Pages

25 Eylül 2023

Kadıköy


Kadıköy’ün yozlaşmışlığı, solu da içine çekip eriten bir bataklık gibi duruyor, ama içinde olanlar, dışarıdan bakamadığı için bunu göremiyorlar.

Çok şükür ki kurtulduk.

Solun acilen seks, alkol ve hatta cannabis bağımlılığından kurtarılması gerekiyor. İtiraz eden edebilir tabii, ama bunların nasıl düşkün insan profilleri yarattığına hepimiz çok yakından tanık oluyoruz maalesef. Devrimci misiniz rock’n roll’cu mu?

Sizin canınız Woodstock Festivali’ndeki hippiler gibi takılmak istiyorsa elbette ki takılabilirsiniz, ama devrimcilikle bunu götürmeye çalışırken “kimse konfor alanımıza çomak sokmasın” derseniz orada yanılırsınız.

Çarpık batılılaşma, tüketim kültürü, takılma kültürü de eklenince temel yoldaşlık hukuku bile kalmamış. Fakbadi ile yoldaşlık arasındaki ayrım bile muğlaklaşmış. İnsanlar, seks partneri bulmak, çevre yapmak, arada takılmak için örgütlenebiliyor, sıfır ciddiyet.

AKP’nin eliyle yaratılan seküler gettolaşma, insanları bir makine gibi çiğneyip geriye böyle bir posa çıkartıyor. Ortada devrimci irade olmayınca da buna karşı gerçek bir direnç gelişemiyor. Lümpenlik eleştirisi bile yapılmıyor, durumun vahametini içeridekiler hakikaten göremiyor.

“AKP’lileşmeyeceğiz” derken neye dönüştük, bunu da konuşalım.

Son olarak bu not üzerine gelen yorumu aktaralım:

“Bir Kadıköylü olarak söylediklerinizin altına imzamı atarım. Hiçbir siyasi yapı da bu eleştirinizden azade değil. Gezi Direnişi’ni bir süre devam ettirdiği için saçma bir misyon biçildi Kadıköy’e. Oysa yoksul emekçi semtlerine kalkan son minibüs ve otobüs saatine kadar sürüyordu direniş. Bunu görebilen siyaset olmadı, herkes eylemini Kadıköy’de yapmaya başladı. Gazi, 1 Mayıs, Gülsuyu gibi mahallelerde devletin yozlaştırma politikasından bahsediyoruz ama Kadıköy bizim eserimiz maalesef.”

Ben, kimseye “sevişmeyin, alkol almayın” demiyorum. Mevzuyu buraya çekmeye gerek yok, ama ortada apaçık duran lümpenleşmeyi görmemek için de ya körleşmiş olmak ya da onun bir parçası olunduğu için görmezden gelmek lazım. Bunun ortası yok.

Belki de ön almasını beklediğimiz devrimci öncüler de bunun bir parçası olmuştur. Bu, daha büyük bir soru/sorun. Solun hâlinden memnun olana, o hâli kendine dert etmeyene zaten diyecek sözümüz yok, ama sorun şu ki Tayyip Erdoğan da solun bu hâlinden memnun diye düşünüyorum.

Solun hedonizm batağına saplandığını ve AKP’nin yarattığı şeriat kaygısı ile bu durumun teorize edilip meşrulaştırıldığını düşünüyorum. Misal, dünden beri gördüğüm “seks, alkol, uyuşturucu elimizden kaymasın” telaşını mücadele araçları yitirilirken bu endişe seviyesinde görmedim.

Devrimci önderlerin anmaları, nostaljik bir belirli günler ve haftalara indirgenince yaşamı mücadeleden ayrı algılama eğilimi de artınca böyle oluyor tabii. Sadece fotoğraflarını taşıyıp kahramanlıklarını konuşalım o önderlerin, kendi yaşamlarımızı hiç sorgulamayalım. Öyle mi?

Bilinçli olarak konuşulmuyor, çünkü sola dair elimizde son kalan şeye -Kadıköy’e- eleştiri getirmek, dönüştüğü şeyi görmek yerine bir yankı odasında herkes, bunları görmezden gelmeyi seçiyor.

@compossui
25 Eylül 2023
Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder