Pages

15 Şubat 2021

Gonzalo ve Shakespeare


Gonzalo’nun gerçek adı Manuel Rubén Abimael Guzmán Reynoso’dur. Önemsiz bir soru, fakat yine de ilginç, kendisi neden Gonzalo ismini seçti ki?

Belki bize bir ipucu verdiğini düşünebiliriz. 1988’deki o meşhur röportajında şöyle diyordu kendisi:

“Sevdiğim kitapları okumaya pek vakit bulamıyorum. Bu ara biyografi okuyorum. Edebiyatın harika bir sanatsal ifade biçimi olduğunu düşünüyorum. Misal Shakespeare okumayı seviyorum. Onda politik meselelere dair izler buluyorum. Örneğin Jül Sezar ve Macbeth önemli dersler içeriyor. Edebiyatı seviyorum, ama bende hep baskın olan, siyasettir. Politik olanın anlamını, perde gerisini onunla anlamaya çalışıyorum.”[1]

Burada Gonzalo, “düşünce” konusundaki ustaca anlayışını salt gerçekliğin bir yansıması olarak gösteriyor. Buradaki konumu sosyalist gerçekçiliktir; o, sanatın yalnızca küresel gerçeklik hareketinin, sınıf mücadelesinin bir ifade biçimi olduğunu biliyordu.

Kendisi Shakespeare’den bahsediyor. Shakespeare’e bir göz atalım. Onun eserlerinde bir “Gonzalo” buluyor muyuz? Evet, Fırtına başlıklı o ünlü eserinde buluyoruz bu ismi.

Fakat kendisinin “Gonzalo” ismini buradan alıp almadığını anlamak için biraz daha derine inmemiz gerekir. O da ne? Eserdeki Gonzalo, yukarıdaki röportajda bahsedilen mevzunun ruhuna uygun düşen meşhur bir politik demeç veriyor.

Bu oyunda Gonzalo, Napoli kralı Kral Alonso’nun namuslu bir danışmanı. Bahsi geçen yerde, Thomas More’un ve Montaigne’nin ruhuyla bir demeç veriyor.

Esasında Shakespeare’in Gonzalo’su, Fransa’da “Yamyamlar Hakkında” başlığıyla bilinen ünlü bir pasajdan Montaigne’nin Amerika yerlileri hakkındaki düşüncelerini doğrudan alıntılıyor.

Bu oyuna bir göz atalım:

GONZALO: Lordum Sebastian, Sözleriniz doğru, ama nezaket sınırını biraz aşıyor, Zaman seçimi de yanlış. Yaraya merhem süreceğinize, Deşiyorsunuz siz onu.

SEBASTIAN: Çok doğru.

ANTONIO: Tam bir doktor!

GONZALO: Sizin yüzünüz bulutlanınca hepimizin de havası bozuluyor, sayın efendim.

SEBASTIAN: Hava mı, bozuluyor ha?

ANTONIO: Fena bozuluyor.

GONZALO: Lordum, bu adanın sorumluluğu bende olsa...

ANTONIO: Her yerine ısırgan tohumu ekerdi.

SEBASTIAN: Ya da labadayla ebegümeci.

GONZALO: Buranın kralı olsam ne yapardım acaba?

SEBASTİAN: Şarap bulamayınca ayyaşlıktan kurtulurdun.

GONZALO: İdeal devletimde her şeyi ters uygulardım; Her türlü ticareti yasaklardım; Yargıç filan olmazdı; Okuryazarlık bilinmezdi; zengin, yoksul, Uşaklık kalkardı; sözleşme, miras, Arazi sınırı, çit, tarım, bağ bahçe olmazdı; Madene, buğdaya, şaraba, yağa gerek kalmazdı; Kimse çalışmazdı; herkes aylak olurdu, Kadın erkek, herkes; ama saf ve temiz olurdu; Hükümdarlık olmazdı.

SEBASTIAN: Hani kral olmak istiyordu!

ANTONIO: Devletinin kuyruğu başını unuttu.

GONZALO: İnsana gerekli olan her şeyi doğa üretirdi, Tersiz, zahmetsiz. İhanet, cinayet, kılıç, kargı, hançer, top tüfek gibisine gerek olmazdı. Her şeyi doğa üretirdi, kendiliğinden; bol bol, istediğin kadar; Her türlü yiyecek bulurdu günahsız kullarım.

SEBASTIAN: Kullar arasında evlilik yok mu?

ANTONIO: Yok yahu, herkes aylak: Fahişelerle serseriler.

GONZALO: Öyle mükemmel yönetirdim ki efendim, altın çağı kat kat aşardım.

SEBASTIAN: Tanrı Majestelerini korusun!

ANTONIO: Gonzalo çok yaşa![2]

Eğer Abimael Guzmán, “Gonzalo” ismini bu oyundan dolayı seçtiyse, o hâlde kendisinin mükemmel bir açıklığa sahip, kusursuz bir mizah anlayışı var. “Gonzalo” ismi bir sembol gibi, bir “ütopya” sembolü ve bu oyunda ütopya, Montaigne’nin sömürge topraklarındaki yerlilere dair sözleri alıntılandığına göre, Güney Amerika’yla ilgilidir.

Peru da Güney Amerika’da olduğuna göre, Gonzalo’nun isminin Shakespeare’in Fırtına’sı için bir ipucu olduğuna ulaşabiliriz.

Böyle olmasa bile bunun yine de Peru Komünist Partisi’nin yürüttüğü Halk Savaşı’nın tarihsel lideri olarak Abimael Guzmán’ın, Gonzalo’nun devrimci bir yankısı olduğunu düşünebiliriz.

Kültür kültürü; devrim devrimi çağırır.

Biz de Shakespeare’in Fırtına’sında olduğu gibi diyoruz ki: “Çok yaşa Gonzalo!”

15 Ekim 2012
Kaynak

Dipnotlar:
[1] El Diario, “Abimael Guzmán ile Söyleşi”, Temmuz 1988, İştirakî.

[2] William Shakespeare, Fırtına, Remzi Kitabevi, 2003, s. 26-27.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder