Avrupa devletleri kolluk kuvvetlerinin mülteciye dönük
zulmünü gösterip sınırlarda ve Geri Gönderme Merkezleri’nde ölüm kusmak
“insanlık dersi vermek” değildir.
“Kırmızı çizgimiz” diyerek, “kardeş” dediğine adet
biçmek, kapıları kapatıp yüzlerce kilometre duvar örmek “insanlık dersi vermek”
değildir.
Sınırlar dâhilinde can ve mal emniyetini yeterince
sağlamamak, üçüncü sınıf insan muamelesi göstermek “insanlık dersi vermek”
değildir.
Kamplara insanî yardım örgütlerinin ve bağımsız
gözlemci heyetlerinin girişlerine müsaade etmemek, kampları gizlemek “insanlık
dersi vermek” değildir.
Sebepsizce kişileri aylarca hapsetmek, keyfi gözaltı
ve sınırdışı yasağına rağmen toplu halde deport etmek “insanlık dersi vermek”
değildir.
“Koparılacak” az para için yürürlükteki çalışmaları
askıya almak, insanları tehdit öznesi olarak kullanmak “insanlık dersi vermek”
değildir.
“Daha ne kadar besleyeceğiz?”, “otobüslere doldurur
göndeririz!”, “kapıları açar üzerlerine salarız” demek “insanlık dersi vermek”
değildir.
Salih Çetin
23 Haziran 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder