Fransız
Marksist felsefeci Louis Althusser, belki de altmışlardan yetmişlerin başına
dek uzanan dönemin tek Marksist felsefecisiydi.
Aynı
dönemde Marx İçin ve Kapital’i Okumak gibi kitaplar yayımlayan
Althusser, 1990’da vefat ettikten sonra daha önce hiç görülmemiş ve bitmemiş birçok
eseri yayımlandı.
Anlaşılan
o ki Althusser, ölmeden kısa bir süre önce zor bir döneme girmiş ve bu
çalışmaları tamamlamadan bırakmak zorunda kalmış. Dolayısıyla, Althusser’in Ne
Yapmalı? eserinde soruya net bir cevap arayanlar, hayal kırıklığına
uğrayabilirler. Ama gene de kısa süre önce tercüme edilen kitabın devrimci eylemin
inşası için açık ve net anlayışlara ihtiyaç olduğuna inananların epey ilgisini
çekeceğine hiç şüphe yok.
Althusser’in
1978’de kaleme aldığı Ne Yapmalı? isimli metin, yetmişlerde ve
seksenlerde Avrupa’daki birçok komünist partisinin pratiğini tayin eden Avrokomünizm
olgusunu ele alıyor. Althusser, Avrokomünizmi Antonio Gramsci’nin hem teorik ve
eleştirel çalışmasının bir ürünü olarak tarif ediyor.
Althusser’e
göre, ilkin devrimci politika yerine seçim politikasını koyan İtalyan Komünist
Partisi’nin geliştirdiği Avrokomünizm, proletarya diktatörlüğü kavramını çöpe
atıyor ve komünizm yerine demokratik sosyalist bir toplum için çalışıyor. Devletin
yerine sivil toplumu koyan Gramsci ise sivil toplumu ideolojik hegemonyanın bir
ürünü olarak görüyor.
Althusser,
toplum konusunda ikna edici bir analiz sunamayan, stratejisi için gerekli
gerekçeleri sunamayan Avrokomünizmin Gramsci’nin fikirlerini kapitalist devletin
baskıcı, zora dayalı niteliğini görmezden gelmek için kullanıldığını söylüyor.
Althusser, bu noktada ideolojik hegemonyaya fiziki gücün tesis edeceği
hegemonyanın eşlik etmesi gerektiğini, devrimlerin kafaların içinde değil
sokaklarda zafer kazandıklarını söylüyor. Bu anlamda Althusser, Ne Yapmalı?
isimli çalışmasında fikirler mücadelesine odaklanan Avrokomünist yaklaşımın baskıcı
devlet aygıtının uyguladığı gerçek şiddeti göremediğini, dolayısıyla, komünist
politik örgütleri silâhsızlandırdığını iddia ediyor.
Avrokomünistlerin
yetmişlerde Avrupa’da verilen mücadelenin gerçek koşullarını analiz edemediklerini
söyleyen Althusser, “Ne yapmalı?” sorusuna cevap vermek için öncelikle bu
türden bir analizin şart olduğu üzerinde duruyor.
Bu
arada belirtmekte fayda var: kitap, Stuart Hall ve “Yeni Zamanlar” başlıklı bir
analiz sunmuş olan İngiliz dergisi Marxism Today [“Bugünün Marksizmi”]
etrafında toplaşmış olan düşünürlerde görülen Avrokomünizmi ele almıyor.
Kitapta
ağırlıklı olarak Fransız ve İtalyan teorisyenleri eleştiren Althusser,
İngiltere’deki Marksistlere hiç değinmiyor, yazılarından hiç bahsetmiyor.
Kitap,
Gramsci ve Avrokomünizm tartışmasının kapsamını Althusser’in ve Gramsci’nin
Makyavelli kullanımı arasındaki kıyaslamayla genişletiyor. Bilindiği üzere
Makyavelli, Althusser’in Lenin ve Spinoza’dan sonra en fazla başvuruda
bulunduğu, önemli bir düşünür. Buna karşın, Ne Yapmalı? isimli metinde
tartışıldığı biçimiyle Avrokomünizm, burada daha çok ahlakçılık düzleminde
eleştiriliyor.
Kitabın
birinci bölümü, bence Avrokomünizm ve Gramsci ile ilgili bölümlere nazaran daha
faydalı. Bu bölüm, devrim için gerekli koşulların nasıl anlaşılacağı konusunda
ikna edici ve mantıksal açıdan fikir inşa edici bir tartışma yürütüyor. Ben, bu
bölümün dikkatle okunmasını öneriyorum.
Birinci
bölüm şu şekilde başlıyor:
“Ne yapmalı?
Lenin’in sorduğu ve Bolşevik Parti’nin inşa sürecinin ve
pratiklerinin işaret fişeğini yakmış olan bu eski soru, Marksist teoriyi bilen
bir komünistin soracağı bir soru değil. ‘Asıl yapılması gereken, işçilerin ve
halkın sınıf mücadelesini yönlendirmesine ve örgütlemesine katkı sunmak,
böylelikle burjuvazinin yürüttüğü sınıf mücadelesi karşısında galip gelmektir.’
Bu basit sorudaki tüm kelimelerin ağırlığını tartmak
zorundayız.
‘İşçilerin ve halkın sınıf mücadelesini yönlendirmesine ve
örgütlemesine katkı sunmak’ ne anlama geliyor? Demek ki yönlendirme veya
politik hat meselesi, örgütlenme meselesini önceliyor. Bu da politik
hattın parti karşısında öncelikli olduğu, partinin o politik hatta ait bir işlev
olarak inşa edilip örgütlenmesi gerektiği tespitini doğruluyor.” (s. 1)
Kanaatimce,
Althusser’in bu çalışması, devrim stratejisini yeniden tahayyül etme konusunda
hâlen daha öğretici.
Marksizm,
belirli bir konjonktüre, özel bir duruma müdahale gerçekleştirilmesini talep
eder. Politik hattın inşasında Marksist-Leninist pratiği ve o konjonktürün özel
sınırları üzerinde düşünülmeli. “Ne yapmalı?” sorusuna cevap vermek için
gerekli ilk adımsa politik hattın inşasıdır.
Derek Wall
16 Kasım 2021
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder