19
Kasım 1960 günü Mao, Küba heyetini kabul etti. Zhongnanhai’deki Qingzhen
Salonu’nda yapılan, öğleden sonra 4:20 ile 6:30 arasında gerçekleşen toplantıda
Küba’daki gelişmeler, ekonomik durum, bilhassa şeker satışları, Amerika’nın
nüfuzu ve karşı-devrimcilerin konumu ele alındı, ayrıca Küba’nın mevcut hâlini
Peru, Kolombiya, Brezilya gibi ülkelerle kıyaslamalı olarak ele alan sohbetler
gerçekleştirildi.
* * *
[Ernesto
“Che”] Guevara: Bizim açımızdan Başkan Mao'yu bizzat selamlama
fırsatına sahip olmak büyük bir mutluluk. Mücadelemizde Başkan Mao'ya her zaman
saygı duyduk. Biz, Küba'yı temsil eden resmi heyetiz, fakat heyetimiz
içerisinde dört ayrı ülkede doğmuş üyeler bulunmaktadır.
Başkan: Sen
Arjantinlisin.
Guevara:
Arjantin'de doğdum.
Başkan:
Heyetinizin diğer üyeleri nereli?
Guevara: Ramiro
Fernando Maldonado [Ekvador Devrimci Sosyal Partisi genel sekreteri] Ekvadorlu,
[ekonomist] Albán Lataste Şilili, Ben Arjantin'de doğdum, gerisi Küba doğumlu.
Her ne kadar bazılarımız Küba doğumlu olmasa bile, Kübalılar bunu dile getirip
bizi gücendirmezler. Biz aslında Küba devrimini savunuyoruz. Fidel [Castro] Tüm
Latin Amerika'nın iradesini temsil ediyor.
Başkan: Siz
enternasyonalistsiniz.
Guevara: Latin
Amerika'nın enternasyonalistleriyiz.
Başkan: Asya
halkı, Afrika halkı ve tüm sosyalist kamp sizleri destekliyor. Geçen yıl bazı
Asya ülkelerini ziyaret ettiniz, öyle değil mi?
Guevara:
Hindistan, Siyam [Tayland], Endonezya, Burma, Japonya, Pakistan gibi birkaç
ülkeyi ziyaret ettik.
Başkan: Çin
haricinde, tüm büyük Asya ülkelerinde bulunmuşsunuz.
Guevara: Şimdi
Çin'de olmamın nedeni de budur.
Başkan: Hoş
geldiniz.
Guevara: Geçen
yıl Küba'dan ayrıldığımda iç durumumuz henüz istikrar kazanmamıştı, bu yüzden,
şimdikinin aksine, dış dünyayla dikkatli bir şekilde ilgilendik. [Şimdi] yerel
durum pekişmiş bir durumda ve biz de daha kararlı olabiliriz.
Başkan: Mevcut
uluslararası durum geçen yıldan daha iyi.
Guevara: Bütün
ulus birleşmiş durumda, ama emperyalistler her gün bizi bölme umudunda.
Başkan: İşçiler
ve köylüler dışında, başka kiminle birleştiniz?
Guevara: Hükümetimiz
işçi ve köylüleri temsil etmektedir. Ülkemiz de hâlâ bizle dostça ilişkisi olan
ve bizimle birlikte çalışan küçük burjuvazi var.
Başkan: Milli
burjuvazi [yok mu]?
Guevara: Milli
burjuvazi temelde ithalatçılardı. Onların çıkarları emperyalizmle birdi ve bize
karşıydılar. Bu nedenle onları ekonomik ve siyasi olarak yok ettik.
Başkan: Onlar
komprador burjuvaziydi, milli burjuvazi olarak sayılmamalılar.
Guevara: Bazı
insanlar emperyalizme tamamen bağlıydı. Emperyalizm onlara sermaye, teknoloji,
patent ve pazarlar verdi. Kendi ülkelerinde yaşamalarına rağmen, bunların
çıkarları, örneğin, şeker tüccarlarının çıkarları, emperyalizminkiyle aynıydı.
Başkan: Şeker
girişimcileri yani.
Guevara: Öyle.
Şimdi şeker işi kamulaştırıldı.
Başkan: Tüm ABD
sermayesini kamulaştırmışsınız.
Guevara: Hepsini
diyebiliriz. Bazı şirketler kamulaştırmadan kendisini kurtarmış olabilir.
Onları mülksüzleştirmek istemiyor değiliz.
Başkan:
Kamulaştırma sonrası tazminat teklif ettiniz mi?
Guevara: Eğer
bir şeker şirketi kamulaştırma öncesinde bizden üç milyon ton şeker satın
aldıysa, biz satın alınan şekerin değerinin yüzde 5-yüzde 25 arası kadarlık
kısmını tazminat olarak ödemeyi teklif ettik. Küba'daki duruma aşina olmayan
insanların bu politikadaki ironiyi anlamaları güç.
Başkan: Basına
göre, yıllık yüzde 1 faiz oranı ile, yıllık bazda 47 caballeria [Şövalye
anlamına gelen kelime İspanyol sömürgelerinde kullanılan bir ölçü birimini
ifade ediyor ve bir caballeria 78,58 hektara denk düşüyor] kadar sermaye
ve kâr elde etmişsiniz.
Guevara:
Yalnızca 3 milyon ton şeker satın alan firmalara tazminat verilecek. Mal
tedarik etmeyenlere tazminat da ödenmeyecek. Nispeten büyük iki Kanadalı banka
vardı. İç ve dış politikalarımızla uyumlu hareket ediyorlardı, onları
kamulaştırmadık.
Başkan: Geçici
olarak bazı emperyalist şirketlerin varlığına müsamaha göstermek, stratejik
olarak kabul edilebilir. Bizim burada da birkaç tane emperyalist şirket var.
Zhou
Enlai: HSBC [Hong Kong ve Şanghay Bankacılık] gibi şirketlerin
varlıkları sadece sembolik.
Guevara:
Küba’daki bu Kanadalı bankalar da buradaki HSBC gibi.
Başkan: İşçi ve
köylüleri, yani çoğunluğu birleştirmeniz gerekiyor.
Guevara:
Burjuvazinin bir kısmı bize karşı çıktı ve düşman kampına katıldı.
Başkan: Size
karşı çıkanlar, sizin düşmanlarınızdır. Karşı-devrimcilerin bastırılmasında
büyük başarı gösterdiniz.
Guevara:
Karşı-devrimciler saldırgan faaliyetler yürüttüler. Örneğin bazen birkaç adayı
işgal ettiler, bu durumda onları kısa süre içinde imha ettik. Endişelenecek bir
şey yok. Liderlerini yakaladığımız zaman kurşuna dizdik. Onların ekipmanlarının
hepsi ABD'den geliyordu, paraşütle tedarik ettiler.
Başkan: Ayrıca
birkaç da Amerikalı yakaladınız değil mi?
Guevara: Onları
hemen mahkemeye çıkardık ve kurşuna dizdik.
Zhou
Enlai: Amerikan hükümeti protesto etti ve siz de cevap verdiniz.
Başkan:
Kararlısınız. Sonuna kadar kararlı olun, sizin kararlılığınız devrimin
umududur, emperyalizm kendisini daha da büyük zorluklar içinde bulacaktır.
Fakat tereddüt ve uzlaşma içine girerseniz, emperyalizmin sizinle baş etmesi
daha kolay olacaktır.
Guevara:
Devrimimizin ilk aşamasında Fidel, toplu konut sorununu çözmek için bir yol
önerdi, neticede hükümet, herkesi konut sahibi yapmak sorumluluğunu
üstlenmişti. Büyük ev/köşk sahiplerinin mal varlığına el koyduk ve onları halk
arasında paylaştırdık. Küçük ev sahipleri her zamanki gibi mülkiyetlerini
korudular.
Başkan: Ya
sonra?
Guevara: Şimdi
devrimin ikinci aşamasındayız, yani insanın insan tarafından sömürülmesi
olgusuna son verme aşamasında. Yurtiçi ve yurtdışı duruma yakından vakıf
olarak, yeni rejimin pekiştirilmesi üzerinde çalışıyoruz: vahim bir düzeyde
olan cehaletin ve işsizliğin ortadan kaldırılması, endüstriyel sektörünün
geliştirilmesi ve toprak reformunun sürdürülmesi gibi adımları atıyoruz.
Başkan:
Mükemmel. Siz Latin Amerika’yı ve hatta Asya ve Afrika'yı etkilediniz. Siz
başarılı olduğunuz sürece, onlar da sizden etkilenecektir.
Guevara:
Özellikle de Latin Amerika.
Başkan: Latin
Amerika’da küçük burjuvazi ve milli burjuvazi sosyalizmden korkuyor. Epey bir
süre, toplumsal reform üzerinde acele etmemelisiniz. Bu yaklaşım, Latin Amerika
küçük burjuvazisinin ve milli burjuvazisinin kazanılması yolunda olumlu
olacaktır. Bizde zaferden sonra, Çan Kay Şek’in, daha önce Almanya’nın,
İtalya’nın ve Japonya’nın sahip oldukları fakat sonra Çan Kay Şek’in varlığına
geçen işletmeler kamulaştırılmıştı, bu sayede devlet sermayesi, endüstriyel
sermayenin yüzde 80'ine karşılık geliyordu. Milli burjuvazi ise tüm endüstriyel
sermayenin sadece yüzde 20'sine sahipti, ama 1 milyondan fazla işçi
çalıştırıyorlardı ve tüm ticari ağını kontrol ediyorlardı. Bu sorunu çözmemiz
yaklaşık 7 yıl sürdü. Biz onlara iş hakkı, oy hakkı, ortak özel ve kamu yönetimi
ve faiz temini imkânı verdik. Bu birleşik çözüm onları memnun etti ve
yurtdışında nispeten iyi bir etki gösterdi. Bu çözüme baktıktan sonra, Asya
burjuvazisi tamamen mutlu olmasa da, onları birleştirmenin kabul edilebilir bir
yolu olduğunu ve satın alma politikasını kullanmanın iyi olduğunu kabul
ettiler. Kentlerdeki zanaatkâr sektörü ve küçük burjuvazi sorunu da aynı
şekilde kooperatifler aracılığıyla çözüldü.
Guevara: Bizim,
Çin de dâhil olmak üzere, diğer sosyalist ülkelerin deneyimlerinden öğrenmemiz
gerekiyor. Burjuvaziye gelince, yurtdışına gitmemeleri için biz onlara saygı
gösteriyoruz, iş ve para veriyoruz. Aynı zamanda teknisyenlere de ücret
veriyoruz. Bizde geleneksel olarak bir zanaatkâr endüstrisi yok. Dolayısıyla bu
konuda görünür olan hiçbir sorun yok. İşsizleri kooperatifler içinde
buluşturduk, böylece kooperatifler onlara iş verdi.
Başkan: ABD
Küba’nın milli burjuvazisi olsun istemiyor. Bu aynı Kore'de ve Çin’in
Kuzeydoğusunda [Mançurya’da] Japonya’nın ve Vietnam'da Fransa’nın yaptığı
gibidir. Bunlar yerel halkın büyük işletmeler kurmasına izin vermediler
Guevara: Bu olgu
Latin Amerika’da yaşananları andırıyor. Feodal güçleri yok etme amacıyla,
emperyalizm, milli burjuvaziyi büyüttü. Milli burjuvazi de daha yüksek ithalat
vergisi istemiş olabilir. Ama ulusal çıkarlar için diretmediler; emperyalizmle
danışıklık içine girdiler.
Başkan: Bir
sorum var. Sermaye bakımından Brezilya çelik endüstrisi ABD ile bağlantılı mı?
Guevara: Başlıca
Brezilya metalurji fabrikaları Amerikan sermayesi ile kurulmuştur.
Zhou
Enlai: Amerikan sermayesinin yüzdesi nedir? Brezilya yıllık 1.6
milyon ton çelik üretiyor.
Guevara:
Brezilya’nın en büyük fabrikası için toplam sermaye miktarı pek açık değil. Ama
teknolojik olarak tamamen ABD’ye bağımlıdır. Brezilya büyük bir ülke, ancak
aslında Brezilya’nın diğer Latin Amerika ülkelerinden pek bir farkı yok.
Başkan: Başka
bir sorum daha var. Sizin Küba’ya çıkmanızdan nihai zafer anına kadar 2 yıl
geçti. Köylüleri birleştirdiniz ve bir zafer kazandınız. Diğer Latin Amerika
ülkelerinin bu modeli takip etme olasılığı var mıdır?
Guevara: Bu
soruya tek yönlü bir cevap verilemez. Nitekim siz bizden daha fazla deneyime ve
daha kapsamlı analize sahipsiniz. Bence Küba, devrim için diğer Latin Amerika
ülkelerinden daha zor somut durumlarla yüzleşmek zorunda kaldı. Ancak, sadece
bir olumlu faktör vardı: Biz emperyalistlerin ihmalkârlığını (umursamazlığını)
istismar ederek zafer kazandık. Emperyalistler bizimle uğraşan güçlerini
üzerimizde yoğunlaştırmadılar. Onlar Fidel’in zaferden sonra kendilerinden
krediler isteyeceğini ve onlarla işbirliği yapacağını zannettiler. Bunun
aksine, diğer Latin Amerika ülkelerinde ise devrimin başlangıcı, misal
Guatemala’da olan aynı tehlikeyle yüzleşecektir, yani ABD deniz piyadelerinin
müdahalesiyle.
Başkan: Yerel
şartlar açısından bu Latin Amerika ülkeleri arasında herhangi bir fark var mı?
Guevara: Politik
olarak farklılıklar var. Ama toplumsal olarak bütün bu ülkelere değinirsek
sadece iki veya üç kategoriye ayrılırlar. Hâlihazırda üç ülkede süregelen
askeri mücadele var. Bunlar Paraguay, Nikaragua ve Guatemala’dır.
Başkan: ABD
şimdi mızrağını Guatemala ve Nikaragua üzerine çevirdi.
Guevara:
Kolombiya ve Peru'da büyük bir halk devrimi hareketi için olasılık ortaya
çıkmaktadır.
Başkan: Dediğim
gibi, Peru'da halkın çoğunluğunun toprağa ihtiyacı var. Aynı şekilde
Kolombiya’da da.
Guevara:
Peru’nun durumu ilginçtir. Orada her zaman ilkel bir komünizm kültürü olmuştur.
İspanya, kendi hükmü sırasında oraya feodalizm ve kölelik götürdü. Ama ilkel
komünizm buna rağmen ölmedi. Tam tersine, şimdiye kadar hayatta kaldı. Cuzco’da
seçimi komünist parti kazandı. Seçimlerde komünistlerin zaferi için verilen
mücadele, yerli mücadelesiyle iç içe geçmiş. Birçok yerli yaşıyor Peru'da, ama
sadece beyazlar ve beyaz/yerli melezi Mestizolar toprak sahibi ve toprak ağası
olabiliyor.
Başkan: Yerel
halk 9-10 milyon bir nüfusa sahip, bununla beraber İspanyol kökenli nüfus
sadece on binlerle ölçülüyor.
Guevara: Bu
rakamlar abartılmış olabilir. Peru’da 12 milyon nüfus var. 10 milyonu yerli ve
2 milyonu beyaz.
Başkan: Peru
Güney Afrika’ya benziyor. Güney Afrika’da sadece 3 milyon İngiliz var.
Zhou
Enlai: 3 milyon İngiliz, 1 milyon Hollandalı, 1 milyon melez, 8
milyon Siyah ve yarım milyon yerli. Son iki kategorideki halk kesimleri en
sefil durumda yaşayanlar. Sadece beyaz insanların oy kullanma hakları var.
Guevara: Peru’da
hâlâ kölelik var. Topraklar normalde üzerindeki insanlarla birlikte satılıyor.
Zhou
Enlai: Geçmişte Tibet’te olduğu gibi.
Guevara: O geri
kalmış alanlarda, oranın sakinleri para kullanmazlar. Satışa gelince, satıcı
terazinin her iki tarafına bakır parayı ve malı koyar, onları dengeler, ölçer.
Para orada kullanılmaz.
Başkan:
Kolombiya’da durum biraz farklı, öyle değil mi?
Guevara:
Kolombiya’da feodalizm zayıf, ama daha güçlü bir Katolik varlığı mevcut. Toprak
ağaları ve Katolik Kilisesi, ABD ile işbirliği içinde. Yerliler fakir ama köle
değiller. Kolombiya’da gerilla güçleri vardı, ama şimdi mücadele durdu.
Başkan:
Küba’nın diğer Latin Amerika ülkeleri ile diplomatik ilişkileri var mı?
Guevara: Bazı
ülkeler birbirleriyle gizlice anlaştılar ve Küba ile ilişkilerini kopardılar.
Bu ülkeler Haiti, Dominik Cumhuriyeti ve Guatemala. Kolombiya, El Salvador,
Honduras hep birlikte Küba büyükelçilerini istenmeyen adam ilân etti. Brezilya
büyükelçisini geri çekti, ancak bu, başka bir nedenden dolayıydı.
Zhou
Enlai: Yani, birlikte 7 ülke var.
Başkan: Bu
durumda, Küba’nın çoğu ülke ile ilişkileri var: 19 Latin Amerika ülkesi eksi 7
eşittir 12.
Guevara:
Küba’nın ilk 3 ülkeyle [Haiti, Dominik Cumhuriyeti ve Guatemala] hiçbir
ilişkisi yok. Devamındaki 4 ülkede [Kolombiya, El Salvador, Honduras ve
Brezilya] Küba’nın maslahatgüzarı var ama Küba büyükelçisi yok. Kübalıların
Brezilya'ya gidişi, bugün Demir Perde ülkeleri denilen bölgeye geçmek gibi.
Başkan:
Guatemala ve Nikaragua'daki savaşların doğası-özü nedir? Bunlar halk savaşları
mıdır?
Guevara: Buna
doğru bir cevap sunamam. Benim izlenimime göre Guatemala’daki savaş halk
savaşı, Nikaragua'da ise sadece olağan bir savaş hüküm sürüyor. Bunlar Küba ile
alakasız, bu ülkelerdeki savaşların niteliği konusunda bir fikrim yok. Ancak
öznel ve sınırlı bir cevap sunabiliyorum.
Başkan:
Guatemala’da Jacobo Arbenz Guzman ile bağlantılı olarak yaşananlar konusunda ne
düşünüyorsun?
Guevara:
Arbenz’in bu konudaki deklarasyonunu Çin’e gelmeden önce gördüm. Muhtemelen
oradaki devrim halkçı bir nitelik arz ediyor.
Başkan: Arbenz
şimdi Küba'da mı?
Guevara: Evet,
Küba’da.
Başkan: Çin ve
Sovyetler Birliği’nde de bulundu. İyi birisi.
Guevara: Biz ona
güveniyoruz. Daha önce hatalar yaptı, ama dik duruyor, kararlı ve güvenilir bir
kişi.
(Başkan
tüm heyet üyelerini akşam yemeğine davet etti, bu süreçte aşağıdaki konuşmalar
gerçekleşti.)
Guevara: Çin ve
Küba arasında beni çok etkileyen, neredeyse aynı olan iki şey var. Siz devrim
yaparken, Çan Kay Şek size kuşatma ve imha denilen yöntemlerle saldırdı. Bu iki
terim bizde de gericiler tarafından kullanıldı. Gericiler hep aynı stratejileri
kullanıyor.
Başkan: Yabancı
varlıklar vücuda girdiğinde beyaz hücreler onları kuşatır ve imha eder. Çan Kay
Şek bizi bakteri gibi gördü, bizi yok etmek istedi. Biz ona karşı aralıklı
olarak 22 yıllık bir süre boyunca mücadele ettik, bu süreçte iki uzlaşma ve iki
kopuş yaşadık, bu da doğal olarak süreci uzattı. İlk işbirliği esnasında, sağcı
oportünizmi takip etme hatasını işledik. Parti içinde sağcı bir grup ortaya
çıktı. Sonuçta Çan Kay Şek, partide tasfiye başlattı, komünizme muhalif oldu ve
bizi Kuzey Seferi sırasında meydana gelen savaş ile bastırdı. İkinci dönem,
1924’ten 1927’ye kadar olan süre, bu süre zarfında savaştan başka bir şey
yoktu. Bize de insanları öldürmekten başka bir yol kalmadı, aynı Batista’nın
size insanları öldürmekten başka alternatif bırakmadığı gibi. Çan Kay Şek bize
ve aynı zamanda Çinlilere, tıpkı Batista’nın size ve Kübalılara öğrettiği gibi,
silahlanıp savaşmanın dışında başka bir yol olmadığını öğretti. Biz ne
savaşmayı biliyorduk, ne de savaşmaya hazırdık. Başbakan [Zhou Enlai] ve ben
entelektüeldik; [Li Xiannian, Başbakan Yardımcısı] bir işçiydi. Ama bize başka
ne seçenek kalmıştı ki? O [Çan Kay Şek] bizi öldürmek istedi.
(Başkan
Küba halkının devriminin başarısına ve tüm heyet üyelerinin sağlığına kadeh
kaldırıyor.)
Başkan: Savaş
bir kere patlak verince, takip eden on yıl boyunca devam etti. Üs bölgeleri
inşa ettik, ama sağ oportünizmi takip etme hatası gösterdik; siyasi eğilimimiz
aşırı derecede sola yönelince de, sonuç olarak üs bölgelerini kaybettik ve geri
çekilmek zorunda bırakıldık, sonuçta da yola revan olduk. Uzun Yürüyüş
gerçekleşti. Bu hatalar bize temelde, biri sağcı öbürü solcu, iki hatayı
gösterdi ve dersimizi aldık. Japonya savaşla birlikte Çin'e girince, biz yine
Çan Kay Şek ile işbirliği yaptık, sizde böyle bir durum yok.
Guevara: Böyle
olmadığı için şanslıyız.
Başkan: Sizin
Batista ile işbirliği yapma olasılığınız yoktu.
Guevara:
Batista’nın Amerikalılarla hiçbir çatışması yoktu.
Başkan: Çan Kay
Şek, İngiltere’nin ve ABD'nin köpeğidir. Japonya Çin'i işgal ettiğinde, Çan Kay
Şek bunu onaylamadı, 1937-1945 süresince 8 yıl süren üçüncü dönemde biz,
Japonya'ya karşı savaşmak için Çan Kay Şek ile işbirliği yaptık. Bu işbirliği,
Çan Kay Şek İngiltere ve ABD’nin kompradoru olarak, komprador kapitalist sınıfı
temsil ettiği için, iyi bir şey değildi. Dördüncü dönemde, Japonya
püskürtüldükten sonra Çan Kay Şek bize saldırdı; bir yıl boyunca ona karşı
savunma yaptık ve daha sonra karşı saldırı gerçekleştirdik, bu süreç üç buçuk
yıl sürdü; 1949’da biz, genel bir galibiyet elde ettik ve Çan Kay Şek Tayvan'a
kaçtı. Sizde Tayvan adası yok.
Zhou
Enlai: Sizde Binuo adası [Isla de Pinos] var. Ancak Batista bu
adaya kaçmak için zaman bulamadan önce bu ada ele geçirilmişti.
Başkan: Ele
geçirilmiş olması çok iyi.
Guevara: ABD
saldırısı ihtimali hâlen daha gündemde.
Zhou
Enlai: Amerikalılar Pinos adasına saldırmaya teşebbüs ettiler.
Başkan:
Amerikan emperyalizmi bizim ortak düşmanımız, ayrıca dünya halklarının ortak
düşmanı. Bu arada hepiniz çok genç görünüyorsunuz.
Guevara: Siz
devrimi başlattığınızda bizler doğmamıştık bile, Eddy Suñol hariç. O, 35
yaşında, aramızdaki en yaşlı o.
Başkan:
Geçmişte, savaşın içinde mücadele ediyorduk. Şimdi biz inşa etmek için mücadele
etmeliyiz.
Eddy
Suñol: Devrim korunmalı.
Guevara: Çin ile
Küba arasında bir benzerlik daha var. 1945 yılında hazırlanan ve ÇKP parti
kongresinde okunan durum değerlendirmesi şunu söylüyor: Bazı kentliler köyleri
hor görüyorlar; mücadelemiz iki bölüme ayrılıyor: Birisi dağlık bölgelerde
gerilla savaşı vermek, diğeri şehirlerde grev örgütlemek; grevi destekleyen
insanlar, dağlık bölgelerde gerilla savaşı verenleri hor gördüler. Sonunda
grevleri destekleyenler başarısız oldu.
Zhou
Enlai: Çok benzer.
Başkan: Güçleri
çarçur ederek teselli bulmak maceracılıktır. Köylere dikkat edilmediği vakit,
kentlilerin köylülerle ittifak kurmaları hiç de kolay değildir.
Zhou
Enlai: 5 Ekim tarihli yazını okuduktan sonra bazı şeyleri daha iyi
anladım [Che’nin Verde Olivio dergisinde çıkan, Küba devriminin
ideolojisi ile ilgili araştırmasından bahsediliyor]. Bu makalenin özetini ve
dikkat çektiğin meseleleri okudum. Seni de pekâlâ aydın sayabiliriz.
Guevara: Ben
henüz aydın olmanın eşiğine ulaşmadım.
Başkan: “Yazar
olmuşsun” diyebiliriz ama. Ben de bu makalenin özetini okudum, ben de aynı şeyi
düşündüm. Bu, Latin Amerika’yı etkileyebilecek bir makale.
Zhou
Enlai: Yanında tam metni getirdin mi?
Guevara: Bulmaya
çalışacağım.
Başkan:
Makalende üç prensip ortaya koyuyorsun. Halk, gericileri yenebilir. Devrimi
başlatmak amacıyla bütün şartların olgunlaşmış olmasını beklemek zorunda
değilsiniz. Neydi üçüncü prensibi?
Guevara: Üçüncü
temel prensip, Latin Amerika'da, başlıca görevin kırsal alanlarda yatıyor
olmasıdır.
Zhou
Enlai: Bu kırsal alanlarla devrimi bağlama meselesi, çok önemli.
Guevara: Biz bu
noktaya oldukça bağlıyız.
Zhou
Enlai: Oysa bazı Latin Amerikalı arkadaşlar köylülere çok kulak
vermediler. Sizse bu noktayı önemsediniz ve başarılı oldunuz. Çin devrimi de
aynı: birçok insan, köylülerin katkısına önem vermedi, ama yoldaş Mao Zedung
köylülerin katkılarını önemsedi.
Başkan: Düşman
bunu bizi şehirlerde barındırmayarak öğretti. Çan Kay Şek insanları öldürmek
istedi. Başka ne yapabilirdik?
Guevara: Fidel,
Başkan Mao'nun eserlerinde karşımıza çıkan bir hususu fazlasıyla önemsemişti,
bense başlangıçta bu hususu tam anlamıyla idrak edememiştim. “Savaş esirlerine
iyi davran, onların yaralarını sar ve geri gönder.” Biz bu hususun önemini
gördük. Bu bilinç mücadelemize epey katkı sundu.
Başkan: Bu,
düşman askerlerini parçalamanın yoludur.
Zhou
Enlai: Senin yazında bu hususu ele alıyor.
Guevara: Bu
husus sonradan ilave edildi. Başlangıçta biz ayakkabı ve kıyafetleri esirlerden
alıyorduk, çünkü askerlerimizin herhangi bir ayakkabısı ya da kıyafeti yoktu.
Ama sonra Fidel buna yasak getirdi.
(Başkan
kadehini Fidel’in sağlığına kaldırıyor.)
Guevara:
İnsanlar gerilla savaşı sürerken iyi beslenemediler. Biz ayrıca manevi gıdadan
da yoksunduk. Teorik materyalleri okuma imkânı da bulamadık.
Zhou
Enlai: Başkan Mao gerilla savaşı sürdürürken, gazete almaya sık sık
insan gönderirdi.
Başkan: Gazeteyi
istihbarat olarak görün. Düşmanın gazeteleri genellikle düşmanın hamlelerini
sızdırır, bu bir bilgi kaynağıdır. Biz devrime birkaç bin kişi ile başladık;
birliklerin sayısı daha sonra on bini aştı ve daha sonra üç yüz bine çıktı, bu
noktada biz solcu bir hata işledik. Uzun Yürüyüş sonrası, üç yüz bin olan sayı,
yirmi beş bine kadar düştü. Düşman bizden daha az korkar hâle geldi. Japonya
Çin’i işgal ettiği zaman, Çan Kay Şek ile işbirliği yapmak istedik. O bizi çok
yetersiz gördüğünden, bizden korkusu yoktu, onunla işbirliği yapabileceğimizi
söyledi. Onun amacı, Japonların bizleri yok etmesiydi. Ama o, Japonya ile
savaştıktan sonra, bizim yirmi binden bir milyon ve birkaç yüz bine kadar
büyüyeceğimizi beklemiyordu. Japonlar teslim olduktan sonra, Çan Kay Şek’in
dört milyon askeri bize saldırmaya başladığında, bir milyon askerimiz vardı ve
üs bölgeleri yüz milyonluk bir nüfusa sahipti. Üç buçuk yıl içinde, Çan Kay
Şek’i yendik. Artık gerilla savaşı vermiyorduk. Savaş, büyük ölçekli bir savaşa
dönüştü. Makalende de belirttiğin gibi, düşman onca uçağı, topu, tankı ile
başarısız oldu, onca güç kritik bir rol oynayamadı. Biz bunların hiçbirine
sahip değildik ama Çan Kay Şek’te hepsi vardı. Sadece sonradan bazı topları ele
geçirdik.
Zhou
Enlai: Sonraki dönemlerde tanklar bile bize geçti.
Başkan: Elimize
en çok da toplar geçti. Bu sayede topçu bölükleri, topçu tugayları veya topçu
alayları kurma imkânı bulduk. Hepsi de ABD teçhizatıyla donanmıştı.
Zhou
Enlai: Pekin kurtarıldıktan sonra, bir geçit töreni yaptık. Hepsi
ABD teçhizatıydı. O zamanlar, Amerikalılar daha terk etmemişti Çin’i. ABD
Başkonsolosluğu ve askeri ataşesi de gelip izledi.
Guevara: Savaşın
ilk döneminde benim önderlik yaptığım insanlar zar zor bir birlik teşkil
ediyorlardı. Bir kez, bir tankı ele geçirmiş, çok sevinmiştik. Ama Fidel onu
götürmek istedi. Bu kararı beni mutsuz etti. Sonrasında anlaştık. Bazuka
karşılığında tankı verdim.
Başkan: Uçaklar
her gün gökyüzünde uçmalarına rağmen, neredeyse hiçbir kayba neden olamıyor.
İnsanların üzerlerinde kamuflaj var. Yeşil elbise, kişiyi değiştirmek için
kullanılabilecek bir görünüm. Hepiniz üniforma giyiyorsunuz. Hepiniz
askerdiniz.
Guevara:
Rodriguez (Dışişleri Bakanı) asker değildi. O zamanlar hapishanedeydi.
Başkan:
[Rodriguez’e] Çok genç görünüyorsun.
Rodriguez: 25
yaşındayım.
Başkan: Siz
[Mora ve Suñol] askerdiniz.
Guevara:
Mora'nın babası savaşta vurularak öldürüldü. Suñol, üç kez yaralandı, vücudunun
6 yerinden. Ben iki kez yaralandım. Rodriguez’e cezaevinde işkence edildi.
Sayımız ilk başta çok azdı. Fidel bile kendi silahıyla bizzat savaştı. Biz
sadece on iki kişiydik.
Başkan: Seksen
üzerinde değil miydiniz?
Guevara: Sayı
yavaş yavaş azaldı, sonunda yalnızca on kişi kaldı.
Başkan: Bu on
iki kişi toprağa atılan ilk tohumlardır. Demek ki sizin oralarda hava sıcaklığı
da uygunmuş.
Guevara: Kuzeyde
22 derece.
Başkan: Sizin
topraklar da iyi.
Guevara: Tüm
araziler ekilebilir. Hindistancevizi ağacını kumsala dik, biter. Fakat dağlarda
tarım zor.
Başkan: Demek
ki ülkenizin nüfusu en az 30 milyona kadar çıkabilir.
Guevara:
Endonezya'nın Cava Adası’nın nüfusu 50 milyon.
Başkan: General
Batista’ya teşekkür etmelisiniz, aynı bizim Çan Kay Şek’e teşekkür ettiğimiz
gibi. Halkı katlederek bize ders verdiler.
Alberto
Mora Becerra: Batista’ya minnettarız çünkü onun sayesinde daha
çok insan saflarımıza katıldı
Başkan: Bizim
başka bir öğretmenimiz daha var, o da emperyalizmdir. O bizim uzun vadeli
eğitimcimizdir. En iyi öğretmen, Amerikan emperyalizmidir. Sizin iki
öğretmeniniz, Batista ve Amerikan emperyalizmi. Bildiğim kadarıyla Batista
şimdi ABD'de. Geri dönmeyi tasarlıyor mu?
Guevara:
Batista'nın takipçileri şimdi 5 fraksiyona bölündüler, birlikte seçilen 5 ayrı
başkan adayları var. Bu adaylar birbirlerinden farklı görüşlere sahip. Bazıları
Batista’ya karşı, diğerleri daha az karşılar ya da Batista gibiler.
Başkan: Hepsi
Batista için rakip değil. Batista kaç yaşında?
Guevara: 60
yaşında.
Başkan: Bizim
Çan Kay Şek şimdi 74 yaşında, her gün Pekin’e dönme özleminde.
Mora: Bu 5
adayın hepsi de parti lideriydi. Halk, onların isimlerini biliyor ve onlar da
her gün Küba’ya dönmek için can atıyor.
Guevara: Bunlar
bizim zaferimizden 4-5 gün sonra Orta Amerika'dan yola çıktılar ve Küba'ya ayak
basmayı planladılar. Zaten devrim için zafer elde ettiğimizden habersiz bir
şekilde, Batista’yı devirmeye geldiklerini söylediler.
Başkan: Birçok
Orta Amerika ülkesi var. Bence, Dominik Cumhuriyeti ümit verici gelişmelere
tanıklık ediyor. Orada halk baştaki Trujillo’ya karşı yürüyüşler düzenliyor.
Guevara: Bunu
söylemek zor. Trujillo Latin Amerika’daki en eski diktatör. Amerikalılar ondan
kurtulmayı düşünüyor.
Başkan:
Amerikalılar Trujillo’yu sevmiyor mu?
Guevara: Ona
herkes karşı, bu nedenle de değiştirilmesi gerekiyor.
Zhou
Enlai: [Güney Vietnam lideri] Ngo Dinh Diem ve [Güney Kore lideri]
Syngman Rhee gibi.
Başkan: Ngo
Dinh Diem şimdi çok fazla sızlanıyor.
Zhou
Enlai: Uşak olmak kolay değil.
Başkan:
Amerikalılar artık Çan Kay Şek’i sevmiyor. Onu seven biz olduk. Yüzde 100
Amerikan yanlısı olanlar, sadece yüzde 99 Amerikan yanlısı olan Çan Kay Şek’ten
daha kötü. O hâlâ kendi nüfuzunu korumak istiyor.
Zhou
Enlai: Diyalektik budur.
Eddy
Suñol: Sanırım Çan Kay Şek’in geri gelmesini bekliyorsunuz.
Başkan: ABD'den
bağlantısını kestiği sürece, biz ona hükümetimizde bir yer sağlarız.
Zhou
Enlai: Gelirken Tayvan’ı da getirirse iyi olur.
Başkan: Gerçi
geri dönmekle de pek ilgilenmiyor.
19 Kasım 1960
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder