Irak’ın ikinci büyük kenti düştü. Irak-Şam İslam
Devleti (IŞİD) Musul’u ele geçirdi. Bu noktada IŞİD’in işgal eylemlerini
rakipleri nasıl okuyor? Nusret Cephesi ve Abdullah Azzam Tugayları liderleri
dost cihadcıların zaferlerini dikkatle izliyorlar. IŞİD’in gerçekleştirdiği
işgal eylemleri sürecek mi yoksa IŞİD Iraklı kabilelerce bir kez daha ezilecek
mi?
IŞİD satha yayılıyor. Suriye artık kâfi değildi.
Örgütün savaşçıları birkaç saat içinde Irak’ın ikinci büyük kentini silip
süpürdüler. Örgütün emiri, Ebubekir Bağdadî, askerlerinin Suriye ve Irak
genelinde savaşma kabiliyetine sahip olduklarını kanıtlamak istiyor. Örgüt tüm
kapasitesiyle savaşıyor ve birçok cephede zaferler elde ediyor. Bu sebeple
Bağdadî cihadcı ikizi, El-Kaide lideri Eymen Zevahirî ile yaşanan çatışma
sonrası, bombalı feda eylemlerini başlatıp bu alana odaklandı. Saldırılar, en
aşırı, saldırgan ve kanlı cihad örgütünün tüm dünyanın dikkatini çekmesini
sağladı; geçenlerde örgütün sözcüsü Ebu Muhammed Adnanî, Bağdat’a saldırı için
hazırlık yapılması çağrısında bulundu.
IŞİD savaşçılarınca tecrübe edilen aşırı öfori
üzerinden, geride kalan cihadcı örgütler Bağdadî’nin ordusunun elde ettiği
başarıları övmeye başladılar. Söz konusu örgütler, duydukları “büyük
memnuniyet”ten ötürü kendilerini kutladılar. Kutlamanın sebebi, “halifelik”
(İslam devleti) düşünü gerçekleştirmeyi amaçlayan küresel cihadın ana
kollarından birinin genişleme imkânı bulmuş olması.
Lübnan’daki cihadcı grupların üyeleri, Irak’taki IŞİD
zaferleri üzerinden birbirlerini kutladılar. “Birçok konuda onlarla anlaşamasak
bile, IŞİD’in başarıları bizim için gurur ve şeref kaynağıdır.” Abdullah Azzam
Tugayları mensubu bir militan meseleyi bu şekilde görüyor örneğin.
Nusret Cephesi destekçilerinin tepkisi de aynı
şekilde. Onlar da IŞİD’in eylemlerini yakından izliyorlar. Cephenin bir üyesi,
Iraklı Sünni askerlerin IŞİD eliyle serbest bırakılmasının kendisini
şaşırttığını ifade ediyor. Bu şaşkınlığını şu şekilde gerekçelendiriyor: “IŞİD
şeyhleri çok katı. Genelde düşman savaşçıları idam edilmesi gereken birer kâfir
olarak görülüyorlar.” Nusret Cephesi üyesi sözlerine şu şekilde devam ediyor:
“IŞİD, gerçekçi kimi dinî hükümleri dikkat almak suretiyle, bazı konularda müsamahalı
bir tutum sergilemeye başladı.” Bu cephe üyesinin kanaatine göre, IŞİD
kendilerini taklit ediyor artık. “Uzun zamandır IŞİD ‘kimi hükümler konusunda
müsamahakâr bir yaklaşım sergiliyor’ dediği Nusret Cephesi’ni
itibarsızlaştırması ardından, bugün IŞİD komutanları toplumsal gerçekliğin
dayatması sonucu daha hoşgörülü olmak zorunda kalıyorlar.”
El-Kaide mensubu cihadcılar ve partizanlar bu analizi
kullanarak şu tespiti yapıyorlar: “Eğer Irak’taki mevcut merhametsizliğini ve
aşırılığını azaltmaz ise bu, IŞİD için ölümcül olacaktır.” Ancak onlara göre
IŞİD kısa süre içerisinde Iraklı kabilelerle çatışma içerisine girecek. Bu
noktada IŞİD ile aşırılığın dozunun düşürülmesi konusunda tartışma
yürütüyorlar. Oysa IŞİD, uyguladığı sertliğin ve saldırganlığın zaferi
getirdiğini düşünüyor. Bu da, enternasyonal cihad üyelerinin IŞİD ile kimi
kabileler arasında eski hesapları kapatmak amacıyla bazı çatışmaların
yaşanacağına dair endişelerini ifade etmeye itiyor.
Cihadcıların aldıkları keyif yaptıkları şakalara da
yansıyor. Abdullah Azzam Tugayı’nın bir üyesi, “Eğer Musul IŞİD’in eline bu
kadar çabuk düşmüşse, Lübnan’ın ele geçirilmesi için birkaç saat yetecektir.”
diyor.
Nusret Cephesi üyesi bir komutan, Haziran 2013’te
Zevahirî’nin yayınladığı mesajda dile getirilen vizyona atıfta bulunuyor. “Şeyh
Eymen sahip olduğu irfanıyla gördü ki cihad yürüten insanların çıkarları Nusret
Cephesi’nin Şam’da, IŞİD’in ise Irak’ta kalmasını talep ediyor.” Ona göre,
“Zevahirî stratejik düşünüyor.”
“Eğer
IŞİD ve Bağdadî’yi destekleseydik, örgüt tüm Irak’ı alırdı. IŞİD, Beşar Esad
rejiminin devrilmesi sonrası Nusret Cephesi’nin yardımını talep edebilirdi. Ama
hükmü Allah verdi, O kendi iradesini tatbik etti. Bugün görüyoruz ki mücadele
alanı IŞİD ile Nusret Cephesi arasında süren çatışmanın sona erdirilmesi için
uygundur.”
IŞİD ile süren çatışmalara son verme gayretleriyle
ilgili Nusret Cephesi komutanlarınca verilen olumlu işaretlere rağmen Cephe
üyeleri, Bağdadî’nin IŞİD’in “âdil bir İslam Halifeliği”ni kısa süre içinde
ilân etmesini bekliyorlar. Bu ise, “IŞİD’in daha fazla bölgeyi ele geçirip, bu
bölgeleri Malikî ordusundan kurtardığında gerçekleşebilecek bir ihtimal.”
Diğer yandan IŞİD içindeki Ebulkasım isimli Humuslu
bir komutan şunu söylüyor: “IŞİD’in Nusret Cephesi’ne ya da başka bir örgüte
ihtiyacı yok. Bizim devletimiz, kendi kardeşlerimizin de işbirliği kurduğu tüm
dünya onunla savaşmak için birleşmesine karşın, zaferi tek başına elde etti.”
Komutan, IŞİD’in başarılarını, “mağlubiyetçilerin cılız çığlıklarına karşı
verilmiş bir cevap” olarak görüyor.
Ebulkasım, dünyadaki tüm Müslümanları İslam devleti”ne
göç etmeye ve kâfirlerin topraklarını terk etmeye çağırıyor. Halifeliğin
ilânıyla birlikte kendilerinin “İslam Halifeliğinin çekirdeği” olacaklarını,
“henüz mutlak manada Halifelik aşamasına ulaşmadıklarını” ifade ediyor.
“Bugün
halifeliğin önünde bir dizi engel var, büyük bir kalabalık bugün İslam’a karşı.
Bu da daha fazla kanın akmasını gerektiriyor, inşallah, biz buna hazırız.”
“Halifeliğin işaretleri Irak’ta alınmaya başlandı.
Bizler muhaciruna mensup aileler ve İslam devletini destekleyen insanlar olarak
İslam’ın sinesinde yaşamak için çeşitli yerlerden göç etmeye başladık bile.”
Ebulkasım’ın son cümleleri bu şekilde.
Rıdvan Murteza
Ahbar
20 Haziran 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder