İlerici Enternasyonal, Küresel Çevreci Yeni Mutabakat
ve Sol Birliğin Sınırları
“Dünyanın tüm ilericilerinin
birleşmesinin vakti gelmiştir.”[1]
[İlerici Enternasyonal, Mayıs 2020]
“Kimse, ‘birlik’ şiarının kendisini
yoldan çıkartmasına izin vermemelidir. Birlik lafını en fazla diline
dolayanlar, çoğunlukla en çok nifak tohumu ekenlerdir. […] Bu birlik
meraklıları, ya ne idüğü belirsiz bir içki yaparken her şeyi tek bir tencerede
kaynatacak kadar sınırlı bir zekâya sahip kişiler olarak, posayı süzme vakti
geldiğinde doğru bir muhalefet inşa edeceğim diye tüm farklılıkları bir kez
daha çöpe atan alıklardır ya da bilerek ya da bilmeyerek harekete hile katmak
isteyen kişilerdir.”[2]
[Frederick Engels, Haziran 1873]
11 Mayıs 2020 günü Bernie Sanders ve Yanis Varufaki,
İlerici Enternasyonal adını taşıyan yeni bir politik projenin kurulacağını
açıkladı.[3] Varufaki, devrimi protestolardan çok, şirketleri demode hâline
getiren üç boyutlu baskının yapacağına, devrimin bu tür gelişmelerin mucizevi
bir sonucu olarak gerçekleşeceğine inanıyor ve gerçek değişime bakan bir lider
olarak, insanların bayrak sallayıp dışarı çıktıkları gösterilerin kendisine
güven vermediğini söylüyor.
Varufaki şöhretini, Yunanistan’ın yoksullaşmasıyla
sonuçlanan, bankaların kurtarılması konusunda AB ile yürüttüğü, sonucunda
ülkenin felâkete sürüklendiği müzakerelere borçlu.[4]
Öte yandan, Sanders ise hem sözüyle hem de eylemiyle
komünizme karşı olduğunu açıktan ortaya koyan, her fırsatta ABD emperyalizmine
bağlılık yemini eden[5], İsrail yanlısı olduğunu[6] söyleyen bir isim.
Dolayısıyla ben, bu tür kişilerin başını çektiği bir hareketin küresel
niyetleri konusunda ciddi kuşkularım bulunduğunu belirtmeliyim.
İlk duyduğumda İE’nin dünya genelinde tatbik edilecek
bir Yeşil Yeni Mutabakat için solcu “incir yaprağı” olarak iş göreceğini
düşündüm. Bu yeni enternasyonal, muhtemelen “ilerici” değişimle ilgili boş
vaatlerle, doğası gereği reforma tabi tutulamaz olan mevcut sistemi ayakta
tutmak adına iyi niyetli radikallerden birer payanda olarak istifade edecek ve
dünya genelinde örgütlenmiş bir Amerikalı Demokratik Sosyalistler partisi gibi
hareket edecek.
Bu faaliyet dâhilinde enternasyonal, ne kapitalizme ve
emperyalizme itiraz edecek, ne de onların tekerine çomak sokmaya çalışacak.
Birleşik Krallık’ta çıkan, görünüşte solcu olan, ama muhtemel bir Corbyn
hükümetini bile fazla radikal bulacak bir yayın olarak The New Statesman,
bu enternasyonale dair olumlu haberler yapınca endişem ikiye katlandı.[7] Ama
öte yandan, benim de saygı duyduğum kimi insanların ve örgütlerin isimleri de
İE ile birlikte anılınca, örgütü sadece bünyesindeki ünlü kişiler üzerinden
yargılamak istemedim ve belirli bir yargıya ulaşmadan önce enternasyonale daha
yakından bakmaya karar verdim. Ama bu inceleme, endişelerimi gidermek şöyle
dursun, onların daha da artmasına sebep oldu.
Küresel Yeşil Yeni Mutabakat: “İlerici” Emperyalizm
Kendi varlığını, “Dünya genelinde ilerici güçleri
birleştirmeyi, örgütlemeyi ve harekete geçirmeyi görev bellemiş küresel bir
girişim” olarak tarif eden İE, faşizme ve serbest piyasa köktenciliğine karşı
mücadelede ortak bir cephe oluşturmak amacıyla Sanders Enstitüsü[8] ile
Varufaki’nin başını çektiği Avrupa Hareketinde Demokrasi[9] tarafından Aralık
2018’de yapılmış ortak çağrının bir sonucu.
Örgütün genel koordinatörü ve yürütme kurulu[10] üyesi
olan David Adler, DiEM25 için çalışan bir siyaset direktörü. Adler, daha önce
de Tony Blair Küresel Değişim Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olarak
çalışmış.[11]
Adler ve Varufaki, Aralık 2018’de Guardian için
yazdıkları bir makalede yeni enternasyonalin amaçlarını açık bir biçimde ortaya
koymuş.[12] İnsanın yüzünde tebessüme sebep olacak cinsten, tarih dışı ve
samimiyetsiz bir dizi laf ettikten sonra ikili, yazıda “dikkate değer”
gördükleri Bretton Woods Konferansı’nı “Batı emperyalizminin altın çağı” olarak
övüyor, bir zamanlar erdemli bir kuruluş olarak çalıştığını düşündükleri Dünya
Bankası’nın ve IMF’in yetmişlerde yoldan çıktığını iddia ediyor. Övgüler
yağdırdıkları Bretton Woods Konferansı ise ABD’nin İkinci Dünya Savaşı sonrası
oluşan dünya ekonomisini dolara bağımlı kıldığı süreci resmiyete kavuşturmasını
sağlayan mekanizmaları ve kurumları meydana getiren yapı. Aynı konferans, Batı
Avrupa’daki komünist partileri yok etti, Afrika, Asya ve Latin Amerika
genelinde yeni sömürgecilik dönemini başlattı.
Ardından Adler ve Varufaki, okurlarını İlerici
Enternasyonal’e ikna etmeye çalışıyor ve “onun dünya genelinde insanları dünya
düzenini ve ona şekil veren kurumları dönüştürmek için harekete geçirecek bir
hareket olduğunu” söylüyor. Daha da özelde ikili, IMF’e ticaret ve sermaye
arasındaki dengesizlikleri giderecek uluslararası bir para aklama birliği
olarak iş görmesini, Dünya Bankası’nın çevreci yeni mutabakatı yönetmesini,
yeniden canlandırılacak olan Birleşmiş Milletler’in ekolojik geçiş sürecinin
pürüzsüz işlemesi için bağlayıcı anlaşmalar hazırlamasını istiyor.
Adler’ın ifadesiyle, “Ortaya koydukları vizyon, 1944
yılında Bretton Woods’da oluşturulan temeller üzerine kurulu”, amacı ise
“Bretton Woods Konferansı’nın radikal ruhunu kurtarıp bu ‘büyüleyici’ kurumları
küresel Yeşil Yeni Mutabakat’ın hizmetine sunmak.”[13]
IMF’in ve Dünya Bankası’nın kendi yol açtıkları
sorunları çözme noktasında yeniden devreye sokulmasını öngören anlayış, en iyi
hâliyle çocukça bir anlayıştır. Audre Lorde’un o ünlü ifadesiyle: “Ustanın
elindeki aletler ustanın evini asla söküp parçalayamaz.” En kötü hâliyle bu
anlayışı dillendirenlerin amacı, güneyin yoksul ülkelerini elli yıldan fazla
bir zamandır daha da yoksullaştırmış olan kurumlara soldan destek bulmaktır. Bu
kurumlar, ABD’nin öncülük ettiği kapitalist hegemonyanın sürdürülmesi dışında
başka bir amaca ve gerekçeye sahip değildirler.
David Adler’ın son patronu Tony Blair’in yaklaşık on
yıldır benzer bir telden, bu Yeşil Yeni Mutabakat’ı talep etmesi, asla tesadüf
değil.[14] AB’nin Floransa’daki üniversitesinde hâlihazırda siyaset alanında
araştırma görevlisi olarak çalışan Adler, yeni Bretton Woods’un politik
çerçevesi konusunda yazılar yazıyor.
Ocak 2020’de Avrupa genelinde yürürlüğe girecek Yeşil
Yeni Mutabakat’ın neye benzeyeceğini izah ettiği çalışmasında[15] Adler,
esasında sömürüye dayalı bir emperyalist süreci tarif ediyor. Bu süreçse
Almanya’daki emeklilerin Avrupa’nın güneyinde alınan tasarruf tedbirlerinin
ağır darbesini yemiş toplumların yaptıkları çevre yatırımlarından kâr temin
etmelerini öngörüyor. Bu röportajında Adler, “Fransa ve Almanya’daki emekliler
için bu yatırımlardan önemli kazançlar elde edilebileceğini, aynı zamanda
Yunanistan’daki işçilere iş bulunabileceğini” söylüyor.
Aslında Adler, kurtarma paketleri sonrası Yunan
devletinde ve AB’nin diğer güçsüz devletlerinde arta kalan serveti Fransa ve
Almanya’ya akıtacak bir mekanizmadan söz ediyor. Dolayısıyla buradan, İlerici
Enternasyonal’in küresel Yeşil Yeni Mutabakat anlayışının eşitlikçi olmadığını,
emperyalist merkezdeki yatırımcıların güneyin yoksul ülkelerine yapılacak
görünüşte çevreci kalkınma projelerinden muazzam kazançlar elde edeceği bir
sistemi öngörüyor. Başka bir ifadeyle bu yeni enternasyonal, emperyalist
sömürüyü ona “ilericilik” cilâsı vurarak devam ettirme girişiminden başka bir
şey değil.
Adler ve Varufaki’nin önceden dile getirdiği amaç ve
talepler, hem İE’nin kuruluş bildirgesinde hem de yayınlanan videoda yer
almıyor. Bu ihmal üzerinden bir şeyler söylemek için henüz erken. Bu amaçlar ve
talepler yerine tarafsızlık ve müphemlik üzerine kurulu bir dile başvuruluyor.
Bu dil bize, Batı’da gördüğümüz STK aktivistlerinin dilini anımsatıyor. Bunlar,
muhtevadan ve özden yoksun basmakalıp laflar etmekten gayrı bir şey
yapmıyorlar.
Ayrıca, girişimin ardındaki kişiler dikkate
alındığında, yeni enternasyonalin ABD emperyalizminin İran, Küba, Venezuela,
Suriye gibi ülkelere karşı gerçekleştirdiği saldırılara son vermesi ile ilgili
talepler dillendirmemesine de hiç şaşmamak gerek. Hatta bırakalım ABD
emperyalizminin insanlığın bekası için en önemli tehdit olduğunu kabul
etmesini, örgüt, ona karşı tek bir laf bile etmiyor.
Aynı şekilde, yeni enternasyonal, sömürgeciliğin ve
yeni sömürgeciliğin mağdurlarına tazminat ödemesi talebinde de bulunmuyor,
ayrıca Filistin gibi yerlerde bu türden yıkıcı güçlere karşı sürdürülen silâhlı
direniş hakkına destek verildiği hususunda bir açıklama da yapmıyor.
İlerici Enternasyonal’deki bu muğlaklık, esasen önceki
ilerici enternasyonalist ittifakların aldığı konumlarla açıktan çelişiyor.
Örneğin 1967 tarihli Afrikalı ve Asyalı Yazarlar Konferansı’nın kaleme aldığı
genel deklarasyon[16], insanlığın en kötü düşmanları olan Siyonizmin, yeni
sömürgeciliğin ve ABD emperyalizminin açıktan kınanması, ABD’nin Vietnam’a
yaptığı saldırıların ve barbarlıkla icra ettiği bombardımanların derhal son
bulması gibi özel talepler içeriyordu.
Emperyalist Propaganda İçin Bir Kanal
İlerici Enternasyonal’in internet sitesine
baktığımızda, sınırlı miktarda malzeme buluyoruz. Claire Wordley’nin bir
makalesini görmek bizi hiç şaşırtmıyor.[17] Wordley, Evo Morales’in Amazon
ormanlarındaki yangınlardan sorumlu olduğunu söyleyen bir isim. 2019’da
Bolivya’da ABD desteğiyle gerçekleşen darbenin zeminini bu tür suçlamalarla
oluşturdular.
FAIR isimli sitede Lucas Koerner’in yaptığı habere
göre Wordley, “Morales hükümetini Brezilya’daki Bolsonaro hükümetiyle kıyasladı
ve Morales’in partisi Sosyalizm İçin Hareket’in politikalarının Morales’in
nefret ettiğini söylediği kapitalistlerin politikaları kadar maden şirketleri
lehine ve zararlı olduğunu iddia etti. Daha da kahredici olanı ise Wordley’nin
Morales hükümetinin yangını söndürmek için kullandığı yöntemleri kötülemek
adına, Batı’nın desteğini arkasına almış olan ve casus olarak rejim değişikliği
için çalışan Jhanisse Vaca-Daza’nın sözlerini aktarıyor olmasıydı.”[18]
Darbenin zembereği boşaldığında Wordley, birkaç kez bu
yaşananın darbe olmadığını, darbe demek için “ABD merkezli” olması gerektiğini
söyledi.
Wordley’nin emperyalizm yanlısı düşüncelerini aktarma
fırsatı veren yayınlardan biri de İlerici Enternasyonal’in medya ortağı Novara
Media. Küçük bir medya kuruluşu olan Novara, birçok solcu İngiliz örgütü
gibi[19] radikal laflar eden, ama ne komünist ne de anti-emperyalist olan
oportünistlerin organı.[20] Komünist ve anti-emperyalist olmama hâli, ABD
merkezli Jacobin dergisi gibi İE’nin diğer medya ortaklarının da ana
özelliği.
Diğer endişe verici mesele ise İE’nin Lausan Kolektifi
ile kurduğu yakın ilişki. Hong Kong’da faaliyet yürüten bu örgüt, geçen yıl
meydana gelen ABD yanlısı şiddet eylemlerinde yer aldı. Ayrıca, Çin
emperyalizmi olarak adlandırdığı şeye karşı çalışma yürütüyor.[21]
Çin’in emperyalist bir güç olduğu tespitine İE’nin
başka bir yayınında da rastlıyoruz. Burada tarihçi Mike Davis, Çin’e ağzına
geleni söylüyor. ABD dışişleri bakanlığının kullandığı dile benzer bir dil
kullanan Davis, Çin’i “kitlelere baskı uygulama suçunu işleyen otoriter bir
rejim” olarak tarif ediyor. Davis, ayrıca Çin’in yaptığı uluslararası
yardımları ABD emperyalizmiyle kıyaslıyor ve o yardımları alanların teşekkür
etmek zorunda kaldıkları Çin’in geçmişte ABD’nin olduğu kadar zalim olduğunu
söylüyor.
İlerici Enternasyonal’in diğer bir medya ortağı olan
Nueva Sociedad ise başka bir makaleye yer veriyor.[22] Çin’e birkaç yerde
saldıran bu makalede de Çin’in virüs salgınına verdiği cevapla ilgili (şu
çalışmada çürütülen[23]) yalan yanlış bir dizi iddia aktarılıyor, hatta yazıda
Çin’in krizle başa çıkma yöntemlerini öven Batılılar bir biçimde azarlanıyor.
Bu tarz yazılar, kullandıkları dil ile Batılı hükümetlerin krizi yönetememeleri
gerçeğine kimsenin odaklanmamasını, bilhassa ABD ve İngiltere’nin hatalarına
bakılmamasını sağlıyor, öte yandan, ileride Çin’e karşı gerçekleştirilecek
emperyalist saldırı konusunda ihtiyaç duyulacak gerekçeleri temin ediyor.
İlerici Enternasyonal’deki anti-komünist yönelim,
CIA’in fonladığı Kültürel Özgürlük Kongresi’ndeki yönelime benziyor.[24] Bu
yönelimin bir delili de tek bir komünist partinin veya örgütün enternasyonalde
kendisine yer bulmaması.
Enternasyonal için kalem oynatan başka bir yazarın,
Albena Azmanova’nın profiline baktığımızda, onun kendi memleketi Bulgaristan’da
komünist rejimi yıkan muhalif hareketlerde aktif olarak yer aldığını
görüyoruz.[25]
Bu aleni anti-komünist eğilim, gizliliği artırıcı
teknolojilerin yaygınlaşmasını ve kriptografiyi savunan [Şifrecipank] Harry
Halpin’in enternasyonalde konsey üyesi olmasında kendisini ortaya koyuyor.[26]
Bir güvenlik teknolojisi şirketinin icra kurulu başkanı, aynı zamanda
alternatif para birimi savunucusu olan Halpin[27], ABD hükümetinin kullandığı
anti-komünist propaganda aygıtı Özgür Asya Radyosu’na[28] bir milyon dolar
aktardı (ona ayrıca Avrupa Komisyonu da yardım etti.) Mesela enternasyonalin
sitesinde yer verilen bir makalede ABD imparatorluğundan hiç bahsedilmezken,
“Sovyet İmparatorluğu”ndan dem vuruluyor.[29]
Enternasyonalin sitesindeki yazılar ve örgütün kurduğu
ilişkiler, bu tür endişe verici bağlantılara dair çok sayıda örnek sunuyor,
lâkin burada meseleyi özetlemek için belirli örneklere odaklandım. Başkaları,
örgüt ve bağlantıları konusunda belirli sonuçlara ulaşmak için daha kapsamlı
çalışmalar yürütebilir.
Sol Birliğin Sınırları
İyi niyetliymiş gibi görünen İE türünden bir girişimi
eleştiren ya da sorgulayan herkes, muhtemelen solun birliğini dağıtma suçunu
işleyen “sekter bir huysuz” olarak damgalanacaktır. Gelgelelim, şurası açık ki
İE’nin talep ettiği birlik, onu desteklediği vakit herhangi bir “ilerici”nin
aforoz edilmesini gerekli kılacak gücün, emperyalizmin destekçilerini bile
kucaklayacak kadar geniş meşreplidir.
Lenin’in de tespit ettiği biçimiyle, “Birleşme
öncesinde ve birleşebilmek için, öncelikle sağlam ve kesin sınırlar çizmeliyiz.
Aksi takdirde birliğimiz bir hayalden öteye geçemez, var olan karmaşayı gizler
ve bu karmaşadan köklü bir biçimde kurtulmayı da engeller.”[30]
Eylül’de İzlanda’da kuruluş konferansını
gerçekleştirecek olan hareketin başındaki konsey, birbirleriyle alakası olmayan
bir yığın ismi yan yana getirmektedir. Ne var ki bu insanların arasında
Venezuela ve Küba gibi devletlerin hükümetleri ya da ABD’nin baskılarına ve
saldırılarına rağmen enternasyonalizmi ve ulusötesi dayanışmayı somutta ifa
eden anti-emperyalist güçlerin temsilcileri bulunmamaktadır. Aslında İE’nin
internet sitesinden örgütün konseyini veya yürütme kurulunu nasıl seçtiği,
üyelerinin bu süreçte ne tür roller oynadığı net olarak anlaşılmaktadır.
1982 tarihli Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor isimli
çalışmasında Marksist felsefeci Marshall Berman, “krizlerin burjuvaziyi her
zamankinden daha yoğun ve daha büyük bir ustalıkla yenilik yapmaya, genişlemeye
ve birleşmeye mecbur ettiğini” söyler. Anlaşılan o ki İlerici Enternasyonal, bu
gerçeğin tezahür ettiği bir olgudur.
Son virüs salgını, kapitalist sistemdeki
eşitsizlikleri ve sürdürülemezliği tüm çıplaklığıyla ortaya koymuştur. Yönetici
sınıf, statükonun bu hâliyle sürdürülemeyeceğini artık daha net görmektedir.
Tıpkı otuzlarda, ABD’deki kapitalizmi kurtarıp kriz döneminde halk desteğini
arkasına almış devrimci komünist bir hareketin büyümesine mani olmanın bir
aracı olarak gündeme gelen ilk Yeni Mutabakat gibi bu enternasyonal bağlamında
da benzer bir çaba, bu sefer tüm dünya genelinde ortaya konulmaktadır.
Büyük olasılıkla bu yeni enternasyonal, dünyayı geri
dönülmez bir noktaya doğru sürükleyen kurumları ve ideolojileri destekleyen,
ama kendilerini solcu olarak tanımlayan kişileri toplama gayretinden başka bir
şey değildir. Anladığımız kadarıyla örgüt, Adler’ın hazırladığı AB siyaset
belgesine solcuların desteğini almak için icat edilmiş bir araçtan ibarettir.
Örgüte göre bu siyaset belgesi, devrimci değişimin habercisidir.
1951’de kaleme aldığı, sağlam öngörüler üzerine kurulu
çalışmasında Amerikalı komünist William Z Foster, “sosyal demokratların
oluşturdukları üçüncü gücün, dünyaya kapitalizmin çürümüş et gibi dağılacağına,
kapitalizmin asla ‘ilerici’ olamayacağına, tüm ümitsiz hâliyle gerici olduğuna
dair bir bakış açısı katmaktan başka bir şey yapamayacağını” söyler. İşte yeni
enternasyonalin geliştirdiği estetik, tüm o cilâlı hâliyle, bu hakikatten
mahrumdur. Bu yeni enternasyonal bizim, insanlığın yüzleştiği varoluşsal krize
verilecek cevapların o krize yol açan ve insanların sırtından geçinen
kurumlarda aranması gerektiğine inanmamızı istemektedir.
CIA bilgilerini dışarı sızdıran Philip Agee, 1974’te
yazdığı yazıda şunları söylüyordu:
“Artık
bugün ülke içinde ve dışında yaşanan adaletsizliklere kimse kayıtsız kalamaz.
Bugün yoksulluğun ve zenginliğin ulaştığı uç sınır gösteriyor ki uzlaştırılması
mümkün olmayan sınıfsal çelişkileri ancak sosyalist devrim çözüme
kavuşturabilir. Bugün hepimiz bilinçli bir tercihle karşı karşıyayız: ya tüm o
güvenlik ve baskı aygıtlarıyla rahat ve imtiyazlı azınlığın sistemini
destekleyeceğiz ya da hem ülke içerisinde hem de uluslararası planda herkes
için gerçek fırsat eşitliği imkânından faydalanması ve yardımların tüm topluma
adil bir biçimde dağıtılması için mücadele edeceğiz. Şimdi asıl zor olan, iki
tarafın olduğunu görmemek, bu iki tarafı idrak etmemek, ister beğenelim ister
beğenmeyelim, bu taraflardan birine her gün katkıda bulunduğumuzu anlamamaktır.”
İlerici Enternasyonal, bu iki taraf arasındaki çizgiyi
silikleştirmek gibi bir göreve sahip. Ona katılan herkes, bu tür bir örgütle
ilişki kurmanın davalarına ne tür bir etkisi olacağını sorgulamalı. Bu
insanlar, kendileriyle aynı temel ilkeleri paylaşmayan bir örgüte inanılmasını
sağlayıp, ona itibar kazandırıyor olabilirler mi?
İE, saman alevi gibi sönüp gitme niyetinde değil,
burası açık. Adler’ın kaleme aldığı beyannamede dile getirildiği biçimiyle
örgütün niyeti, “enternasyonalizm için kalıcı bir altyapı inşa etmek.” “Geçici
kampanyalara ve dilekçelere bel bağlamak yerine İE, ilerici güçleri birbirine
bağlama ve onların her yerde güç hâline geleceği sürece destek sunma amacını
güdüyor.” Bu tür planlar, ister istemez akla Engels’in burjuva sosyalistlerle
ilgili şu değerlendirmesini getiriyor:
“[Burjuva
sosyalistleri] toplumu yeniden organize etme bahanesiyle, mevcut toplumun
temellerini korumak için geliştirdikleri gösterişli reform sistemleri ile öne
çıkarlar. Komünistler, bu burjuva sosyalistleriyle kesintisiz mücadele
etmelidirler, çünkü bunlar, komünistlerin düşmanları için çalışırlar ve
komünistlerin altüst etmeyi amaçladıkları toplumu korurlar.”[32]
O hâlde bugün emperyalizme ve kapitalizme samimiyetle
karşı çıkan herkes, şu soruyu sormalıdır: ulvi, kalıcı ve küresel istekleri
bulunan, ama aslında ikiyüzlü olan bu türden bir hareketin kurulmasına nasıl
cevap geliştirilmelidir? İlk adım, dünya genelinde açığa çıkan devrimci
duyguları, onları yanlışa yönlendirme ve zayıflatma amacı güden göz boyama
amaçlı çabalar karşısında korumak olmalıdır.
Louis Allday
20 Mayıs 2020
Kaynak
Dipnotlar:
[1] Progressive International “Who We Are”, İE.
[2] Frederick Engels, “Engels to August Bebel”, 20
Haziran 1873, MIA.
[3] Jessica Corbett, “Sanders and Varoufakis”, 26 Ekim
2018, CD.
[4] Eric Toussaint, “Greek Crisis”, 27 Ağustos 2017, MR.
[5] Joseph Massad, “Bernie Sanders”, 11 Mart 2020, MEE.
[6] Steve Salaita, “Postmortem”, 15 Nisan 2020, SS.
[7] Jeremy Cliffe, “Covid-19”, 13 Mayıs 2020, NS.
[8] Sanders Institute, SI.
[9] Democracy in Europe Movement 2025, Diem25.
[10] Cabinet, PI.
[11] David Adler, TB.
[12] Yanis Varoufakis ve David Adler, “Liberal Order”,
1 Aralık 2018, Guardian.
[13] David Adler, “New Bretton Woods”, 5 Şubat 2019, YV.
[14] Tony Blair ve Nicholas Stern, “Real Green New
Deal”, 22 Eylül 2009, Guardian.
[15] Alexander Damiano Ricci, “Transnational
Politics”, 13 Ocak 2020, Babel.
[16] Kyle Haddad-Fonda, “Afro-Asian Writers’
Conferences”, 2 Ağustos 2017, BP.
[17] Carola Rackete ve Claire Wordley, “Biodiversity
Now!”, 14 Mayıs 2020, PI.
[18] Lucas Koerner, “Global North’s Left Media”, 10
Aralık 2019, Fair.
[19] Louis Allday, “Social Imperialism”, 6 Ağustos
2018, MR.
[20] Gareth Dale, “Climate, Communism and the Age of
Affluence?”, 29 Mayıs 2019, Ecologist.
[21] David Adler, “Progressive International”, 11
Mayıs 2020, Lausan.
[22] Mariano Schuster, “Left and Right”, 10 Mayıs
2020, PI.
[23] David Mastracci, “Don’t Blame China”, 7 Nisan
2020, Passage.
[24] “Congress for Cultural Freedom”, SE.
[25] Albena Azmanova ve James K. Galbraith, “Disaster
Capitalism”, 14 Mayıs 2020, PI.
[26] “Cypherpunk”, 24 Ocak 2020, Coindesk.
[27] Yasha Levine, “Internet Privacy”, 3 Mart 2016, SV.
[28] Yasha Levine, “BBG”, 1 Mart 2015, Pando.
[29] Volodya Vagner, “Miners in Georgia”, 11 Mayıs
2020, PI.
[30] V. I. Lenin, “Iskra”, Eylül 1900, MIA.
[31] David Adler, “Announcing PI”, 11 Mayıs 2020, OD.
[32] Frederick Engels, “The Principles of Communism”, Ekim-Kasım 1847, MIA.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder