Pages

08 Aralık 2022

Peru’da Olan Biten


Peru cumhurbaşkanı Pedro Castillo, hapse atıldı. Kongreyi kapatıp 9 ay içerisinde yeni seçimlerin yapılacağını duyuran Castillo, olağanüstü hâl ilân etti, ama bu girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. Bunlar neden yaşandı? Sebeplerini anlamak için 2016 yılına dönmek gerekiyor.

O yıl sağcı Pedro Pablo Kuczynski, eski diktatör Alberto Fujimori’nin kızı, aşırı sağcı Keiko Fujimori’yi geride bırakarak cumhurbaşkanı seçildi. Kuczynski’nin cumhurbaşkanı olduğu dönemde Keiko’nun partisi kongredeki çoğunluğu elinde bulunduruyor ve bir biçimde intikam almak istiyordu.

Alabildiğine gerici olan kongre, 2017’de Kuczynski kabinesine güven oyu vermedi. Bunun üzerine Fujimori’nin başında bulunduğu Halk Gücü Partisi, iki kez cumhurbaşkanını azletmek için uğraştı. İkinci girişimin neticesinde, Mart 2018’de yolsuzluk suçlaması ve ilgili belgelerin servis edilmesi sonrası Kuczynski istifa etti.

Aynı yıl Martín Vizcarra yemin edip cumhurbaşkanı oldu. İş ve siyaset dünyasındaki yolsuzluklarla mücadeleyi merkeze koyan Vizcarra, Fujimori’nin partisinin elinde bulunan kongrenin öfkesini üzerine çekti. Vizcarra, cesurca bir adım atıp Peru meclisini feshetti.

2019’da kongre, yolsuzlukla mücadele kapsamında gündeme gelen, anayasayla alakalı reformlara mani olunca, Vizcarra, Peru meclisindeki 130 koltuk için özel bir seçimin yapılmasını istedi. Bu da ülkede ilk kez görülen bir durumun oluşmasına yol açtı. 2020 başında artık kongrede dokuz ayrı parti vardı. Birçoğu yeni olan bu partilerin hiçbirisi çoğunluğu ele geçiremedi.

Ardından, 2020’de Peru İçin Birlik Partisi’nin kongredeki temsilcisi Edgar Alarcón, cumhurbaşkanı Martín Vizcarra’nın azledileceği sürece öncülük etti. Kasım 2020’de Vizcarra azledilince Halkın Eylemi Partisi’nin başkanı Manuel Marino cumhurbaşkanı oldu. Halk, bu gelişmeyi darbe olarak niteledi ve ülke genelinde eylemler yaptı.

İki hafta boyunca ülkeyi altüst eden eylemler neticesinde Merino’nun darbesine karşı ilericiler bir birleşik cephe meydana getirdiler. Eylemlerde Brian ve Inti isminde iki genç ölünce Merino geri adım atmak zorunda kaldı. Ardından, Mor Parti’nin kurucularından Francisco Sagasti, 2021 seçimlerine dek geçici olarak cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu.

2021 seçim süreci heyecanlı geçti. Muhafazakârların kazanacağı düşünülen seçimde iki aday öne çıktı. Aşırı sağcı Keiko Fujimori ve solcu öğretmen Pedro Castillo’nun yarıştığı seçim sürecinde anketler Castillo’nun küçük bir farkla ilk turda kazanacağını öngörüyorlardı. Haziran 2022’de Castillo, Fujimori’den sadece yüzde 0,26 fazla oy alarak seçimi kazandı. 2016’da olduğu gibi Castillo’nun başında bulunduğu Marksist Özgür Peru Partisi çoğunluğu elde edemedi. Fujimori’nin partisinin içinde bulunduğu sağcı partiler, hükümete mani olma olarak özetlenen planı tekrar yürürlüğe koymak için bir koalisyon meydana getirdiler.

İlk aylardan itibaren Castillo, “ahlaki hasletlerden yoksunluk” suçlamasıyla azil oylaması tehlikesiyle yüzleşti. Başa geçen ilk çiftçi ve ilk yerli olan, bu başarıyı toplumsal servetin yeniden dağıtılmasını öngören solcu bir zeminde elde eden Castillo’nun kabinesi, saldırının ilk kurbanı oldu.

Sadece altı ay gibi kısa bir süre içerisinde kabine, yüzleştiği tehditler karşısında istifa etmek zorunda kaldı. Bakanlar arasında solcu tarihçi ve eski gerilla Hector Béjar, Marksist siyasetçi Guilermo Bermejo, Keçuva yerlisi iktisatçı Guido Bellido ve ilerici bir isim olan Mirtha Vásquez bulunuyordu. Castillo’nun hükümeti hiçbir zaman istikrar nedir bilmedi.

Şubat-Kasım 2022 arası dönemde başbakanlık görevini Aníbal Torres üstlendi. Ancak bir yıl içerisinde Castillo, azil oylaması tehlikesi ve birkaç soruşturma ile yüzleşince, bakanlar kurulunda da değişiklik yapılmak zorunda kalındı. Bugün Castillo için üçüncü kez azil yoklaması yapılıyor.

Bu dönemde kongre, yerlilerin özerkliğini tanıyan ve derin yoksulluğun çözüme kavuşturulması için gerekli toplumsal ve ekonomik ölçütlerin karşılanmasını öngören kanunların tıpkı Bolivya ve Ekvador’da olduğu gibi çıkartılmasına mani olmaya çalıştı.

Sonuçta bugüne gelindi. Castillo, neticede koltuğundan mahrum kalmasına neden olacak üçüncü azil yoklamasıyla yüzleşti. Kendisine yönelik soruşturmalarla uğraşan Castillo, kongredeki düşmanlarının kurduğu tuzağa düştü.

Öte yandan Castillo, soldaki desteğini de yitirdi. Eski partisi Özgür Peru Partisi, orta yolcular ve reformlarından yana olmayan, onu terörist olarak gösteren medyadan etkilenen isimler, ona sundukları desteği çektiler. Bu dönemde yapılan anketlerde Castillo’ya destek verenlerin oranı yüzde 24’e düştü. Kongredeki desteği ise sadece yüzde 11 düzeyindeydi.

Castillo, işte bu bağlamda kongreyi kapatıp yeni seçim çağrısı yapmaya karar verdi. Bu süreçte anayasaya fazlasıyla bağlı hareket eden Castillo, polisin ve askerin desteğinden mahrum kaldı. Tutuklanması sonrası kongre üyeleri, hep birlikte zafer işaretlerinin yapıldığı bir resim çektirdi.

Saat 16 civarı Pedro Castillo’nun yardımcısı Dina Boluarte yemin ederek cumhurbaşkanı oldu. 2026’ya kadar o koltukta oturacak olan Boluarte, ülkenin ilk kadın cumhurbaşkanı. Sol, onu sağa tavizler vermekle suçlarken, sağ ise ondan nefret ediyor.

Peru Ulusal Yerli And ve Amazon Kadınları Örgütü (ONAMIAP) gibi yerli örgütleri, Dina Boluarte’yi bu kongre diktatörlüğü sorununun parçası hâline geldiği için eleştiriyorlar. Söz konusu sorunlar ise onları yapısal hâle getiren diktatör Alberto Fujimori’nin kaleme aldığı 1992 anayasası ile bağlantılı.

Bugün Peru toplumunun belirli kesimleri, kongrenin kapısına kilit vurulup Peru’nun bitmek bilmeyen politik krizlerine sebep olan yolsuzluklara ve cehalete mani olmak adına yeni bir anayasanın yazılmasını istiyorlar. Ancak ortada henüz Peru’yu istikrara kavuşturacak kolay bir çözüm yolu yok.

Tüm gözler Peru’nun üzerinde.

@AmautaNew
8 Aralık 2022
Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder