Bugün Brezilya’da yapılmakta olan
genel seçimler, ülkede öncekilere kıyasla çok farklı politik sonuçlara yol
açtı. Politik düzlemde alabildiğine kutuplaşmış olan ülkede halk, birbirine karşı
duran iki seçenekten birini tercih edecek, yani ya Brezilya demokrasisini ya da
yeni mevziler kazanacak olan neofaşist iktidar projesini seçecek.
Seçimin ilk turunun üzerinden bir
hafta geçti ve artık ortada pek gerilim de kalmadı, dolayısıyla, artık elde
edilen sonuçlara dair bir değerlendirmede bulunup, ileride oluşacak senaryolar
konusunda kimi görüşler sunmak mümkün. Eski başkan Lula’nın ikinci tur için
yürüttüğü kampanyanın yüzleştiği güçlükleri bu düzlemde inceleyebiliriz.
İlk Tur Sonuçları
2 Ekim’de yapılan başkanlık
seçimlerinin ilk turunda elde edilen sonuçları görenler, birbiriyle çelişen duygulara
kapılıyorlar, bu anlamda insanlardaki algı, kötümserlikle iyimserlik arasında
salınıp duruyor. Buna bir de seçim öncesi merkez solun, Lula’nın ilk turda
zafere ulaşması ihtimalinden söz eden seçim anketlerine bakıp, alınan sonuç
üzerinden yaşadığı hayal kırıklığı ekleniyor. Lula’nın diğer tüm adayların toplamından
daha fazla oy alması beklenirken, o, beklenenden yüzde 1,5 daha az oy aldı.
Oysa merkez sol, umudunu Bolsonaro hükümetinin pandemi yönetimi konusunda
attığı, felâkete sebep olan adımların seçimde yenilgisine neden olması
ihtimaline bağlamıştı.
İyimser açıdan bakıldığında, Lula,
Brezilya tarihinde alınmış olan en yüksek sayıda oyu aldı ve elde ettiği yüzde üzerinden
düşünüldüğünde, ikinci turda zafere ulaşması kuvvetle muhtemel.
Kongre seçiminde Lula’nın başında
bulunduğu Brezilya İşçi Partisi, aldığı oyla Temsilciler Meclisi’ndeki koltuk
sayısını 56’dan 68’e çıkarttı. (Mecliste toplam 513 koltuk var.) Bu süreçte
ilerici toplumsal hareketlere mensup adaylar da kimsenin beklemediği zaferler
elde ettiler. Örneğin üç federal vekil ve dört eyalet vekili, doğrudan MST ile bağlantılı
isimler. Topraksız İşçiler Hareketi (MST) Lula’nın partisiyle ittifak hâlinde. Ayrıca
MTST (Evsiz İşçiler Hareketi) iki federal vekil elde etti. Bu vekillerden biri
de kongre üyesi Guilherme Boulos. Boulos, São Paulo eyaletinde en yüksek oyu
alan isim. İlk siyahi trans kadının ve yerli kadınların temsilciler meclisine
girişi de meclisin temsiliyet gücü açısından önemli.
Ama öte yandan aşırı sağcı aday,
şu anki başkan Jair Bolsonaro, şaşırtıcı bir biçimde, yapılan anketlerle
çelişen bir gelişme dâhilinde, onca yolsuzluk skandalına, ekonomik krize, artan
yoksulluğa, her şeyden önemlisi, kötü yönetilen ve ülkede yaklaşık 700.000
kişinin ölümüne sebep olan pandemi sürecine rağmen, geçerli oyların yüzde 43’ünü
aldı.
Bolsonaro, neofaşist eğilimlere
sahip, bilimi inkâr eden, yalan haberler yapan, olumlu tek bir gündemi olmayan
hükümetinin kullandığı dilin hâkim olduğu bir kampanya çalışması yürüttü.
Buna ek olarak, yeni seçilen
kongre, öncekine kıyasla daha muhafazakâr. Bu durum, özellikle senato için
geçerli. Mevcut hükümeti destekleyen isimler, senatonun yüzde 40’ını ele
geçirdiler. 14 senatör, Liberal Parti’ye ait. Bu senatörler arasında, eski
insan hakları bakanı Damares Alves ve Lula’ya karşı yürütülen Oto Yıkama (Lava
Jato) operasyonunun başındaki isim, aynı zamanda eski adalet bakanı Sérgio
Moro da yer alıyor. Temsilciler meclisinde PP (İlerici Parti), PL, União Brasil
(Brezilya Birliği) ve Cumhuriyetçiler (yani Bolsonaro ile ittifak hâlinde olan
tüm partiler) koltukların neredeyse yarısını ele geçirdiler.
İkinci turun sonuçlarına bağlı
olarak ülke, iki ayrı muhtemel senaryo ile yüzleşecek. Eğer Lula kazanırsa,
kuracağı hükümet yüzünü merkez sağa dönmek ve yönetme kabiliyetini güvence
altına almak adına kimi önemli tavizlerde bulunmak zorunda kalacak.
Eğer Bolsonaro kazanırsa, Kongre’den
ciddi bir desteği arkasına alacak olan neofaşist ajandası daha yoğun bir
biçimde uygulamaya konulacak, böylelikle Yüksek Mahkeme’deki koltuk sayısının
artırılması, azalan oranlı vergi reformu, mali bütçe üzerinden müttefiklere
kaynak tahsisi gibi neofaşist reformların onaylanma süreci daha da hızlanacak.
Bolsonaro’nun kazanması durumunda, kadın hakları mücadelesi önemli mevzilerini
kaybedecek, kadına yönelik şiddet konusunda ayrılan bütçe kesilecek, üreme ve
cinsel haklarla ilgili girişimlerin önüne engeller çıkartılacak.
Yönetme Kabiliyeti Düzleminde
Yüzleşilecek Güçlükler
Her ne kadar Lula’nın yönetme
kabiliyeti konusunda ciddi güçlüklerle yüzleşeceği bir senaryo olsa da ilk
senaryonun sol için ikinci senaryoyla kıyaslama kabul etmeyecek ölçüde ümit
verici olduğunu görmek gerek. Anketler, ikinci turda Lula’nın seçileceğini
söylüyorlar. Gene de o güne dek her iki aday da önemli güçlüklerle boğuşmak
zorunda kalacak.
Bolsonaro’nun kampanyası
dâhilinde genelde kendisini redde tabi tutan toplumsal kesim anlamında kadın
seçmenlerle diyalog arayışına girmek zorunda kalacağı koşullarda, Lula da orta
sınıfın belirli kesimlerinden destek almak, aynı zamanda bugün büyük ölçüde Bolsonaro’ya
destek veren yeni-pentekostçu seçmenle diyalog kurmak için uğraşacak.
1. Genel algıya göre, her iki
ismin yürüttüğü kampanyalar içeriksiz ve kitleleri harekete geçirmekten uzak. Bu
anlamda, kampanyalar, sadece sosyal medyada sürdürülen kavgalara odaklı. Sol,
Lula’nın programının halktan destek görmesi için uğraşıyor, bu açıdan kitle
örgütleri ve kitle hareketleriyle diyalog içerisinde olacağını söylediği
hükümet için servetin dağıtılmasını ve demokrasiyi öne alan bir ajandayı öne
çıkartıyor. Bu hâliyle Lula’nın kampanyası, Bolsonaro’nun kampanyasıyla
çelişiyor, çünkü Bolsonaro’nun kampanyası, büyük ölçüde yalan haber yayma,
şiddet ve demokrasinin tahrip edilmesini öngören faşist projeyi temel alıyor.
2. Lula, kampanya dâhilinde muhtemelen
eski başkan yardımcısı, Demokratik İşçi Partisi adayı Ciro Gomes’e, Brezilya
Demokratik Hareket Partisi adayı Simone Tebet’e ilk turda oy atan veya geçersiz
oy kullanan seçmenle diyalog kurma konusunda güçlük yaşayacak. Lula, bu süreçte
seçimde kaybeden iki önemli adayla ittifak kurmak için adım attı. Brezilya İşçi
Partisi adayı Ciro Gomes’in işçilerin borçlarının yeniden müzakere edilmesi
önerisini programına dâhil eden Lula, aynı şekilde, ilk turda Brezilya
Demokratik Hareket Partisi’nin seçimde üçüncü olan adayı Simone Tebet’in önerdiği
hükümet programındaki önerileri de sahiplendi. Ayrıca bir de ilk turda oy
kullanmayan, 1998’den beri görülen en yüksek orana ulaşan yüzde 20,9’luk seçmen
kitlesinin sandığa getirilmesi gibi bir güçlükle de uğraşılmak zorunda.
Sol, Bolsonaro’nun 30 Ekim’de
yenilmek zorunda olduğunu düşünüyor. Buna karşın Bolsonaroculuk denilen ve
şimdiki başkanın iktidarında gelişip serpilmiş olan kitle hareketi, kongredeki,
eyalet ve belediye yönetimlerindeki ve meclislerindeki nüfuzunu, aşırı
muhafazakâr, ırkçı ve kadın düşmanı kitle içerisindeki gücünü koruyacak.
Yoksul çoğunluk ise önümüzdeki
dört yıl boyunca mücadelesini sürdürecek, bu açıdan toplumsal ve politik
haklarını korumak için örgütlenmeye ve 2016 değiştirilen 95. Madde’nin dayattığı
mali harcama ile ilgili üst sınırı kaldırmak için kampanya yürütmeye, eğitim,
sağlık gibi kamuyu ilgilendiren, devlet desteğine ihtiyaç duyan alanlara
yönelik yatırımlar konusunda baskı uygulayacak bir politikaya ihtiyaç duyacak.
Bugün Bolsonaro’nun dayattığı
muhafazakâr düzenle hesaplaşacak olanlar, daha işin başında onun hükümetinin
ekonomi politikalarını eleştirip redde tabi tutmak zorunda.
Brezilya Seçimleri Araştırma Grubu
16 Ekim 2022
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder