Bahreynli muhalefet lideri Şeyh Ali Selman, Salı
gününden beri gözaltında tutuluyor. Savcı, Ali Selman’ın sorgusunun bir hafta
süreceğini söylüyor. Öte yandan uluslararası insan hakları örgütleri ise
demokrasi mücadelesi veren liderin derhal ve koşulsuz olarak serbest
bırakılmasını talep ediyor.
Savcı Nayif Mahmud’un kaleme aldığı bildiride,
Selman’ın “yargı ve yürütmeye hakaret ettiği, mezhepçi bir fitnecilik
içerisinde bulunduğu, bu amaçla güvenlik ortamını tehlikeye sokup paniğe yol
açacak yalan haberler yaydığı ve ekonomiye zarar veren kimi olaylara karıştığı”
iddia ediliyor.
Muhalefet hareketi, Vifak Partisi’nin genel sekreteri
olan Şeyh Selman, Pazar günü gözaltına alındı. Muhalefetin hem meclisin hem de
hükümetin azledilmesi çağrısı yaptığı ve boykot hareketi başlattığı geçen ayki
genel seçimlere karşı başkent Manama yakınlarındaki protesto amaçlı barışçıl
yürüyüşün önde gelen diğer isimleri de onunla birlikte gözaltına alındı.
Vifak, Ali Selman’ın gözaltına alınmasını kınadı ve bu
gözaltının amacının “Bahreyn’deki zorba iktidarı güçlendirmek ve politik çözüm
için tüm kapıları kapatmak” olduğunu söyledi.
Bildirisinde Vifak Partisi, Selman’ın gözaltına
alınmasını “ülkedeki politik hayatı ve güvenlikle ilgili meseleleri daha da
içinden çıkılmaz bir hale sokacak olan, tehlikeli ve hesabı yanlış yapılmış bir
macera” olarak tanımladı.
Yumuşak bir dile sahip olan, 49 yaşındaki Selman,
Halife hanedanlığının devrilmesini talep eden sert grupların aksine, meşrutiyet
talep eden bir ılımlı isim olarak görülüyor.
Bir ay sürecek gösterilerin ölümlere yol açacak
biçimde bastırılmasından kısa bir süre sonra, Mayıs 2011’de Selman AFP’ye şunu
söylemişti: “Biz, Halife ailesinin başında olacağı bir meşruti krallık
istiyoruz.”
Barışçıl gösterilerin başındaki isim de şunu söylüyor:
“Biz şunu söyledik: halk rejimin reforme edilmesini istiyor. Biz ‘halk rejimin
devrilmesini istiyor’ sloganını hiç atmadık.”
Pazar günü 37 uluslararası insan hakları örgütü kaleme
aldıkları bildiriyle Şeyh Selman’ın derhal ve koşulsuz olarak serbest
bırakılmasını talep etti.
Bildirideki tespitle, “Şeyh Selman, Şiddete
Başvurmamayla İlgili İlkeler Deklarasyonu’nda açık biçimde ifade edildiği
haliyle, her zaman diyalog ve barışçıl usullere başvurulmasını talep eden
politik ve ulusal bir isimdir. O ayrıca uluslararası anlaşmaların şart koştuğu
kurallar uyarınca iktidarın barışçıl bir biçimde el değiştirmesini talep
etmiştir.”
İnsan hakları örgütlerinin ifadesiyle, Selman’ın
gözaltına alınması, toplanma özgürlüğü hakkının ihlal edilmesi ve ifade
özgürlüğü hakkının insanların elinden alınmasıdır.”
Cenova’da Birleşmiş Milletler insan hakları bürosu da
Selman’a uzun süreli bir hapis cezası verilmesinden endişelendiğini belirtti.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği sözcüsüne göre,
“muhalefet partileri her demokrasinin temel dayanağıdır, Selman’ın gözaltına
alınması yaklaşık dört yıldır hükümet karşıtı gösterilerin sürdüğü politik
sahneyi daha da endişe verici hale sokma riski taşımaktadır.”
Bu arada Lübnan’da Hizbullah direniş hareketi de Şeyh
Selman’ın gözaltına alınmasını kınadı ve bu gözaltıyı “Evrensel İnsan Hakları
Beyannamesi’nin ihlali” olarak tarif ederek, bu eylemin hükümetin geçen ay
muhalefetin genel seçimleri boykot etmesine dönük öfkesinin bir ifadesi
olduğunu söyledi.
İki yüz yıldır Bahreyn’i yöneten Halife ailesi, 14
Şubat 2011’de başlayan demokrasi yanlısı barışçıl gösterileri Suudi
Arabistan’ın da yardımlarıyla bastırmıştı.
Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleri Mart 2011’de
Bahreyn’e birlikler gönderdi ve ciddi insan hakları ihlalleri suçlamalarının
dillendirilmesine yol açacak biçimde, söz konusu bastırma gayretlerini
destekledi.
Tahminlere göre, ayaklanmanın başlamasından beri 89
insan öldürüldü, yüzlerce insan tutuklandı veya yargılandı.
Mevcut başbakan Prens Halife bin Selman, 1970’ten beri
görev başında olan bir isim ve Hamad’ın amcası.
Ekim ayında Selman’ın dile getirdiği biçimiyle,
“kraliyet ailesi yasama, yürütme ve yargıyı ele geçiriyor, bunlara bir de
güvenlik, enformasyon ve zenginlik de ekleniyor.”
Muhalefet, Kasım seçimlerini “komedi” olarak niteleyip
boykot etti.
Politik eylemciler, iki yüz yıldan fazla bir süredir
iktidarda olan Halife ailesinin insan haklarını ihlal ettiğini söylediği için
Bahreyn’deki devlet makamlarınca soruşturuluyor.
Aralık ayının başında bir Bahreyn mahkemesi, önde
gelen eylemcilerden Abdulhadi Havece’nin kızı Zeynep Havece’yi, kralın resmini
yırtıp “ona hakaret ettiği” gerekçesiyle üç yıla mahkûm etti.
Birkaç gün önce de Zeynep’in kız kardeşi, kendisi de
önemli bir eylemci isim olan Meryem, bir polise saldırdığı iddiasıyla gıyabında
yargılanarak bir hapse mahkûm edildi.
ABD merkezli Önce İnsan Hakları isimli örgütte İnsan
Hakları Savunucuları Programı’nın başındaki isim olan Bryan Dooley, Meryem’in
mahkûmiyetini “rejimi eleştiren insan hakları eylemcilerine dönük güçlü bir
uyarı” olarak tarif etti.
Bunun dışında Körfez Ülkeleri İnsan Hakları Merkezi
müdürü ve Bahreyn İnsan Hakları Merkezi kurucularından Nebil Recep, Ekim’in
sonunda, Twitter hesabında devlet kurumlarını eleştirdiği için mahkemeye
çıkartıldı.
Bahreyn İnsan Hakları Merkezi, Selman’ın gözaltına
alınmasına dönük suçlayıcı bildirisini Birleşik Krallık’ta yayınladı ki bu ülke
kısa süre önce Bahreyn’de yeni bir askerî üs açacağını ilân etmişti. Nebil
Recep, bu üssün açılmasını Bahreyn Krallığı’ndaki hak ihlâllerine karşı bir sus
payı ve “ödül” olarak tarif etmişti.
AFP, Reuters,
Ahbar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder