Kongre
Başkanı ve bu kongrede kurulan Türkiye Komünist Fırkası Merkezi Komitesi
Başkanı seçilen Mustafa Suphi kongre sonunda aşağıdaki konuşmayı yapmıştır:
● ● ●
“Teşkilât
devirlerini geçiren ve şimdiye kadar bir grup hâlinde yaşayan Türkiye
Komünistleri, bu kongreden müteşekkil ve müttehid bir fırka olarak çıkmakla,
yeni bir devre-i hayata ayak basıyorlar. Fırkanın önünde duran birinci vazife;
bundan sonra memleketimiz amele ve fukara rençberleri arasında fikirlerimizi
kuvvet ve süratle neşrederek, halkın mukadderatını kendi eline verecek sebep ve
kabiliyetleri hazırlamaktır.
Türk
komünistleri, üç seneden beri Rusya içtimâi inkılâbı içinde birçok safhadan
geçtiler. Zaman oldu ki, karşımıza çıkan kara fikirli mürteciler Türkiye’de
amele ve rençber sınıfının mevcut olmadığını ve olsa bile, hamalların
memurlardan iyi yaşadıklarını söylemekten utanmadılar. Son zamanlarda ise,
bilhassa İstanbul, İzmir, Konya, Erzurum, Ankara ve Eskişehir'de vücuda gelen
amele ve rençber teşkilâtları seslerini yükselterek gösterdiler ki, Türkiye’de
amele ve rençber namı altında inkılâpçı mühim bir sınıf yaşıyor. Ümidvarız ki,
İstanbul ve Anadolu amele ve rençberleri, yakında müstevli ve zâlim bütün
kuvvetleri tepeleyerek, hayat ve mübareze faaliyetini kendi kollarına almak
iktidarını göstereceklerdir.
Zaman
oldu ki, Türkiye amele ve rençberleri müstebid vali, hâkim ve paşalar
karşısında söz söylemek cesaretini bile gösteremezlerdi. Fakat son vaka
gösteriyor ki, İstanbul Hükümeti’nin ve Padişahın İngilizlerle birleşerek
memleketi sattıklarını halk pek iyi anlıyor; Türkiye’nin mazlum amele ve
rençberler ve askerleri bu alçaklığa, bu hıyanete karşı süngüsünü oradaki ağa
ve paşaların, padişahların göğsüne çevirmiş muharebe ediyorlar. (Alkışlar).
Ve
nihayet zaman oldu ki, arkadaşlar, ‘Türkiye’de Komünist Teşkilât olamaz’
dediler: Fakat Türkiye’nin muhtelif şehirlerden gelen komünist vekiller bunun
aksini ispat ettiler. Türkiye’de amele ve rençber komünist teşkilâtı gittikçe
genişliyor ve kuvvet kesb ediyor. Şimdi Komünist Fırkası’nın müstemlekâtçı
kuvvetleri ezmeğe âzim, işçi halka rehber olacağına hiç şüphe edilemez.
(Alkışlar).
Komünizm
mübeşşirlerinden (Engels) bir eserinde diyor ki, yeryüzündeki teknika, zulme
âlettir. Zaman gelecek ki, teknikanın terakkisi eseri olarak yeryüzünü kan
deryaları alacak ve zâlim imparatorların taçları bu kan deryasına yuvarlanacak
da, bu tacı yerden kaldırıp başına koymaya cesaret edecek bir adam
bulunmayacaktır. İşte bu devir hulûl etmiştir. Rusya’da, Almanya’da,
Avusturya’da. Türkiye’de, Çarlık, İmparatorluk, Padişahlık artık bir daha necât
bulmayacak tarzda yıkıldığı hâlde, hiç kimse cesaret edip de o taçları
başlarına geçiremiyor.
Vaktiyle
halka zulüm edenler, bugünkü amele ve rençber inkılâbı huzurunda diz çökerek,
mazlum halka taraftar ve hidmete âmâde gözüküyorlar (Alkışlar).
Memleketimizde
her türlü derece ve sınıf ahd ü yalanlarının yerinden oynamadığı böyle bir
devr-i buhranda, işçi halkın mukadderatını kendi eline alarak iş görmesi bir
zaruret hâline giriyor. Bu işte doğru yolu göstermek vazifesi Komünist
Fırkası’nın uhdesine düşmektedir.
Komünist
Fırkası için, memlekete musallat olan harici düşmanları kovmak nasıl bir vazife
ise, dahilde halkın sırtından geçinen yağmacı, tufeyli sınıflarını da hazır
yiyicilik hâlinden çıkarıp yumruk altında işletmek de o derece esaslı bir
vazifedir. Bu iki cihetin temini iledir ki, Komünist Fırkası, mazlum amele ve
rençber halka karşı hidmetini ifa etmiş ve ortadan sınıflar farkı kalkarak
hey’et-i içtimâiye adalet-i hakikiyeye nail olmuş olacaktır. Onun için son söz
olarak diyelim ki; “Yaşasın Türkiye Komünist Fırkası! Yaşasın Dünya
Proletaryasının Birliği! Yaşasın Üçüncü Enternasyonal!”
Mustafa Suphi
15
Eylül 1920
[Kaynak:
Yavuz Aslan, Türkiye Komünist Fırkası’nın Kuruluşu ve Mustafa Suphi,
Türk Tarih Kurumu Yayınları 1997, s. 239-240.]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder