ABD dış siyasetindeki “ılımlılık”a dair anlayışlar
türünden mide bulandırıcı yaklaşımlar bana her zaman özel olarak cazip
gelmişlerdir. Yanlış anlaşılmak istemem, beş yaşındaki oğlum birisinden “biraz”
nefret ettiğini göstermek istediğinde, birisi “az zeki” diye övüldüğünde ya da
bir adam kadına “sana biraz âşık oldum” dediğinde kullanılan çift anlamlı ve
ironik ifadeleri çok severim aslında. Ama mesele ABD dış siyaseti, ana akım
medya ve düşünce kuruluşlarından oluşan kompleks’in Suriye’de “ılımlı” isyancıları
desteklemesi olduğunda, bu tarz çift anlamlılıklara pek hoşgörüyle
yaklaşamıyorum. Yakın geçmişte Bush yönetimi, aşırıcılık yayı, yani direniş
eksenine karşı bölgeye yerleştirilmiş ABD kontrolündeki Sünni Arap
müttefiklerini etiketlemek için “ılımlılık yayı” tabirini kullanmıştı. Bugünse
ılımlılık, demokrasi, kadın hakları, azınlıklara yönelik yaklaşım ve diğer
dinlere açıklıktan ziyade, esas olarak İsrail ve emperyalizme karşı ılımlı
olmayı ifade ediyor. ABD siyasetinin kurt isimleri, Mısır’daki Müslüman
Kardeşler türünden “ılımlı İslamcılar”la ilişki kurulmasını isterken, bu
isteklilik hâli, onların demokratik seçimlere katılımları konusunda pek
görülmüyor. Burada, hareketlerde mündemiç olan liberalizmden çok “şiddet
dışılık” ve Batı’ya yönelik tavra bakılıyor. Bu da Hizbullah gibi ilerici bir
hareketin neden sürekli “terörist” ve “aşırıcı” olarak etiketlendiğini izah
ediyor.
Suriye bağlamında, Obama, IŞİD’e karşı koyma
noktasında “ılımlı isyancılar”ı silâhlandırmaktan bahsettiğinde, mezhepçiliği
sosyopolitik olmaktan çok doktriner bir nitelik arz eden, tekfirci olmayan
gruplara atıfta bulunuyor; bu gruplar, birçok bölgede Suriye devleti ile
ateşkes görüşmeleri yapıyorlar ve bu nedenle savaşa son vermek için devletle
diyalog kurma imkânı buluyorlar. Şurası kesin: sahada tek önemli savaşan güç,
cihadist gruplar. Bu koşullarda Vehhabi Suudi Arabistan, Vehhabi IŞİD’e karşı
verilen savaşa dâhil ediliyor, medya da utanmadan Nusret Cephesi/El-Kaide’yi
IŞİD’e nazaran daha ılımlı bir unsur olarak takdim ediyor (örneğin dün şirket
medyası, Alan Henning’in hayatının bağışlanması konusunda Nusret Cephesi’nin
nasıl ricacı olduğuna dair yığınla haber yaptı.) ABD, “ılımlı isyancılar”dan
bahsederken, o, kimi gruplara ılımlı bir biçimde ılımlı sayılarda soykırım
yapan, sadece ılımlı düzeyde mezhepçi olan ve ulusötesi hilafet projesini
ılımlı bir tarzda uygulamaya sokan kesimleri değil, ABD’nin IŞİD’den daha kolay
iş yaptırılması olası, işbirliğine açık, büyük stratejik hedefler konusunda iş
tutabilecek grupları kastediyor.
Sözün özü şu: sevgi-nefret ikiliği konusunda pek usta
olmayan beş yaşındaki sevimli bir çocuk ya da entelektüel manada aldığı övgüyü
o alanda kendisini kurnazca daha vasıflı kılmak suretiyle görece daha fazla
muteber kılmak isteyen bir öğretmen ya da kadınların güvenini yetersiz kimi
ifadelerle kazanan şapşal ama alımlı bir delikanlı olmadıkça, siz bu türden
yetersiz, eksik ifadelerle ne alımlı ne de sevimli görülürsünüz, üstelik
bölgede herkes için varoluşsal bir tehdit hâlini alan tekfirci cihadistler konusunda
bu tarz belirsiz ifadelerin hiçbir önemi yoktur.
Emel Saed Gureyb
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder