Pages

25 Mart 2017

Oscar Romero


Kırk yıl önce bugün (24 Mart 1980) El Salvadorlu Katolik Başpiskopos Oscar Romero, kilise ayini esnasında ABD destekli aşırı sağcı güçlerin saldırısı sonucu katledildi.

Ülkede bu güçlerin yükselttiği şiddet ve zulüm dalgasına rağmen Romero, ömrünün büyük bir kısmını apolitik bir isim olarak geçirdi. Katolik din adamlarının ve kilise dışı isimlerin giderek radikalleşip Salvador’da iktidarda bulunan ordunun denetiminde ilerleyen yoksulluk ve eşitsizlik koşullarına karşı mücadeleye iştirak ettiği dönemde muhafazakâr kilise hiyerarşisi, onu halka açıktan beyan edilmiş politik görüşleri veya politik herhangi bir faaliyeti içermeyen geçmişinden ötürü başpiskopos seçmişti.

Ancak yakın dostu ve kendisi gibi rahip olan, yoksulların safında örgütlenen Rutilio Grande’nin sağcılar tarafından 1977’de öldürüldüğü günden sonra Romero, bir değişimin içerisine girdi. Romero, bu noktada rejime ve onun zorba destekçilerine, bilhassa ABD’ye karşı sözler sarfetmeye başladı. Bu savunu yüzünden Romero üç yıl sonra öldürüldü.

Öldürülmesinden bir gün önce Romero, San Salvador’daki ulusal katedralde o ünlü vaazını verdi. Radyo aracılığıyla tüm ülkeye yayınlanan o vaazında doğrudan askerlere seslenmişti:

“Ordudaki insanlara, bilhassa Ulusal Muhafızlar mensubu askerlere, polislere ve garnizonlara seslenmek istiyorum.

Kardeşlerim, sizler de bu halkın evladısınız. Sizler bu ülkede kendi kardeşlerinizi öldürüyorsunuz. Bir insanın verdiği ‘öldür’ emri karşısında hüküm, Tanrı’nın ‘öldürmeyeceksin’ emrinde olmalı.

Hiçbir asker, Tanrı’nın hukukuna aykırı bir emre itaat etmeye mecbur değil. Ahlakdışı bir kanuna kimse uymamalı.

Artık vakit, vicdanınıza göre hareket edip, günahın değil, o vicdanın emirlerine itaat etme vaktidir. Tanrı’nın haklarının, Tanrı’nın hukukunun, insan haysiyetinin savunucusu olan kilise, nefret edilmesi gereken böylesi bir günah karşısında asla sessiz kalamaz. Biz, birçok insanın kan deryasında boğulmasını istemiyorsa, hükümetin önerilen reformları ciddiye almasını talep ediyoruz.

O vakit Tanrı adına, çığlıkları her gün tüm o gürültüsüyle cennete dek yükselen bu çilekeş halk adına size yalvarıyorum, istirham ediyorum, size emrediyorum, bu zulme son verin!”

Romero cinayeti, Salvador’daki iç savaşın başlarında gerçekleşti. O dönemde ülke, sağcı bir rejimin idaresi altındaydı ve 2009’a dek Romero’nun ölümüne dair hakikatin açığa çıkması meselesiyle pek ilgilenmedi, bu nedenle suikast konusunda kimseye hesap sorulmadı. Ta ki ABD’de bulunan insan hakları grubu Adalet ve Hesap Verme Sorumluluğu, cinayetten sorumlu kişiler aleyhine dava açana kadar. Avukatlardan biri olan Matt Eisenbrandt Romero’nun ölümünü ve katillere karşı açılan davanın seyrini Assassination of a Saint: The Plot to Murder Oscar Romero and the Quest to Bring His Killers to Justice [“Bir Azizin Katli: Oscar Romero Cinayeti ve Katillerini Mahkemeye Çıkartma Mücadelesi”] isimli çalışmada anlatıyor. Yazarla yapılmış bir röportajı şu kaynaktan dinlemek mümkün.

Micah Uetricht
24 Mart 2017
Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder