5-6
Aralık 1928 tarihinde ABD desteğini arkasına alan Kolombiya rejimi, grevdeki muz
işçilerinin üzerine ateş açtı. Saldırı sonucu üç bin insan öldürüldü. Cesetleri
toplu mezarlara gömüldü.
Katliam,
ABD’nin sahibi olduğu Birleşik Meyve Şirketi ve ABD hükümeti tarafından
gerçekleştirildi.
Grevdeki
işçiler, haftada altı gün, günde sekiz saat çalışma, barınma imkânlarının
iyileştirilmesi ve yiyecek kuponları yerine para verilmesi gibi talepler
dillendiriyorlardı.
ABD
ve Kolombiya hükümetleri, grevcileri itibarsızlaştırmak ve saldırılarına kılıf
bulmak amacıyla onları “komünist” olarak damgaladılar.
Şimdilerde
Chiquita olarak anılan Birleşik Meyve Şirketi ve ABD hükümeti, Kolombiya cumhurbaşkanı
Miguel Abadía Méndez’den grevleri sonlandırmasını istedi. Bu süreçte ABD, grev
sona ermezse Kolombiya’yı işgal edeceğini ve ticareti sonlandıracağını söyledi.
Hatta ABD, operasyon esnasında ülkeye bir savaş gemisi gönderdi ve gemi,
sonrasında açık denize demir attı.
Bu
talimat üzerine Kolombiya hükümeti, grevi sona erdirmek için yüzlerce askerini
görevlendirdi. Ana meydanın yakınındaki alçak binaların çatısına makineli tüfekler
yerleştirildi. Birleşik Meyve Şirketi, o noktada grevdeki işçileri müzakere
için Ciénaga şehrinin meydanına çağırdı.
İşçiler
toplanınca, bir asker eline tutuşturulmuş olan kararnameyi okudu. Kararname, grevci
işçilerin kanuna karşı geldiklerini söylüyor, meydanda toplanan işçilerin
birkaç dakika içinde meydanı terk edip işlerine geri dönmesini istiyordu. Sonra
aniden askerler, içlerinde çok sayıda kadın ve çocuğun bulunduğu kalabalığa
saldırdılar.
ABD
dışişleri bakanlığına ait telgraflar, bu saldırı sürecinde ve grevlerin sona
erdirilmesine dönük harekât dâhilinde ABD’nin Kolombiya hükümetiyle koordineli
bir çalışma içerisinde olduğunu ortaya koyuyor. Hatta telgraflarda, binin üzerinde
grevci işçinin öldürüldüğü bilgisi karşısında duyulan sevince dair ifadelere de
rastlanıyor.
Birleşik
Meyve Şirketi’nin ortak olduğu tek suç değil bu. 1954’te şirket, seçimle
işbaşına gelen Jacobo Arbenz’in darbeyle devrilmesinde de önemli bir rol
oynadı.
18
Haziran 1954 günü ABD hükümeti cumhurbaşkanı Jacobo Árbenz’i devirdi ve yerine
Birleşik Meyve Şirketi’nin kârlarını korumak amacıyla bir askerî diktatörlük
tesis etti.
Jacobo
Árbenz, 1950’de yapılan seçimde zafer kazanıp başa geçti. İlk icraatları
dâhilinde işçilere haklarını verdi, toprak reformu projesini hazırladı. Bu proje,
toplam nüfusun altıda birine denk düşen 500.000 topraksız köylüye toprak
verilmesini öngörüyordu.
Árbenz’in
politikaları, büyük çoğunluğunu yerlilerin oluşturduğu köylü ailelerin yaşam
standartlarını artırdı. Bu gelişme, Birleşik Meyve Şirketi’ni öfkelendirdi. Şirket,
sonraki süreçte Árbenz’i devirmek için Washington’da lobi faaliyeti yürütmeye
başladı.
Bu
iş için Edward Bernays’i görevlendiren şirket, Guatemala’da hükümet karşıtı
propaganda faaliyetlerinde onun geliştirdiği halkla ilişkiler endüstrisinin
imkânlarından yararlandı.
Ağustos
1953’te başkan Dwight D. Eisenhower, CIA’e darbe çalışmalarına başlama yetkisi
verdi. Bu talimat üzerine PBSUCCESS adı verilen operasyon başladı.
CIA,
başında Carlos Castillo’nun bulunduğu 480 kişilik güce gerekli silâhı, eğitimi
ve parayı temin etti. Yoğun psikolojik savaşla ve bombardımanlarla desteklenen
güce denizden giriş çıkışları tutan bir savaş gemisi de yardımcı oldu.
CIA,
darbeye toplamda 5 milyon dolar harcadı. Planlama sürecine yüz kadar ajan dâhil
oldu. Hazırlanan planların birinde Árbenz hükümetinde yer alan ve suikastla
öldürülmesi öngörülen isim listesine yer verilmişti.
İşgal
gücü, aslında yola yetersiz bir askerî imkânla çıkmıştı. Fakat yürütülen psikolojik
savaş ve ABD işgali korkusu, Guatemala ordusunun mücadeleyi reddetmesine neden
oldu. Árbenz 27 Haziran günü istifa etmezden önce, sivilleri işgale karşı silâhlandırma
girişiminde bulundu, ama bu girişim başarısızlıkla sonuçlandı.
O
günlerde 25 yaşında olan Ernesto Che Guevara, darbe esnasında Guatemala
şehrindeydi. Yaşadığı bu deneyim, onu emperyalizme karşı silâhlı mücadelenin
bir zorunluluk olduğuna ikna etti.
ABD
destekli yeni diktatör Carlos Castillo, toprak reformu programını yürürlükten
kaldırdı. Ülkedeki her on yetişkinden birinin isminin yer aldığı bir “komünist
olma şüphesi bulunan kişiler” listesi hazırladı.
Carlos
Castillo, sendikacılara karşı yoğun bir saldırı gerçekleştirdi. Onun döneminde
tüm politik partiler, sendikalar ve köylü örgütleri yasa dışı ilân edildi. Ülke
nüfusunun üçte ikisini oluşturan okuma-yazma bilmeyen insanların oy
kullanmasına yasak getirildi.
ABD,
Guatemala demokrasisini seçimle işbaşına gelmiş olan ve İran petrollerini
millileştiren Muhammed Musaddık’ı devirip İran demokrasisini harap ettikten tam
bir yıl sonra yok etti.
Demokrasinin
yok edildiği koşullarda solcu isyanlara tanık olundu. Bu isyanlar, 1960’te iç
savaşa evrildi. Yaşanan savaşta, seksenlerde 200.000 kişi öldürüldü. Bu insanların
büyük kısmı Maya yerlisiydi. Savaş süresince gerçekleştirilen zulümlerin yüzde
93’ünden ABD destekli Guatemala hükümeti sorumluydu.
Jacobo
Árbenz’i deviren darbe konusunda kapsamlı bir bilgiye vakıf olmak isteyenler, Stephen
Schlesinger ve Stephen Kinzer’ın kaleme aldığı Bitter Fruit [“Acı Meyve”]
kitabını okuyabilirler.
@SpiritofLenin
6
Aralık 2022
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder