Pages

04 Aralık 2019

Genç Vatanseverler ve Panterler


Genç Vatanseverler ve Panterler:

Beyazların Irkçılık Karşıtı Mücadelesinin Hikâyesi


Ben işimi yapacağım, inanıyorum ki ben, bir otomobil enkazının altında ölüp gitmek için doğmadım. Bir parça buzun üzerinde kayıp ölmeyeceğim. Kalp rahatsızlığı yüzünden ölmek için de doğmadım ben. Akciğer kanserinden ölmek için doğduğuma da inanmıyorum. Yapmakta olduğum şeyi yapabileceğime inanıyorum. Halkın içinde öleceğime inanıyorum. Uluslararası devrimci proletaryanın mücadelesi içinde, bir devrimci olarak öleceğime inanıyorum. Ve umuyorum ki her biriniz böylesi bir hayat yaşayacaksınız. Bence bu türden mücadeleler bir gün gelip kapımızı çalacak. O vakit neden halk için yaşamıyorsunuz? Neden mücadele için yaşamıyorsunuz? Neden mücadele için ölmüyorsunuz?”[1]

[Fred Hampton: 30 Ağustos 1948-4 Aralık 1969]

¤ ¤ ¤

 

Kırk yıl önce bugün Şikago’da Kara Panter Partisi’ne üye iki siyahî genç, uykularındayken polis tarafından katledildi.

Şikago’nun güneyinde Fred Hampton, becerikli bir örgütçü olduğunu kanıtlamıştı. Fakat yeteneklerini sadece siyah topluluğu için kullanmıyordu. Uzun ve çetin geçen bir süreçten sonra nihayet, işçi sınıfından gelen siyahların, beyazların ve latinlerin toplandığı bir ‘’Gökkuşağı Koalisyonu’’ kurabilmede muvaffak olabilmişti.

Kara Panter Partisi üyesi Bobby Lee, Genç Vatanseverler örgütü[2] üyesi beyazlarla yaptıkları çalışmaları şu şekilde aktarıyor:

“Her şeyden önce Genç Vatanseverler örgütünün lideri Vaiz Fesperman’ın tanıdığım en iyi insanlardan biri olduğunu söylemeliyim. Aslen Kuzey Carolinalı olan Fesperman sonrasında Şikago’ya taşınmış.

Bu örgütle ittifak kurunca partimizin birçok üyesi partiden ayrıldı. Aynı durum Genç Yurtseverler için de geçerliydi. Bir taraf Genç Vatanseverlerden bir taraf da siyahlardan hoşlanmıyordu. Bu insanlar ağır milliyetçiydi. Doğrusunu söylemek gerekirse bazı siyahlar örgütten ayrıldı, ama zaten örgütün biraz da arınması gerekiyordu. Gökkuşağı Koalisyonu, sınıf mücadelesi için belirlenmiş bir şifreydi.

Bir keresinde Vaiz, bana sıkılacak kurşunları durdurmuştu. Şehrin dışında bir toplantıdaydık, bir süre sonra toplantı yerinden ayrıldım. O an polislerin beni takip ettiğini anladım. Toplantı yerinden tek başıma çıkmak ciddi bir hataydı. Polis ‘ne yapacağını biliyorsun’ dedi, ellerimi havaya kaldırıp duvara dayadı. O an Vaiz dışarı çıktı, olan biteni gördü, o kış soğuğunda kadın erkek, çoluk çocuk, herkesi dışarı çıkarttı. Polisler beni araca koydular, o insanlar arabanın etrafını sarıp benim bırakılmamı istediler. Polise ‘onu bırakın’ dediler. O yürekli şerefsizlerin polis arabasının ışığında dimdik durup ölümün yüzüne attıkları bakışları dün gibi hatırlıyorum.

Geriye dönüp baktığımda, birlik için yeterli zeminin olup olmadığını sorguluyorum.

Bir keresinde Şikago’nun kenar mahallelerine gittim. Orada görüp görebileceğiniz en berbat gecekonduları gördüm. Buralarda yoksul beyazlar yaşıyorlardı.

Gökkuşağı Koalisyonu’nun yolunu esasen iki ayrı örgüt açmıştı. Onlar olmasaydı, birliğin oluşması kesinlikle mümkün değildi. İlk başta Öfkeyle Kalk Ayağa isimli örgüt geldi, sonra ona Cemaatin Birliği eklendi. Kenar mahalleler, beyaz üstünlükçü örgütlerin insan devşirdikleri en önemli yerlerdi. Yurtseverler örgütünden kişilerin ailesinden en az bir kişi aynı zamanda Ku Klux Klan üyesiydi. Mike James, Jewnbug ve Tappis bu zihniyetle mücadele etmek için ellerinden geleni yaptı. Mike James ve Öfkeyle Kalk Ayağa örgütü, üstünlükçülük pisliğini kazıyıp atmada epey çaba harcadı. Sahada yürüttükleri çalışmalar inanılmazdı.

Ben, Genç Vatanseverler’le ilkin Üç Haç Kilisesi’nde tanıştım. Orada yapılan toplantı, Amerikan Devrimi II isimli filmin en önemli sahnelerinden biriydi. Kalabalık, kiliseden çıktıktan sonra Vatanseverler içeride kaldılar. Papaza bürosunu bize vermesini istedik. Ardından da Vatanseverlere Panterlerle birlikte çalışıp çalışamayacaklarını sorduk. ‘Olur’ dediler. Bu adamlarla yaptığımız toplantıyı takip eden üç hafta boyunca Fred’e hiçbir şey söylemedim. Sonuçta ittifak kurmak kolay bir iş değildi. Genç Vatanseverler’e ücretsiz kahvaltıları ve halk klinikleri gibi başlıkları içeren halka hizmet programlarını nasıl oluşturacakları konusunda tavsiyelerde bulundum. Bu adamlarla birlikte yürüdüm, ekmeği beraber böldüm, bilardo salonunda birlikte takıldım. Onların mahallesinde onların kanepelerine uzandım. Sonra onları kendi evime davet ettim. Gökkuşağı Koalisyonu, biraz aheste de olsa bu şekilde kuruldu.”

Fred Hampton tarafından kurulan bu koalisyon, deri giyimli Kara Panterler ile kot ceketli ve Konfederasyon bayraklı beyaz işçi sınıfı gençlerini bir araya getirmişti. İttifaklar, bir sınıf düzleminde ve ortak düşmana, Şikago’nun politik ve ekonomik elitlerine karşı kurulmuştu.

Bugünkü “Vatansever” hareket, altmışların Genç Vatansever Partisi’nden çok şey öğrenmelidir. Ancak işçi sınıfının ve yoksulların ittifakını ırkları dikine kesen bir düzlemde kurabildiğimizde gerçeğimizi de kurmuş oluruz. Genç Vatansever Partisi, self determinasyonları için mücadele veren siyahlara ve latinlere saldıran Klan ve benzeri beyaz üstünlükçü gruplara karşı savaşırken, bugünkü Vatansever Hareket, bu ırkçıların, neo-faşistlerin yanına yanlamış.

İşte Fred’in bunun için öldürülmesi gerekliydi. İşçi sınıfından gelen latinlerden, siyahlardan ve beyazlardan teşkil olan, çok farklı ırklara mensup hareket, politik ve ekonomik hegemonyaya karşı gerçek bir tehditti. Eğer devlet, bugünkü “Vatansever Hareket”in liderlerini katletmiyorsa, herhâlde bir sebebi vardır. Nihayetinde bu hareket, devlete tehdit teşkil etmiyor. Aksine, devletin gücünü ve kontrol etme pratiğini besleyen bir unsur olarak iş görüyor.

5 Aralık 2009
Dave Strano
Kaynak

Dipnotlar:
[1] Fred Hampton Sözleri”, Fred Hampton, 29 Mart 2015, İştirakî.

[2] Colette Gaiter, “Şikago 1969”, 24 Ocak 2017, İştirakî.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder