grevi sürecinin yeni halkasını başlattı. Başlangıç tarihi [1 Mart] önemliydi,
zira o gün özel kategori statüsünün gündeme gelişinin beşinci yıldönümüydü.
Yeni açlık grevi mücadelesinin amacı, IRA tutsaklarına yeniden politik statü
kazandırmaktı. O dönemde dışarıdaki IRA liderlerinin pek destek vermediği açlık
grevi süreci, esas olarak tutsakların iradesiyle başlatıldı. 3 Ekim 1981’e dek
devam eden sürecin sonunda on IRA mensubu tutsak öldü. Aşağıda Bobby Sands’in
tuttuğu günlüğün sürecin ilk günü ile ilgili bölümü yer alıyor.
● ● ●
Yeniden
tir tir titriyor dünya karşımızda, işte ben o dünyanın eşiğindeyim. Tanrı
ruhuma merhamet etsin.
Kalbim
yaralı, çünkü biliyorum ki fukara anamın kalbini kırdım; kaygı, hanemin üzerine
tahammülü zor bir kara bulut gibi çöktü. Ama kafamın içinde tüm kavgaları
ettim, o kaçınılmaz olandan uzak durmak için her yola başvurdum. O hakikat,
beni ve yoldaşlarımı dört buçuk yıllık zulmün ardından bunu yapmaya mecbur
etti.
Ben
bir politik tutsağım. Politik tutsağım çünkü ben, ezilen İrlanda halkı ile
topraklarımızdan çekilmeyi reddeden, kimsenin istemediği yabancı ve zalim rejim
arasında yıllardır devam eden savaşın yol açtığı bir zayiatım.
Ben,
Tanrı’nın İrlanda milletine egemenlik ve bağımsızlık bahşettiğine inanıyorum ve
o hakkın safındayım. Ayrıca Tanrı’nın her İrlandalıya silâhlı devrim yapma
hakkını bahşettiğine de inanıyorum. Tam da bu sebeple mahpusum, üryanım,
işkence görüyorum.
İşkencelere
direnmeyi bilen zihnimde ise tek bir fikir var: yabancı ve zalim Britanya’nın
varlığı ortadan kalkmadan, tüm İrlanda halkı kendi hayatını kontrol edebilen
bir yapı hâline gelip kaderini fiziksel, kültürel ve ekonomik açıdan ayrı ve
müstakil bir güç şeklinde, aklen ve bedenen, egemen bir halk olarak karar
vermeden İrlanda’da asla barış olmaz.
Ben,
yeni İrlandalı kuşağının kökleri derinlere uzanan ve asla yok edilemeyen
özgürlük arzusuyla yetişmiş olduğuna inanıyorum. Ben, sadece Maze
Hapishanesi’ndeki [H Blok] barbarlığa son vermek veya tüm haklılığımız ile
politik tutsak olarak kabul görmek için ölmüyorum. Ölmemin asıl sebebi, bu
mapus damında kaybedersek Cumhuriyet ve “yeni doğan halk” olarak tanıdığım için
tüm varlığımla gururlandığım ezilenlerin de kaybedeceğini biliyorum olmamdır.
27
Ekim [yedi açlık grevi eylemcisinin öldüğü ilk sürecin başladığı tarih] bugüne
ne bir damla duygu taşıdı ne de bir şeyi değiştirebildi. Olağan baskı
yöntemleri denendi ama hiçbir işe yaramadı. Ağızlarından salya akan köpekler ve
zorbalar, hiç şüphe yok ki yarın da sabahın köründe gelip kapımızı çalacaklar.
Armagh’deki
kızlara birkaç şey yazdım. Onlardan, cesaretlerinden, kararlı duruşlarından,
içlerinde taşıdıkları o yok edilemeyen direniş ruhundan daha fazla söz etmek
gerek. Kontes Markievicz, Anne Devlin, Mary Ann McCracken, Marie MacSwiney,
Betsy Gray ve tüm o İrlandalı kahraman kadınlar neyse onlar da o. Bir de
elbette Ann Parker’dan, Laura Crawford’dan, Rosemary Bleakeley’den ve o
mukaddes isimlerini hatırlayamadığım için utandığım kadınlardan da
bahsetmeliyim.
Ayin
ihtişamlı, arkadaşlarsa her zamankinden görkemliydi. Hakkım olan ve haftada bir
verilen meyveyi geçen akşam yedim. Kadere bakın ki son yediğim şey de bir
portakaldı ve üstelik sanki hayat son şakasını yapıyormuşçasına, portakal
çürüktü. Her zamanki gibi yemeğimiz kapıya bırakılıyor. Bu sefer beklediğimiz
üzere bize verilen porsiyonlar her zaman verilenden, en azından hücre arkadaşım
Malachy’ye verilenden daha büyüktü.
Bobby Sands
1 Mart 1981 Pazar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder