Sekiz yıldır aralıksız bir şekilde yöntembilim
araştırmaları ve politika çözümlemesi üzerine ders veriyorum. Ama ABD’li ve
diğer batılı yetkililerin Suriye’ye saldırma konusunda geliştirdikleri
önermeler ve buna eşlik eden medya sunumunu takip ettikten sonra, bütün bu
yıllar boyunca öğrencilerimi aldattığımı fark ettim. Esasında gördüm ki ampirik
bulgular, nesnellik, nitel çözümleme gibi işe yaramaz kavramlara odaklanmakla
gazetecilik, akademisyenlik, diplomatlık ve STK çalışanı vb. kariyerlere yelken
açan öğrencilerimi gerekli donanımdan mahrum bırakmışım. Eğer gelecekte bu
dersi bir daha verecek olursam, ders içeriğini yeniden düzenleyeceğim ve
yöntemsel bir dakikliği temin etmek için ders içeriğini aşağıdaki on basit
yönergeyi içeren tek sayfalık bir metne dökeceğim:
1) İkna edici kanıtların bulunmadığı durumlarda, tek
kelimeyle, “sağduyu”ya başvururken, her türlü muteber karşı-delili “hayal
mahsulü”, dolayısıyla “saçmalık” olarak reddedin (bkz.: John Kerry 30 Ağustos;
Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, 29 Ağustos);
2) Canlı yayında karşı-delil hakkında köşeye
sıkıştığınızda, çileden çıkmış görünün ve şöyle buyurun: “Bak, bazılarının
neler dediğini biliyorum ama bu konu günışığı gibi ortada” (bkz.: kıdemli
muhabir, Christiane Amanpour, CNN, 30 Ağustos).
3) İddialarınızın doğruluğunu teyit edecek hiçbir
işaret olmadığında, içinde Arap Birliği’nin geçtiği ve böylece her zaman
inandırıcı olan bir mutabakat kurgulayın, onların ‘anlaşması’na atıfla kendi
değerlendirmenizin altını çizin (bkz., Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, 29
Ağustos).
4) İstediğiniz bütün “anekdot temelli kanıtlar”ı, bu
terimin bir oksimoron olduğuna aldırmadan, kamunun doğrudan gözlemleyebileceği
yıkılamaz ampirik bulgularla desteklemeden ve “kullanılan kaynaklar ve
yöntemler yüzünden bunun haricindeki bilgilerin gizli” tutulması gereğine atıf
yaparak takdim edin (bkz.: Suriye hakkındaki gizliliği kaldırılmış ABD
İstihbarat Raporu, 30 Ağustos).
5) Her zaman döngüsel akıl yürütmesini tercih edin:
“X’in suçlu olduğunu biliyoruz çünkü istihbarat değerlendirmelerimiz X’in suçlu
olduğunu bu yıl içinde on defa belirtti” (bkz.: neredeyse her bir ABD yetkilisi
ve anaakım medya mensupları).
6) Eğer ortaya attığınız iddialar, gerekçeden yoksun
olduğu için saçma ya da mantıksız görünüyorsa, itham ettiğiniz devlet, kişi ya
da grupların “akıldışılık”larına atıfta bulunun (bkz.: neredeyse bütün ABD
yetkilileri, liberal akademisyenler ve anaakım medya mensupları).
7) Kendinizi kamunun öğrenebileceği muhtemel
çürütülemez karşı-delillerden korumak için, kendi “inkar edilemez”
“olgu”larınızı ve “bulgu”larınızı, “bu bulgulara güvenimiz yüksek orandadır,
yani yüzde yüz emin değiliz” etiketiyle niteleyin (bkz.: Suriye hakkındaki
gizliliği kaldırılmış ABD İstihbarat Raporu, 30 Ağustos; John Kerry, 30
Ağustos).
8) Bulgularınızın güvenilirliği ve doğruluğu
hakkındaki her türlü alaycı soruya, size soruyu yöneltenin cüretine ve
küstahlığına karşı ahlâkî bir taarruzla cevap verin. Bu, Suriyeli muhalifler
ağzından kabaca şu şekilde icra edilebilir: “Sen bir bebek katilisin”; ya da
incelmiş bir şekli şu olabilir: “Şaşırtıcı ölçekteki bu saldırının uydurulmuş
ya da danışıklı olduğunu iddia edebilecek olanlar vicdanlarını ve kendi ahlâkî
pusulalarını kontrol ettirmeliler” (bkz., John Kerry, 30 Ağustos).
9) Sunduğunuz bütün bulguların tekrardan kendine
işaret ettiğinden emin olun, bir başka deyişle, bu bulguları kendi
makamlarınızdan ve yakın müttefiklerinizden devşirin (bkz.: neredeyse bütün ABD
yetkilileri, liberal akademisyenler ve anaakım medya mensupları).
10) Eğer sizin makamlarınızdan ya da yakın
müttefiklerinizden biri, ustaca inşa ettiğiniz mutabakatın dışına çıkıyor ve
sizin anlatınızla çelişen malumat ifşa ediyorsa, kıdemli kaynağınızın
güvenilirliğini, haberlerinizin içine “ihtilaflı” gibi
art niyetli ve kinayeli terimler ekleyerek baltalayın (bkz.: Sarin gazı
kullanımı konusunda muhalifleri sorumlu tutan Suriye Arap Cumhuriyeti Bağımsız
Uluslararası İnceleme Komisyonu üyesi Carle Del Ponte hakkında anaakım medyanın
tavrı; Edward Snowden ve Bradley Manning hakkında anaakım medyanın tavrı).
Emel Saed Gureyb
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder