Pages

14 Kasım 2015

Mil


Denilir ki Hz. Muhammed ve İslam, parçalanmış Arap kabilelerinin birleşme ihtiyacının ya da Pers-Bizans arasına sıkışmış millet gururunun bir sonucudur.

Gözümüzün önüne serilenler, bazen kapak görevi görürler. Gözkapaklarının hareketine kilitlenmiş bir teori işlevsizdir. Bizi uyanık, tetikte, zinde tutacak fikir lazımdır.

Böylesi fikir, alışılmadık olanı alışıldık kılan terennümlerden neşet etmeyecektir. Dolayısıyla Hz. Muhammed ve İslam bahsinde söylenenler onların gör dediğidir, görmesini sağladıkları, gerçeğin cüzüdür. Yani aslında Arap kabilelerinin parçalanmış olduğunu, Pers ve Bizans zulmünü, Tevhidî imandaki çürümeyi vs. gösteren O’dur. Sonrası uyumaktır, uyumak için kapaktır, gözkapaklarının kıpırtısıdır.

Birileri, kendisi gibi tekil bireylerin hâline, birileri de özel birey olarak elinde tuttuğu, “hakikat” zannettiği bilgi veya belgeye bakmaktadır. Bize ötesi lazımdır. Ötesine karşıtlık, o birey, o bilgi ve o belgenin direncidir, ona kanmamak gerekir. Gece rahat bir uyku çekmeyi gerçeğe tercih edenlerle her daim sorunumuz olmalıdır.

Gördüğüne iman etmek, kapağı sabitlemek içindir. Tüm dinamikleri, dört köşeyi görmek durmaktır, kapağın gözü kapatmasına yazgılıdır. Gözkapağına kul-köle olmuş bir görmek, gerçeğe “hiç olmasaydı” diye bakmaktır. Dolayısıyla hiç yokmuş gibi yapmaya ya da hiç kılmak için çalışmaya mecburdur.

* * *

Kim ne derse desin, Kürd’ün yazgısını gösteren, göze değdiren, kapağı yırtan bir iradesi vardır. “Kürd sorunu” bu müşterek irade var diyedir. Ekonomi, sosyoloji, psikoloji, siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler… nereden bakılırsa bakılsın, görünen değil, gösterdiği ve gösteren önemlidir. Bir hüzme düşmüş, acı, kahır, mahrumiyet, öfke faş olmuştur. “Kürd sorunu yok, terör sorunu var” cümlesi ile “Kürd sorunu artık yok, ben çözdüm” bugün iç içe geçmiştir. Devletin emridir bu.

Dolayısıyla “PKK sonuçtur, nedenlerine bakmak lazım” lafı boştur. Devleti görünür kıldığı için ona kızanların devleti mücadele alanından ne vakit çıkardıklarını sorgulamaları gerekir. Bu cümle, bir faşistin de bir liberalin de ağzından dökülebilmektedir. Biri dışarıdan, diğeri içeriden gözü, görmeyi kör etmek içindir.

* * *

Bir yerde irade, ciltler dolusu kitaba hapsedilmişse bitmiştir. Bir yerde kazılan hendek için panel örgütleniyorsa, o hendek kapatılmıştır. Göze mil çekmek için illa kızgın demir gerekmez.

Bugün “içine 125 gram zeytinyağı ekliyoruz” diye yemek tarifleri verilmektedir. Bu, anaların göz kararı yaptıkları yemek kültürüne saldırıdır. Bu kadar ince elenen bir husus, lime lime edilen bir pratik, doğal, gerçek niteliğini yitirir.

* * *

Anaların ölçüsü kolektiftir. Bugünkü feminizmin “Kadın”ı, bir Amerikan icadıdır. Özel okulların özel laboratuvarlarında imal edilmiştir. Bu okullar, insan beyninde insanı komünist yapan cüzü, insan geninde ortaklaşmacılığa yazgılı geni arayıp yok etmeye çalışan merkezlerdir. Paranoya, bu denli derindir. Tabii ki cennet, anaların altındaki turabdır. Görünür olmadan gösteren odur.

Silvan, Lice, Cizre… bir vatana analık etmektedir. Zulmü gören de gösteren de odur.

Onların kendileri gibi bir çift gözle gördüklerini zannedenler, fena hâlde yanılmaktadırlar. Gören, bir fikir, bir düş, bir kavgadır.

Eren Balkır
13 Kasım 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder