İsrail medyası, Halid Meşal’in vekili Musa Ebu
Merzuk’un (Rus haber ajansı) Ria Novosti’ye ilettiği sözleri
alıntılıyor:
“İnşallah
Lübnan cephesi açılacak ve birlikte bu oluşuma (İsrail’e) karşı savaşacağız…
Lübnan direnişinin büyük bir anlama sahip olduğunu tartışmak bile gereksiz.”
Hamas ve Hizbullah arasındaki ilişkilerin ısındığı,
Hizbullah’ın askerî yardımının ve Hamas ve diğer gruplarla ile kurduğu (Usame
Hamdan’ın da kabul ettiği) işbirliğinin sürdüğü şu günlerde, Musa Ebu Marzuk’un
yorumu ara katıcı ya da Filistin’e hiçbir vakit askerî manada müdahele etmemiş
olan Hizbullah’ı utandırmayı amaçlayan bir yorum değil. Bu yorum daha çok
İsrail’in kuzey cephesi ve sonrasında harekete geçecek olan Golan cephesi
üzerinden tehdit edilmesine dair. Söz konusu yorum, Nasrallah’ın Kudüs Günü’ndeki
beyanına paralel:
“Gazze’deki
kardeşlerimize onlarla birlikte olduğumuzu, yanlarında durduğumuzu, tüm
cephelerde elimizden geleni yapmanın bir görev olduğunu söylüyoruz.
Siyonistlere de zayıf bir örümcek ağının içine düştüklerini, intihar etmemeleri
için daha fazla kıpırdamamaları gerektiğini söylüyoruz.”
Nasrallah’ın sözleri, ihtiyaç duyulduğunda askerî bir
müdahale gerçekleşeceğine dair Filistinlilere edilmiş bir yemin, “daha ileri”
gittikleri takdirde İsrail’e savrulmuş bir tehdit. İsrail, önceden belirlenmiş
eşiğin ötesine geçerse, Hizbullah’ın savaşa girmesi ve İsrail’in eli kulağında
olan intiharının gerçekleşmesi muhtemel. 2009 yılında ben, Hizbullah’ın
Hamas’ın askerî kapasitesinin önemli ölçüde zayıflaması, direnişin
zayıflatılması ve Filistin halkının korumasız kalması durumunda askerî müdahale
gerçekleştirebileceğini yazmıştım. Görünüşe göre, henüz o aşamada değiliz, ama
eğer Hamas kuşatmanın kaldırılmasını güvence altına alamaz, Sisi rejimi ile
onun Suudî destekçileri örgütün roket arzını ikmal etmesini imkânsız kılarsa, o
vakit Hizbullah devreye girer. Hamas silâhsız bırakılamaz. Eğer silâh
tükenirse, o vakit geniş bir bölgesel savaş heyulasıyla yüzleşiriz. Böylesi bir
savaşta Hizbullah üç cephede eşzamanlı savaşmak zorunda kalacaktır. Bu aşamada
Direniş’e ve destekçilerine vurmak suretiyle, Siyonistlerle dolaylı işbirliği
kuran IŞİD ve Nusret Cephesi özel olarak öne çıkacaktır. Fakat Lübnan’dan
ziyade Filistin’in kurtarılması, Hizbullah’ın sadece bir önceliği değil,
varoluş sebebidir de…
Emel Saed Gureyb
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder