Hristiyanlığa ve İslam’a ait sembollerle yüklü,
yürek paralayan şirinde komünist Iraklı şair Sadi Yusuf, Ebu Gureyb’in yol
açtığı dehşetten bahsediyor:
Üryan gideceğiz
Allah’ın huzuruna.
Kefenimiz kanımızdır bizim.
Defne ağacının
gölgesindeyiz.
Köpeklerin dişleri kurt
dişine dönmüş.
Aniden açıldı
Hücrenin kapalı kapısı.
Kadın asker girdi içeri
Şiş gözlerimiz seçemedi
önce
Gizemli bir âlemden
gelmişti belki de.
Hiçbir şey demedi.
Kardeşimin kanlı bedenini
Eski püskü bir paspas gibi
Peşinden sürükledi.[1]
Bu şiirin adı “Cennetin Lanetlileri”. Şair, burada
Fanon’un Yeryüzünün Lanetlileri isimli
çalışmasına atıfta bulunuyor ve Cezayir’deki zulümle Ebu Gureyb’deki zulüm
arasında bağ kuruyor.
Yeryüzünün
Lanetlileri’nde Fanon, “isyanın insanlığı
dünyaya, dünyayı tüm insanlığa yeniden takdim edeceği vaadi”nden bahsediyor.[2]
Sadi Yusuf’un şiirinde de bu vaat yankılanıyor.
Şiir, yaşanan onca şeyin ardından, günahlardan arınma ve kurtuluş ihtimalinden
bahsederek sona eriyor:
Yolumuz sana doğru.
Bizi yüz üstü bıraksan da
ayrılmayacağız o yoldan.
Biz senin dirilteceğin
Ölmüş evlatlarınız.
Peygamberlerine söyle,
açsın cennetin kapılarını!
Söyle onlara biz
geliyoruz!
Elimizi yüzümüzü pak
toprakla temizledik.
Meleklerin tek tek bilir
bizi.
Lale
Halili
[Kaynak:
Time in the Shadows: Confinement in
Counterinsurgencies, Stanford University Press, 2013, s. 248-249.]
Sadi
Yusuf 1934’te Irak’ın Basra kentinde
dünyaya geldi. Bağdat’ta Arap edebiyatı eğitimi aldı. Şatil Taki ve Abdulvahab
Bayati’nin serbest vezin üzerine kurulu şiir tarzından etkilendi. Gençlik döneminde
siyasetle ilgilenmeye başladı, eylemlere katıldı. Oktay Rifat, Melih Cevdet
Anday, Garcia Lorca, Yiannis Ritsos, Walt Whitman ve Constantine Cavafy gibi
şairlerin şiirlerini Arapçaya çevirdi. Irak’tan sürgün edilince Cezayir,
Lübnan, Fransa, Yunanistan, Kıbrıs gibi ülkelerde kaldı. Şuan Londra’da
yaşıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder