Yoldaşlar,
İran’ın hâlihazırda içinde bulunduğu duruma geçmeden önce, bugüne dek sömürge
ülkelere ve Doğu’ya çok az ilgi gösterilmiş olduğunu söylemenin gerekli
olduğuna inandığımı belirtmeliyim.
Komünist
Enternasyonal’in ikinci kongresinde net bir ifadeyle tespit edildiği biçimiyle,
sömürge ülkelerin kurtuluşu, o sömürgelere sahip olan büyük güçlerin bağrında
faaliyet yürüten komünist partilerin desteğine muhtaçtır, ayrıca sömürge
ülkelerde de komünist partiler kurulabilir. Fakat bu karar, maalesef sadece
kâğıt üzerinde kaldı. Batı’daki emperyalist ülkelerde çalışma yürüten komünist
partilerden moral destek almak şöyle dursun, bu partiler Doğu sorununa çok az
ilgi gösterdiler. Dördüncü kongrenin bugünkü oturumu da buna şahittir.
Doğu
sorununun kapitalist düzenin ortadan kaldırılmasında önemli bir rol
oynayacağına hiç şüphe yok. Bunun için bizim kapitalizmin idame etmesini,
yaşamasını sağlayan katı ve sıvı besinlerin aktığı tüm kanalları tıkamamız
gerekiyor. Kapitalizm, sömürgelerde güçsüz kılınmalıdır.
İran,
bugün ataerkil kabilecilikten kapitalizme geçiş aşamasındadır. İran’da otorite,
çok sayıda kaynağa ve dayanağa sahiptir. Komünist parti, burada sadece feodal
ağalarla değil, emperyalistlerle de mücadele etmek zorundadır. Başlıca düşman
da Britanya’dır. Ağalarla birlik hâlinde olan Britanya, bu önemli
müttefikleriyle birlikte, İran’ın kapitalist düzene geçişine mani olmaktadır.
Dünyadaki sanayi krizi kendisini, İran’ın kapitalistlerin istifade edemediği,
atıl bir pazar hâline gelişiyle ortaya koymaktadır. Sonuçta İran sanayisi
gelişmeye başlamış, bu gelişimle birlikte bir işçi sınıfı meydana gelmiştir. Bu
ve benzeri faktörler sayesinde İran Komünist Partisi, ülke genelinde bin kadar
üye örgütlemeyi bilmiştir. Buna ek olarak sendikalar kurulmuş, bunlar, ülke
genelinde 15.000 üyeye ulaşmışlardır. Bu işçilerin 12.000’i ise başkent
Tahran’da yaşamaktadır.
Dar
bir pencereden baktığımızda, İran’da kitlesel bir komünist partinin
örgütlenmesinin doğru olmayacağı görülür. Örgüt, belirli bir çekirdekten
müteşekkildir. Sağlıklı ve saf olan bu öncü çekirdek, esas olarak işçilerden
oluşmaktadır. Ayrıca komünist partinin etkisi altında olan sendikalar da
mevcuttur. Parti, sendikalardaki çalışmaları politik mânâda yönetmekte ve bu
çalışmalara etki etmektedir.
Çok
sayıda sendika kurulmuş ama partinin bunların tamamını kucaklaması mümkün
olamamıştır. İran’da komünist partinin ulaştığı gücün büyüklüğünü, geçen yıl
boyunca onun liderliğinde çok sayıda grevin gerçekleşmiş olmasından anlamak
mümkündür. Bu grevlerin büyük bir kısmı, on civarında grev, zaferle
sonuçlanmıştır.
Ayrıca
gazetelerimizin, toplamda bizim elimizde olan basının etkisinden de bahsetmek
gerekmektedir. Tahran’da iki yayın çıkartıyoruz. Bunlar, tüm ülke genelinde
halktan ciddi ilgi gören gazeteler. Halk desteğinin yanı sıra, haber akışı
konusunda bile diğer yayınları geride bırakıyorlar. Öte yandan parti,
emperyalistlere karşı genel bir anti-emperyalist ittifak oluşturma gayreti
içerisinde. Bu amaç doğrultusunda parti, tüm milli ve demokratik örgütlerin
temsilcilerini içerecek bir demokrasi bloğu kurulması önerisini dile getirmiş
bulunuyor. Bu bloğa İran Komünist Partisi öncülük edecek.
İKP’nin
burjuva partilerinden bile daha güçlü olduğunu kanıtlamış olması, gerçekten de
önemli bir husus. Bu partiler, bilhassa demokratik bir programa sahip olan ve
kendisini sosyal demokrat olarak niteleyen kesimler, bizimle blok kurma çabası
içerisindeler.
İKP’nin
yakın gelecekte büyük bir başarı elde etme noktasında gerekli şartlara sahip
olduğunu söyleyebiliriz. Bunun sebebi, İran’da çok sayıda proleterin yaşadığı
sanayi kentlerinin bulunuyor olması. Bu noktada güney ve kuzey İran’daki
limanlarda çalışan işçilerden, ayrıca Britanya’ya ait olan ve güneydeki
kentlerde bulunan petrol kuyularında çalışan işçilerden bahsedilebilir.
Buralarda kırk bin işçi çalışıyor. Tarihte ilk kez bu sene İran’da 1 Mayıs’ın
kutlandığını belirtelim. Sadece yürüyüşler gerçekleştirilmekle yetinilmedi,
işçiler o gün grev çağrısında bulundular. Lâkin sadece mürettipler greve çıktı.
Tüm bu gerçeklerin de ortaya koyduğu biçimiyle, İran Komünist Partisi tam
anlamıyla olgunlaşmış, komünizm için mücadele etme merhalesine yükselmiş bir partidir.
Kerim Nikbin
İran Delegesi
23 Kasım 1922 Perşembe
Komintern IV. Kongresi
[Kaynak:
Toward the United Front: Proceedings of the Fourth Congress of the Communist
Internatonal, 1922, Yayına Hazırlayan ve Tercüme Eden: John Riddell, Brill,
2012, s. 726-727.]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder