Kızıl
Ordu kuruldu! Devrimci Ordu, Kızıl Ordu kuruldu. Devrim, artık uzak bir
geleceğe yapılan atıfta değil, şimdide bulunuyor. Kızıl Ordu'nun çekirdeği tüm
işçilere bir çağrı yapıyor. Devrimci bir ordu örgütleyin! Ezilen halklar, sınıf
düşmanına ve onun iktidarına karşı kendinizi silahlandırmaya başlayın!
Öncü
eylemciler, radikal bir devrim için özveri ve disiplinle örgütlenerek halkın
askerleri olun! Lenin, “Eline silah almayan, silah kullanma konusunda eğitim
almayan ezilen sınıf, kölelerin sınıfıdır.” diyordu.
Tarih
boyunca tüm devrimler, egemen sınıfın ordusunu ve düşmanın iktidarını ortadan
kaldırarak devrimci bir ordu inşa etmişlerdir. Sadece Japonya'da modern sınıf
mücadelesi tarihi boyunca ezilen insanlar asla silaha sarılmadılar veya
devrimci bir ordu örgütlemediler. Bu, sanki tahayyülü mümkün olmayan bir şeymiş
gibi, sonsuza dek uzak bir geleceğe ertelendi.
Çünkü
zihinlere aşılanmış bir köle zihniyeti ve dünyevi hümanizm, silahları her zaman
bir şer olarak sunmuştur. Şimdi bu zihniyeti tersine çevirmeye ve sınıf
mücadelesi ilkesini empoze etmeye çalışıyoruz. Günümüzde devrimin temel
kaygısı, bir ordu inşa etmektir. Barışçıl devrim ile şiddetli devrim arasındaki
tartışmanın temel kusuru, bir ordu inşa etme sorunundan kaçınılmasıdır.
Barışçıl
devrim teorisi şöyle diyor: “SSCB'nin silahlı kuvvetleri ve diplomasisi
emperyalist orduyu etkisiz hâle getirip kontrol ederken, biz de önce iktidarı
alıyoruz, sonra orduyu yeniden örgütlüyoruz ...” Şiddetli devrim de diyor ki:
“Devrim, ordu içindeki bir isyanla gelecek.” Böylece devrim, ebediyen uzak bir
geleceğe ertelenmiş oluyor.
Devrimci
bir ordunun kurulması, Kızıl Ordu asla önerilmedi. Azgelişmiş ülkelerdeki
devrimin, İkinci Dünya Savaşı'nın sonundaki devrim sorununu pek iyi
anladığından bahsetmiyoruz bile. Ancak Fransa ve İtalya'daki anti-faşist
partizanlar müttefik güçlerine teslim oldular ve kendilerini düzenli ordu
hâline sokamadılar.
Bugün
devrim, ancak iç savaştan doğabilir ve devrimci dünya savaşı, emperyalizm
tarafından yürütülen yerel savaşlar, sürekli savaşlar, işgal ve baskı savaşları
gibi uzatmalı ve karşı-devrimci birtakım savaşlarla karşı karşıya kalacaktır.
Emperyalist devlet, sınıfsal örgütlenmeye ilişkin sürekli krizini çözmek için
gücünü orduya odaklıyor. Ülkenin iç ve uluslararası çelişkileri ile bunların
getirdiği gerilimler, orduyu toplumsal ve politik ideolojinin temel dayanağı
hâline getiriyor.
Bu
ittifak, karşı-devrim ekonomisinin, komuta ekonomisinin askerîleşmesine doğru
seyrediyor ve bu da sanayiden, ordudan ve emperyalist işçi hareketinden teşkil
olan karma bir yapıyla sonuçlanıyor. Dünya görüşümüz, siyasetimiz ve
hareketimiz, devrimci bir ordu aracılığıyla neticelendirilmelidir. Kriz
derinleştikçe, sınıf da kendi iktidarını askerî olarak örgütler. Proletarya
partisinin diktatörlüğü, bunları mağlup etmelidir.
Belirli
çıkarların meşru müdafaasına bağlı olmayan tüm güçleri örgütleyin! Belirli
çıkarlara dayalı bir meşru müdafaa ordusu olan 1930'ların Alman Kızıl
Cephesi'nin [Roter Frontkämpferbund] başarısızlığını tekrar etmemeliyiz.
Güçlerimiz, bir saldırı silahı olmalı ve iktidara karşı evrensel mücadeleyi,
zafere kadar iç savaşı başlatmalıdır. Güçlerimiz, tüm insanları silahlandırmaya
hazırlamalı, küresel ve uluslararası bir boyut kazanmalıdırlar. Güçlerimiz,
dünya devrimci savaşının ve proletaryanın dünya diktatörlüğünün merkezî
çekirdeği, dünya proletaryasının bir silahı olacak olan, sınırları olmayan bir
dünya Kızıl Ordusu geliştirmelidirler.
Her
mahallede, her bölgede, her ülkede Kızıl Orduyu inşa edin!
Adanmışlığınızla,
disiplininizle ve inancınızla, proletaryanın öncüsü olan Kızıl Ordu'da en
militan ve en devrimci kişi olun!
Sekigun-Ha
[Japon
Kızıl Ordu Fraksiyonu]
20 Eylül 1969
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder