Pages

09 Nisan 2020

Newton vs. Cleaver: Kara Panter Partisi’nde İki Farklı Çizgi

“Eldridge Cleaver: ‘Gerçek şu ki, partide bir bölünme var. Sağ kanat, liderliğin dizginlerini eline aldı ve Panter’e kendi damgasını vurdu. Öncü parti, çocuklar için ücretsiz kahvaltı kulübüne dönüştü.’

Cleaver bu sözlerinde ciddi miydi? Yoksa bu söyledikleri, onun çok bilinen büyük metaforlarından biri, hatta en tuhafı mıydı? Benim de içinde olduğum ötekiler, bu sözleri işitince önce şaşkınlıktan bir donup kaldılar, ardından ellerindeki kalemler, soğuktan, tuttukları not defterlerinin üzerinde yapıştı.

Cleaver, ‘ben partinin sol kanadını temsil ediyorum. Uluslararası Kanat’ın karargâhı Cezayir’dedir. Biz, Ulusal Kanat’taki reformist David Hilliard ve onun kurduğu nepotist hiyerarşide gerici kardeşi June ve aptal karısı Pat tarafından temsil edilen sağ kanadın tasfiye edilmesinin zamanı geldiğini söylüyoruz’ dedi.

Zihnim neredeyse kilitlenmiş, cevap bile veremez olmuştum. Duyduklarımıza inanmak asla mümkün değildi.

Çünkü Cleaver bombayı patlatmıştı: ‘Babil sakin. Domuzlar rahat. Neden? Çünkü öncü, silah çekmesi gereken yerde çocuklara kahvaltı hazırlıyor!’ […]”[1]

Kara Panter Partisi’nin iyi ve kötü yanlarını adamakıllı incelerken sürekli aynı hata yapılıyor. Birleşik Devletler tarihindeki en devrimci parti olan Kara Panter Partisi ve bu partinin üyelerinin yapmış oldukları teorik çalışmalar, günümüzün pratiğini hâlen daha etkilemeye devam ediyor. Enterkomünalizm teorisi, her ne kadar daha çok idealist olarak tanımlanabilecek olsa da, bu teorinin yararlı ve kusurlu yanları mevcut.

Neoliberalizm ve otomasyon çağında Huey P. Newton, o epey saygı uyandıran, dikkate değer analizinde, geleneksel “işçi sınıfının” lümpenleşmekte olduğu ve dolayısıyla da lümpen-proletaryanın ya da yarı-proletaryanın, aynı Çin’deki köylülerin devrimin temel gücü olduğu gibi, birinci dünyadaki devrimde temel güç olacağını söylüyordu. Birleşik Devletler’deki mevcut düzene baktığımızda bu analizin doğru olduğunu görüyoruz. Kaybedecek çok az şeyi olanlar ya da hiçbir şeyi olmayanlar, Yeni Afrikalı yarı-proleterler ve lümpen proleterlerdir. “Lümpen İçin Bir Çift Söz” adlı yazımda şunu demişim:

“Lümpen proleterler ikili bir karaktere sahiptirler. Sokağa ilk çıkacak olan onlardır, çünkü işyerlerinde mücadeleye etmeye kabil değiller. Geçici işçiler sendikalaşamazlar ya da kendilerini dinlemeyen, kendilerine zulmeden hükümetten derman arayamazlar. Siyah lümpen proleterler oy kullanmazlar, paralı siyasetçilerin dediklerine kulak asmazlar. Cleaver, (kendisini pek sevmem ama sonuçta burada teori konuşuyoruz) Kara Panter Partisi’nin İdeolojisi’nde sokaklardaki devrimi lümpenlerin yaptığını söylüyor. KPP ‘işçi sınıfı’nı ‘proletaryanın sağ kanadı’ olarak görüyordu, lümpenleri ise ‘sol kanat’. Çünkü, genel olarak anladığımız şekliyle o dönemki (ve bu dönemki) ‘işçi sınıfı’, proletaryanın içinde legal solculuğu, sendika mücadelelerini (ekonomizm) ve gerici, dinî figürleri destekleyen ve aynı zamanda lümpen ayaklanmalarını hor gören kesimdir. Bu, tamamen legal bir varlığa bağlı olan işçi sınıfına bir saldırı değildir. Fakat bu gösteriyor ki işçi sınıfı bir sınıf olarak mücadele içinde genelde lümpenlerin sağına düşüyor. ‘İşçi sınıfı’na mensup bir siyah, genelde yaşlı, sendikalaşmış (ki bu noktada en büyüğü Uluslararası Hizmet Sektörü Çalışanları Sendikası’dır), kiliseye giden, toplumsal olarak muhafazakar kimsedir. Biz onları tabii ki seviyoruz, çünkü onlar bizim ailemizdir, onlar kitlelerdir ve onların örgütlenmesi gerekir. Lümpenler ise, bu ‘işçi sınıfı’nın onların biçimsel de olsa yakaladığı istikrar için yaptığı işleri yapmaktan, öyle bir istikrarı yakalamaktan mahrum torunları ve çocuklarıdır. Bu kimseler [işçi sınıfı] protestolara katılabilir, fakat polise karşı militan mücadeleye girişmezler, camı çerçeveyi indirmezler, hatta çoğunlukla insanların böyle şeyleri yapmalarını engellemeye çalışırlar ve onlara evlerine dönmelerini söylerler.”[2]

Ama öte yandan lümpen-proletaryayı örgütlemek, fetişleştirmek, onun dikkat çekmesini sağlamak, hem teoride hem de pratikte görünmez kimi tuzaklara düşülmesine neden olur. Bu, en güzel şekilde Eldridge Cleaver’ın KPP içindeki köküne kadar lümpen bir aşırı-sol çizgiyi somutlaştırmasında görülür. Tabii ki bugün Marksist-Leninist-Maoist bir parti, kadınları sürekli seks objesi ve çocuk makinesi olarak gören, tecavüzcü ve mağrur, pişmanlık nedir bilmeyen birisini kabul etmezdi. Fakat o zamanlar 1960’ların sonuydu ve KPP’nin hedefi, Huey Newton’ın “sokaktaki kardeşler” dediği kitleye erişmek, onları disipline etmek ve örgütlemekti. Cleaver o aşırı maçoluğuyla, o dönemdeki erkek ağırlıklı, ataerkil Yeni Afrika sokak kültürünün siyasi çizgisinin mükemmel bir temsilcisiydi.

Cleaver, partiye bir yazar olarak prestiji ve ileride partinin propaganda ve bağış kampanyalarında kullanabileceği, radikal sömürgeci New Left çevresiyle olan ilişkileri dolayısıyla alınmıştı.

Cleaver, Lin Piao ile karşılaştırılabilir. Lin Piao, kendisini “yükseklerde uçan ilahi bir at” olarak görüyordu. Daha sonra aşırı-solculuktan aşırı-sağcılığa savruldu. Cleaver meselesinde ise kendisi, ülke çapında kendi şahsi hizbi ve bağlantıları için uğraştı. 1970’lerde ABD’de silahlı mücadele sürdürmeye kadar giden pek çok Yeni Afrikalı şahıs ve grup, tarihlerinin izini KPP’deki Cleaver kanadına kadar sürebilir.

Cleaver, Oakland’daki merkez tarafından öncülük edilen ve başlatılan Ufuktaki Devrim İçin Hayatta Kalma ismini taşıyan programları ekonomist ve yumuşak olarak eleştiriyordu. Cleaver, mücadelenin öncü üslerini yaratan bu türden eylemleri zaman kaybı olarak gören ve hemen silaha sarılarak polisleri ve devletin diğer unsurlarını indirmenin zamanı olduğunu söyleyen bir konumdaydı.

Cleaver’ın hizbi, Hilliard Biraderler’in, Elaine Brown’ın, Bobby Seale’ın ve diğerlerinin elindeki liderliği sağcı olarak görüyordu ve onları tasfiye ederek partide “hemen şimdi silahlı mücadele” çizgisini zorla hâkim kılmak istiyordu.

Ama parti, zaten silahlı mücadele içindeydi. Hatırlayın; Parti ilk itibarını Oakland’da polislere karşı gerçekleştirdiği silahlı devriyelerle ve Sacramento’daki Kaliforniya Eyalet Meclisi’ndeki silahlı gösteriyle kazanmıştı. Panterlerle polisler arasında sık sık silahlı çatışmalar oluyordu. Bunlardan en kayda değer olanı, Los Angeles’ta, özel birim (SWAT) tarafından özellikle KPP’ye ve kadrolarına karşı geliştirilen taktiğin ilk olarak sergilenmesiydi. New York’ta, Oakland’da, Los Angeles’ta ya da New Orleans’ta; tüm KPP şubelerinde kadrolar Panter evlerini tahkim ediyor, silah ve mühimmat stokları biriktiriyor, aynı zamanda askerî eğitime girişiyorlardı. Madalyalı Vietnam Gazisi Geronimo Pratt bu işte liderliği üstlenmişti. Birçok Panter, partiye Vietnam’dan geldikleri gibi alınmıştı. Partinin tüm varlığı silah etrafında, silahın sergilenmesi ve kullanımı etrafında dönüyordu. Parti literatüründeki her sayfada silahlar ve silahlı Parti üyeleri vardı. Fred Hampton, Bobby Hutton, John Huggins, Bunchy Carter ve sayısız diğer üyeler, ya polis tarafından ya da polisle bağlantısı olan rakip örgütler tarafından öldürülmüşlerdi.

Esasında Cleaver’ın aşırı sert silahlı mücadele çizgisi, ateşe benzin dökmekti. Huey Newton, doğru bir şekilde, devletin baskıcı aygıtının ve iktidarının Panterleri hedef aldığının farkına varmıştı. Partiyi kendilerinin, kendi çıkarlarının temsilcisi olarak gören kitleler ise, Cleaver’ın istediği gibi bir geniş çapta silahlı mücadele yürütme konumunda olmadığı için böyle bir hamleden zararlı çıkardı. Newton 1971’de şöyle yazıyordu:

‘’Bir devrimin doğru ele alınışı, halka ‘ya o ya o’ ültimatomu vermek değildir. Aksine, halkın desteğini, onların ihtiyaçlarını gidererek kazanmalıyız. Daha sonra polis ya da zulmün bir kurumu programı yok etmeye kalktığında, halk daha yüksek bir bilinç ve eylem seviyesine ulaşacaktır. Sonrasında ise örgütlü yapı, halkı birçok şekilde bununla başa çıkmaya hazırlandıkları bir noktaya yönlendirebilir. 1966 yılında halk bizimle olumlu ilişki kurduğunda yürüttüğümüz strateji buydu. Bu sebeple Kara Panter Partisi, Eldridge Cleaver ile bir çelişkiye düştü ve Cleaver Parti’den ayrıldı, çünkü biz herkesi sokağa döküp bir devrim yapma niyetinde değildik. Halk şu an o noktada değil. Bu çelişki ve çatışma bazılarına talihsiz bir olay olarak görünebilir, fakat bu, diyalektik sürecin bir parçasıdır. Bu çelişkinin sonucu, bizi yanlış analizlerden ve yanlış vurgulardan kurtardı. Artık halkın ihtiyaçlarını pek çok şekilde destekleyecek, halkın gerçek sesi olacak bir topluluk yapısını inşa etmeye doğru ilerleme noktasında elimizi kolumuzu bağlayan hiçbir şey yok”[3]

Esasında Huey, hapisten çıktıktan sonra daha fazla Parti üyesinin ölümünü ve içeri atılmasını durdurmak için Eldridge Cleaver ve onun hizbi tarafından tezgâhlanan aşırı-sol çizgiye müdahale etti, bu çizgiyi doğru yola sokmaya çalıştı ve Oakland merkezli Parti liderliğini yeniden ele geçirdi. Egomanyak Eldridge Cleaver ise partiyi böldü. Daha sonra aşırı sağcılığa savruldu, Cumhuriyetçi ve Mormon oldu, 1960’lı ve 70’li yıllarda savunduğu her şeyden vazgeçti.

Pek kim haklıydı? Yeni Afrika halkı silahlı mücadele yürütmeye hazır olmadığı için Huey Newton haklıydı. Cleaver’ın verdiği reçete, gerici intihardı. Cleaver’ın istediği şey, savaşmaktan başka işi olmayanlardan müteşekkil gizli bir örgüttü, halkın günlük maddi ihtiyaçlarının ise canı cehennemeydi.

“Öncünün rolü, eğitim programlarıyla ve diğer aktivitelerle kitlelerin bilincini yükseltmektir. […] Öncü parti, başlarda asla yeraltında faal olamaz. Bu durum, onun etkileme imkânlarını daraltacak, eğitim ile ilgili hedefleri bağlamında elini kolunu bağlayacaktır. Halk sizi bilmiyor ve size saygı duymuyorsa, ona bir şey öğretemezsiniz. […] Kendisine “devrimciyim” diyen birçok insan, şu hatalı görüş üzerinden faaliyet yürütmektedir: öncü parti, gizli bir teşkilât olmalı ve bu teşkilât iktidar tarafından hiç bilinmemeli, kitleler, ara sıra geceleri evlerine getirilip bırakılan mektuplar dışında, ondan haberdar olmamalıdırlar. Yeraltında faal olan partilerin yeraltında gerçekleştirilecek bir mitingi ilân edecek bildiriler dağıtması pek mümkün değildir.”[4]

Bu, zamanlarının çoğunu aşırı-süper-gizli öncüleri donatmak için harcayan ve kendi şehirlerinde ve internette, çoğunlukla kendilerinin tutuklanmasına yarayan aptalca ve maceracı eylemlerle bir avuç solcu tarafından bilinmek isteyen devrimcilere güzel bir ihtardır. Böyle kişiler, en yoksul, en düşkün kitlelerin günlük hayatlarından firar etmiş kaçkınlardır, polisin fazla mesai yapmasından başka bir şeye yaramazlar.

Yasal ve yasadışı çalışma elbette yürütülmelidir. Fakat sadece bir tanesi üzerine yoğunlaşmak, bir diğerini ihmal etmek demektir. Bu tür bir yaklaşım, kitle tabanı oluşturma çabalarını yarım yamalak yürütecektir. Sonuçta da parti, kitlelerden, dayanışma amaçlı ittifaklardan ve kapsamı daha geniş olan mücadeleden kopacaktır.

Huey Newton ve partinin Oakland kanadı, Çocuklar İçin Kahvaltı, Ücretsiz Ayakkabı ve Kıyafet gibi çeşitli programları hayata geçirirken doğru bir iş yapıyordu. Bu işler kendi şahsi rızaları ya da devrimci bir soyluluk/lütuf olarak gerçekleştirilmemişti. Devrimciler, Mao’nun kitlelerin durumuyla alakadar olmamız ve çalışma yöntemlerine dikkat etmemiz yönündeki ilgili öğretisine kulak vermeliydi.

“Kongreye ciddiyetle şunu öneririm ki, toprak ve emekten yakıt, pirinç, yemeklik yağ ve tuz gibi sorunlara dek birçok konuda kitlelerin esenliğine yoğunlaşmalıyız. Kadınlar saban ve tırmık kullanmayı öğrenmek istiyor. Onlara bunu öğretecek kimi bulabiliriz? Çocuklar okula gitmek istiyor. İlkokul yaptık mı? Şuradaki ahşap köprü çok dar, insanlar geçerken düşebilir. Tamir etmeyecek miyiz? Birçok kişi çıbandan ve diğer hastalıklardan muzdarip. Biz bu konuda ne yapıyoruz? Kitlelerin durumunu ilgilendiren her şey gündemimizde olmalıdır. Bunları tartışmalıyız, karar vermeli, kararı uygulamalı ve sonucunu gözden geçirmeliyiz. Kitleleri, sovyetlerin onların çıkarlarını temsil ettiğini, hayatımızın tümüyle onların hayatlarına bağlı olduğunu anlamalarını sağlamalıyız. Buradan hareketle onların sovyetleri desteklemelerine, onların önüne koyduğu yüce görevleri anlamalarına, devrimci hareketi ülke geneline yayıp devrimci savaşın görevlerini üstlenmelerine, böylelikle sovyetlerin politik çağrılarına cevap vermelerine ve zafere dek mücadele etmelerine yardımcı olmalıyız. Örneğin artık Changkang’daki kitleler şunu söylüyorlar: “Sovyetler, Kızıl Ordu ve Komünist Parti çok iyi! Her şeyi bizim adımıza düşünüyorlar.”[5]

Eğer sen ve örgütün, halkın günlük ihtiyaçlarını karşılayamıyorsanız, ev sahiplerine, patronlara ve diğer sömürücülere karşı halka rehberlik edemiyorsanız, genel anlamda onu umursadığını göstermiyorsanız, o da kalkıp eline silah almaz, o silahı da sağa sola ateş etmez. Buradaki değerlendirmede güven ve devrimci bir topluluk yaratma meselesine idealist bir açıdan yaklaşılmaktadır.

Huey bunun farkına vardı, onun liderliğindeki parti kanadı, Cleaver çizgisinin etkisine girip kendilerini objektif olarak toplumdan yabancılaştıran maceracı çizgileri düzeltti ve özeleştirisini verdi.

Yine de bazı hatalar yapıldı. Huey bir fahişenin ölümünden sorumlu tutulup Küba’ya kaçtığında Elaine Brown’ın liderliğine giren Oakland kanadı, Kaliforniya Demokratik Partisi’nin bir uzantısı hâline geldi. Brown, Oakland’daki KPP’de tam olarak sağcı çizgi diyebileceğimiz bir çizgiyi uyguladı. KPP’yi Demokrat Parti adayları için seferber etti ve ekonomizm çukuruna yuvarlandı.

Ekonomizmden, ücretlerdeki artışın ve burjuva siyasetçilerin bahşettiği “kazanımlar”ın devrimci mücadele olarak tasvir edilmesini kastediyorum. Kazanımlar, halkın militan örgütü tarafından elde edilmeli, arka odalarda oy pazarlıklarında değil, görevi siyasi iktidarı alarak burjuvaziyi ezmek olan öncünün amacına ters olarak Parti’nin nüfuzunu kullanıp konum alarak değil.

Brown’ın çizgisi sağa kayan bir çizgiydi, çünkü bu çizgi, Körfez Bölgesi’ndeki kitleler için birtakım temel kazanımlar elde etmişse de bu kazanımlar esasen burjuva seçimlerine katılım karşılığında sağlanmıştı. Devrimcilerin burjuvazi taviz versin diye yaltaklanmasına gerek yok, biz bunları ellerimizle koparıp alırız.

Ayrıca Brown’ın liderliğinde hareket eden Oakland kanadı, sahip olduğu mühimmatı San Francisco Körfezi’ne döktü. Bu da sağcı bir eylemdi. Devrimciler hiçbir zaman silahlarını bırakmaz.

1980’lerin başında varlığı son bulan Kara Panter Partisi’nin kendisi bir kabuktu, o son günlerinde altmışlarda bir olduğu kitlelerin ya da George Jackson ve Fred Hampton gibi şehitlerinin tanıyamayacağı bir hâldeydi.

Peki başka ne yapılabilirdi? Bugünlerde aşırı-solculuktan çok korkup sağa kaymanın ve kendimizi burjuva siyasetinin sınırları içinde bulmanın tehlikeli bir şey olduğunu görüyoruz. Sağcılık, ABD’de ve diğer emperyalist ülkelerde hâlen daha baş tehlike olarak duruyor karşımızda, çünkü dünyanın emeğinin meyvesi büyük ölçüde burada bulunuyor, burada herkes tüm bunları biz yaptık deyip dökülen kırıntıları kabul ederek işin kolayına kaçıyor.

Halka hizmet/ufuktaki devrim için hayatta kalma programları, ancak mücadelenin sınavından geçmiş, hakkındaki hükmü o mücadelenin verdiği gerçek komünistler tarafından yönlendirilirse ve sapmacılığın, oportünizmin tehlikelerine karşı uyanık tutmak için düzenli siyasi eğitim tertiplenirse yararlıdır.

Demokrat Partililer ve tüm burjuva siyaseti, adi birer zehir olarak görülmelidir. Bunu söyleyen çizginin popüler hâle getirilmesi ve yayılması gerekmektedir. Kiracı örgütleri sınıf mücadelesinin bir aracı, silahı olarak görülmeli, sürekli olarak daha militan bir çehreye doğru bileylenmelidir. Silahlar hiçbir zaman bir nehre atılmamalı, ama aynı zamanda fetiş hâline getirilip onlara tapılmamalıdır. Ayrıca silahlar, özellikle de yoldaşlara karşı öyle olur olmaz yerde sallanmamalıdır.

Nihayetinde, demokratik merkeziyetçilik ve Parti programları her daim yukarıda tutulmalı, birey ise kendi istediği şeyi yapan “rock starları”nın yıldızının parlamasına mani olmak adına kolektife tabi olmalıdır. Çünkü birey genelde ayrışma ve şahsi itibar talep eder.

BRG
10 Ağustos 2019
Kaynak

Dipnotlar:
[1] Elaine Brown, A Taste of Power: A Black Woman’s Story, Anchor Books, 1992, s. 220-221.

[2] BRG, “A Word for the Lumpen”, 23 Ekim 2017, Medium.

[3] Huey P. Newton, To Die For the People: The Writings of Huey P. Newton, Vintage Books, 1972, s. 52-53. “On the Defection of Eldridge Cleaver from the Black Panther Party and the Defection of the Black Panther Party from the Black Community” 17 Nisan 1971.

[4] Huey P. Newton, a.g.e., s. 16.

[5] Mao’s Road to Power: Revolutionary Writings, 1912-1949, Yayına Hazırlayan: Stuart R. Schram, East Gate Book, 1997, Cilt 4, s. 718-719.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder