Michael
Moore, Robert Reich ve Bernie Sanders gibi liberal solcular bu tabiri
kullanmayı çok seviyorlar. Peki ama bu tabir, tam olarak neyi ifade ediyor?
Biraz incelediğimizde, “zenginler için sosyalizm” ifadesi, amacına uygun olarak
işleyen ve bu amaçtan asla uzaklaşmamış olan kapitalizme işaret ediyor.
Liberal
solcular, kapitalizmin nihai amacının serveti her şeyi üreten, ter döken işçi
sınıfının ürettiği kârı çalan, hiçbir şey üretmeyen yönetici sınıfın elinde
toplamak olduğunu bir türlü anlamak istemiyorlar. Dizginlenmediğinde veya
liberallerin getirdiği, hiçbir işe yaramayan düzenlemelerle kontrol altında
tutulmaya çalışıldığında, bu sistem başka bir sonuç üretmiyor.
Servetin
neredeyse tamamı, tepedeki en zengin yüzde birin eline akıyor. Bu yüzde bir,
yeni veya yakın döneme ait bir olgu değil. Robert Reich gibi isimler bile Büyük
Buhran’dan hemen sonra, yirmilerde zirveye ulaşan servetteki eşitsizliğin
yetmişlerde yeniden arttığını, bugün eşitsizliğin daha da yoğunlaştığını
söylüyorlar.
On
dokuzuncu yüzyılın son otuz yıllık kesitinde ve yeni yüzyılın başlarında ABD,
örgütlenmeye başlayan işçilerle enseleri yağ bağlamaya başlamış olan elitler
arasında şiddetli, ölümlerle sonuçlanan çatışmalara tanık oluyor. Bu süreçte
zenginler, ilk başta dedektiflik ve güvenlik şirketi olarak kurulan
Pinkertonlar’ı işçi eylemlerini bastırmak, sendikaları susturmak, işçileri
ezmek için kullanıyorlar. Sonrasında hırsız baronları, petrol, demiryolu, çelik
gibi sektörlerde tekel hâline geliyorlar.
Bu
anlamda, bugün tanık olduğumuz üzere, servetin belirli ellerde toplaşmasıyla
sonuçlanan kapitalist sömürüyü yeniden isimlendirmeye de yeni bir kelime veya
terim bulmaya da gerek yok.
Rockefeller
ve Hearst, sosyalizmden bugün Jeff Bezos veya Warren Buffet’ın yararlandığı
kadar yararlanmıyordu.
Amerika’da
kapitalistleşme sürecine öncülük eden bu isimler, ilk dönem emek sahasında ve
siyaset sahasında halkçı ve sosyalist hareketlerin neden ortaya çıktığı
sorusunun cevabı olarak görülebilirler. Ayrıca, her türden hilenin,
yolsuzluğun, terörün ve şiddetin arkasında da onları aramak gerekiyor.
Marx,
tam da bu sebeple sanayinin geliştiği koşulları tanımlarken, kitleler için
sosyalizmin devlet şiddetine maruz kalmasının zorunluluk olduğunu söylemiştir.
Serveti
işçi sınıfının elinden alıp yönetici sınıfı teşkil eden kapitalistlere
dağıtmak, “zenginler için sosyalizm” değildir. Bu dağıtma işlemi, ekonomik
kapitalizmin ana zeminini meydana getirir.
Bu
türden kurnazlıkla veya en iyi hâliyle safça bir tutumla, “zenginler için
sosyalizm” türü laflar edenler, hayatta kalmak için mücadele eden, emeğinin
karşılığını almayan, gereğinden fazla çalışan işçilerin sömürüsünü örtbas
ediyorlar. Bu insanlar, patronların işçilerden çaldığı kârların ve emeğin
üzerini örtüyorlar, gelir eşitsizliğinin ana sebebini görünmez kılmaya
çalışıyorlar.
Kapitalizmin
yol açtığı sonuçları görmezden gelip, onun “aşırılıklar”ından söz edilemez. Fox
News gibi mahfiller, sosyalizmi “Ronald Reagan’ın solu” olarak tarif ediyorlar,
oysa bu tür hatalı tariflere kanmamak gerekiyor. Reagan, 1965’te ulusal sağlık
sigortası programının tartışıldığı dönemde Kongre’de bu programın sağlık
hizmetlerini ele geçirmek isteyen komünistlerin kurduğu bir “komplo” olduğunu
söyleyen kişidir.
En
azından liberal solcular, siyasetlerinin kapitalizmi reforma tabi tutma fikri
üzerine kurulu olduğunu dürüstçe ikrar etmeli, sosyalizmin temelde işçilerin
üretim araçlarını demokratik manada kontrol ettikleri toplumsal düzene denk
düştüğünü görmelidirler.
Combat Radical Liberalism
22
Şubat 2020
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder