1
Mayıs Birlik Mücadele ve Dayanışma gününü kutlayacağız. Yüz yılı aşkındır
ezilen halklar, 1 Mayıs’ı tüm benlikleriyle kutlar. “Benlik” diyorum, çünkü 1
Mayıs, sadece emek mücadelesinin değil, aynı zamanda ırksal mücadelenin de bir
simgesi olmuştur.
1
Mayıs 1886’da ABD Louisville, Kentucky’de Siyahilerin parklara girmesi yasaktı.
Altı bini aşkın siyah ve beyaz emekçilerden oluşan kalabalık, 12 saat çalışma
süresini protesto ettikten sonra, Siyahilerin girmesi yasak olan Ulusal Park’a
doğru yürüyüşe geçerler. Siyahlar ve beyazlar ele ele parka girerek insanlık
tarihine yeni bir kavram kazandırırlar. Bu tarihe kazılan kavram, “emek
kardeşliği”dir.
1
Mayıs günlerinde yüzbinler, dünyanın her yerinde “özgürlük” diye haykırdılar.
1921 ve 1926 1 Mayıs’larında, ABD’de, İngiltere’de, Almanya’da, İtalya’da,
Brezilya’da, Sovyetler’de, Kanada’da, hatta Güney Afrika ve Japonya gibi birçok
ülkede milyonlarca emekçi alanlara döküldü. Hiç görmedikleri renklerini,
bilmedikleri dillerini, hatta yemeklerini ve müziklerini dahi bilmedikleri iki
insan için. Altı yıl boyunca “özgürlük” diye bağırdılar.
Kim
miydi bu iki kişi?
9
Mayıs 1920 günü Nicola Sacco ve Bartolomeo Vanzetti adında iki İtalyan göçmen
tutuklandı. Hırsızlıkla ve cinayetle suçlandı. Ve gerçek suçlular ortaya
çıkmasına, görgü tanıklarının polis dayatmasıyla ifadelerinin değiştirildiği
ortaya çıkmasına rağmen, Sacco ve Vanzetti idama çarptırıldı. Neden mi çünkü bu
iki İtalyan göçmen anarşistti.
Dünya
halklarının kardeşliğini ve emeğin kutsallığını savunuyordu. Dünya emekçileri
birlik oldu, bu iki İtalyan Anarşist için.
Evet
Nicola ve Bart idam edildi. Ama başı dik gittiler idama.
Şunları
söylemişti Vanzetti son kez mahkemede:
“Yaptıklarım için değil,
inandıklarım için çile çekiyorum. Ama haklı olduğuma öyle inanıyorum ki, beni
üst üste iki kez idam edebilseniz ve iki kez dünyaya gelebilsem, yine de bu
yaptıklarımı yapmak için yaşardım.”
Bartolomeo
Vanzetti ve Nicola Sacco altı yıl boyunca kendileri için toplanan milyonlarca
dünya emekçisinin ölüm karşısında sergilediği gururu oldu, başı dikliği oldu.
Bükülmez, kırılmaz emek kardeşliğinin simgesi oldu.
1
Mayıs dünya halklarının beraberliğinin bir simgesidir. Bundandır ki 1 Mayıs
özüne uygun kutlanmalıdır.
Unutmayalım
ki savunduğumuz değerlerin bugünlere ulaşmasında temel rolü, bizden öncekilerin
hayatlarıyla vermiş oldukları kavganın sağlamlığı oynamıştır.
Louis
Lingg, Haymarket olaylarında tutuklandı, yargılandı ve idama mahkûm edildi.
Mahkemede,
“Sizi tanımıyorum, sizin yasalarınızı nizamınızı, kuvvete dayanan yetkinizi
tanımıyorum, bu yüzden asın beni” dedi. 10 Kasım 1887 günü idamına bir gün kala
hücresinde intihar etti. Louis, Almanya’dan göç etmiş bir işçiydi, anarşistti
ve kendisini değerlerine adamış ve daha 23 yaşında iken hayatını yitirmişti.
Kavgamız
yeni değildir, kökleri yüzlerce yıl öncesine uzanan köklü bir geçmişe sahiptir.
Ve
bugün geçmişimize bir göz atsak, kadınıyla erkeğiyle nice yiğitlerin baş eğmez,
ölüme bir aşkla gittiklerini görürüz. İşte bundandır ki dün olduğu gibi bugün
de kavga hakkıyla verilmeli, devrim bir nefes gibi sürekli bellekte diri
tutulmalıdır.
Umutsuzluk
çoğu zaman esir alsa da düşüncelerimizi, kapılsak da çoğu zaman yenilgi
rüzgârlarına, yine de diri tutmalıyız fikirlerimizdeki devrim alevini.
Belki
bugün değil ama muhakkak bir gün kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla hep
beraber dalgalandıracağız kızıl bayrağı, gururla, memleketin dört bir yanında.
Kutlu
olsun bayramımız, birliğimiz, kardeşliğimiz, emeğimiz.
Can Şahin
29 Nisan 2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder