49 Türk Diplomatının Sürpriz Biçimde
Serbest Bırakılması Üzerindeki Sır Perdesi
Üç aydır IŞİD’in elinde bulunan 49 Türk diplomatın ve
ailelerinin sürpriz biçimde serbest bırakılması üzerindeki sır perdesi kalkmış
değil. Türk hükümeti, rehineleri elinde bulunduran güçle herhangi bir anlaşma
yapmadığını söylüyor, ama gaddarlığı ve acımasızlığı ile ün salmış olan
IŞİD’in, karşılığında bir şeyler almadan, Türk tutsakları serbest bırakmasının
mümkün olmadığı söyleniyor.
10 Haziran’da IŞİD’in Musul’u ele geçirdiği günlerde
tutsak aldığı diplomatların serbest bırakılması, Ankara’da, Türkiye’nin elde
ettiği bir zafer olarak selamlandı. Ancak bu gelişme, Türk hükümeti ile IŞİD
arasındaki ilişkiye dair yeni soruların sorulmasına da neden oldu. Türkiye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, rehinelerin serbest kalışının Türk
istihbaratının gizli kalması gereken bir operasyonunun sonucu olduğunu söyledi.
Pazar günü ise sözlerine şunu ekledi: “Hakkında
konuşamayacağımız şeyler var. Devlet idare etmek, manav işletmek gibi bir şey
değil. Hassas meselelerimizi muhafaza etmek zorundayız; eğer muhafaza
etmezseniz, bunun bir bedeli olur.” Türkiye, IŞİD’e fidye ödendiği ya da kimi
vaatler verildiği iddialarını reddediyor.
Rehinelerin serbest bırakılması, tam da Kobani’ye
yönelik IŞİD saldırısından kaçmak için Türkiye sınırına 70.000 Suriyeli Kürd’ün
kaçışına denk geldi.
Kobani’ye yönelik saldırı, Kürdistan İşçi Partisi’nden
(PKK) 3.000 savaşçının bölgeye hareket etmesine neden oldu; Irak’taki Kandil
dağlarında konuşlanmış olan savaşçıların Suriye’ye gitmek için Irak’ı
geçtikleri ve Kobani’ye doğru ilerledikleri söyleniyor.
Türk güvenlik güçleri, sığınmacılarla yaşanan
çatışmalar sonrası, Pazar günü bir süre sınırı kapadı. Güvenlik güçleri, bir
değerlendirmeye göre, Kobani’ye yardım götüren Kürdleri durduktan sonra kitleye
biber gazı ve suyla saldırdı, bir başka iddiaya göre ise, saldırı kalabalıktan
atılan taşlar yüzünden gerçekleşti. Sınırı geçenlerin önemli bir bölümü kadın,
çocuk ve yaşlılar; eli silâh tutanlar cephede savaşmaya devam ediyor.
Birçok Kürd, Türk hükümetine karşı öfkeli, onun Türk
sınırı boyunca yerleşik olan ve sayıları 2,5 milyonu bulan Suriyeli Kürdlerin
bağımsız bölgelerini yok etme noktasında IŞİD’le anlaştığını iddia ediyor.
Örneğin bu noktada Kürd hareketine bağlı Amed haber ajansı şu soruyu
soruyor: “IŞİD, Ortadoğu’da Türkiye’nin uygulamaya çalıştığı yeni-Osmanlıcılık
projesinin paramiliter kanadı mıdır?” Türk hükümeti ise IŞİD ile işbirliği
kurduğuna dair her türden iddiayı şiddetle reddediyor.
Gene de 49 Türk’ün tutsak edildiği ve serbest
bırakıldığı koşullar, Ankara’nın diğer ülkelere kıyasla, IŞİD’le görece daha
farklı ve daha sıkı bir ilişki içinde olduğunu gösteriyor. IŞİD yanlısı Türk
web siteleri Türklerin “halife” Ebubekir Bağdadî’nin doğrudan talimatı sonucu
serbest bırakıldığını söylüyorlar. Rehinelerin Musul’dan IŞİD’in ana
karargâhının bulunduğu Rakka’ya getirildiği, kadın ve erkeklerin iyi giyimli
oldukları, hapislik süreci boyunca çok az zarar gördükleri iddia ediliyor. Bu,
Suriye’ye yardım götürürken ele geçirilen İngiliz taksi şoförü Alan Henning’e
ve IŞİD tarafından öldürülen gazetecilere yönelik muameleye tam bir karşıtlık
arz ediyor.
Patrick Cockburn
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder