Aşağıdaki
makale yayınlandıktan sonra İsrail’de yayımlanan Calcalist,
Gila Gamliel’in başında bulunduğu İsrail İstihbarat Bakanlığı’nın dolaşıma
soktuğu, Gazze’de etnik temizlik planına dair bir habere yer verdi. Denilene göre dışarıya sızdırılan bu
belge, Gazze Şeridi Yerleşim Birliği denilen bir örgüt için hazırlanmıştı ve
kamuya açıklanmaması gerekiyordu.
Bakanlığın
önerdiği planda, Gazze’deki Filistinliler şehirden çıkartılıp Mısır’a bağlı
Sina Yarımadası’na yerleştirilecek. Bahsi geçen bakanlığın Gazze işgali sonrası
oluşacak farklı seçenekleri ele aldığı raporunda, Gazzelilerin Sina’ya gönderilmesi
seçeneği, “olumlu ve uzun ömürlü stratejik sonuçlara yol açabilecek” bir seçenek
olarak ele alınıyor. Bu hamle, üç adımın atılması
nı şart koşuyor: Gazze’nin
güneybatısında çadırkentlerin kurulması; “yerleşimcilere yardım etmek” amacıyla
insani yardım koridorunun açılması; ve son olarak, Sina Yarımadası’nın
kuzeyinde şehirlerin inşa edilmesi. Bu adımlara paralel olarak, Mısır
içerisinde, İsrail sınırının güneyinde birkaç kilometre genişliğinde “steril
bir bölge” oluşturulacak, böylelikle şehirden çıkartılan Gazzelilerin geri
dönmesine mani olunacak.
Aşağıda
anlatılan hikâyede tarif edilen planın yanı sıra, belgede Gazze’den çıkartılmış
olan Filistinlilerin “olabildiğince çok sayıda” nüfuslarına katsınlar diye başka
ülkelerle işbirliği kurulması talebi iletiliyor. Gazzeli Filistinlilerin
yerleştirileceği ülkeler arasında Kanada, Yunanistan ve İspanya gibi Avrupa
ülkeleri ve kimi Kuzey Afrika ülkeleri sıralanıyor.
* * *
Hamas’ın
7 Ekim günü Gazze civarındaki şehirlere yaptığı saldırıyı bahane eden İsrail, 2.000’i
çocuk, yaklaşık 5.000 Filistinlinin katledildiği, eşi benzeri görülmemiş,
soykırıma çalan, intikam amaçlı yoğun bir harekâta girişti. Bugün ülkede faal
olan ve başbakan Binyamin Netanyahu ile bağlantılı bir düşünce kuruluşu, Gazze’deki
tüm halka yönelik etnik temizlik yapılmasını öngören planları gündeme
getiriyor.
17
Ekim günü Misgav Ulusal Güvenlik ve Siyonist Strateji Enstitüsü,
“tüm Gazze halkının alınıp başka bir yere yerleştirilmesi” fikrini savunan bir makale yayımladı. Rapor, mevcut momenti
Siyonistlerin uzun süredir savundukları, Filistinlileri tarihi Filistin topraklarından
çıkartma hedefine ulaşma amacıyla kullanma fikrini savunuyor. Raporda yer alan
bir alt başlık, niyeti açık ediyor:
“İçinde bulunduğumuz an,
Mısır hükümetiyle işbirliği içerisinde Gazze’yi boşaltma konusunda özel ve
nadir bulunulabilecek bir fırsat sunuyor.”
Misgav
Enstitüsü’nün başında, güvenlik aygıtı içerisinde nüfuzlu bir yere sahip olan
ve eskiden Netanyahu’ya ulusal güvenlik konusunda danışmanlık yapan Meir Ben
Şabbat bulunuyor. Enstitüye
2012-2019 arası dönemde başkanlık eden ve 2020-2022 arası dönemde belirli
aralıklarla ulaştırma bakanlığı yapmış olan sağ merkezci siyaset adamı, son yıllarda
Netanyahu’ya karşı konum almış olan Yoaz Hendel gibi eskiden savunma bakanlığı
yapmış olan Moşe Yalon ve gene eski savunma bakanı Moşe Arens, enstitünün
yönetim kurulunda yer alan isimler.
Enstitünün
sosyal medyada raporun gündeme gelmesi üzerine öne çıkarttığı ana argümanları
şu şekilde tercüme edilmiş:
*
Gazze Şeridi’ndeki tüm Arap nüfusunun başka bir yere yerleştirilmesi ve
ekonomik açıdan gelişmesinin sağlanması için acilen geçerliliği olan bir plana
ihtiyaç var. Bu hedef İsrail, Mısır, ABD ve Suudi Arabistan’ın jeopolitik
çıkarlarıyla da örtüşüyor.
* 2017’de yapılan
çalışmalara göre, Mısır’da 10 milyon apartman dairesi var. Bunların yarısı inşa
edilmiş yarısı inşaat hâlinde. Kahire’de kurulu olan en büyük iki uydukent
olarak “6 Ekim” ve “Ramazan 10”da özel şahsa ve hükümete ait çok sayıda inşa
edilmiş ve boş duran daire mevcut. Ayrıca, buralarda 6 milyon civarında insana
yetecek boş daire bulunuyor.
* Bahsi edilen iki kentte 95
metrekare, üç odalı bir dairenin ortalama 5,14 kişiden oluşan Gazzeli bir
aileye maliyeti 19.000 dolar. Gazze’de toplam 1,4 ilâ 2,2 milyon civarında
insanın yaşadığı düşünülürse, nüfusun Mısır’a aktarılması için 5 ilâ 8 milyar
dolar civarında paraya ihtiyaç duyulacağı öngörülüyor.
* Bu büyüklükte bir
nüfusun Mısır ekonomisine dâhil olması sayesinde Sisi rejimi, kısa sürede sonuç
üretecek, muazzam bir avantaja sahip olacak. İsrail ekonomisiyle
kıyaslandığında, bahsi geçen para devede kulak. Böylesine güç bir meselenin
çözüme kavuşturulması için birkaç milyar doların (isterse 20 veya 30 milyar
olsun) bu alana yatırılması yaratıcı, ucuz ve uygulanabilir bir çözüm yoludur.
* Bu planın yürürlüğe
girebilmesi için paralelde birçok koşulun varolması gerektiğine hiç şüphe yok. Mevcut
momentte bu koşullar oluşmuş durumda. Bu fırsatın başka ne zaman ortaya
çıkacağı, çıkıp çıkmayacağı sorularının cevabını vermek zor.
Görünüşe
göre bu etnik temizlik planı, Filistin meselesini ortadan kaldırmak amacıyla
despotik rejimlere yüklü miktar paranın aktarılması adımını da içeren “Abraham
Anlaşması”nın mantığına benzer bir mantığı temel alıyor. Fakat bu sefer, sadece
“ekonomik barış” üzerinden Filistinlilerin iradesinin yavaş yavaş yok edilmesi
ve özerk ama ekonomik açıdan İsrail’e bağımlı etnik bölgelerin oluşturulması
(bantustanlaştırma) adımından bahsedilmiyor, ayrıca Gazzeli Filistinlilerin
bütün olarak başka bir yere nakledilmesi fikri, açıktan savunuluyor.
Geçmişte
Yapılan Etnik Temizlik Çağrıları
İsrailli
analizciler ve siyasetçiler, etnik temizlik önerisini ilk kez dillendirmiyorlar.
2014’te Gazze’ye yönelik gerçekleştirilen saldırının ortasında, o dönem Likud
partisi sözcüsü ve meclis başkanı yardımcısı Moşe Feiglin, Netanyahu’ya Gazze’de
etnik temizlik yapılmasına ilişkin yedi maddelik bir öneri sunmuştu. Feiglin,
2018’de soykırımı savunan görüşünü yineledi. Bugün liberter bir siyasetçi
olarak karşımıza çıkan Feiglin, Channel 14’e verdiği son röportajda, “Gazze’nin
Dresden’e dönüştürülmesi” çağrısı yapıyor (Feiglin, burada İkinci Dünya Savaşı’nda
Şubat 1945’te Dresden kentinin bombardımana tabi tutulup 25.000 insanın öldürülmesine
atıfta bulunuyor), bu çağrı üzerinden, “taş taş üstünde kalmasın. Her yer ateşe
verilsin. Herkes öldürülsün. Alevler tüm Gazze’yi bir fırtına gibi kuşatsın” diyor.
Bugün
Misgav Enstitüsü’nün aktardığı düşünceyi geçmişte bazı İsrailli aydınlar da dile
getirmişti. 2004 yılında İsrail’de saygı gören tarihçi ve kendisini solcu
olarak tarif eden Benny Morris, birçoklarını şoke eden bir açıklamada bulundu
ve Filistinlilere yönelik etnik temizliğe atıfta bulunarak, “Ben Gurion başladığı
işi bitiremedi. Bitirseydi, bu kadar uzun süre çatışmalar yaşanmazdı” dedi. Morris, ayrıca “nakil ve sınır dışı”
politikasının sadece zaman ve zamanlama meselesi olduğunu dile getiriyordu. Ona
göre, “olağan” zamanlarda bu tür politikalar ahlaksızca görünebilirdi, fakat “kıyametin
koptuğu koşullar”da bu tür politikalar, hem ahlaki hem “makul” hem de “zaruri”ydi.
Haaretz’e verdiği röportajda Morris şunları söylüyordu:
“Bana Arapların Batı
Şeria, Gazze, hatta Celile ve (Yeşil Hat’a bitişik Arap kasabalarının ve
köylerinin bulunduğu) Üçgen bölgesindeki Arapların başka yere nakli ve sınır
dışı edilmesi fikrini destekleyip desteklemediğimi soruyorsan eğer, ben bu
soruya ‘şu an değil’ diyorum. Ben, böyle bir hamlenin parçası olmak istemem. Mevcut
koşullarda bu hamle ne ahlakidir ne de gerçekçi. Dünya da Arap dünyası da buna
izin vermez, ayrıca içerideki Yahudi toplumunun yok olmasına neden olur. Fakat
ben, şu an şunu söylemeye hazırım: kıyametin koptuğu, beş on yıl içerisinde
gerçekleşmesi muhtemel, başka türden koşullarda, Arapların sınır dışı edileceği
gelişmelere tanık olunacağını düşünüyorum.”
Bu
anlamda, Misgav Enstitüsü’nün raporu, sadece Gazze’deki Filistinli nüfusunun zorla
başka yere taşınması meselesinden bahsetmiyor, ayrıca Morris’in dile getirdiği
koşullara işaret ederek, bu taşıma işleminin yapılacağı tarihsel fırsatın
doğduğunu söylüyor.
İsrail’in
Desteği
7
Ekim’den beri İsrailli liderler, Gazze’nin dümdüz edilmesine yönelik çağrılarını
daha sık yaptılar. Hatta bu çağrılara halk da destek verdi. 12 Ekim günü Channel
12’de aktarılan bir haberde, Gazze’de etnik temizlik yapılması
arzusunun İsrail’deki popüler kültürde güçlü olduğundan bahsediliyordu:
“Bu hafta içerisinde
merkezde ve solda konumlanmış insanlar, Gazze’nin dümdüz edilmesi çağrısında
bulundular. Gazze topraklarında açık hava partisi düzenlenmesi hayaline yer
veren bir Instagram notu 100 bin beğeni aldı, 60 bin kez paylaşıldı. Instagram’da
700 takipçisi olan Tel Avivli bir genç kadının bu notu yoğun ilgi gördü. Bugün
bu ortayolcu kadın, ‘insan haklarını kutsal gördüğünü, kendisini harekete
geçiren en öncelikli duygunun merhamet olduğunu’ söylüyor, ‘Gazzeli bebekleri
öldürmek istemiyorum, Araplardan nefret etmem. Onlara yönelik nefretim bu hafta
başlamış değil. Ama yaşananlardan sonra Gazzelilere şunu söylüyorum: ‘bebekleriniz
sizin sorununuz’” diyor.”
Bu
duygu, tüm Gazzelilerin cezalandırılması çağrısında bulunan, ortayolcu ya da liberal,
birçok İsrailli siyasetçide karşılık buluyor.
Öte
yandan, dünya Gazze’ye kitlenmişken, İsrailli yerleşimciler ve askerler Batı
Şeria’da etnik temizlik yapıyorlar. Şehirdeki çoğunluğu köylü olan Filistinli
cemaati terörize eden saldırılar neticesinde 7 Ekim öncesi birçok aile yerinden
yurdundan oldu. Bu insanların sayısı o günden beri hızla artıyor. Batı Şeria’yı
Koruma Konsorsiyumu (WBPC) ve İsrail insan hakları örgütü Yeş Din’in dile
getirdiği (Cezire’de aktarılan) bilgilere göre, 7 Ekim’den
beri en 13 cemaat içerisinden yaklaşık 545 Filistinli evinden olmuş.
Batı
Şeria’da eli kanlı yerleşimcilerin gerçekleştirdikleri saldırılar pek dikkat
çekmiyor. 11 Ekim günü Kusra’da dört Filistinli öldürüldü. Cenaze töreninde
Filistinli bir baba ve oğlu katledildi. 7 Ekim’den beri Batı Şeria’da
öldürülen Filistinli sayısı, son iki hafta içerisinde yüze ulaştı. Akıl sır
ermeyecek bir hız bu.
Dolayısıyla,
bugün Filistinliler, istisnai ölçüde tehlikeli olan bir dönemden geçiyorlar.
Hamas saldırısı, görünüşe göre uzun süredir dile dökülen Siyonist niyet ve
isteklerin yeniden gündeme gelmesini sağladı. Bugün İsrail kamuoyunda oluşan ve
kitlesel etnik temizlik kampanyasına sunulan desteği birileri bir biçimde
istismar etmek istiyor. Etnik temizlik, herkesi kapsayacak şekilde, birden
yapılacak bir iş değil. Ama gene de bu sürecin çoktan başladığını görmek
gerekiyor.
Jonathan Ofir
23
Ekim 2023
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder