Bakûlü
ameleler, İtilâf Devletleri’nin ve Müsavat Partisi’nin pençeleriyle ezilirken,
fukara inkılâbı yolunda çalıştıklarında “kızılca” (kızamık) hastalığından
korkan “medeni” Avrupalılar, Azerbaycan emekçilerine darbeler indirirken,
Gürcüstan’da “demokratizm” esaslarını uygulayan Menşevikler, çocuksu buldukları
Bolşeviklere, “onların bu işi yapabilmeleri imkânsız. Azerbaycan gibi geri
kalmış, cahil ve avam bir ülkede Şura hükümeti kurmak istiyorlar” diyorlardı.
Evet,
bolşevikler çok inatçı ve korkulası bir topluluktur. İmkânsız olanı mümkün
kılıyorlar. Azerbaycan gibi geri kalmış bir ülkede Şura hükümeti kurdular. Tam
da bu sebeple Gürcüstan, ta işin başında Azerbaycan kızılcasına yakalandı.
Menşevikler, Ramişvililer, işçi-köylü devriminin taarruzlarına karşı
koyamadılar, yoldaşlarıyla birlikte Gürcüstan’da tecrit oldular.
Tüm
Şura cumhuriyetleri, bugün İtilâf Devletleri ve başka burjuva haydutlarına
kıyasla özgürlüğe eksiksiz sahiptir. Kardaş milletler birbirlerine muhabbet
duymakta, bir aile meydana getirme hevesiyle Kafkasya cumhuriyetleri
federasyonu teşkil etmektedirler.
Mantık
ve tarihin yönü bir defa daha göstermiştir ki burjuva uşaklarının kurdukları
siyaset felsefeleri ve felsefî siyasetleri beş para etmez şeylerdir.
Fakat
dünya burjuvazisiyle Bolşeviklerin arasında süren tarihî mücadele, henüz bir
şekilde hâl olunmamıştır. İnkılâb denilen kızamık hastalığı, dünya kapitalinin
merkezine dek ilerleyecektir.
Ana
mesele, hâlâ karşı taraftır.
İnkılâp
denilen kızılca hastalığı, Avrupa’nın yağ bağlamış karnını besleyip duran,
mazlum ve kahır içerisindeki Şark’a doğru ilerlemektedir. İşte tam da bu
sebeple bütün dünya bugün telâşa kapılmıştır.
İngilizler
Mısır’a verdikleri sözde muhtariyetle, yahut Hindistan’daki sabık hükümdarların
yerine başkalarını getirmekle Şark milletlerini susturabileceklerini
zannetmektedirler.
Fransa,
Anadolu’nun inkılâpçı emekçilerinin Fransız parasına tamah ettiklerini
düşünmektedirler.
Bu
türden latifeli sözlere ancak Menşevikler inanırlar. Başka hiç kimse inanamaz.
Ne biz ne de burjuvalar inanır.
Azerbaycan
işçi ve köylüleri, bu iki-üç yıl içerisinde Şark’taki mazlum kardaşlarına
gerektiği gibi siyaset dersi vermişlerdir.
Bütün
Şark âlemi bilir ki siyasi irade emekçilerin eline geçmedikçe kurtuluş
gerçekleşemez. Onlar bilirler ki siyasi mücadele olmadıkça kurtuluş fikrini
akla getirmek bile mümkün değildir.
Bakû
işçilerinin hayat tecrübesi, Şark’ın emekçilerini işte bu yolda eğitmiştir.
Bugün
Şuralar Azerbaycanı’nın ikinci yılını tamamlayıp üçüncü yılına girdiği şu
günlerde asırlık uykusundan uyanan Şark âlemi bağrından çıkan bir sesle,
“lebbeyk, lebbeyk” diye haykırmaktadır.
Hem
Şark ülkelerinde arka arkaya çıkan inkılâp yangınları hem de Avrupalı
simsarları arasında açığa çıkan korku ve endişe, Şark âleminin kızılca
arifesinde olduğu konusunda bize güvence vermektedir. Şark da illâki Azerbaycan
işçi ve köylülerinin yürüdüğü yoldan yürüyecektir.
Varsa
düşmanların cüreti, bizim hatalı olduğumuzu ispat etsinler.
Ruhullah Ahundof
Kommunist gazetesi
Sayı 92
28 Nisan 1922
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder