Sultanzade
olarak bilinen Avetis Mikailyan, 1890’da Kuzeybatı İran’daki Maragi isimli
küçük bir şehirde, oldukça yoksul bir ailenin evladı olarak dünyaya geldi. Bir
Ermeni yazarın[1] aktardığına göre Avetis, 1903-1906 yılları arasında doğduğu
şehirde küçük bir Ermeni okuluna gitti. 1896’da Ermeni soluna ait Sosyal
Demokrat Parti’nin (Hınçak) ilk kısmı, bu okulda kurulmuştu.[2]
Okulun
eski müdürü Aleksandır Der-Vartanyan’ın aktarımına göre Avetis, sonrasında
Yerivan şehri yakınlarındaki Ecmeyasin’deki Ermeni din okulu Camaran’a
gönderildi. Aslında o dönemde babası Hüseyin Sultan ve annesi Meryem Bacı,
Müslüman olmuşlardı. Okul müdürünün dediğine göre Avetis, okulda üyelerinin
önemli bir bölümü sonrasında Bolşeviklere katılacak olan Hınçak Partisi’nden
epey etkilendi.[3]
Gençliği
hakkında elimizde pek bilgi yok. Dolayısıyla, onun sol sosyal demokratlar
haricinde başka politik görüşlerden de etkilenip etkilenmediğini bilmiyoruz. Denildiğine
göre 1912’de, 22 yaşındayken Avetis, üniversiteyi tamamlayacağı St. Petersburg
şehrinde Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin Bolşevik kanadına dâhil oldu.[4]
SBKP’nin
yirminci kongresi sonrası ortaya çıkan kaynakların da gösterdiği biçimiyle
Sultanzade, Ekim Devrimi’ne uzanan süreçte ve Rus iç savaşında aktif roller
üstlendi. Eski bir İranlı komünistin aktardığı kadarıyla Sultanzade, Rusya’da
kapitalist mülklerin müsadere edilmesiyle ilgili devrimci deklarasyonun
hazırlanmasında Lenin’e danışmanlık yapacak konumda olan bir isimdi.[5]
1919’da
Sultanzade, 1916’da Bakû şehrinde İran Sosyal Demokrat Partisi’nin devrimci
kanadının kurduğu Adalet Partisi’nin[6] üyesi oldu. Aynı yıl Sultanzade,
Doğu’da yürütülecek propaganda faaliyetlerinden sorumlu olan, Komintern’e bağlı
Özel Seksiyon’un başkanlığına getirildi.[7] Aynı yıl içerisinde Komintern
tarafından Türkistan’a gönderildi. Bu görevlendirmenin amacı, Orta Asya’daki
çeşitli bölgelerde dağınık olarak yaşayan İranlı işçi ve köylüleri toplamaktı.
Kimi
değerlendirmelerde dile getirildiği biçimiyle Sultanzade, İran Kızıl Ordusu’nu
Haydar Han Emmioğlu ve Mustafa Suphi gibi arkadaşlarıyla birlikte örgütledi. Ardından,
belirli şehirlerde Adalet Partisi’ne bağlı komiteler oluşturdu. Taşkent’te
düzenlenen birinci parti konferansının altında da onun imzası vardı.
Sonrasında
Sultanzade, 20-23 Haziran 1920 tarihlerinde Enzeli’de toplanan İran Komünist
Partisi birinci kongresinin ana örgütleyicileri arasında yer aldı. Taşkent
Konferansı’nda ve Enzeli Kongresi’nde aktif roller üstlendi. Kongrenin sona
ermesi ardından Sultanzade, Komintern’in ikinci kongresine İran delegesi olarak
katılmak üzere Moskova’ya gitti. Burada, Enzeli’de kurulan parti içindeki iki
hizip arasında varolan farklılıkları Lenin’le tartıştı.[8]
Komintern’in
ikinci kongresinde Lenin kendisinden, Doğu’da Toplumsal Devrim İhtimalleri
isimli çalışmasında geliştirdiği görüşleri izah etmesini istedi. Lenin’e takdim
edilen metinde Sultanzade, tarım devrimi meselesini ve Sovyet kurumlarının
Doğu’da varolan koşullara uyarlanması konusunu ele aldı.[9]
Ağustos
1920’de Komintern’in ikinci kongresinin sonunda Sultanzade, Komintern’in
başındaki organ olarak Komünist Enternasyonal İcra Komitesi’nde Ortadoğu
halkları temsilcisi seçildi.
Sultanzade,
Eylül 1920’de Bakû’de düzenlenen Birinci Doğu Halkları Kurultayı’nda yer alsa
da önemli bir rol üstlenmedi. Muhtemelen bunun sebebi, Stalin’in ve İran’daki
dostlarının Sultanzade’nin karşı olduğu hizbe destek sunmuş olmalarıydı.[10]
Ama
gene de Pavloviç’in kurultaya sunduğu raporun altında hem Pavloviç’in hem de
Sultanzade’nin imzaları vardı. O dönemde Pavloviç’in dile getirdiği fikirlerle
Sultanzade’nin fikirleri örtüşüyordu. Sultanzade, Lenin ve arkadaşlarının
istediği raporun ardındaki ortak çalışmanın içinde yer alan isimlerdendi.
Kurultayda
Sultanzade, Doğu’da faaliyet yürütecek Eylem ve Propaganda Konseyi’ne seçildi. Stalin
yanlısı bir ismin değerlendirmesine göre, Stalin’in Kafkasya’daki adamları
konferans sonunda bir araya geldiler ve Enzeli Kongresi’nde seçilen İran
Komünist Partisi Merkez Komitesi’ni feshettiler. Aynı kaynağın aktarımına göre,
Stalin de bu konferansa katılmıştı.[11]
Solcuların
merkez komiteden “kovulması”, muhtemelen devrimci demokrat bir isim olan ve
Cengeli hareketine önderlik eden Mirza Küçük Han’ın Lenin’e hitaben kaleme
aldığı ve İran’ın kuzeyinde İranlı komünistlerin uyguladığı politikalara dair
şikâyetlerini dile getirdiği mektupların bir neticesiydi.[12] Resmi düzlemde
merkez komiteden kovulmuş olmalarına rağmen Sultanzade ve Cafer Cevadzade
(Pişevari) gibi yoldaşları Komintern liderliği tarafından İKP’nin gerçek merkez
komitesinin liderleri olarak görülmeye devam ettiler.[13] Sultanzade, bu
dönemde Komintern İcra Komitesi’ndeki pozisyonunu korudu.
1920’da
olağan faaliyetleri yanında, Sultanzade ayrıca bir de kitap yayımladı. Bu
kitap, Komintern’in Milletler Cemiyeti ile ilgili tek kitaptı. Bu çalışmada, ilk
başta kapitalizmi ve tarihsel eğilimlerini tartışan Sultanzade, banka
sermayesinin finans sermayesine dönüşümü denilen, tartışmalı konuyu, kartel ve
tröstlerin hammadde kaynaklarını ele geçirme eğilimlerini, dünya genelinde
sermayenin kullanım biçimlerini ve serbest rekabeti ortadan kaldıran “yeni”
kapitalizmi ele alıyordu. Çalışmada ayrıca yabancı piyasaların tekelini ele
geçirme mücadeleleri, eski ekonomik biçimlerin ortadan kalkışı, dünya
ticaretinin gelişimi, kârın ulusal normlarını eşitleyen, üretim araçlarının
ihraç edilmesi pratiği gibi konular da incelenmekteydi.[14] Aynı kitapta, bunun
dışında, finans kapitalin politik biçimi olarak emperyalizm, Engels’in
piyasadaki yetersizlikle ilgili teorisi, İngiliz emperyalizmi ve yeni
eğilimleri gibi başlıklar da tartışılıyordu. Sultanzade kitabını, toplumsal devrim
ve kapitalizmin yıkılışı ile ilgili tartışmayla bitiriyordu.[15]
İlginç
olan şu ki 1928’de, Komintern’in altıncı kongresi arifesinde Sultanzade,
Komünist Enternasyonal dergisi için bir makale yazdı ve bu yazıda Lenin’in
atıfta bulunduğu, Hilferding’in finans kapital teorisini sert bir dille
eleştirdi. Derginin Rusça ve Almanca baskısına giren ancak Fransızca, İngilizce
ve İtalyanca baskısında kendisine yer bulamayan yazıda Sultanzade, 1920’de
kaleme aldığı Finans Kapitalin Ekonomi Politikaları çalışmasındaki
teziyle çelişen tespitleri dâhilinde, banka sermayesinin sanayi sermayesine
hükmettiği görüşüne karşı çıktı. Komintern’de insanların görmezden geldiği bu
önemli makalede Sultanzade, meseleyi bir kez daha Program Komisyonu’nun
ardından da kongrenin genel kuruluna taşıdı. Ancak burada Buharin’in sert
eleştirileriyle karşılaştı. 1920-1928 arası dönemde finans kapital meselesiyle
ilgili görüşlerindeki dönüşüm, muhtemelen Sovyet bankasında çalışmış ve konuyu
yakından incelemiş olmasının bir sonucuydu.[16]
1920’de
Sultanzade, Komünist Enternasyonal dergisine iki makale yazdı, İran
KP’sinin kuruluşuyla ilgili iki rapor hazırladı, ayrıca on dokuzuncu yüzyılın
sonundan 1920 yılına dek uzanan süreçte İran’daki kurtuluş hareketini tarihsel
açıdan değerlendirdiği üç makalesi Rus gazetesi Zhizn Natsionalnostei’de
[“Milletlerin Hayatı”] yayımlandı.[17] Bu dönemde Sultanzade, Komintern’in
tepesindeki kurullarda süren tartışmalara aktif olarak katıldı ve kendi
görüşlerini savundu.
Komintern
İcra Komitesi’nin 20 Kasım 1920 tarihli oturumunda Sultanzade, o dönem
Moskova’yla arası iyi olan ve onun desteğini alan, bir yandan da İtilaf
kuvvetleriyle uzlaşma yolu arayan Doğu’nun “milliyetçi liderleri”ne karşı sert
bir tutum aldı. Kemalist Türkiye’nin dile getirdiği taleplerden bahsettikten
sonra Sultanzade, Kemalistlerin ne tür tavizler kopartırlarsa kopartsınlar,
Paris ve Londra borsalarının efendilerinin boyunduruğundan gene de
kurtulamayacağını söyledi. Sultanzade ısrarla dile getirdiği görüşü dâhilinde, emperyalist
güçlerle dostluk içerisinde yaşama eğiliminde olan tüm halklarının kaderinin bu
olduğu üzerinde duruyordu. Konuşmasının devamında, devrimin gelişimi dâhilinde,
mücadelelerinin ilk aşamasında sömürge ülkelerin kurtuluş hareketlerinin Sovyet
Rusya ile anlaşmalarının zaruri olduğunu dile getirdi. Sonuç bölümünde ise şu
tespitini aktardı:
“Yakın gelecekte sınıf
mücadelesinin evrimi sömürge ülkelerde bile burjuvaziyi her türden devrimci
fikri terk etmek zorunda bırakacak.”[18]
Burada
esasen Lenin’e ve Komintern’in ikinci kongresinde benimsenmiş olan tezlere
karşı çıkıyordu.
Komintern
İcra Komitesi’nin 29 Nisan 1921 tarihli oturumunda Almanya Birleşik Komünist
Partisi lideri Paul Levi Komintern’den atıldı. Muhtemelen bu oturumda
Sultanzade de vardı.[21] 1921’de icra komitesinde çalışmaya devam etti. Onun
buradaki faaliyetleri konusunda ne yazık ki elimizde pek bir bilgi yok. Sadece
İran’a birkaç kez gidip geldiğini, hatta başka Ortadoğu ülkelerini de ziyaret
ettiğini biliyoruz.[20]
Bu
dönemde Sultanzade’nin İran Komünist Partisi Tahran Komitesi’yle temas hâlinde
olduğunu görüyoruz. Komitenin başında yakın arkadaşı olan Seyyid Cafer
Cevadzade (Pişevari) bulunuyordu. Pişevari ve Seyyid Muhammed Dehgan, birlikte
İran Merkezi Sendikalar Konseyi’nin yayın organı Hakikat gazetesini
çıkartıyordu.[21]
Sultanzade,
Komintern’in üçüncü kongresine iki arkadaşıyla birlikte katıldı. Fakat
kongredeki tartışmalarda yer almadı.[22] Kongre dışında icra komitesinin 13
Temmuz ve 17 Ağustos 1921 tarihlerinde gerçekleşen oturumlarına katıldı. Kongre
süresince Sultanzade, İran’ın ekonomik durumu ve İKP ile ilgili bir makale
yayımladı.[23]
Sultanzade,
Ortadoğu temsilcisi olarak icra komitesine girdi. Bunun delili, üçüncü kongre
sonrası Alman Komünist İşçi Partisi’ne ve Yugoslavya proletaryasına hitaben
kaleme alınmış, Komintern organlarınca yayınlanan mesajların altında kendisinin
imzasının bulunması.[24]
Aynı
yıl Sultanzade, dünya genelinde emperyalistler arasında petrol kaynakları
konusunda yaşanan çatışmayı inceledi. Ulaştığı sonuca göre, “Petrol meselesi
her yer ve zamanda oldukça önemli bir rol oynuyor”du. Sultanzade’nin
tespitiyle, “emperyalist ülkelerde diplomatların gezindiği koridorlarda ve
savaş bakanlıklarında demlenen bir sonraki dünya savaşının amacı sadece
ellerindeki toprakları genişletip yeni pazarlar elde etmek değil, ayrıca petrol
kaynaklarını ele geçirmek”ti. Yazının sonunda şunu söylüyordu:
“Biz, savaşın daha da
berbat bir hâle soktuğu, finans oligarşisi adına yürürlüğe konulmuş olan kanlı
komploların tam zamanında zafere ulaşacak olan dünya devrimiyle son bulacağına
inanıyoruz.”[25]
Birkaç
ay sonra Komintern, Moskova’da Sultanzade’nin Dünya Krizi ve Yeni Savaş
Tehdidi başlığını taşıyan kitabını bastı. 19.000 nüsha hâlinde basılan
kitap, ABD, Batı Avrupa ve Japonya gibi kapitalist ülkelerin ekonomik
sorunlarını tek tek ve tüm detaylarıyla ele alıyordu. Sultanzade kitabında, Milletler
Cemiyeti’nin “hissedar şirket” olarak kurulduğu süreci ve emperyalistlerarası
rekabetleri inceliyordu.[26] Kitabın kısa hâli, makale olarak, Komintern’in
üçüncü kongresi öncesinde Komünist Enternasyonal dergisinde
yayımlandı.[27]
Sultanzade’nin
ikinci dünya savaşıyla ilgili öngörüleri, savaş kopmadan yirmi yıl öncesine
tarihli:
“Alman canavarına diz
çöktürüldü. Ama gene de Avrupa’ya barış henüz gelmiş değil! Ellerindeki
silahlara kılıf bulmaya çalışan müttefikler, daha da özelde entrikacılar
zümresi milliyetçilik tohumları ekip Almanseviciliğini besliyor. […] Doğu’da
Türk milliyetçileri Sevr Anlaşması’nı imzalamayı reddedince, müttefikler
Anadolu’yu kendi aralarında bölüşemediler; Suriye, Irak, İran ve Hindistan’da
kitleleri ayaklandırma amacı güden hareketlerin kitle tabanı giderek büyüyor.
Barışı gerçek bir ateşkes takip etmedi. […] Savaş, hem kapitalist üretimin
yüzleştiği bir tür kriz hem de yatırım amaçları doğrultusunda atılmış en
verimli adım. Kapitalizm varolduğu sürece kapitalist milletler arasında savaş
yaşanması ihtimali gündemden hiçbir şekilde düşmez. Gelecekte yaşanacak savaşta
ABD ve Japonya’nın birbirine düşman olduğunu görürsek kimse şaşırmasın. […] Tüm
Amerika, Japonya’yı bir tehlike ve gelecekte yüzleşilecek bir düşman olarak
görüyor.”
Sultanzade,
çalışmasının sonuç bölümünde İkinci Enternasyonal’i sert bir dille
eleştiriyordu:
“Ne olursa olsun bu sarı
Enternasyonal’in yolu çok uzun değil. Şiddet araçlarına başvuran tüm devrimler,
bu sarı Enternasyonal’in ‘Ekonomik Demokrasi’ ilkelerine karşı çıkacak,
kapitalistlerin çıkarlarını tehdit edecekler.”[28]
Görebildiğimiz
kadarıyla Sultanzade, 1921 yılının ortalarından itibaren çalışmalarında
Doğu’nun ekonomik ve politik sorunlarına yoğunlaştı. Bu konuyla ilgili ilk
kitabı 1922 başlarında yayımlandı.[29] Bu, Komintern’de Ortadoğulu lider olarak
faaliyet yürüttüğü dönemde kaleme alınmış bir kitaptı. Aynı yılın yaz aylarında
İran’ı ele alan kitabını yayımlattı.[30]
Bu
kitaplara ek olarak Sultanzade, Komintern İcra Komitesi’ndeki faaliyetlerini
sürdürdü. Aynı komitenin 21 Şubat-4 Mart 1922 tarihleri arasında
gerçekleştirdiği genel kurulda yer alan Sultanzade, 7 Haziran 1922’deki oturuma
da katıldı.[32]
1922
yılında Sultanzade, İran’da tarım sorunu, kadınların konumu, sendika hareketi,
İran petrolleri konusunda dünya güçlerinin verdiği mücadele, basın, bunun
yanında, Hindistan ve Çin’deki sanayileşme süreciyle ilgili birkaç makale
yazdı.[33]
Komintern’in
dördüncü kongresinde adı zikredilmese de bazı kaynaklar, Sultanzade’nin
enternasyonalin toplantısında varolduğunu iddia ediyorlar.[34] Orada olsa da
Sultanzade, kongrede önemli bir rol üstlenmedi ayrıca sömürge meselesiyle
ilgili tartışmaya da katılmadı. Kayıtlara göre, o kongrede hiçbir İranlı
tartışmalarda yer almadı.[35]
Son
katıldığı Komintern İcra Komitesi toplantısı, 1928’deki altıncı kongre
öncesinde gerçekleştirilen, kendisine önemli bir görev verildiği, Genişletilmiş
Komintern İcra Komitesi Konferansı’ydı (12-23 Haziran 1923).[36] Batılı
istihbarat kaynakları üzerinden bize ulaşmış olan bilgilere göre, 1923
ortalarında Komintern’in yeniden İngiliz karşıtı kampanyaya başladığı dönemde
Sultanzade’den bir kez daha beynelmilel komünist harekete ve onun öncü partisi
SBKP’ye hizmet etmesi istendi. Bugün bildiğimiz kadarıyla 1923 yazında
gerçekleştirilen İcra Komitesi genel kurul oturumunda İngiliz karşıtı eylemler
ve faaliyetlerin yeniden gündeme gelmesi tartışıldı ve o toplantıda Doğu’yla
daha önceden teması olan herkes, Doğu’daki devrimci hareketin Batılı kapitalist
devletler için büyük bir tehlike arz ettiğini söyledi ve Komintern’den bu
devrimci harekete yardım etmek için harcadığı çabaları iki katına çıkartmasını
istedi. 16 Temmuz günü Sultanzade’ye, İran, Irak ve Arabistan’daki İngiliz
mallarının boykot edilmesi eylemlerine öncülük etme görevini Komintern’in Doğu
departmanı tam da bu ortamda verdi. Bu türden kararlar, Asya ülkelerindeki
devrimci mücadelenin ihtiyaçlarından çok Sovyet dış politikasının
ihtiyaçlarıyla ilgili olduğu için kampanyanın ömrü çok uzun olmadı. Kısa bir
süre sonra Sovyetler İngilizlerle yeniden uzlaştı.[37]
Sultanzade’nin
1923’te yayımladığı tek kitap, Dünya Petrol Endüstrisi ismini taşıyan
çalışma. Fransızcadan tercüme edilen kitap, Amerika ve Avrupa’daki petrol
şirketlerini, onların birbirleriyle çatışan çıkarlarını inceliyor.[38] Aynı
çalışmada Sultanzade, Fransa başbakanı Millerand ile İngiliz başbakanı Lloyd
George ile petrol mühendisi Sör J. Cadman’ın imzaladıkları San Remo
Anlaşması’nı analiz ediyor. Analizinde farklı ülkelerdeki petrol üretiminin
yüzleştiği sorunları inceleyen Sultanzade, dünyadaki petrol kaynaklarını,
dünyadaki petrol filosunu ve sanayileşmiş ülkelerin ihtiyaçlarını ele alıyor.
1924’teki
faaliyetleri konusunda tek bildiğimiz şey, bu dönemde İran ve Doğu ile ilgili
iki kitap yayımladığı.[39] Komintern Biyografi Sözlüğü isimli
çalışmalarında Laziç ve Draşkoviç, 1923 sonrasında Sultanzade’nin Sovyet
hükümeti için çalışmak amacıyla Komintern ve İran Komünist Partisi’ndeki
görevlerinden ayrıldığını söylüyor.[40] Fakat bu bilginin doğru olup
olmadığından emin değiliz, ayrıca yazarlar kaynak da belirtmiyorlar.
Sovyet
kaynakları ise yirmilerin ortalarında Sultanzade’nin Komintern’in yüksek
vasıflı kadrolarının çalışma yürüttüğü Plehanov Enstitüsü’ne girdiğini
söylüyor.[41] 1927’de Sultanzade’nin yayın yönetmenliğini yaptığı, Sovyetler’de
çıkan Kredit i Khozjajstva dergisinde yayımlanmış bir makale sayesinde
1922 yılında Moskova Sovyeti’nin yeni başkanı Mihail İvanoviç Rogov’un
Sultanzade’den Moskova Sovyet Bankası’nın örgütlenmesinde başvurulacak temel
ilkeleri kaleme almasını istediğini öğreniyoruz. Bu yeni görevi yerine
getirirken kendisine sonrasında Moskov Sovyet Bankası’nın ilk müdürü olan
Nikolay Vasileviç Popov yardım ediyor.[42]
Görebildiğimiz
kadarıyla Sultanzade, Sovyet bankacılık sistemi için yaptığı çalışmalara
1927’ye dek devam etti. 1926’da Kredit i Khozjajstva [“Kredi ve Tarım”]
dergisinin bir grup Sovyet iktisatçısıyla birlikte yayımladığı Kredi
Elkitabı, Sultanzade’nin editörlüğünde yayımlandı.[43]
Sovyet
bankacılığındaki rolüne karşın Sultanzade, İran’ın iç meselelerinden uzak
durmadı. Sovyetler bu tür meselelerle ilgili suskun kalsa da Sultanzade, İran’a
dair görüşlerini dile getirmek için her fırsatı değerlendirdi.
1
Aralık 1925 günü Izvestia gazetesinde çıkan habere göre Sultanzade,
Moskova’da gerçekleştirilen, İran’da yaşanan son olayların, özellikle Rıza
Han’ın cumhuriyet yerine yeni bir hanedanlık kurması meselesinin ele alındığı
toplantıya katıldı. Toplantıda söz alan Sultanzade, “İran’daki durumu aktardı.”
Moskova’da bulunan İranlılar cemaatine mensup birkaç konuşmacı, kendisine
destek verdi. Sonrasında Kaçar hanedanlığının yıkılması fikrine destek veren
bir önerge sunuldu. Sultanzade konuşmasında, Rıza Han’ın tahta oturtulması
fikrine karşı gelenlere aksi yönde hareket eden İngiliz siyasetini suçladı.
Alınan kararda şah yanlısı rejimin korunması yönünde çalışma yürüten İngiliz
ajanlarının örgütlediği kampanya protesto edilerek şunlar söylendi:
“İran, başındaki kişileri
değil, tüm rejimi değiştirmeli. Baştaki kişileri değiştirdiğinde rejimi
değiştirmiş olmayacak. Bu sebeple, İran halkının kurucu meclise verdiği o
muazzam sorumluluğu dikkate alarak biz, yeni şahın ilânının ülkeyi İngiliz
emperyalistlerine teslim etmekten başka bir sonuç üretmeyeceğini beyan
ediyoruz. Oysa cumhuriyet ilân edilmiş olsaydı, İran’ı bağımsızlığa
kavuşturacak, ekonomiyi canlandıracak yol açılmış olacaktı. […] Halkın gerçek
temsilcileri şunu söylemeliler: Şahlık düzeni öldü, yaşasın cumhuriyet! Bu
onurlu görevi ifa ederken ilerici burjuvazinin, zanaatkârların, liberal
aydınların, ordunun bilinçli unsurları olarak subayların ve işçilerin tam desteğini
alacaksınız. Kahrolsun şah ve destekçileri”.[44]
Burada
şu husus vurgulanmalı: 1923 sonrasında Sovyet ve Komintern makamları,
Sultanzade’yi artık İran meseleleri konusunda bir “uzman” kabul etmiyordu. Onun
yerini bir ara Sovyet Dışişleri Bakanlığı’nda, İran’daki konsolosluklarda ve
elçilikte çalışmış olan İranski (Pastuhov) ve İrandust (Ossetrov) gibi Rus
“uzmanlar” aldı.
Sultanzade
siyaset sahnesine, SBKP içerisinde yaşanan, sonrasında Komintern kurullarına da
yansıyan çatışmanın bazı “solcular”ın öne çıkmasına imkân verdiği noktada
çıkabildi. Bu, esasen Stalin’in Komintern’in altıncı kongresi arifesinde
“sağcı” Buharin’in altındaki halıyı çekmeye hazırlandığı dönemdi. Bu dönemde
Sultanzade, Rıza Han’la işbirliği kurma yolları arayan, parti içerisindeki
“sağcılar”ın nüfuzunu azaltmak, belki de yok etmek amacıyla, Sovyetler’in “İran
uzmanları”na saldırma imkânı buldu. Bu saldırı dâhilinde Sultanzade, bir yandan
da İran’da komünist partinin yeniden organize edilmesi gerektiğine dair
görüşünü dillendirdi. İran’da oluşan yeni koşullara değindi.
İKP’nin
İkinci Aşaması
Sultanzade,
İran’da askeri diktatörlüğün güçlendiği koşullarda ağır saldırılara maruz
kalmış olan partinin yeniden organize edilmesi sürecinde önemli bir rol
üstlendi. Partinin ikinci kongresini örgütledi, çalışmalara katıldı. Aralık
1927’de ikinci kongreyle ilgili raporunu yayımladı.[45] Komünist
Enternasyonal’de çıkan makalesi kongre raporundan alınmıştı.[46]
İkinci
kongrenin bitiminde bir kez daha partinin Komintern temsilcisi seçildi. Bu
vasfıyla, Nikbin’le birlikte Komintern’in altıncı kongresine katıldı. Tartışmalarda
yer alan Sultanzade, Komintern’in taslak halindeki yeni programının teorik
çerçevesini ele alan, ayrıca Buharin çizgisini eleştiren yazısında, bir yandan
da sömürgeler meselesini, yaklaşan savaşı ele aldı, Komintern’in İran’daki
Pehlevi rejimine yönelik yumuşak tutumunu eleştirdi.[47]
1928’de
kaleme aldığı diğer yazılar şunlar:
1.
İngiliz Emperyalizmi ve İran’daki Pehlevi Hanedanlığının Kökenleri[48];
2.
Sömürge Ülkeler ve Dünya Ekonomisi[49];
3.
Dünyada Petrol ve Kömür İçin Verilen Mücadele[50].
Ertesi
yıl altında “Sultanzade” imzası bulunan tek bir yazıya rastlıyoruz:
“İngiltere’nin SSCB’yle Gerçekleştireceği Savaş İçin Yürüttüğü
Hazırlıklar”.[51] Bir yandan Rusça yayımlanan bir broşür kaleme alan Sultanzade,
bu çalışmasında Sovyetler’in Rıza Şah rejimini meşrulaştırıp destekleyen “İran
uzmanları”nı eleştirdi.[52]
1928-1930
arası dönemi İKP ve Komintern’in verdiği görevleri ifa ederek geçiren
Sultanzade, İKP merkez komitesinin İran’da topladığı iki genel kurula katıldı.
Kendisine yurtdışında parti yayınlarının editörlüğünü yapma, bunun yanında,
Marksist metinleri Farsçaya tercüme etme görevi verildi.[53]
Sultanzade’nin
basımından sorumlu olduğu iki parti yayını vardı. İlki 1929-1931 arası dönemde
Viyana’da basılan Sitare Sorh [“Kızıl Yıldız”], ikincisi de Leipzig’de
1931’de basılan Peyker [“Mücadele”]. Peyker gazetesi, Murteza
Alevi ile birlikte yayınlandı. Her iki gazetenin yayını, bir yandan İran ve
Sovyet rejimlerinin, bir yandan da İran ve Alman hükümetlerinin baskılarıyla
durduruldu.[54]
1929’da
Sultanzade’ye Abadan şehrinde süren ünlü petrol işçileri grevini[55] yönetme,
ayrıca güneyde kabilelerin gerçekleştirdiği isyana[56] yeni bir yön kazandırma
sorumluluğu verildi. 1930’da ülkenin sosyo-ekonomik gelişimine dair fikirlerini
geliştirdiği, İngiliz hâkimiyetini ele aldığı, İran’la ilgili en önemli
çalışmasını yayımladı. Bu kitapta da Sovyet İranologlarını açıktan
eleştirmekten geri durmadı.[57]
Bir
yıl sonra, 1931’de iki önemli makalesi yayımlandı. İlki Sovyetler’e yönelik
askeri tehditlerle ve Pehlevi rejiminin bu noktada oynadığı rolle ilgiliydi.
İkinci makale, İran’da tarım sorununu ele alan teorik yaklaşımlara önemli bir
katkı niteliğindeydi.[58] Son çalışması, İran’la ilgili bir broşürdü. Bu
broşür, politik partileri ve toplumsal sınıfları ele alıyordu.[59] Bu noktada
Sultanzade’nin parti yayınlarına da önemli katkılar sunduğunu hatırlatmak
gerekiyor. Bu süreçte belirleyebildiğimiz kadarıyla iki müstear ad kullanmış:
ilki Maragi, ikincisi Hürmüz.[60]
1931
sonrası çalışmalarının izini sürmek imkânsız değilse bile güç bir iş. Laziç ve
Draşkoviç, İKP üyeliğinden çıkartıldıktan sonra Sultanzade’nin 1936-1938 arası
dönemde gözaltına alınıp gözden kaybolduğu güne dek Sovyet idaresi için
çalıştığını söylüyor.[61] Bizce bu iddia doğru değil, elimizdeki bilgiler bize
başka bir şey söylüyor.
Sovyetler’de
KUTV bünyesinde çıkartılan eleştiri dergisi Revoljucionnyj Vostok’ta
[“Devrimci Doğu”] Stalin yanlısı bir yazarın yazdığı, Sultanzade’ye saldıran
yazı, Komintern bünyesinde Stalinistlerin Sultanzade ve yoldaşlarını nasıl
gördüklerine dair bilgiler içeriyor. “Rençber” müstear adıyla yazılmış olan ve Sitare
Sorh gazetesine saldıran ilk makalede, gazetenin “anti-Leninist” olduğu
söyleniyor. Sultanzade’yi hedef alan diğer iki makalede ise onun “anti-Leninist
bir maceracı solcu” ve “sağ sapmacı” olduğu iddia ediliyor.[62] O günlerde bu
türden suçlamaların Stalinist politikalara uygun hareket etmeyen kişilere
yöneltilmesi, vaka-i âdiyeden. Dolayısıyla, Sultanzade’nin bu süreçte Sovyet
idaresi için çalışmaya devam ettiği iddiası, boşa düşüyor. Bu türden saldırıların
otuzların başında sürgün edilmesi için gerekli bahane olarak iş gördüğünü rahatlıkla
söyleyebiliriz.
Gerçek
adı Gelbras olan Rençber, İran’da eskiden çalışmış, Sovyetler’i ticari
faaliyetler konusunda temsil etmiş bir dışişleri görevlisi. Onun SBKP’nin üst yönetimi
adına konuştuğu açık. Bu saldırılardan sonra İran Komünist Partisi hiçbir yayın
çıkartamıyor, anlamlı hiçbir faaliyet yürütemiyor, bu da Sovyet makamlarının
partiye her yönden yasak getirdiğinin kanıtı.
Sultanzade’ye
ve arkadaşlarına yönelik suçlamalar, diğer Sovyet kaynaklarında da
tekrarlanıyor, onları destekleyecek kanıtlara yer veriliyor. Örneğin Blosaja
Sovetskaja Enseklopedija [“Büyük Sovyet Ansiklopedisi”] o günlerde “solcu sloganları
dillerine dolamış Troçkist unsurlar”ın hainliğinden söz ediyor.[63] Aynı çalışmanın
sonraki baskıları bu iddiaları yineliyor. İvanova gibi Sovyet tarihçileri, Sultanzade’yi
“karşı-devrimci” faaliyetlerde ve “provokatif”[64] eylemlerde bulunmakla suçlamayı
sürdürüyorlar.[65] Sultanzade, bu tasfiye sürecinde ilk yok edilen yabancı
komünistler arasında yer alıyor. Sovyet kaynakları, Sultanzade’nin 16 Temmuz 1938
günü idam edildiğini söylüyorlar.[66]
Bu
noktada tarihe ait bir gerçeği vurgulamak öğretici olacaktır: sahip olduğu
büyüklüğe ve Batı’daki büyük komünist partilere kıyasla pek de önemli
olmayışına rağmen İran Komünist Partisi, tabanındaki ve yönetimindeki işçi
nüfusu sayesinde Komintern ve SBKP’nin yukarıdan ilettiği emirlere boyun eğmeyi
reddetmiş tek partidir. O emirleri ve tutumları eleştirmekten hiçbir zaman
imtina etmeyen İKP, Sovyetler’in Pehlevi şahının kurduğu askeri diktatörlüğe
yönelik uzlaşmacı tavra da karşı çıkmayı bildi. Sovyetler’in talimatlarına
yönelik direniş, partideki devrimci liderlerin fiziken ve tarihsel düzlemde
silinmesine sebep oldu. Dolayısıyla, yıllar içerisinde şekillenmiş o zengin
deneyim de yok oldu.
Hiç
şüphe yok ki başında Sultanzade’nin olduğu İKP, İran’da işçi hareketini
yönetebilseydi, İranlı solcular nesiller boyu yaptıkları birçok yanlışı
yapmazlardı. Sultanzade ve yakın arkadaşları Nikbin, Murteza Alevi, Zarre,
Ladbon, Şarki, Rus devrimi ve İran’daki devrimci hareket içerisinde edindikleri
deneyimlerden istifade etme imkânı bulabilseler, eleştirel vizyonlarını
başkalarıyla paylaşabilselerdi, ülkedeki işçi hareketinin sonraki yıllarda yüzleştiği
tehlikelerden uzak durmak mümkün olabilirdi.
İran
komünist hareketinin Rus kontrolünde kalmasını sağlamak için Sultanzade gibi bir
ismin ortadan kaldırılması gerekiyordu. Sultanzade ve arkadaşlarının Rus İmparatorluğu’nda,
Sovyet Rusya’daki iç savaş sürecinde ve İran’da otuz yıl boyunca edindikleri
bağımsız akıl, özgüven ve eleştirel değerlendirme becerisini Sovyet rejimi
tehlikeli buldu. İran’ın bu deneyimli komünistlerinin ölümüne sebep olan Stalinist
aygıt da onların “Alman ajanı” olmadıklarını, kendilerini davaya adamış, İran’da
devrimci hareketin liderliğinin güvenle emanet edilebileceği, özgür düşünen devrimciler
olduklarını gayet iyi biliyordu. Bu aygıt, politikanın belirlenmesinde, teorik
çalışmalarda, ayrıca gösterdiği direniş dâhilinde saygı duyulacak bir başarısı
bulunmayan Tude Partisi liderleri gibi uysal isimlere ihtiyaç duyuyordu.[67]
Sonuç
olarak bizim bu noktada şunu belirtmemiz gerekiyor: Sultanzade’nin yazıları
eleştirel değerlendirmeye tabi tutulmalı. İran’ın sosyo-ekonomik koşulları ve
toplumsal gelişimi konusunda yaptığı teorik analizde yaptığı yanlışlara rağmen onun
Ekim Devrimi sonrası İran toplumu konusunda ilk ciddi yöntemsel analizi kaleme
almış kişi olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Bildiğimiz kadarıyla onun yaptığı
analizi gölgede bırakan bir çalışma, hâlen daha yapılabilmiş değil.
Hüsrev Şakiri
1984
[Kaynak:
Iranian Studies, Cilt 17, Sayı 2-3, s. 215-235.]
Dipnotlar:
1. Alexandre Der-Vartanian, Hnd'akean Kowskac'owt'ean Gorcneowt'iwne
Parrskastanowm (“Hınçak Partisi’nin İran’daki Faaliyetleri”), Memorial
Dedicated to the 40th Anniversary of the Hnchakist Party (Paris, 1930), s.
112-115. Bu arada şunu belirtelim: Sultanzade’nin, 1859’da doğan ve 1918-1920
arası dönemde Ermeni Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı olarak görev yapan
Daşnak lideri Kristapor Mikailyan’la bir ilişkisi yok.
2.
Bkz.: L. Nalbandian, The Armenian Revolutionary Movement, (Los Angeles,
1963).
3.
Der-Vartanian, a.g.e.
4.
Sovetskaja Istoriceskaja Enseklopedija (SJJ?), Cilt. 13 (Moskova), s.
951.
5.
Bu bilgi, İKP’nin eski bir üyesinden alındı.
6.
SIE, a.g.e.
7.
Secret Report, Sûrte Nationale Francaise, Archives. Nationales, F7,
13506.
8.
Sultanzade, Persija (Moskova, 1924), s. 85-87; G. B. Garibzanya
kitabında, Lenin’in Sultanzade’nin Komintern’in ikinci kongresi için kendisine
sunduğu rapordan bahsettiğini, ama onun Doğu’da Propaganda ve Eylem Konseyi’ne
seçilişine hiç değinmediğini söylüyor: [Lenin i Bolsevistkie organizacii za
Kavkazija, 1893-1924 (Yerivan, 1967), s. 450.] Parti içi iki hizip
arasındaki farklılıklar konusunda bkz.: Historical Documents of the
Workers', Social Democratic, and Communist Movement in Iran, birinci ve
dördüncü ciltler, bundan sonra “Hist. Doc.” Olarak anılacak (Floransa 1970 ve
1973, Tahran, 1979); ayrıca bkz.: A. Sultanzade, Ecrits Economiques, Yayına
Hz.: C. Chaqueri (Floransa, 1980).
9.
Project infra’nın çevirisine bakınız.
10.
Pavloviç’in raporu konusunda bkz.: Le Premier Congres des Peuples d'Orient
(Bakû, 1920 ve Paris, 1971), s. 123-149.
11.
Bkz.: Akhundzade (Sirus Behram), Donya, Anno IX, 1347 (1968), Sayı. 4.
12.
Bkz.: See Fakhra’i, Sardar-e Jangal (Tahran, 1351 [1972]), 4. Basım, s.
290-302. Kongrede dağıtılan mektuplarla ilgili haber için Slovo isimli Gürcü
gazetesine bakılabilir: Slovo, 28 Ekim 1920; Bu gazete haberinin bir
kopyası için Dışişleri Bakanlığı Arşivi, Paris.
13.
Bu mesele ileride çıkacak çalışmada ele alınacak: The Communist Party of
Iran, Genesis, Development and Dissolution, 1916-1932, IV. Bölüm.
14.
Ekonomiceskaja Politika Finansovo Kapitala (Moskova, 1920.
15.
A.g.e.
16.
L'Internationale Communist, Sayı. 13 ve 14, 1920.
17.
Zizn Nacional’nostej, Sayı. 28, 29, 30, 1920; Farsça çevirisi için bkz.:
Hist. Doc, Cilt. IV, Fransızca çevirisi için bkz.: La Social-Democratie
en Iran (bundan sonra SDI) (Floransa, 1978) ve Le Mouvement Communiste
en Iran (bundan sonra MCI) (Floransa, 1979), üç çalışma da Hüsrev Şakiri
tarafından yayına hazırlandı.
18.
“Les Evenement du Proche Orient,” Bulletin Communiste, Sayı. 4 (27 Ocak
1921); ayrıca l’Ordine Nuovo içinde (11 Ocak 1921); ayrıca 28 Kasım 1920
tarihli KEİK oturumu: L’Internationale Communiste, Sayı. 15 (1921), s.
3421. Bildiğimiz kadarıyla, Komintern bünyesinde “milli burjuvazi” terimi bu
oturumda ilk kez kullanılıyor. Terim “olumlu” anlamına sonrasında kavuşuyor.
19.
Bkz.: “Le Cas Levi,” L’Internationale Communiste, Sayı. 17 (1921), s.
4202.
20.
A. Sultanzade, Sovremennaja Persija (Moskova, 1922), Giriş; ayrıca bkz.:
Hist. Doc, Cilt. IV.
21.
Dehgan, Kızıl Sendikalar Enternasyonali Profintern’de İran’ın Merkezi
Sendikalar Konseyi temsilcisi; ayrıca bkz.: Sultanzade, Persidskaja Pressa,
Xovyi Vostok içinde, Sayı. 7 (1922) ve Hist. Doc, Cilt. 7 (Floransa,
1978), Giriş.
22.
B. Lazitch ve M. Drachkovitch, Biographical Dictionary of Comintern
(Stanford, 1973), s. 391-92. Yazarların Sultanzade’nin üçüncü kongreye
katıldığına dair iddiasını orada çekilmiş fotoğraf da teyit ediyor. Fotoğrafı
eski Fransız Komünist Partisi lideri Boris Souvarine’den bizzat temin ettik.
Tude’nin değerlendirmesi için bkz.: Donya, Yıl XI, Sayı. 2, s. 21-22 ve Hist.
Doc, T. IV, s. 8.
23.
“Perse,” Bulletin Communiste içinde, Yıl. 11, Sayı. 3 (1921), s. 506-07;
ayrıca Moscow, Organ of the Third Comintern Congress içinde, Sayı. 37
(1921); MCI, s. 247-249; Hist. Doc, Cilt. IV, s. 61-62.
24.
Bkz.: Taetigkeit der Exekutive und Praesidiums des E. K. der K. I. (vom 13
Juli 1921 bis 1 Feb. 1922) (Petrograd, 1922), s. 6 ve 100; et Bulletin
du Comite Executif de l’ I.C., Sayı. 1 (Petrograd, 8 Eylül 1921).
25.
Sultanzade, “Bor’ba Za Mirovoyeistocniki nefti,” Narodnoye Khozjajstvo
içinde (Nisan 1921), s. 127-34.
26.
Sultanzade, Krizis Mirovovo Khozjajstva i novoja voenna-ja groza (Moskova
1921).
27.
“Une Nouvelle Menace de Guerre” L’Internationale Communiste, Sayı. 17
(1921), s. 4121-4134; İtalyanca versiyonu: Internazionale Comunista
(Roma, Giugno, 1921), s. 213-26 ve Almanca versiyonu: Kommunistische
Internationale, Sayı. 17 (1921), s. 252-68.
28.
A.g.e.
29.
Sultanzade, Ekonomika i Problemy Nacional’nikh Revoljuciounnyj (Moskova,
1922).
30.
Sovremenneja Persija, a.g.e.
31.
Compte Rendu de la Conference de l’Executif Elargi de l’l. C. (21 Şubat-4
Mart 1921) (Paris, 1921), s. 13.
32.
Bericht Ueber die paetigkeit des praesidiums und der Exekutive der K. I. (für
Zeit vom Marz bis 11 Juni 1922) (Petrograd, 1922), s. 76.
33.
“The Agrarian Problem in Iran,” Novyj Vostok, Sayı. 1 (1922), s. 133-46;
“Le Mouvement Syndicale en Perse,” L’Internationale Syndicale Rouge (Nisan-Mayıs
1922); Ayrıca bkz.: Sultanzade, Politische Schriften, Yayına Hz.: C.
Chaqueri (Floransa, 1975), s. 52-57; ve The condition of the Working Class
in Iran, Yayına Hz.: C. Chaqueri (Floransa, 1978), s. 7-9. A. Sultanzade, “The
Struggle for Iranian Oil” (Rusça) Narodnyj Komissariat po Instrannym Vestnik
içinde, Sayı. 6, s. 56-63 (1922); Almanca çevirisi şurada: Politische
Schriften, s. 61-68. “Die Lage der Frauen in Persien,” Inprekorr
içinde, Sayı. 14, 27 Mayıs 1922 ve Politische Schriften, s. 58-60. “The Question
of Industrialization of India,” Pod Znamenem Marksizma, Sayı. 1-2
(1922), s. 63-65.
34.
İran’da Hasanov olarak da bilinen Kerim Nikbin İKP’nin altıncı kongredeki
temsilcisiydi. Bkz.: Protokoll des IV° Congresses der K. I. (Petrograd ve
Moskova, 5 Kasım-5 Aralık 1922), s. 626-27; Nikbin’in biyografisi için bkz.: Donya,
Yıl XI, Sayı. 3, s. 48-55.
35.
Protokoll des IV° Kongresses, a.g.e.
36.
Protokoll des Konferenz der Erweiterten Exekutive der K. I. (Moskau,
12-23 Juni, 1923) (Petrograd, 1923).
37.
F.O. 371/9026/Northern Summary (17.8.1923), f. 110; aynı bilgiyi Fransız Gizli
Servisi de veriyor: bkz.: French National Archives, F7 13506; Bu kampanyanın
İKP’nin gazetesi Kar’da bir iki ufak değini dışında büyük bir makes bulmadığını
görüyoruz.
38.
A. Sultanzade, The World oil Industry (Rusça) (Moskova, 1923).
39.
Persija (Moskova, 1924); Kolonial'nyj Vostok, Yayına Hz.: Sultanzade
(Moskova, 1924).
40.
Lazitch-Drachkovitch, a.g.e.
41.
S.I.E., a.g.e.
42.
Kredit i Khozjajstva, Sayı. 10-11 (1927) (Moskova), s. 102-06; bu dergi yayın
hayatına 1925 yılında başladı; bkz.: “The Editor’s Note,” Sayı. 1-2 (1927), s.
1-2.
43.
Kreditnyj Spravocnik na pod redakcej, Yayın Hz.: Prof. A. A. Manuilov,
N. V. Popov, sorumlu yayın yönetmeni: A. C. Sultanzade (Moskova, 1926) .
44.
Bulletin Periodique de la Presse Russe (Bolchevigue), Sayı. 150 (1925), s.
7; Şu hususu da belirtmemiz gerekiyor: bir yıl önce Sultanzade, cumhuriyetçi
olduğunu söylediği Rıza Han’dan “Ulusal Ordu’nun kurucusu”, “kıymetli siyasetçi”
ve “kitlelerin içerisinde olan bir halk adamı” diye söz ediyor. Bu yüzeysel ve
yanlış değerlendirmenin sonrasında düzeltildiği görülüyor. Bu yanlış yaklaşıma
yer verilen bir çalışma için bkz.: Persija, s. 90-91 ve Hist. Doc.’un
altıncı cildi için kaleme aldığımız giriş bölümü.
45.
“Der Zweite Parteitag der KP des Iran,” Kommunistische Internationale, Sayı
51 (Aralık 1927); ayrıca bkz.: Politische Schriften, s. 144-150.
46.
“Wege der Entwicklung im: Modernen Persien,” K. I., Sayı 48 (Kasım
1927), s. 2359-69; ayrıca: Politische Schriften, s. il6-126; Komünist
Enternasyonal dergisinin İngilizce versiyonu, 1 Ocak 1928 tarihli nüshası, s.
9-13.
47.
“Gibt Es Eine Epoche des Finanzkapitals?,” Die K.I., (Temmuz 1928); Politische
Schriften, s. 127-143; Fransızca versiyonu için bkz.: Ecrits Economiques;
ayrıca Inprecorr’un Almanca, Rusça, İngilizce ve Fransızca baskılarında
yer alan kongre konuşmalarına da bakılabilir; Almanca versiyonları: Sayı. s. 112,
4 Ekim 1928 ve s. 95, 3 Eylül 1928; Fransızca versiyonları: Sayı 100 ve 128, 25
Ekim 1928; İngilizce versiyonları, aşağıda belirtiliyor.
48.
“Anglijskij Imperializm v Persii i Social’no-ekonomiceskajaPriroda Monarkhii
Reza Sakha Pekhlevi”, Revoljucionnyj Vostok, Sayı. 3 (1928), s. 83-111.
49.
Kolonial'nye Strany i Mirovoye Khozjajstva (Moskova, 1928).
50.
Bu bilgi, Sultanzade’nin 49. dipnotta belirtilen kitabından alındı.
51.
“Die Vorbereitungen Englands fur den Krieg Gegen die UdSSR,” Die K.I. (Temmuz-Aralık
1929), s. 1475-77; ayrıca Die Politische Schriften, s. 158-77.
52.
Avanessian, Hist. Doc, Cilt. I, s. 121-22.
53.
Persija (Moskova 1929); Farsça çevirisi: Hist. Doc, Cilt. IV, s.
145-55.
54.
Peyker konusunda bkz.: Hist. Doc., Cilt. IX ve MCI, ayrıca
yakında çıkacak olan The Communist Party of Iran isimli kitabımız. Bu iki
İKP yayınında çıkan makalelerin listesi için bkz.: Hist. Doc, Cilt VI ve
IX.
55.
Abadan grevi konusunda bkz.: The Conditions of the Working Class in Iran.
56.
İKP’nin kabile isyanı ilgili değerlendirmeleri için bkz.: Hist. Doc, Cilt.
VI ve MCI, s. 25-26, ayrıca The Communist Party of Iran, dördüncü bölüm.
57.
Ekonomiceskoe Razvitie Persii i Anglijskij Imperializm (“İran’da
Ekonomik Gelişim ve İngiliz Emperyalizmi”) (Moskova, 1930); Fransızca çevirisi:
Ecrits Economiques.
58.
“Persien als Vorposten des Britischen Imperialismus,” Inprekorr, Sayı.
44 (Mayıs 1931), s. 1057-58; “Le Part du Proche Orient dans la Preparation de
la Guerre Anti-Sovietique,” Inprekorr, Sayı. 43 (16 Mayıs 1931), s. 595;
İngilizce versiyonu: aynı yayın, Sayı. 25 (13 Mayıs 1931), s. 453. “Problemy
Ekonomiceskovo Razvitija Agrarnoj Revoljucii v Persii”, Agrarny Problemy,
Sayı. 5-6 (1931), s. 112-26.
59.
Persija (Moldaja Gvardija) (Moskova, 1931).
60.
Bahsi geçen İKP yayınlarına ilgi duyan okurlar, yeniden yayımladığımız
makalelerin Farsçaya ve başka dillere çevrilmiş hallerine bakabilirler. Yıllarca
diğer makaleleri bulmak için uğraştık, ama başarılı olamadık. Birilerinin bu
makaleleri “muhafaza” ettiğini, sonraki kuşakların İKP’nin eleştirel tavrını ve
yöntemini öğrenmelerine mani olmak için uğraştığını gördük. Şu çalışmada Peyker
ve Sitare Sorh’un sadece iki sayısı yer alıyor: Hist. Doc, Cilt
VI, MCI; The Conditions of the Working Class..., a.g.e. 1973’te Moskova’da
kendisini ziyaret ettiğimiz, İKP’nin eski militanlarından, şu an aramızdan
ayrılmış olan Emirkızı, Sitare Sorh’un iki sayısını bize iletti. Ama ölene dek
kaynağımızı açıklamamamızı rica etti. Bu şartı titizlikle yerine getirdik.
61.
Lazitch-Drachkovitch, a.g.e., s. 392; ayrıca bkz.: A. I. Samide, Haidar
Amu Ogli (Bakû, 1973) (Rusça), s. 39; Bir dipnotta Sultanzade’nin 1932
sonrası Sovyetler Birliği’nin ekonomik sistemine dair incelemesine geri döndüğü
iddia ediliyor.
62.
Ranjbar (gerçek adı G. C. Gelbras), “Tov. Sultanzade, Kok Vyraztel’
melkoborSuaznovo vlijanija v Voprosakh, persidskoj Revoljucii,”
Revoljucionnyj Vostok, Sayı. 1, s. 54-73 ve Sayı. 2, s. 74-90 (1933); “Editorial
Note,” Sayı. 2 (1934), s. 184-85; Sitare Sorh konusunda bkz.: Sayı. 1-2,
s. 372-377 (Farsça çevirisi: Hist.Doc., Cilt IX).
63.
Bolsaja Sovetskaja Ensoklopedija, Cilt 45 (Moskova, 1940); ayrıca üçüncü baskının
10. cildinde (Londra 1970, s. 401) yer alan İngilizce çevirisine de
bakılabilir:
64.
A.g.e., Cilt 18 (1952), s. 414-416.
65.
M. N. Ivanova, “Nacional'no-osbvoboditelnoje dvizennije v Gilanskoj Provincii
Irana v Godov 1920-1921,” Sovetskje Vostokovedennija, Sayı. 3 (1955), s.
52.
66.
S.I.E.; tasfiye sürecinde Nikbin, Murteza Alevi, Şarki, Hesabi, Zarre
gibi diğer İranlı komünistler de öldürüldüler; bkz.: Naderi, a.g.e. ve Kindheit
in Gefangenschaft, Peter Jakir, Insel Verlag GFR (1972).
67. Burada son bir not düşelim: Sıklıkla Sultanzade, yanlışlıkla Cevadzade (Pişevari) zannediliyor. Bu türden bir yanlış anlamaya yer veren çalışmalar için bkz.: G. Lenczowski, Russia and the West In Iran (New York, 1948), s. 224 ve F. W. Ferrau, Le Reveil du Monde Musulman (Seuil, n.d.), s. 131. Sultanzade’nin ve Pişevari’nin farklı kişiler olduğunun ispatlamaya ihtiyaç duyan bir yanı yok. Biz bu meseleyi şu çalışmada ele aldık: Hist. Doc, Cilt IV, Giriş, s. 13). Bu anlamda M. N. Roy’un hatıratında, D. Desanti’nin yazdığı kitapta aktardığı temelsiz iddiaları çürütmeye de gerek yok: M. N. Roy, Memoirs (Londra, 1964) ve D. Desanti, L’Internationale Communiste (Paris, 1970). Bu isimler Sultanzade’yi bilimsel nesnelliği gözeten bir yaklaşım üzerinden değil de belirgin bir garez temelinde olmasa bile cahillikleri üzerinden ele alıyorlar. Bu noktada Fransa’nın Tahran Askeri Ateşesi Yüzbaşı Ducroq’dan kaynak alan, “Sultanzade, Sovyet Dışişleri Bakanlığı Yakındoğu Dairesi başkanıydı” diyen iddiayı da ciddiye alamayız: Le Monde Musulman, Cilt. 52 [1922], s. 147). Bu değerlendirme şu çalışmalarda yineleniyor: X. Eudin ve R. North, The Soviet Russia and the East (Stanford, 1964), s. 99 ve Lenczowski, a.g.e., s. 98; Şu kitaplarda yeniden gündeme getiriliyor: H. Carrere d’Encausse ve S. Schram, Le Marxisme et L’Asie (Paris, 1965), s. 47 ve Histoire Generale du Socialisme, Yayına Hz.: Droz, Cilt. III (Paris, 1977), s. 636. Meseleye az çok vakıf bir araştırmacının kolaylıkla teyit edebileceği biçimiyle adı geçen dairede görevli kişi Sultanzade değil, Voznesenski’ydi. Konuyla ilgili olarak Soviet Russia dergisinin 11 Eylül 1920 tarihli nüshasına ve Crowley’nin The Soviet Diplomatic Corps (“Sovyetler’in Diplomatlar Heyeti” -New Jersey, 1970) isimli kitabına bakılabilir. Sultanzade yanlış değerlendirmelere tabi tutulan bir isim. İdeolojik kökeni hep görmezden geliniyor. Bilimsel nesnellikten ve dürüstlükten soksun isimler onu yanlış düzlemde ele alıyor. Sovyet tarihçileri son çalışmalarında ona yönelik suçlamalarına devam ediyorlar, ama görebildiğimiz kadarıyla bu suçlamaların dozajı bir miktar azalmış. Örneğin bkz: The Comintern and the East, Yayına Hz.: Sovyetler’in Üçüncü Dünya çalışan teorisyeni R. A. Ulyanovsky (Moskova, 1979). Ulyanovski’nin bu kitabı Sultanzade’nin 25 Mart ve 31 Mart 1920’de Izvestia’nın Taşkent baskısında çıkan iki makalesine atıfta bulunduğu için gayet kıymetli bir çalışma. Sovyetler’den bu makaleleri temin etmeye yönelik çabalarımız maalesef bir sonuç vermedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder