1
Dostlar,
Eski
kelimeler ölü şimdi.
Küflenmiş
kitaplar dilsiz.
Sözlerimiz, altı delik ayakkabı misali.
Zihnimizi yenilgiye meylettiren, ölümün ta
kendisi.
2
Şiirimiz
epridi.
Kadınların
saçları, o geceler, perdeler ve divanlar
Hepsi.
Hepsi epridi.
3
Benim
mahzun ülkem,
Sen ki
aşk şiirleri yazıp duran beni
Ansızın
Dizelerini bıçakla kazıyan bir şaire çevirdin.
4
Hissettiklerimiz, kelimelerden öte:
Utanmamız gerek o şiirlerimizden.
5
Doğu’nun
tumturaklı sözleriyle,
Bir
sineği bile öldüremeyen kibirli dayılanmayla
Üçkâğıt
ve davullarla heyecanlanıp
Bir
savaşa girdik
Ve kaybettik.
6
Bağırışlarımız, eylemlerimizden daha gürültülü
Kılıçlarımız, bizden daha uzun
Yaşadığımız trajedi, tam da bu.
7
Hülâsa,
Giysek de
üzerimize medeniyetin pelerinini
Ruhumuz hâlâ taş devrinde.
8
Savaşı
kazanamazsın
Bir kaval bir flütle.
9
Sabırsızlığımızsa
bize
Elli bin yeni çadıra mal oldu.
10
Küfredeyim
deme Allah’a
Seni terk
ettiyse
Lanet
etme ahvaline,
Allah, zaferi isteyene verendir.
O ki kılıçları döven demirci değildir.
11
Ne acı,
sabahları haberlere kulak kesilmek
Ne acı, köpeklerin havlamasını dinlemek.
12
Düşmanlarımız
ihlal etmiyor sınırlarımızı.
Tıpkı
karınca gibi,
Sürünerek giriyor zafiyetlerimizin
deliklerinden.
13
Mağaralarımızda
Beş bin
yıldır
Sakal
uzatıyoruz.
Paramız
geçmez hiçbir yerde
Gözlerimiz
sineklerin yuvası.
Dostlar,
Kırın
kapıları
Durulayın
aklınızı
Eski
Libasınızı.
Dostlar,
Kitap
okuyun
Kitap
yazın.
Kelimeler,
bir avuç nar ve bir salkım üzüm yetiştirin.
Sürün
teknelerinizi
sis ve
kar kaplamış diyara.
Kimse
bilmiyor sizin mağarada yaşadığınızı.
Herkes zannediyor bir köpek cinsi olduğunuzu.
14
Derimiz
kalın,
Ruhsuz
insanlarız.
Büyücülükle,
Satranç
ve uykuyla geçiriyoruz günlerimizi.
“Allah’ın insanlığı şereflendirdiği millet”
değil miydik biz?
15
Çölden
fışkıran o yağ
Alevin ve
ateşin hançeri.
Asil
ecdadımızın yüz karasıyız artık.
Seyredip
duruyoruz,
O yağın fahişelerin ayak parmaklarının
arasından akışını.
16
Deli gibi
koşuyoruz sokaklarda
İplerle
çekiştiriyoruz insanları
Pencereleri
kırıyoruz, kilitleri parçalıyoruz.
Kurbağalar
gibi şişinip duruyoruz.
Cüceleri
birer kahraman yapıyoruz.
Kahramanları
çamurun yüzündeki köpük.
Camilerde
durmadan düşünüyor,
Tembellikle
çöküyoruz yere.
Şiirler,
Atasözleri
yazıyoruz.
Düşmanımıza
karşı
Zafere
ulaşmak için
Allah’a yalvarıyoruz.
17
Bana
zararı olmayacağını bilsem,
Çıkardım
padişahın karşısına
Ona,
“Kuduz
köpeklerin üstümü başımı parçaladı,
Casusların
peşimden ayrılmadı,
Gözleri
izimi sürdü.
Burunları
takip etti beni,
Ayakları
arkamdan geldi.
Kader
misali yapıştılar enseme.
Sorguladılar
karımı
Arkadaşlarımı
aldılar benden.
Padişahım,
Çektiğim
acıları anlatmak için
Eşiğine
gelip dayandığımda
Askerlerin
çizmeleriyle vurdu bana.
Ayakkabımın
köselesini yedirdiler.
Padişahım.
Sen iki
savaşı da kaybettin.
Çünkü
halkının yarısı lal.
Dilsiz
bir halk neye yarar?
Halkımızın
yarısı
Karıncalar
ve fareler misali
Dört
duvar arasında
Kıstırılmış”
derdim.
Bana
zararı olmayacağını bilsem
Ona
derdim ki,
“Sen iki
savaşı da kaybettin.
Dokunamayacaksın artık çocukların saçına.”
18
Bir olan
ruhumuzu gömmeseydik turaba
Genç
bedenimizi delik deşik etmeseydik süngüyle
Gözlerimizde
kalsaydı o canın feri
Köpekler geçiremeyecekti dişlerini etimize.
19
Bizim
istediğimiz,
Göğün
perdesini yırtan
Tarihin
derisini yaran
Düşüncelerimizi
patlatan
Öfkeli
bir nesil değil.
Bizim
istediğimiz,
Eğilmeyi
bilmeyen
Yanlışları
affetmeyen
Yeni bir nesil.
20
Arap
çocukları
Yarının
başakları.
Zinciri
kıracak
Kafanızın
içindeki afyonu patlatacak
Tüm
vesveseleri yok edecek sizsiniz.
Arap
çocukları,
Bizim
dumandan boğulmuş neslimize dair
Tek
kelime okumayın.
Ümitsiz
vakayız biz,
İşe
yaramaz birer karpuz kabuğuyuz, neyleyelim.
Bizim
için söylenmiş sözlere kulak asmayın
Bize
öykünmeyin.
Bizi
kabullenmeyin.
Fikirlerimizi
benimsemeyin.
Sahtekârlar
ve hilekârlar kavmiyiz biz.
Arap
çocukları,
Bahar
yağmuru,
Yarının
başakları.
Sizsiniz
bu yenilgi hâlini aşacak olan.
Nizar Kabbani
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder