Pages

09 Şubat 2019

Komintern ve İKP



Yoldaşlar, İran’ın hâlihazırda içinde bulunduğu duruma geçmeden önce, bugüne dek sömürge ülkelere ve Doğu’ya çok az ilgi gösterilmiş olduğunu söylemenin gerekli olduğuna inandığımı belirtmeliyim.

Komünist Enternasyonal’in ikinci kongresinde net bir ifadeyle tespit edildiği biçimiyle, sömürge ülkelerin kurtuluşu, o sömürgelere sahip olan büyük güçlerin bağrında faaliyet yürüten komünist partilerin desteğine muhtaçtır, ayrıca sömürge ülkelerde de komünist partiler kurulabilir. Fakat bu karar, maalesef sadece kâğıt üzerinde kaldı. Batı’daki emperyalist ülkelerde çalışma yürüten komünist partilerden moral destek almak şöyle dursun, bu partiler Doğu sorununa çok az ilgi gösterdiler. Dördüncü kongrenin bugünkü oturumu da buna şahittir.

Doğu sorununun kapitalist düzenin ortadan kaldırılmasında önemli bir rol oynayacağına hiç şüphe yok. Bunun için bizim kapitalizmin idame etmesini, yaşamasını sağlayan katı ve sıvı besinlerin aktığı tüm kanalları tıkamamız gerekiyor. Kapitalizm, sömürgelerde güçsüz kılınmalıdır.

İran, bugün ataerkil kabilecilikten kapitalizme geçiş aşamasındadır. İran’da otorite, çok sayıda kaynağa ve dayanağa sahiptir. Komünist parti, burada sadece feodal ağalarla değil, emperyalistlerle de mücadele etmek zorundadır. Başlıca düşman da Britanya’dır. Ağalarla birlik hâlinde olan Britanya, bu önemli müttefikleriyle birlikte, İran’ın kapitalist düzene geçişine mani olmaktadır. Dünyadaki sanayi krizi kendisini, İran’ın kapitalistlerin istifade edemediği, atıl bir pazar hâline gelişiyle ortaya koymaktadır. Sonuçta İran sanayisi gelişmeye başlamış, bu gelişimle birlikte bir işçi sınıfı meydana gelmiştir. Bu ve benzeri faktörler sayesinde İran Komünist Partisi, ülke genelinde bin kadar üye örgütlemeyi bilmiştir. Buna ek olarak sendikalar kurulmuş, bunlar, ülke genelinde 15.000 üyeye ulaşmışlardır. Bu işçilerin 12.000’i ise başkent Tahran’da yaşamaktadır.

Dar bir pencereden baktığımızda, İran’da kitlesel bir komünist partinin örgütlenmesinin doğru olmayacağı görülür. Örgüt, belirli bir çekirdekten müteşekkildir. Sağlıklı ve saf olan bu öncü çekirdek, esas olarak işçilerden oluşmaktadır. Ayrıca komünist partinin etkisi altında olan sendikalar da mevcuttur. Parti, sendikalardaki çalışmaları politik mânâda yönetmekte ve bu çalışmalara etki etmektedir.

Çok sayıda sendika kurulmuş ama partinin bunların tamamını kucaklaması mümkün olamamıştır. İran’da komünist partinin ulaştığı gücün büyüklüğünü, geçen yıl boyunca onun liderliğinde çok sayıda grevin gerçekleşmiş olmasından anlamak mümkündür. Bu grevlerin büyük bir kısmı, on civarında grev, zaferle sonuçlanmıştır.

Ayrıca gazetelerimizin, toplamda bizim elimizde olan basının etkisinden de bahsetmek gerekmektedir. Tahran’da iki yayın çıkartıyoruz. Bunlar, tüm ülke genelinde halktan ciddi ilgi gören gazeteler. Halk desteğinin yanı sıra, haber akışı konusunda bile diğer yayınları geride bırakıyorlar. Öte yandan parti, emperyalistlere karşı genel bir anti-emperyalist ittifak oluşturma gayreti içerisinde. Bu amaç doğrultusunda parti, tüm milli ve demokratik örgütlerin temsilcilerini içerecek bir demokrasi bloğu kurulması önerisini dile getirmiş bulunuyor. Bu bloğa İran Komünist Partisi öncülük edecek.

İKP’nin burjuva partilerinden bile daha güçlü olduğunu kanıtlamış olması, gerçekten de önemli bir husus. Bu partiler, bilhassa demokratik bir programa sahip olan ve kendisini sosyal demokrat olarak niteleyen kesimler, bizimle blok kurma çabası içerisindeler.

İKP’nin yakın gelecekte büyük bir başarı elde etme noktasında gerekli şartlara sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bunun sebebi, İran’da çok sayıda proleterin yaşadığı sanayi kentlerinin bulunuyor olması. Bu noktada güney ve kuzey İran’daki limanlarda çalışan işçilerden, ayrıca Britanya’ya ait olan ve güneydeki kentlerde bulunan petrol kuyularında çalışan işçilerden bahsedilebilir. Buralarda kırk bin işçi çalışıyor. Tarihte ilk kez bu sene İran’da 1 Mayıs’ın kutlandığını belirtelim. Sadece yürüyüşler gerçekleştirilmekle yetinilmedi, işçiler o gün grev çağrısında bulundular. Lâkin sadece mürettipler greve çıktı. Tüm bu gerçeklerin de ortaya koyduğu biçimiyle, İran Komünist Partisi tam anlamıyla olgunlaşmış, komünizm için mücadele etme merhalesine yükselmiş bir partidir.

Kerim Nikbin
İran Delegesi
23 Kasım 1922 Perşembe
Komintern IV. Kongresi

[Kaynak: Toward the United Front: Proceedings of the Fourth Congress of the Communist Internatonal, 1922, Yayına Hazırlayan ve Tercüme Eden: John Riddell, Brill, 2012, s. 726-727.]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder