Samidoun
Filistinli Tutsaklarla Dayanışma Ağı, Siyahların kurtuluş hareketine, George
Floyd’un dostlarına ve ailesine, Minneapolis ve başka yerlerde adalet, polisin
ve yetkililerin hesap vermesi, ırkçı ve sömürgeci polis terörünün son bulması
talebiyle sokaklara dökülen tüm insanlara desteklerini sunar ve onlarla
dayanışma içerisinde olduğunu bildirir. Onca kameranın önünde polisin işlediği
cinayet, bir tür güvenin ve katil Derek Chauvin’le sınırlı olmayan
dokunulmazlığın bir yansımasıdır, ama aynı zamanda ABD’de polis faaliyetlerinin
kurumsal düzeyde ırkçı ve ezici yapısının bir tezahürüdür. Biz,
Minneapolis’teki isyanı, varlığını tüm zalimliğiyle sürdüren yapısal ırkçılığa
maruz kalan, Siyahî direnişinin o köklü ve zengin geleneğini miras alan,
örgütlenen ve mücadele eden halkın intifadasını destekliyoruz.
On
binlerce insan, ezilen topluluklara, bilhassa Siyahî ve Yerli topluluklara
karşı polis güçlerinin hâlen daha devam eden saldırılarına direneceklerini net
bir biçimde ortaya koymak için sokağa döküldü. Irkçılığa ve Politik Baskılara
Karşı Ulusal İttifak üyesi Frank Chapman’ın da ifade ettiği biçimiyle:
“Mayıs ayı içerisinde
silâhsız başka bir Siyah daha katledilmişti. Maryland Springfield’da Finan
Berhe, Georgia Brunswick’te Ahmaud Arbery, Kentucky Louisvill’de Breonna Taylor
ve şimdi de Minnesota Minneapolis-St.Paul’da George Floyd öldürüldü ve tüm bu
olaylar, yüzyılın en kötü salgınının yaşandığı dönemde gerçekleşti. Siyahların
bugün hâlâ linç ediliyor olmaları, ne büyük bir rezillik, ırkçı terörün bir
kurt sürüsü gibi ülkede dolaşması, ne acı. George Floyd’u o nasırlaşmış
yürekleriyle öldürdüler, bir polis geldi, diziyle boğazına bastırıp onu boğdu,
diğer polislerse seyretmekle yetindi. Onlar da bu cinayetin suç ortağıdır.
Halkın George Floyd için adalet talep eden haklı öfkesi ile ayaklanıp sadece
Minneapolis ve St. Paul değil, tüm ülkenin başına bela olan ırkçı terörün
geride bıraktığı bu mirasa son vermek istemesinde şaşılacak bir yan yok.”[1]
Filistinli
tutsaklarla dayanışma ağı olarak biz, Birleşik Devletler’in ve İsrail’in sadece
yerleşimci-sömürgeci ve ırkçı temelleri, köklerdeki gerçekliği, askerî
kurumlara akıtılan milyarlarca dolar ve Arap topraklarına dayattıkları
emperyalist proje değil, ayrıca ABD’de Siyahlara ve işgal, ırk ayrımcılığı ve
sömürgecilik koşullarında yaşayan Filistinlilere karşı yürürlüğe konulan
taktikler, eğitim çalışmaları ve “güvenlik”le ilgili uygulamalar konusunda da
ortaklaştıklarını çok iyi biliyoruz. Biz, George Floyd cinayetine ait o yürek
paralayan, hafızalardan asla silinmeyecek görüntülerde birçok Filistinli ve
Siyahî şehidin hayatını tereddüt etmeden çalan, ama hiç ceza almayan aynı
ırkçılığı görüyoruz.
ABD’de
polis güçleri, esasında şehirlerde ve ülke genelinde yaşayan topluluklar
dâhilinde bir tür işgal gücü olarak hareket eder, dolayısıyla taktikler ve
sömürgeci yaklaşım konusunda iki ülke arasındaki ortaklık kimseyi
şaşırtmamalıdır. Ama öte yandan bu gerçek bizi, Siyahların kurtuluş hareketiyle
dayanışma konusunda eylemlerimizi artırmaya ve daha da o eylemleri anlamlı
kılmaya mecbur etmelidir. Filistin mücadelesi ve Siyah hareketi, sömürgecilik
ve emperyalizm karşıtı güçler olarak, kurtuluş için kavga vermektedir. Her iki
güç de enternasyonalizm geleneğine ve ortak mücadeleye bağlıdır. Bu ortak
mücadeleyse, köklü bir tarihe, zengin bir mirasa, bugünde ve gelecekte
verilecek kavgaya dair ciddi imkânlara sahiptir.
Halid
Bereket’in de ifade ettiği biçimiyle:
“Filistinliler, ırkçı
hâkimiyetin ve zulmün sürdürülmesi noktasında toplu tutuklamaların nasıl
kullanıldığına aşinadır ve hapse atma sürecindeki ırkçı yapıları kırmanın
kurtuluş hareketimiz için önemli olduğunu bilmektedir. Bizler, Mumya Ebu
Cemal’i ve ABD’deki siyah kurtuluş hareketine mensup tüm politik tutsakları
selâmlıyoruz ve onların derhal özgürlüklerine kavuşmaları yönünde çağrıda
bulunuyoruz. ABD’deki Siyah hareketinin ilk günlerinden beri, kölelerin
özgürlük için isyan etmelerinden yurttaşlık hakları hareketine kadar, Siyahî
halkı, örgütleri ve hareketleri devletin şiddetli baskısına, hedef alınarak
gerçekleştirilen saldırılarına, tutuklamalar ve cinayetlere maruz kalmıştır.
Filistinli ve Arap topluluklarına zulüm uygulayan, FBI gibi ABD’deki istihbarat
kurumları yıllarca Siyah hareketlerine, liderlerine ve cemaatlerine saldırmayı
merkezî bir proje olarak görmüşlerdir.”[2]
Polis
George Floyd’u kasten öldürmüştür, çünkü onu bir tutsak olarak görmekte ve
esasen kanıksanmış yargısız infazlar süreci kapsamında bu cinayeti
işlemektedir. Bu, devletin gerçekleştirdiği bir işkencenin sonucudur. Bu ölüm,
ABD’nin içeride ve dışarıda Siyahlara ve Yerli halka karşı uyguladığı
soykırımdan Amerikan imparatorluğunun halkları katleden yaptırımlarına,
cinayetlerine ve savaşlarına kadar uzanan tüm suç zincirinin bir halkasıdır.
Bu
noktada Siyahî devrimci Huey Newton’ın kitabı için yazılan yazıda yer alan ve
Ahmed Sedat’ın kaleminden çıkan şu bölümü hatırlayalım:
“Yoldaşlarım, Filistinli
tutsaklar hareketi ve kendim adına söyleyebilirim ki işgalci gücün bu Ramon
adındaki hapishanesinde bizler, bugün ağır baskılara karşı hapishanelerde
kurtuluş mücadelelerine devam eden siyah yoldaşlarımızı sıkılı yumruklarımızla selamlıyor,
onlarla dayanışma içerisinde, kol kola olduğumuzu ifade ediyoruz. […] Bugün
Filipinler’de olduğu gibi, harekete karşı saldırılar daha da artmakta, Filistin
direnişi üyeleri katledilmekte, planlı programlı saldırılara maruz kalmakta,
öte yandan aynı şekilde siyahlar ve hareketleri kriminalize edilmektedir.
Dolayısıyla bugün Huey Newton’ın yüzleştiği ve tanımladığı türde bir durumla
karşı karşıyayız. Bugün hâlâ kapitalizmin, Siyonizmin ve emperyalizmin, onların
polisinin ve askerinin acımasız saldırılarına karşı halklarımızı korumaya
çalışıyoruz. […] Bu örnek, aynı zamanda Kara Panter Partisi ile Siyahların
Kurtuluşu Hareketi’nin yürüttüğü mücadelenin, güttüğü davanın ve örgütlediği
hareketin varlığını sürdürdüğünün de bir delilidir. Söz konusu dosyanın
kapandığını kimse söyleyemez. Adalet ve kurtuluş mücadelesi sürmektedir. […]
Aynı şekilde, Şikago, Oakland ve Harlem sokaklarında da siyahların
mücadelesinin sürdüğünü, Kara Panter Partisi’nin mirasının hâlâ canlı olduğunu
bir şekilde hissedersiniz. Oralarda mücadelenin mirasını bir cevahir misali sol
memesinin altında taşıyan insanlara rastlarsınız. Hareketimize mensup yaşlı
insanların, bilhassa yolu hapisten geçmiş olanların deneyimleri, yazılarla,
kitaplarla ve edebiyatla bir nesilden diğerine aktarılmaktadır. Siyahların ve
Filistinlilerin devrimci kurtuluş mücadeleleri gençlerin yürüdüğü yoldan
ilerleyecektir.”[3]
Sedat
yazısında, bugün Minneapolis’te eylemde olan insanların görüntülerini ve
seslerini yankılayan ifadelere yer veriyor:
“Emperyalistlerin ve
sömürgecilerin hazırladıkları kanunlar, halkımızın haklarını ve kaynaklarını
çalmak, aynı zamanda insanımızı tutsak edip ezmek ve kriminalize etmek için
kullanılmaktadır. Kolektif ‘kanun çiğneme’ pratiği ve sahip olduğu adaletle
adaletsizliği ayırma becerisi üzerinden kanunlar meşruiyetini yitirirler.
İnsanlar hep birlikte kanuna karşı çıkarlar ve onu çiğnerler. Bunu birey değil,
kolektif bir güç olarak yaparlar. Kanun çiğnemek, kapitalizmin, emperyalizmin
ve sömürünün kanunlarını çiğnemek, istisnai olmaktan çıkmalı ve kural hâline
gelmelidir.”[4]
Samidoun,
Minneapolis’teki intifada ile dayanışma içerisinde olduğunu ifade eder, şehit
George Floyd için adalet talebini, ayrıca onu öldüren sistemin kökünün
kazınması talebini herkesle birlikte dillendirir. Biz, herkesin Minneapolis’te
süren örgütlenme faaliyetlerine destek sunmasını, Minnesota Özgürlük Fonu adı
altında süren çalışmaya katılmasını[5], hapishanelere ve eylemcilere destek
sunan bu faaliyete ve burada önerilen, para toplama çalışması yürütenlere katkı
sağlamalarını istiyoruz.[6] Ayrıca herkesin 30 Mayıs günü ırkçı cinayetlere,
polis şiddetine karşı düzenlenen, tutsaklara özgürlük talep edecek olan,
Irkçılığa ve Politik Baskılara Karşı Ulusal İttifak [NAARPR] tarafından
organize edilen eyleme katılmasını talep ediyoruz.
Şan
olsun şehitlere.
Zafer
mücadeleyle gelecektir.
Nehirden
denize tüm Filistin’den Kuzey Amerika’ya her yerde adalet ve kurtuluş
mücadelesi birdir!
Samidoun
28 Mayıs 2020
Kaynak
Dipnotlar:
[1] National Alliance Against Racist and Political Repression, “Statement on
the Lynching of George Floyd”, 27 Mayıs 2020, Fightback.
[2]
PFLP, “PFLP Salutes the Black Struggle”, 21 Ağustos 2014, Bayview. Türkçesi: “FHKC’nin Ferguson
Bildirisi”, 22 Ağustos 2014, İştirakî.
[3]
Ahmad Sa’adat, “Prisons, the Black Liberation Movement and the Struggle for
Palestine”, 15 Ekim 2018, Samidoun. Türkçesi: “Siyahlar ve Filistin”,
17 Kasım 2018, İştirakî.
[4]
Ahmad Sa’adat, a.g.e.
[5]
Minnesota Freedom Fund, “Support Black Youth”, MFF.
[6] Minnesota Freedom Fund, Twitter.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder