Pages

07 Kasım 2020

İşçilere, Köylülere ve Askerlere



Eylül başında Lenin, sonrasında iktidarı sovyetlere devredecek, tüm sosyalistleri kapsayan bir koalisyon hükümetinin oluşturulması meselesini tartıştı. Ancak 12 ve 14 Eylül günü parti liderlerine Bolşeviklerin iktidarı derhal almaları gerektiğine ilişkin iki mektup gönderdi. İddiasına göre “nesnel koşullar” Bolşevikler lehineydi. Ama bir yandan da Lenin, Kerenski’nin Petrograd’ı Almanlara teslim edebileceği ve iktidarın alınışını imkânsızlaştıracağı konusunda uyarıda bulunuyordu. Bu noktada Lenin, partinin “Marksizmin temel ilkelerinden olan ayaklanma sanatını” uygulamaya koymasını istedi. Ama Bolşevik Merkez Komitesi, Lenin’in mektuplarını görmezden geldi. Sosyalist liderlerin katıldıkları 19 Eylül 1917’de düzenlenen konferansta Kamenef, önmeclisin kurulması fikrine destek verdi. 21 Eylül günü o dönemde gizlenmekte olan Lenin’in katılmadığı Merkez Komite toplantısında tüm sosyalistleri içeren bir koalisyon hükümetinin kurulması çağrısı tekrarlandı. Aynı zamanda komite üyeleri, iktidarı barışçıl yoldan alacağını düşündükleri İkinci Tüm Rusya Sovyet Kongresi’nin toplanmasını istediler. Ardından Lenin, Bolşeviklerin yüzünü silâhlı ayaklanma fikrine çevirmek için bir harekât başlattı. Lenin, aşağıda yer verilen, “İşçilere, Köylülere ve Askerlere” başlığını taşıyan 2 Ekim 1917 tarihli mektubu Halkın Davası gazetesinin yayın yönetmeninin elinden çıkan 30 Eylül tarihli yazıya cevaben kaleme aldı.[1] Bolşevik Merkez Komitesi, Lenin’in mektubunu yayınlamamayı tercih etti.

● ● ●

 

İşçilere, Köylülere ve Askerlere.

Yoldaşlar! Halkın Davası gazetesinin 30 Eylül tarihli nüshasında Kerenski’nin partisi Sosyalist Devrimciler Partisi, size “sabırlı olun” çağrısında bulundu.[2]

Mektupta “sabırlı olmanın gerekli olduğundan” söz eden yazarlar, Kerenski hükümetinin iktidarda kalması, bu iktidarın işçi ve asker vekilleri sovyetlerine devredilmemesi tavsiyesinde bulunuyorlar. Bize diyorlar ki “Kerenski, sırtını aristokrat toprak ağalarına, kapitalistlere ve kulaklara (zengin köylülere) dayamaya devam etsin. Devrimi yapan ve Kornilof’un generallerini mağlup eden sovyetlerse sabırlı olsun. Yakında toplanacak olan kurucu meclise dek herkes sabırlı olmalıdır.”

Yoldaşlar! Bir etrafınıza bakın. Taşrada ve orduda olan bitenlere bir göz atın, o noktada göreceksiniz ki köylülerin ve askerlerin sabır taşı çatladı. Köylülerin ayaklanması, coşkun akan bir sel gibi tüm Rusya toprağını kuşatıyor. Hile yapıp köylülere toprak verme işi geciktirildi. Köylülerin sabredecek hâli kalmadı. Kerenski, köylüleri cezalandırıp toprak ağalarını savunmak için askerleri görevlendirdi. Kerenski, bir kez daha Kornilofçu general ve subaylarla anlaşıp toprak ağalarından yana durdu.

Ordunun, köylülerin toprak için verdikleri haklı mücadeleyi bastırmak amacıyla uyguladığı bu baskıları, ne şehirlerdeki işçiler ne de cephedeki askerler hoş görebilir.

Şu an cephede olan orduda yaşananlarla ilgili olarak Dubasof, tüm Rusya’nın karşısına geçti ve “askerler artık savaşmayacak” dedi. Askerler bitkin, yalınayak, aç, kapitalistlerin çıkarları için savaşmak istemiyorlar. Askerler “sabırlı olmak” istemiyorlar. Onlar, aylardır barışla ilgili güzel sözlerden başka bir şey işitmediler, ama öte yandan pratikte, savaşın tüm tarafları için önerilen adil barış, Kerenski yüzünden ertelendi.

Yoldaşlar! Şunu anlayın ki Kerenski, sovyetler iktidarı almasın diye askerleri işçi ve asker sovyetleri vekillerinin üzerine salmak için Kornilofçu generallerle ve subaylarla bir kez daha görüşüyor. Kerenski, iktidarı hiçbir koşulda sovyetlere teslime etmeyecektir. Halkın Davası bu gerçeği hiç yan çizmeden kabul etmektedir.[2] Şimdi kışlalara, tüm Kazak birliklerine, tüm emekçilere gidin ve bu gerçeği insanlara izah edin.

Eğer sovyetler iktidarı alırsa (20 Ekim günü sovyet kongresi düzenlenirse) 25 Ekim tarihinden geç olmamak üzere savaşan tüm taraflara adil bir barış önerilecektir. En kısa sürede Rusya’da işçi ve köylü hükümeti kurulacak, bu hükümet, tek bir günü bile heba etmeden, savaşan tüm taraflara adil bir barış önerisi götürecektir. Böylelikle halk, bu haksız savaşı kimlerin istediğini öğrenecektir. Ardından halk, kurucu mecliste kendi kararlarını alacaktır. Eğer iktidar sovyetlerin olursa, o vakit toprak ağalarının ellerindeki araziler derhal tüm halkın mülkü ilân edilecektir. Kerenski ve hükümeti, kongreye karşı tam da bu sebeple mücadele yürütmekte, sırtını kulaklara, kapitalistlere ve toprak ağalarına bu sebeple dayamaktadır! Size “sabırlı olun” demeleri, onların çıkarınadır!

Bugün Kerenski”nin askeri güçleri, toprak için ayaklanan köylüleri ezerken “sabırlı olma”yı kabullenebilecek misiniz? Savaşın hâlâ sürdüğü koşullarda “sabırlı olun” diyenlere “tamam “mı diyeceksiniz? Barışın ertelendiği, Rus kapitalistleriyle İngiliz-Fransız kapitalistleri arasında eskiden imzalanmış gizli anlaşmaların feshedilmediği koşullarda sabırlı olmaya devam mı edeceksiniz?

Yoldaşlar! Kerenski’nin kurucu meclisin toplanması konusunda halkı daha önce kandırdığını hiç unutmayın! 8 Temmuz günü Kerenski, tüm ciddiyetiyle çıkıp 17 Eylül’de meclisi toplayacağına dair söz vermişti. Ama o, halkı aldattı. Yoldaşlar! Kerenski hükümetine inananlar, kardeşlerine, köylülere ve askerlere ihanet içerisinde olan kişilerdir!

Hayır, halk gerekli adımları bir gün bile ertelemeden atacak! Onlar, askerleri kullanıp köylüleri ezemeyecek, binlerce insanı savaşta öldüremeyecek, adil barış derhal imzalanacak.

Kornilofçu generallerle ve toprak ağalarıyla köylüleri ezmek, onları kurşuna dizmek ve savaşı sürdürmek konusunda işbirliği yapan Kerenski hükümetine ölüm. Tüm iktidar işçi ve asker vekilleri sovyetlerine!

V. I. Lenin
2 Ekim 1917

[Kaynak: Competing Voices from the Russian Revolution, Yayına Hazırlayan: Michael C. Hickey, Greenwood, 2011, s. 415-417.]

Dipnotlar:
[1] V. I. Lenin, “Krabochim, krest’ianam i soldtam,” Revoliutsionnoe dvizhenie v Rossii nakanune Oktiabr’skogo vooruzhennogo vosstaniia içinde (1-24 Ekim 1917) (Moskova: Izdatel’stvo akademii nauk SSSR, 1962), s. 22–23. İlk olarak 23 Nisan 1924 tarihinde Pravda’da yayımlandı.

[2] “Sosyalist Devrimciler, Sovyetler ve Kurucu Meclis”, Competing Voices from the Russian Revolution içinde, s. 411-415.

[3] 30 Eylül günü Halkın Davası yayın yönetmeni elinden çıkan yazıda “Lenin ve Trotskiy’nin Demokratik Konferans’ın iradesine kayıtsız şartsız teslim olacağından” bahsedilmektedir.