Bir Türk yetkisine göre, Türkiye ve İsrail 2010
tarihinde yaşanan Mavi Marmara olayı için tazminat ödenmesi hususunda nihai
anlaşmaya varmaya çok yakın.
Bu yetkilinin söylediği kadarıyla, bugünlerde
İsviçre’de tartışma yürüten söz konusu iki ülke Aralık ayında başlayan uzlaşma
amaçlı müzakerelerden beri dile getirilmiş “tüm meseleler” konusunda bir
anlaşmaya varmak üzere.
Yetkili, Salı günü İstanbul’da muhabirlere şunu
söyledi:
“Görüşmeler
hâlen devam ediyor. İki ülke arasındaki bağların eksiksiz bir biçimde normale
döndürülmesi hususunda bir anlaşmaya varmak üzereyiz ama henüz biten bir şey
yok, bu yüzden daha fazla yorumda bulunmam mümkün değil.”
Yetkili, “İki taraf da sonuçlandırma konusunda belirli
bir politik irade ortaya koymak zorunda” diye devam etti sözlerine.
Türkiye Filistinlilere yardım götürme ve Gazze
üzerindeki ablukayı kırma konusunda belirli bir çaba ortaya koyan Mavi Marmara
gemisinde 10 Türk eylemcinin katledilmesi ardından, 2010 yılında İsrail ile
ilişkilerini kesmişti.
Türkiye uzun süredir iki ülke arasındaki bağların
yeniden kurulabilmesi için üç şart öne sürüyor: İsrail’in açıktan özür
dilemesi, olayda katledilenlerin ailelerine tazminat ödenmesi ve Gazze
ablukasının kaldırılması.
Türk yetkiliye göre, ilk iki koşul karşılandı ama
üçüncü koşul uzlaşmaya mani olan bir çekişmeli bir husus hâline geldi.
Bu konuda bahsi geçen Türk yetkili şunları söylüyor:
“Görüşlerimizi net bir biçimde ortaya koyduk. Özür talep ettik, bu talebimiz
karşılandı. Tazminat konusunda müzakereler hâlen devam ediyor. Gazze
ablukasının kaldırılması ise üçüncü koşulumuz.”
Ambargo Kaldırılacak mı?
Geçen Salı günü İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu
İsrail ve Türkiye’nin her türden anlaşmanın güvence altına alınması konusunda
tavizde bulunması gerektiğini söyledi.
Netanyahu güneydoğu İsrail gezisi esnasında
muhabirlere aktardı: “Biz tüm komşularımızla ilişkilerimizin normalleşmesini
arzuluyoruz ama bu süreç esasen iki yönlü işliyor.”
Türkiye’de iktidarda olan AKP’ye yakın olduğu
düşünülen Hamas ise İsrail-Türkiye arasında cereyan eden müzakereler konusunda
kötümser olduğunu ifade etti.
İsmini açıklamak istemeyen üst düzey bir Hamas
yetkilisi “yakın gelecekte bir anlaşmanın imzalanacağını düşünmüyorum, çünkü
İsrailliler Türklere Gazze konusunda istediklerini vermeyecekler” diyor ve
sözlerine şunu ekliyor: “Türkler kuşatmayı kaldırmak istiyor, İsrail bu
isteklerini karşılamayacaklar.”
Ama geçen Çarşamba günü Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlu ülkesinin İsrail’in Gazze üzerinde uyguladığı ablukayı değilse de,
ambargoyu kaldırması konusunda ısrarcı olduklarını söyledi.
Teknik açıdan ambargo İsrail’e ait “limanlar ve
toprak” üzerinden ticaret konusunda getirilen kısıtlamalara işaret ediyorken
abluka “Gazze sahilinin askerî güç üzerinden uluslararası ticarete
kapatılması”nı anlatıyor.
Ambargonun kaldırılması Türkiye’nin Gazze’ye tıbbi
malzeme veya inşaat malzemesi gibi unsurların aktarılmasını mümkün kılıyor,
oysa ablukanın kaldırılması malların ve malzemelerin serbestçe akmasını
sağlıyor.
Kararsızlıkla Malul Müttefikler
Türkiye İsrail Devleti’ni ilk tanıyan Müslüman ülke.
1949 yılında İsrail’i tanıyan Türkiye bu ülkeyle kararsızlıkla malul bir
müttefiklik ilişkisi içerisinde. Ama öte yandan Türkler sürekli İsrail’in işgal
ettiği topraklardan çekilmesini de istiyor.
AKP hükümeti döneminde Tayyip Erdoğan İsrail’e karşı,
bilhassa Gazze’nin 2014’te bombardımana tabi tutulması esnasında sert bir dil
kullanmıştı.
Nisan 2015’te Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç
İsrail’e ait Channel 2 TV’ye verdiği demeçte Türkiye ve İsrail arasındaki
ilişkilerin daha da iyileşmesinin bölge için hayırlı olacağını söyledi.
Kanala Arınç “umarız Netanyahu’dan Filistin meselesi,
Gazze meselesi ve Ortadoğu’daki sorunların çözümü konusunda daha olumlu
ifadeler duyarız” dedi. Arınç ilişkilerin koptuğu günden beri bir İsrail
televizyonuna konuşan ilk üst düzey yetkili. O demeçte şu cümleye de yer
verilmişti: “İsrail hükümetinin Filistin ve İsrail arasındaki sıkıntıları
sonlandırma konusunda güçlü bir irade ortaya koymasını bekliyoruz.”
Arınç ayrıca Türklerin Yahudiler konusunda herhangi
bir kötü niyet barındırmadıklarını ve onların tek endişesinin sadece İsrail’in
politikaları olduğunu ifade etti.
“Türkiye’de
ne anti-semitizm ne de ırkçılık vardır. Bu iki husus halktan destek görmez.
Bizler Avrupalıların ve diğer ülkelerin bu konuda Türkiye’nin gerisinde
kalmasından dolayı gerçekten üzülüyoruz.”
Alex MacDonald
16 Şubat 2016
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder