Hükümet
yetkilileri, bazı çok önemli zafiyetlerin çilesini çekmektedir. Bunları birkaç
gün önce İsfahan’daki İmam Humeyni Meydanı’nda kısaca ele almıştım, burada bu
zafiyetleri siz gençlerle birlikte tekrar değerlendireceğim.
Sorunlardan
biri, belirli hükümet yetkililerinin ideolojisinin, devrimci ve İslamî
inancının zayıf olmasıdır. Bu yetkililer, yanlış oldukları kanıtlanmış Batılı
politik reçetelerce ağulanmışlardır.
Oysa
Batılı liberal demokrasi, saygınlığını yitirmiştir. Bir vakitler liberal
demokrasinin insanî düşüncenin ve eylemin ulaşabileceği en yüksek tekâmül
seviyesi olduğu iddia edilmişti. Hatta liberal demokrasiden daha iyi bir şeyin
bulunmadığını bile söylemişlerdi.
Kanaatimce
bu türden iddialar, dar kafalılığın alametleridir. Dolayısıyla insanların
belirli bir başarının ötesine geçemeyeceğini söylemek, kesinlikle yanlıştır.
Hayır, insanlar ilanihaye daha iyi başarılar elde edecektir.
Afganistan
ve Filistin meseleleri, esasen liberalizmin eseridir. Batı’nın bu sahte
hümanizmi, Filistin milletini elli yıl boyunca görmezden gelmiş, onu
yeryüzünden silmek için kararlı bir mücadele yürütmüştür.
Bunlar,
“dünyada Filistin diye bir yer var mı yoksa o basit bir efsaneden mi ibaret?”
sorusunu bile sormuyorlar. Eskiden olduğu gibi bugün de bir coğrafi varlığı ve
milleti yeryüzünden silmek istiyorlar.
Bugün
Batılıların hümanizmi, liberalizmi ve demokrasisi baskının seviyesini,
Afganistan’da yaşanan olayları yabancı bir haber ajansının haber yapmasına izin
vermeyecek düzeye ulaştırmıştır. Batı buna “bilginin özgür akışı” demektedir.
Bu reçete gözden düşmüş, yanlış olduğunu ortaya koymuştur.
Ülkemizde
haysiyetlerini ve saygınlıklarını İslam Devrimi’ne borçlu olan ve İslam’a, İmam
Humeyni’ye ve Devrim’e sundukları açık destek sayesinde insanlar arasında
saygıya mazhar olan kimi hükümet yetkilileri, birden İslamî demokrasinin tam
zıttı olan Batılı liberal demokrasiyi desteklemeye başlamışlardır.
Temelde
İslamî demokrasi ve İslamî özgürlük, Batı’nın liberal demokrasisinden bütünüyle
farklıdır.
Bu
insanların ülkedeki sayısı azdır. Allah’a şükür ki üst düzey hükümet
yetkilileri, İslamî ilkelere gönülden bağlıdırlar.
Düşman,
hassas alanlarda fikri ve siyasi nüfuzunu tesis etme imkânı bulamamıştır. Bugün
devletin üç kurucu unsuru ve üst düzey yetkililer, İmam Humeyni’ye ve Devrim’in
ideallerine gönülden bağlıdırlar. Ama birkaç gün önce kısaca değindiğim gibi,
belirli teşkilâtların içinde az da olsa bu türden insanlara rastlanmaktadır.
Ayetullah Hameney
3
Kasım 2001
[Kaynak: The Most Important Problem of the Islamic World: Selected Statements by Ayatollah Khamenei About Palestine, Moasseseh Pajooheshi Farhangi Enqlab Eslami, s. 33-34.]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder