Marksist felsefeci ve düşünce tarihçisi Domenico Losurdo’nun
o üretken hayatı, sona erdi. Yaklaşık altmış kitabı olan Losurdo, Alman
idealizminden modern devrimin öznesine, günümüz komünist hareketinin aldığı
şekilden sosyalist devlete ve sınıf mücadelesine birçok konu başlığını ele almış
bir isim.[1]
Losurdo’nun asarının sahip olduğu önemin bir kanıtı da
özellikle son on yıl içerisinde kitaplarının Fransızca, Almanca ve İngilizceye
tercüme edilmiş olması. Yazının sınırlı oluşu sebebiyle biz, burada sadece
belirli kitaplara ve Losurdo’nun analiz ettiği belirli konulara odaklanacağız.
“Losurdo’nun
kitaplarına nereden başlamak gerek?” diye soran varsa bunun cevabı, Hegel’in
felsefi çalışmalarını Fransız Devrimi’nin mirasıyla ilişkisi içerisinde ele
alan Alman idealizmiyle ilgili kitabıdır. İkinci önemli çalışması ise, liberalizmle
yürüttüğü polemiği, özellikle, liberal-muhafazakâr tarihyazımı bağlamında vurguladığı
ve “revizyonizm” olarak ifade ettiği, devrimci başkaldırıları bir tür anomali
veya hastalık olarak gören, onları liberal toplumların doğal gelişimiyle
çeliştiğini söyleyen yaklaşımı ele alan kitabı.[2]
Losurdo’ya
göre Hegel, hiç şüphe yok ki ilerici modern düşüncenin kurucusu. Bu tespiti
Hegel’in tüm kariyeri için geçerli. Genelde “muhafazakâr” olarak görülen son
dönemi de dâhil.[3] Bu ilericiliğin bir kanıtı, Hegel’in “icatlar”ı, yani salt
biçimsel özgürlüğe karşı gerçek veya hakiki özgürlüğe yönelik vurgusu ve
makulle gerçek arasında kurduğu özdeşlik.
Losurdo,
bu özdeşliği basit manada benzeşme olarak anlamıyor. Onu daha çok gerçek olanın
makul olması gerektiğiyle ilgili talep olarak yorumluyor.
Esasında
Losurdo, liberalizm geleneğinin karşısına her seferinde Hegel’i çıkartıyor. Ona
göre liberalizm, özgürlüğü sadece veya esas olarak mülkiyet, yani imtiyazlılara
bahşedilmiş haklar üzerinden tanımlıyor. Bu anlamda liberalizm, bireyin talep
edebileceği ve daha fazla önem arz eden haklar ve özgürlükleri görmezden
geliyor.
Losurdo’nun
Hegel’de takdir ettiği ikinci çarpıcı husus ise Hegel’in hem halkın hem de devletin
veya krala ait gücün gerçekleştirdiği devrimlere pozitif rol yüklemiş olması.
Losurdo’nun zihnindeki Hegel’e göre, bu devrimlerin asıl önemli olan yanı, onların
nereden kaynaklandıkları değil, hakiki özgürlüğün genele teşmil edilmesine
işaret eden ilerici niteliği. Bu, Hegel’in o ünlü “dünyanın ruhunun hareketi”yle
ilgili değerlendirmesinin bir başka dile getiriliş biçimi.
Losurdo,
sonrasında liberalizmin tarihini yazıyor.[4] Bu, muhtemelen en çok bilinen
kitabı. Burada Losurdo, liberalizmin karşı-tarihini aktarıyor, onun karanlık
yüzünü analiz ediyor, kölelikle, ırkçılıkla ve uyumsuzlara yönelik toplumsal
disiplin ve ayrımcılık pratikleriyle kurduğu olumlu ilişkiyi ele alıyor.
Kitapta, özgürlüğün, hoşgörünün ve mutlakiyetçi iktidar karşıtı mücadelenin
gerçek bir savunucusu olan John Locke, karşımıza Yerlilerin ırkçı bir
yaklaşımla imha edilmesi fikrinin, köleliğin, çocuk emeğinin ve yoksullara
zulmedilmesini öngören görüşün savunucusu olarak çıkıyor. Bu anlamda liberalizm,
bir paradoksla malul. Liberalizm, belirli insanların özgürlüklerinden mahrum
bırakılmasının zaruri olduğu fikrini savunuyorken, Bodin gibi kralın
iktidarından yana duran birçok teorisyen, bir insanın başkası üzerinde kurduğu
mutlak iktidarın kabullenilemez biçimi olarak gördüğü köleleştirme pratiğini
eleştiriyor. Buradan Losurdo bize, liberalizmin tarihine tüm halklara,
kabilelere veya toplumsal gruplara özgürlüğün bahşedilemeyeceği fikrinin damga
vurduğunu gösteriyor. Özetle, liberalizmin bahsini ettiği özgürlükler, herkes
için değil.
Losurdo’nun
en fazla gürültüye ve tartışmaya sebep olan çalışması ise Stalin’le ilgili
kitabı. Birçok isim, bu kitabı yirminci yüzyılın en önemli politik isimlerinden
birini aklama girişimi olarak değerlendirdi.[5]
Oysa
Losurdo kitapta, Stalin rejimini ve eylemlerini savunmakla ilgilenmiyor. Onun derdi,
kendisinin “Hitler safsatası” dediği şey üzerinden Stalin imgesinin Soğuk Savaş
boyunca efsaneleştirilip dönüştürülmesine dönük çabalarla mücadele etmek.
Losurdo, Stalin’in politik hayatına ait, en tartışmalı konu başlıklarını ele almaktan
çekinmiyor. Bu anlamda kitapta, otuzlardaki parti içi tasfiyelerden, Ukrayna’daki
kıtlıktan, Katin katliamından ve Doktorlar Komplosu’ndan bahsediyor.
Kitapta
Losurdo, Batılı liberal toplumların Stalin’e isnat ettikleri kötülükleri
dikkatle belirli bir bağlama oturtuyor ve bu kötülüklerin ilgili toplumların
tarihsel miraslarında da bulunabileceğini ortaya koyuyor. Bu kıyaslamayla yetinmeyen
Losurdo, kendisinin “kalkınmacı diktatörlük” olarak tanımladığı Stalin rejimini
anlamaya çalışıyor.
Losurdo’daki
ilerici ve devrimci düşünceye yönelik savunu, Hegel’den ve onun yirminci
yüzyıldaki en önemli varisi Marksizmden kök alıyor. Ancak onun için mesele,
liberal ve muhafazakâr gericilik karşısında bu ilerici ve devrimci düşünceyi ıslah
etmek, onu yeniden edinmek değil. Losurdo’ya göre, Avrupa’nın yakın tarihinin
en önemli başarısı olarak bu ideolojik akımın mirasını muhafaza etmekle
yetinilmemeli, aynı zamanda o miras geliştirilmeli. Bu açıdan, Losurdo’nun söz
konusu geliştirme çabasına sunduğu katkıyı kimse inkâr edemez. O, yirmi birinci
yüzyılda ilerici düşünce akımının önemli bir temsilcisiydi.
Jiří Růžička
Ocak
2018
Kaynak
Dipnotlar:
[1] Domenico Losurdo, Antonio Gramsci dal liberalismo al «Comunismo critico»
(Roma: Gamberetti, 1997). Domenico Losurdo, La lotta di classe: una
storia politica e filosofica (Roma: Laterza, 2013).
[2]
Domenico Losurdo, Il revisionismo storico. Problemi e miti, Roma-Bari,
Laterza, 1996. (Fr.: Le révisionnisme en histoire: problèmes et mythes
(Paris: Albin Michel, 2006)).
[3]
Domenico Losurdo, Hegel e la libertà dei moderni, (Roma: Editori
Riuniti, 1992). (İng.: Hegel and the Freedom of Moderns (Durham: Duke
University Press, 2004)).
[4]
Domenico Losurdo, Controstoria del liberalismo, (Roma-Bari: Laterza,
2005). (İng.: Liberalism: a Counter-History (Londra: Verso, 2011)).
[5] Domenico Losurdo, Stalin. Storia e critica di una leggenda nera, (Roma: Carocci, 2008). (Fr.: Staline: histoire et critique d‘une légende noire, (Bruxelles: Les éditions aden, 2011)).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder